Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Teknoloji

Yenilenen Google Pixel 9a tanıtıldı: İşte fiyatı ve özellikleri

Yayımlandı

üzerinde

TASARIM VE EKRAN
  
Pixel 9a, A serisinin minimalist tasarım anlayışını sürdürerek sade ve zarif bir görünüm sunuyor. 6.3 inç Actua ekran teknolojisi ile donatılan cihaz, 2700 nit parlaklık ve 120 Hz adaptif yenileme hızı sunarak kullanıcı deneyimini bir üst seviyeye taşıyor. Bu özellikler, açık havada ve multimedya içeriklerinde görüntü kalitesini artırmak için seçilmiş.

PERFORMANS VE DEPOLAMA
  
Pixel 9a, ’ın geliştirdiği Tensor G4 işlemcisi ile güçlendirilmiş. Bu işlemci, 8 GB RAM ile destekleniyor ve cihazın akıcılığıyla çoklu görevleri sorunsuzca yerine getirmesine olanak tanıyor. Kullanıcılar için 128 GB ve 256 GB depolama seçenekleri sunuluyor; böylece geniş dosyalar veya uygulamalar için yeterli alan sağlanıyor. 

KAMERA ÖZELLİKLERİ
  
Cihazın kamera sistemi, Pixel serisinin öne çıkan noktalarından biri olmaya devam ediyor. Pixel 9a, 48 MP ana kamera ve 13 MP ultra geniş kamera ile donatılmış. Ayrıca, Pixel A serisinde ilk kez yer alan Macro Focus özelliği sayesinde kullanıcılar daha fazla detay yakalayabiliyor. Gece çekimleri için Night Sight ve yıldız fotoğrafçılığı için Astrophotography modları, fotoğrafçılık tutkunlarına hitap ediyor. 

BATARYA VE DAYANIKLILIK
  
Pixel 9a, tek bir şarjla 30 saatten fazla kullanım süresi sunuyor. Extreme Battery Saver modu aktif edildiğinde, bu süre 100 saate kadar uzatılabiliyor. Ayrıca cihaz, IP68 sertifikası ile suya ve toza karşı dayanıklılık sunarak zorlu koşullarda bile güvenle kullanılabiliyor. 

YAPAY ZEKA DESTEKLİ ARAÇLAR
  
Pixel 9a, Google’ın güçlü yapay zeka altyapısı ile donatılmış bir dizi yenilikçi özellik sunuyor. Özellikle Tensor G4 işlemcisinin özel AI çekirdekleri, bu araçların yüksek verimlilikle çalışmasını sağlıyor. 
 
Bu araçların en dikkat çekici olanı Magic Editor. Bu gelişmiş fotoğraf düzenleme aracı, Tensor G4’ün makine öğrenimi yetenekleri sayesinde, kullanıcıların fotoğraflarını otomatik olarak iyileştirebiliyor. Örneğin, arka plan nesnelerini çıkarma, ışık düzeltme veya renk tonlarını optimize etme gibi işlemleri saniyeler içinde gerçekleştirebiliyor. Derin öğrenme algoritmaları, her düzenlemenin doğal görünmesini sağlıyor. 
 
Google’ın doğal dil işleme modelleriyle desteklenen Canlı Transkript özelliği, Pixel 9a kullanıcılarına gerçek zamanlı metin transkripsiyonu sunacak.

Pixel 9a, arka plan gürültüsünü azaltmak için yapay zeka destekli ses işleme tekniklerini de kullanacak. Bu özellik, özellikle video görüşmeleri, sesli aramalar ve ses kayıtları sırasında kullanıcı deneyimini geliştirecek bir yenilik olarak öne çıkıyor. 
 
FİYAT VE ÇIKIŞ TARİHİ

Pixel 9a 128 GB 499 dolar, 256 GB ise 599 dolar fiyatla satılacak. Cihaz, Nisan ayında piyasaya sürülecek ve Peony, Iris, Porcelain ve Obsidian olmak üzere dört farklı renk seçeneğiyle kullanıcılara sunulacak. 

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Teknoloji

Evrenin en büyük canavarı bulundu: 36 milyar güneş gücünde kara delik!

Yayımlandı

üzerinde

Astronomlar, şimdiye kadar tespit edilen en büyük kara deliği keşfetti.

Dünya’dan yaklaşık 5 milyar ışık yılı uzaklıkta, şimdiye kadar kaydedilen en büyük galaksilerden birinde, göz alıcı bir bulunuyor.

Çarpık uzay-zaman dokusunu delmeyi başaran bir araştırma ekibi, bu kara deliğin Güneş benzeri 36 milyar yıldızın kütlesine eşdeğer bir kütleye sahip olduğunu hesapladı.

Araştırma ekibine liderlik eden İngiltere’deki Portsmouth Üniversitesi’nden Profesör Thomas Collett, “Bu şimdiye kadar keşfedilen en büyük 10 kara delikten biri ve muhtemelen en büyüğü” dedi.

10 BİN KAT DAHA AĞIR

Royal Astronomical Society’nin göre bu kozmik dev, evrende mümkün olan teorik üst sınıra yakın ve kendi Samanyolu galaksimizin merkezindeki kara delikten 10 bin kat daha ağır.

Bu kara delik, şimdiye kadar gözlemlenen en büyük galaksilerden biri olan Kozmik At Nalı’nda bulunuyor. Bu galaksi o kadar büyük ki, uzay-zamanı bozuyor ve arka plandaki bir galaksiden gelen ışığı dev bir at nalı şeklindeki Einstein halkasına dönüştürüyor.

“GERÇEK OLDUĞUNDAN EMİN OLABİLİRİZ”

Profesör Collett, “Kütleçekimsel merceklemeyi eklemek, ekibin “evrenin çok daha uzaklarına ulaşmasına yardımcı oldu” dedi.

Collet, şunları ekledi: “Kara deliğin etkisini iki şekilde tespit ettik; kara deliğin yanından geçen ışığın yolunu değiştiriyor ve ev sahibi galaksisinin iç bölgelerindeki yıldızların son derece hızlı hareket etmesine neden oluyor. Bu iki ölçümü birleştirerek, kara deliğin gerçek olduğundan tamamen emin olabiliriz.”

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Yaşlanmanın bulaşıcı olduğu keşfedildi

Yayımlandı

üzerinde

Güney Kore ve ABD’den araştırmacılar, yaşlanmanın yalnızca bireysel hücre süreçlerinden ibaret olmadığını, kan yoluyla vücutta yayılabilecek “bulaşıcı” bir mekanizma olabileceğini ortaya koydu.

Hakemli bilimsel dergi Metabolism’de yayınlanan çalışmada, insan hücreleri ve fareler üzerinde yapılan deneylerde, yaşlı bireylerden alınan HMGB1 adlı DNA düzenleyici proteinin genç hücrelere enjekte edilmesiyle, bu hücrelerin hızla yaşlanma belirtileri göstermeye başladığı bulundu.

YAŞLANMA SİNYALİ TAŞIYAN PROTEİN

Normalde hücre çekirdeğinde bulunan HMGB1, DNA’yı düzenleyen bir protein. Ancak hücre yaşlanmaya başladığında veya strese girdiğinde çekirdekten salınarak hücrenin bölünmeyi durdurduğu ve bozulmaya başladığı “senesens” sürecini tetikliyor.

Araştırma ekibine göre HMGB1’in iki formu var. İndirgenmiş (reduced) form, oksijen azlığında ortaya çıkıyor ve sağlıklı hücrelere bağlandığında onları da yaşlandırıyor. Oksitlenmiş (oxidized) form ise aynı etkiyi göstermiyor; hücreler normal şekilde bölünmeye devam ediyor.

Çalışmada, insan böbrek, akciğer, kas ve cilt hücreleri indirgenmiş HMGB1’e maruz bırakıldığında, bu hücreler hızla yaşlanma belirtileri (senesens) ve iltihap molekülleri salgılamaya başladı. Oksitlenmiş formda ise hücreler sağlıklı kaldı.

Fare deneylerinde de benzer sonuçlar elde edildi. Genç, sağlıklı farelere indirgenmiş HMGB1 enjekte edildiğinde, sadece bir hafta içinde erken yaşlanma belirtileri gözlendi.

YAŞLILARDA YÜKSEK SEVİYEDE

70-80 yaş aralığındaki yetişkinlerden alınan kan örneklerinde indirgenmiş HMGB1 seviyesinin, 40’lı yaşlardaki bireylere kıyasla çok daha yüksek olduğu belirlendi. Aynı durum yaşlı laboratuvar farelerinde de görüldü.

Kore Üniversitesi’nden araştırmacı Ok Hee Jeon, “Bu çalışma, yaşlanma sinyallerinin yalnızca bireysel hücrelerle sınırlı olmadığını, kan yoluyla sistem genelinde iletilebileceğini gösteriyor” dedi.

Bu bulgular, yaşlanmanın hücreden hücreye adeta “mikroskobik vampirler” gibi yayıldığını ortaya koyarken, ileride yaşlanmayı yavaşlatmaya yönelik tedaviler için de yeni bir hedef sunuyor.

Araştırmacılar, çalışmanın henüz erken aşamada olduğunu ancak yaşlanma mekanizmalarını anlamada kritik bir adım niteliği taşıdığını belirtiyor.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

“Uzaylı” olduğu iddia edilen gizemli ziyaretçide tuhaf bir özellik keşfedildi

Yayımlandı

üzerinde

Güneş Sistemi’nin iç bölgelerine yüksek hızla yaklaşan gizemli cisim 3I/ATLAS hakkındaki kanıtlar onun bir kuyrukluyıldız olduğunu gösterse de bir grup bilim insanı buna ikna olmuyor.

Harvard Üniversitesi’nden uzaylılara dair iddialarıyla ünlü astronom Avi Loeb, bu cismin dünya dışı bir uygarlık tarafından gönderilmiş olabileceği olasılığını gündeme getiriyor.

Loeb, geçen ay kaleme aldığı blog yazısında büyük ihtimalle 3I/ATLAS’ın doğal bir kuyrukluyıldız olduğunu kabul etmişti. Ancak Astronomy & Astrophysics dergisine gönderdiği yeni bir mektupta bu görüşünü sorguladı.

“KUYRUK YOK, SORUNLAR ÇOK”

Kuyrukluyıldızlar genellikle Güneş’e yaklaştıkça gaz ve tozdan oluşan parlak bir kuyruk geliştirir. Ancak uluslararası bir astronom ekibinin makalesine göre 3I/ATLAS, gözlem sürecinde artan toz aktivitesi ve kızarmaya başlayan renkler gösterse de görünür bir kuyruğa sahip değil.

Araştırmacılar, bunun muhtemelen gözlem açısına bağlı olduğunu veya toz üretiminin düşük seviyede kalmasından kaynaklandığını düşünüyor.

Bilim insanları, Güneş ışığı altındaki yıldızlararası maddeleri daha iyi anlamak için gözlemlerin devam etmesi çağrısında bulundu. Loeb de bu çağrıyı destekleyerek, “Ne kadar çok veri toplarsak, bilim insanlarının 3I/ATLAS’taki anormallikleri geleneksel düşünce halısının altına süpürmesi o kadar zorlaşır” dedi.

HUBBLE’DAN SIRADIŞI GÖZLEMLER

Loeb, NASA’nın Hubble Teleskobu’nun çektiği ilk görüntülerde cismin çekirdeğinin çok daha büyük bir toz bulutuyla çevrili olduğunu ve toz yayılımının Güneş’e doğru hareket yönünde olduğunu belirtti. Bu durum, tipik kuyrukluyıldızlarda görülen geriye doğru uzanan kuyruğun aksine farklı bir yapı sergiliyor.

Ayrıca Loeb ayrıca, cismin yörüngesinin Jüpiter, Mars ve Venüs’e olağandışı derecede yakın geçecek şekilde “ince ayarlanmış” göründüğünü, bunun doğal olarak gerçekleşme ihtimalinin son derece düşük olduğunu savunuyor.

Hesaplamalarına göre yaklaşık 20 kilometre çapındaki bu cisim, 10 bin yılda bir görülebilecek büyüklükte.

ALTI PUAN VERDİ

Loeb ve ekibi, gök cisimlerinin uzaylı teknolojisi olma olasılığını ölçmek için “Loeb Ölçeği” adını verdikleri bir sistem geliştirdi. Ölçek; yörünge anormallikleri, tayfsal özellikler, geometrik yapılar gibi gözlemlerden yola çıkarak 1’den (muhtemelen doğal) 10’a (kesin yapay) kadar puan veriyor.

Loeb, mevcut verilere dayanarak 3I/ATLAS’a 6 puan verdiğini, ancak bu değerlendirmenin yeni veriler geldikçe değişebileceğini söyledi.

Astronom ayrıca, bilimsel topluluğun, ne kadar sıra dışı olursa olsun, ilk temas ihtimalini tamamen göz ardı etmemesi gerektiğini vurguladı:

“Bilimsel yöntem, tüm olasılıkların sorulmasına ve verilerle doğrulanıp çürütülmesine dayanır. Kesin veriler toplanmadan, merak kaynaklı soruları bastırmak bilim karşıtıdır.”

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar