Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Magazin

Gezi Parkı olaylarına ilişkin ‘tanık’ sıfatıyla ifade veren Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu hakkında ‘yalan tanıklık’ suçundan yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede, 2 şüphelinin 4 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

Yayımlandı

üzerinde

Açıklama: Gezi Parkı olaylarına ilişkin tanık sıfatıyla ifade veren Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu hakkında yürütülen yalan tanıklık soruşturmasının detayları, iddianamedeki cezai talep ve hukuki değerlendirme bu makalede yer alıyor.


Giriş: Gezi Parkı ve Olayların Arka Planı

2013 yılında Türkiye genelinde büyük yankı uyandıran Gezi Parkı protestoları, toplumsal hareketin simgesi haline gelmişti. Olayların ardından yaşanan gelişmeler ve ifade süreçleri, yıllar sonra da gündemi hareket ettirmeye devam ediyor. Bu bağlamda, olaylarla ilgili tanık sıfatıyla ifade veren Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu hakkında yürütülen yalan tanıklık soruşturması tamamlandı. Hazırlanan iddianamede, iki şüpheliye 4 yıla kadar hapis cezası verilmesi talep edildi.


Yalan Tanıklık Suçu ve Hukuki Çerçeve

Yalan Tanıklığın Tanımı ve Önemi

Yalan tanıklık, bir mahkeme veya resmi soruşturma sırasında yanlış beyan verilmesi suretiyle adaletin sağlanmasını engelleyen ciddi bir suçtur. Türk Ceza Kanunu’na göre, yalan beyanda bulunmak hem suçun niteliğini hem de toplum düzenini zedeleyici etkileri nedeniyle ağır cezalara tabidir. Bu durum, hukukun üstünlüğü ve adaletin sağlanması açısından büyük önem taşımaktadır.

İddianamedeki Detaylar

İddianamede, Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu’nun tanık sıfatıyla ifade vermeleri sırasında gerçek dışı beyanlarda bulundukları ileri sürülüyor. Soruşturma kapsamında elde edilen deliller ışığında, hazırlanan dosyada iki şüpheli için 4 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Bu gelişme, ifade özgürlüğü ve sorumluluk bilinci açısından da önemli tartışmaları beraberinde getiriyor.


Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu’nun İfadeleri ve Soruşturma Süreci

İfade Sürecinde Gözlenen Nüanslar

Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu, olaylara ilişkin tanık olarak verdikleri ifadelerde yer alan bazı detayların gerçeği yansıtmadığı iddialarıyla karşı karşıya kaldı. Soruşturma, ifadelerin tutarsızlıkları ve delillerle uyuşmayan kısımları üzerine yoğunlaştı. Bu durum, yargı sürecinde adil bir sonucun elde edilmesi için titiz bir değerlendirme gerektirdi.

Soruşturmanın Kapanış Süreci

Uzun süren soruşturmanın ardından, ilgili savcılık dosyayı tamamlayarak nihai değerlendirmesini sundu. İddianamede, iki şüphelinin yalan tanıklık suçundan cezalandırılması yönünde somut delillere dayalı olarak 4 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Bu gelişme, Gezi Parkı olaylarının hukuki boyutuna dair yeni bir perspektif oluşturdu.


İddianamede Talep Edilen Cezalar ve Olası Sonuçlar

Ceza Talebinin Detayları

Hazırlanan iddianamede, her iki şüpheli için 4 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Bu ceza talebi, yalan tanıklık suçunun toplumsal ve hukuki etkileri göz önünde bulundurularak, suçun ağırlığının altını çiziyor. Uzmanlar, bu tür davaların adalet sistemindeki titizlik ve güvenilirlik açısından örnek teşkil edebileceğini belirtiyor.

Hukuki Değerlendirme ve Beklenen Yargı Sonuçları

Yargı sürecinin ilerleyen aşamalarında, dosyanın detaylı incelenmesinin ardından mahkemenin vereceği karar merakla bekleniyor. İddianamenin ortaya koyduğu delillerin ve ifadelerin değerlendirilmesi, nihai sonucun belirlenmesinde belirleyici olacaktır. Hukuk camiası, benzer durumların tekrarlanmaması adına titiz bir yargılama sürecinin önemine dikkat çekiyor.


Sosyal Medyada ve Kamuoyunda Tepkiler

Kamuoyunun ve Uzmanların Görüşleri

Soruşturma, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Gezi Parkı olaylarının simgesi haline gelen protestoların ardından yaşanan gelişmeler, kamuoyunda adalet ve ifade özgürlüğü konularında tartışmaları alevlendirdi. Uzmanlar, yalan tanıklık gibi suçlamaların ancak objektif ve titiz bir yargılama süreciyle netleşebileceğini ifade ediyor.

İfade Özgürlüğü Tartışması

Öte yandan, bazı kesimler ise tanık ifadelerinin önemine vurgu yaparak, yargı sürecinde ifade özgürlüğü ve kişisel sorumluluk arasında denge kurulması gerektiğini savunuyor. Bu durum, hem hukuk dünyasında hem de kamuoyunda geniş çaplı tartışmalara yol açtı.


Sonuç ve Gelecek Süreç

Gezi Parkı olayları, yıllar sonra da gündemi hareket ettirirken, yalan tanıklık suçlaması gibi davaların sonuçları toplumsal hafıza ve adalet duygusu açısından büyük önem taşıyor. Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu’na yönelik iddianamenin sonuçlanması, ilgili taraflar ve kamuoyu tarafından yakından takip edilecek. Nihai kararın, hukukun üstünlüğü ve adalet ilkeleri doğrultusunda verilmesi bekleniyor.

Bu süreç, Türkiye’de benzer davaların gelecekte nasıl ele alınacağına dair önemli bir örnek teşkil edebilir. Hukuki süreçlerin şeffaf ve titiz yürütülmesi, toplumsal güvenin tesis edilmesi açısından büyük önem arz ediyor.

Magazin

Şevval Şahin’in bindiği araçtaki “Resmi Hizmete Mahsustur” kartı sahte çıktı — Sürücüye para cezası, “Resmi Belgede Sahtecilik” soruşturması başlatıldı

Yayımlandı

üzerinde

İSTANBUL BEŞİKTAŞ’TA, TİCARET BAKANLIĞINA AİT “RESMİ HİZMETE MAHSUSTUR” KARTI İLE TRAFİĞE ÇIKAN VE MANKEN ŞEVVAL ŞAHİN’E TAHSİS EDİLEN ARACIN SÜRÜCÜSÜNE PARA CEZASI KESİLDİ. ARAÇ SAHİBİ HAKKINDA ‘RESMİ BELGEDE SAHTECİLİKTEN’ ADLİ İŞLEM BAŞLATILDI. (İHA/İSTANBUL-İHA)

İSTANBUL BEŞİKTAŞ’TA, TİCARET BAKANLIĞINA AİT “RESMİ HİZMETE MAHSUSTUR” KARTI İLE TRAFİĞE ÇIKAN VE MANKEN ŞEVVAL ŞAHİN’E TAHSİS EDİLEN ARACIN SÜRÜCÜSÜNE PARA CEZASI KESİLDİ. ARAÇ SAHİBİ HAKKINDA ‘RESMİ BELGEDE SAHTECİLİKTEN’ ADLİ İŞLEM BAŞLATILDI. (İHA/İSTANBUL-İHA)

Yayın Tarihi: 09 Eylül 2025
Yayın Saati: 20:27 (TSİ)
Okuma Süresi: 2 dakika

İstanbul Beşiktaş’ta bir mekândan çıktıktan sonra Şevval Şahin’in bindiği otomobilin ön camında tespit edilen “Resmi Hizmete Mahsustur” yazılı kartın sahte olduğu belirlendi. Araç sürücüsüne idari para cezası uygulanırken, sürücü hakkında “Resmi Belgede Sahtecilik” suçundan adli işlem başlatıldı.


Olayın gelişimi

Dün gece çekilen görüntülerde model Şevval Şahin’in bir arkadaşının tahsis ettiği şoförlü araçla otelden ayrıldığı ve aracın ön camında Ticaret Bakanlığı düzenlemelerine benzer bir kartın bulunduğu görüldü. Sosyal medyada kısa sürede yayılan görüntüler üzerine İstanbul Emniyeti ve ilgili bakanlık ekipleri devreye girdi. Yapılan incelemede, söz konusu kartın gerçek olmadığı ve hukuka aykırı şekilde kullanıldığı tespit edildi


Hukuki süreç ve uygulanan cezalar

Olayla ilgili olarak aracın şoförü M.A. hakkında karakolda ifadesi alınmasının ardından “resmi belgede sahtecilik” suçlamasıyla adli işlem başlatıldı. Ayrıca sürücüye idari para cezası kesildi; araç sahibi olduğu bildirilen iş insanı Burak A. hakkında da soruşturma devam ediyor.


Ticaret Bakanlığı açıklaması

Ticaret Bakanlığı, yapılacak soruşturma kapsamında aracın bakanlığa ait olmadığını; kartın yasa dışı olarak kullanıldığını belirterek hukuki süreç başlatıldığını açıkladı. Bakanlık adına yapılan uyarıda, resmi ibarelerin yetkisiz kullanımı ve belgede sahteciliğin hem idari hem de adli yaptırımları olduğuna dikkat çekildi.


Uzman yorumu ve toplumsal tartışma

Sosyal medyada olay kısa sürede geniş yankı buldu; kullanıcılar resmi kurum isimlerinin ve ibarelerinin izinsiz kullanılmasının yarattığı güven sorunlarına dikkat çekti. Hukuk uzmanları, “resmi belge/ibare kullanımı” tespit edildiğinde hem idari yaptırım hem de ceza soruşturmasının klasik sonuçlar arasında olduğunu hatırlatıyor. (Kaynaklardan aktarılan bilgiler ışığında derlenmiştir.)


Son durum

Soruşturma sürüyor; yetkililer delillerin toplanması ve olayın tüm yönleriyle aydınlatılması için çalışmalarını sürdürüyor. Gelişmeler yaşanır yaşanmaz güncelleme yapılacaktır.

Okumaya Devam Et

Magazin

Manifest müzik grubuna soruşturma: Adli kontrol kararı

Yayımlandı

üzerinde

Manifest müzik grubuna soruşturma

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Manifest Grubu hakkında soruşturma kapsamında, grup üyeleri dahil 7 kişi çıkarıldıkları nöbetçi hakimlikçe adli kontrol tedbiri uygulanması şartıyla serbest bırakıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, Şişli Küçükçiftlik Park konser alanında 6 Eylül 2025’de Manifest isimli müzik grubu tarafından verilen halka açık konser sırasında, şarkı söyleyen grup üyeleri ile sahnede dans ve gösteri yapan şahıslar hakkında ‘hayasızca hareketler’ ve ‘teşhircilik’ suçlarından soruşturma başlatılmıştı.

Edep, iffet, ar ve haya duyguları ile edep törelerine saldırı niteliği taşıdığı, çocukların ve gençlerin bu duygularına zarar verip olumsuz etkileyici eylem ve hareketlerde bulundukları iddiasıyla şüpheli 6 grup üyesi ile konsere katılıp bir bölümünde sahneye çıkan 1 şüpheli olmak üzere toplamda 7 şüpheli adliyeye getirildi. ADLİ KONTROL ŞARTIYLA SERBEST BIRAKILDILAR Şüpheliler Savcılıkta verdikleri ifadenin ardından çıkarıldıkları nöbetçi hakimlikçe ‘yurt dışına çıkış yasağı’ ve ‘imza atmak’ şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanması şartıyla serbest bırakıldılar.

Okumaya Devam Et

Magazin

Başka Bir Sen filmi oyuncuları ve konusu

Yayımlandı

üzerinde

Başka Bir Sen filmi oyuncuları ve konusu (Başka Bir Sen filmi oyuncu kadrosu)

Romantik komedi türündeki Başka Bir Sen filmi beyaz perde ardından televizyon izleyicileriyle buluyor. Başka Bir Sen, hayat yolunda bir türlü şansını bulamayan Mümtaz ile bir kazanın ardından her gün başka bir bedende uyanan Derya’nın iç içe geçmiş öyküsünü anlatıyor.

Ömer Faruk Sorak imzasını taşıyan romantik komedi-dram türündeki Başka Bir Sen, izleyiciyi fantastik bir aşk yolculuğuna davet ediyor. Başrolde Giray Altınok’un canlandırdığı Mümtaz, hayatı boyunca başarısızlıklarla baş etmeye çalışırken, beklenmedik bir kazanın ardından her gün farklı bir bedende uyanmaya başlar.
Aynı döngüyü yaşayan Derya ile yolları kesiştiğinde, aşk, aile ve varoluş üzerine benzersiz bir serüven başlar.
Yönetmenliğini Ömer Faruk Sorak’ın üstlendiği, senaryosunu Giray Altınok ve Kerem Özdoğan’ın kaleme aldığı, oyuncu kadrosunda ise Giray Altınok, Ezgi Mola, Kerem Özdoğan, Şükran Ovalı, Nevra Serezli, Hüseyin Avni Danyal, Deniz Cengiz, Ömer Faruk Çavuş, Cihat Tamer, Nergis Çorakçı, Mine Teber ve Osman Alkaş’ın yer aldığı “Başka Bir Sen” filmi 2025 yılında vizyona girmişti.
Film 2024 yazında, İstanbul’un çeşitli semtlerinde çekildi.Mekan seçiminde nostaljik ve modern dokuların bir arada kullanılması, şehir hayatının karmaşıklığını yansıtacak şekilde titizlikle oluşturuldu. Görsellik ön plandaydı.
Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar