Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Son Dakika

Yunus Emre Enstitüsü’nde Yolsuzluk Skandalı: Zimmete Geçirilen Paralar Etkin Pişmanlıkla Geri Ödendi

Yayımlandı

üzerinde

Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye’nin dilini, kültürünü ve tarihini dünya genelinde tanıtmak amacıyla 2007 yılında kurulan bir kamu kuruluşu olarak uzun süredir Türk kültürel diplomasisinin önemli bir temsilcisi konumundadır. Ancak son yıllarda, kurumun adı büyük bir yolsuzluk skandalıyla anılmaya başladı. Sahte faturalar ve paravan şirketler aracılığıyla milyonlarca liranın zimmete geçirildiği bu skandal, etkin pişmanlık kapsamında yapılan anlaşmalarla geri ödenen paralarla sonuçlandı. Bu makalede, Yunus Emre Enstitüsü’ndeki yolsuzluk skandalının detaylarını, olaya karışan kişileri, etkin pişmanlık sürecini ve skandalın Türkiye için geniş kapsamlı etkilerini   ele alacağız.

Yolsuzluk Skandalı: Paralar Nasıl Zimmete Geçirildi?

Yunus Emre Enstitüsü’nde ortaya çıkan yolsuzluk skandalı, kurumun bütçesinden milyonlarca liranın çalındığı bir zimmet planını içeriyor. İddialara göre, bu plan sahte faturalar kullanılarak hayata geçirildi. Hiçbir hizmetin sunulmadığına dair belgeler düzenlenerek, bu faturalar üzerinden yüklü miktarda paralar paravan şirketlere aktarıldı. Bu şirketler ise zimmete geçirilen paraları aklamak için kullanıldı. Skandalın büyüklüğü, bazı kaynaklara göre 400 milyon TL’ye ulaşan kayıplarla ifade ediliyor.
Skandal, kurum içinden gelen ihbarlarla gün yüzüne çıktı. İhbarcıların sunduğu deliller, Türk makamlarını harekete geçirerek geniş kapsamlı bir soruşturma başlatılmasına neden oldu. Soruşturma sonucunda, Yunus Emre Enstitüsü’nün üst düzey yöneticileri ve dışarıdan iş insanları ile muhasebecilerden oluşan bir ağın bu yolsuzlukta yer aldığı ortaya çıktı. Eski başkan Şeref Ateş, skandalın merkezindeki isimlerden biri olarak dikkat çekiyor.

Skandaldaki Ana Aktörler ve Rolleri

Yolsuzluk skandalında adı geçen bazı kilit isimler ve rolleri şu şekilde:
  • Şeref Ateş: 2016-2024 yılları arasında Yunus Emre Enstitüsü’nün başkanlığını yapan Ateş, zimmet planının baş aktörlerinden biri olarak suçlanıyor. Soruşturma kamuoyuna yansımadan kısa bir süre önce Almanya’ya kaçtığı belirtilen Ateş, suçlamaları reddederek Almanya’da tıbbi tedavi gördüğünü iddia ediyor.
  • M.D., M.Ç. ve S.Y.: Kurumun Özel Kalem, Destek Hizmetleri ve Strateji Geliştirme gibi birimlerinin eski yöneticileri olan bu kişiler, sahte faturaları onaylayarak paraların paravan şirketlere transferini kolaylaştırmakla suçlanıyor.
  • İş İnsanları ve Şirket Sahipleri: Skandalda, paravan şirketlerin sahipleri ve bu şirketleri kurarak sahte fatura düzenleyen iş insanları da yer alıyor. Bu kişiler, zimmete geçirilen paraların aklanmasında önemli bir rol oynadı.
Ayrıca, skandalın politik bağlantıları da dikkat çekiyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Göktaş’ın eşi ile MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın oğlu, skandal patlak vermeden önce kurumdaki başkan yardımcılığı görevlerinden istifa etti. Her ne kadar doğrudan suçlamalarla karşılaşmasalar da, bu istifalar skandalın boyutları hakkında spekülasyonlara yol açtı.

Etkin Pişmanlık ve Paraların Geri Ödenmesi

Soruşturma ilerledikçe, skandala karışan bazı kişiler cezalarını hafifletmek için etkin pişmanlık hükümlerinden faydalandı. Türk Ceza Kanunu’nda yer alan etkin pişmanlık, suçluların iş birliği yaparak suçun açığa çıkmasına katkıda bulunmaları ve zararı gidermeleri durumunda cezai indirim almasını sağlayan bir mekanizmadır. Bu kapsamda, yolsuzlukta yer alan bazı kişiler, zimmete geçirilen paraları Yunus Emre Enstitüsü’ne geri ödemeyi kabul etti. Geri ödenen miktarın tam rakamı kamuoyuyla paylaşılmasa da, önemli bir kısmının kuruma iade edildiği doğrulandı.
Bu anlaşma, hem olumlu hem de tartışmalı sonuçlar doğurdu. Olumlu tarafı, kamu kaynaklarının bir kısmının geri kazanılması oldu. Ancak eleştirmenler, etkin pişmanlığın suçluların daha ağır cezalardan kaçmasına olanak tanıdığını ve adaletin tam olarak sağlanmadığını savunuyor. Geri ödenen paralar, skandalın kurum üzerindeki uzun vadeli etkilerini telafi etmek için yeterli olmayabilir.

Skandalın Geniş Kapsamlı Etkileri

Yunus Emre Enstitüsü yolsuzluk skandalı, sadece finansal bir suç olmanın ötesinde, Türkiye’nin kültürel diplomasisi ve kamu kurumlarına olan güveni üzerinde derin izler bıraktı. Skandalın öne çıkan etkileri şunlar:
  • Kurumlara Yönelik Denetim Artışı: Skandal, Yunus Emre Enstitüsü ve benzeri kültürel kuruluşların mali yönetiminde şeffaflık ve hesap verebilirlik taleplerini artırdı. Bir zamanlar Türkiye’nin gurur kaynağı olan bu kurum, artık yoğun bir denetim altında.
  • Siyasi Tartışmalar: Politik bağlantılı isimlerin skandala dolaylı da olsa dahil olması, yolsuzluğun siyasi koruma altında gerçekleşmiş olabileceği iddialarını gündeme getirdi.
  • Hukuki Süreç: Şu ana kadar sekiz kişi tutuklandı, ancak Şeref Ateş gibi bazı önemli şüpheliler hala yakalanamadı. Soruşturma, zimmete geçirilen paraların izini sürmek ve diğer suç ortaklarını tespit etmek için devam ediyor.
Skandal, Türkiye’nin kamu sektöründeki sistemik sorunları da gözler önüne serdi. Mali denetim mekanizmalarının yetersizliği, bu tür büyük çaplı yolsuzlukların önlenememesine yol açmış olabilir.

Sonuç: Türkiye İçin Bir Uyarı

Yunus Emre Enstitüsü’ndeki yolsuzluk skandalı, kamu kaynaklarının kötüye kullanımının ötesinde, Türkiye’nin küresel kültürel tanıtım çabalarına vurulmuş bir darbe olarak değerlendirilebilir. Etkin pişmanlık kapsamında zimmete geçirilen paraların geri ödenmesi, maddi kaybın bir kısmını telafi etse de, kurumun itibarına verilen zarar yıllarca sürebilir. Bu olay, şeffaf yönetim, güçlü denetim ve etik liderliğin kamu kaynaklarını koruma konusundaki kritik önemini bir kez daha ortaya koydu.

Son Dakika

Enver Aysever tutuklandı

Yayımlandı

üzerinde

Enver Aysever tutuklandı

FatihDoğanMedya / Haber Merkezi
Tarih: 11 Aralık 2025 — Saat: 14:50 (İstanbul)
Okuma süresi: 3 dk

Gazeteci-yazar Enver Aysever, YouTube kanalında yaptığı yayın sırasında sarf ettiği ifadeler gerekçesiyle polis tarafından gözaltına alındı; savcılık ifadesinin ardından Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen Aysever hakkında “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla tutuklama kararı verildi.

Enver Aysever, sosyal medya ve YouTube kanalında yayımladığı canlı yayında, tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun babası Hasan İmamoğlu’nun açıklamalarını eleştirdiği bölümün sosyal medyada hızlıca yayılmasının ardından sabaha karşı emniyet ekipleri tarafından gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Aysever, Küçükçekmece Adliyesi’ne sevk edildi.

Savcılık tarafından “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçlamasıyla hakkında tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen Aysever, çıkarıldığı hakimlikce tutuklanarak cezaevine gönderildi. Resmi işlemlere ilişkin bilgi ve karar metinleri henüz açık erişimli bir tebliğ olarak paylaşılmadı; adli süreç devam ediyor.

Hangi sözler soruşturma konusu oldu?

Aysever’in yayında, Hasan İmamoğlu’nun bir röportajındaki ifadeleri eleştirmesi bağlamında kullandığı “Sağcılık suçtur. Sağcı olduğunuz zaman ahlaksız olursunuz ya da ahlakınız ahlaksızlık olur” gibi ifadeler soruşturmanın merkezine yerleşti. Savcılık bu sözleri, TCK’daki “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçu kapsamında değerlendirdi.

Aysever’in avukatı, yayınların sosyal medyada kırpılarak servis edildiğini ve yayımdaki eleştirinin bütün bağlamıyla değerlendirildiğinde ifade özgürlüğü kapsamında kalacağını savundu; avukat, müvekkilinin tutuksuz yargılanması yönünde talepte bulunduklarını açıkladı.

Hukukçulara göre TCK 216 ve ilgili maddeler, kamuoyu önünde yapılan bazı ifadelerin “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” kapsamında soruşturulmasına yol açabiliyor; ancak soruşturma ve tutuklama kararlarının ölçülülük (orantılılık) ilkesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği görüşü hakim. Avukatlar, ifade özgürlüğü ile suç unsuru arasındaki sınırın davanın kilit tartışma alanı olacağını belirtiyor. (Bu değerlendirme genel hukuki çerçeveye dayanmaktadır.)

Bağlam — Aysever’in geçmişi

Enver Aysever, yazarlık ve televizyonculuk geçmişiyle bilinen bir isim; daha önce de sosyal medya paylaşımları nedeniyle soruşturma ve kısa süreli gözaltılarla gündeme gelmişti. Bu durum, medyada ve hukuk çevrelerinde “ifade özgürlüğü” tartışmalarını tekrar alevlendirdi.

Aysever hakkında verilen tutuklama kararıyla birlikte dosya, soruşturma evrakları ve deliller ışığında iddianame düzenlenmek üzere savcılığa dönecek. Davanın seyri, savunma beyanları ve delil değerlendirmelerine bağlı olarak şekillenecek; sonraki adımların kamuoyuna yansıtılmasını sağlayacağız.

Okumaya Devam Et

Son Dakika

Pendik’te yangın faciası. 3 çocuk can verdi, 1 çocuk yaralandı

Yayımlandı

üzerinde

Pendik’te yangın faciası. 3 çocuk can verdi, 1 çocuk yaralandı

İstanbul Pendik’teki bir evde henüz belirlenemeyen bir nedenle çıkan yangında 3 çocuk hayatını kaybetti, 1 çocuk ise ağır yaralandı.

Pendik Fevzi Çakmak Mahallesi’nde bulunan 2 katlı binanın girişindeki dairede sabaha karşı yangın çıktı.

 

Çevredekilerin ihbarıyla adrese itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Vatandaşların evden çıkardığı 4 çocuk, ambulanslarla hastaneye kaldırıldı.

ÜÇ ÇOCUK ÖLDÜ, BİR ÇOCUK AĞIR YARALI

 

 

 

Çocuklardan Özden Sepetçi (2 ), Cennet Çelikkol (9), Zülfikar Sepetçi (5) yaşamını yitirdi, Muhammet Ali Çelikkol (11) ise ağır yaralandı.

 

 

 

ANNELERİ KIZINI HASTANEYE GÖTÜRMÜŞTÜ

 

 

 

Yangın evde yetişkin biri olmadığı sırada çıktı.

 

 

 

Evin annesi Selvi Sepetçi’nin yangın başladığı sırada kızı E.N.S.’yi hastaneye götürdüğü öğrenildi.

 

 

 

Yangına ilişkin in celeme başlatıldı.

 

 

 

İtfaiye ekiplerinin müdahalesiyle alevler kontrol altına alınarak söndürüldü.

 

Hastaneye kaldırılan çocuklardan 3’sinin hayatını kaybettiği, 1’sinin sağlık durumunun ağır olduğunu öğrenildi. Öte yandan, çocukların annelerinin yangın sırasında evde olmadığı belirtildi.

Okumaya Devam Et

Son Dakika

Gazeteci Enver Aysever, İstanbul’da Gözaltına Alındı

Yayımlandı

üzerinde

Gazeteci Enver Aysever, İstanbul’da Gözaltına Alındı

Olay Tarihi: 11 Aralık 2025
 Okuma Süresi:2 dakika| saat: 03:30

Gazeteci ve yazar Enver Aysever, YouTube kanalında yaptığı bir yayında kullandığı sözler nedeniyle bu sabah erken saatlerde İstanbul’da gözaltına alındı. Aysever’in, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun babası Hasan İmamoğlu’nun açıklamalarına tepki olarak sarf ettiği ifadeler, soruşturmaya konu oldu.

Gözaltı Sürecinin Ayrıntıları

Olay, 11 Aralık 2025 günü sabaha karşı gerçekleşti. Polis ekipleri, Enver Aysever’i İstanbul’daki evinde gözaltına aldı. Gözaltı işlemi, Aysever’in daha önceki bir tarihte YouTube kanalında yaptığı canlı yayında kullandığı belirli ifadeler üzerine yürütülen soruşturma kapsamında gerçekleştirildi.

 Gözaltına Neden Olan İfadeler

Gözaltının nedeni, Aysever’in bir YouTube yayınında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun babası Hasan İmamoğlu ile ilgili söyledikleri oldu.

· Hasan İmamoğlu, Sözcü gazetesine verdiği bir röportajda, “Ülkemize komünizm gelmesin diye mücadele ettim” ifadesini kullanmıştı.
· Enver Aysever ise bu sözlere tepki gösterdiği yayınında, konuyu sağ-sol tartışmasına getirerek, “Sağcılık suçtur. Sağcı olduğunuz zaman ahlaksız olursunuz ya da ahlakınız ahlaksızlık olur” şeklinde konuşmuştu.
· Aysever, aynı yayında “O yüzden gelin sağcılarla mücadeleye siz de katılın” ifadelerini de kullandı.

 Aysever’den İlk Tepki: “Sözlerim Çarpıtıldı”

Sosyal medyadan konuyla ilgili ilk açıklamayı yapan Enver Aysever, sözlerinin bağlamından koparıldığını ve çarpıtıldığını öne sürdü. Bir sosyal medya paylaşımında, “Her zaman olduğu gibi sözlerimi çarpıtmışlar! Maalesef yayını izlemeden yine hedef göstermişler” dedi.

 Geçmişteki Bir Olayla Karıştırmayın

Arama sonuçlarında, Enver Aysever’in Aralık 2021’de Ankara Esenboğa Havalimanı’nda farklı bir davadan dolayı gözaltına alınıp serbest bırakıldığına dair bir haber bulunuyor. Bugün, 11 Aralık 2025’te yaşanan ve İstanbul’da gerçekleşen bu gözaltı olayının, 2021’deki olayla karıştırılmaması önem taşıyor.

 Son Durum: Enver Aysever’in gözaltı işlemlerinin ardından savcılık ifadesinin alınıp alınmadığı veya adliyeye sevk edilip edilmediğine dair en güncel bilgi henüz kamuoyuna yansımadı. Sürecin seyri, resmi makamlardan yapılacak açıklamalarla netlik kazanacak.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar