Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Yangın faciasında korkunç ayrıntı: İtfaiyeci baba veterinerden ağır uyku ilacı istemiş

Yayımlandı

üzerinde

‘ın Nazilli ilçesinde, mart ayında evinde çıkan yangında boşanma aşamasındaki eşi ile iki çocuğunun ölümüne ilişkin tutuklanan itfaiye eri ile adli kontrol şartıyla serbest bırakılan nişanlısının ifadeleri ortaya çıktı.

Nazilli Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında dün tutuklanan itfaiye eri Turgay Gezgin’in savcılıkta verdiği ifadede, eşiyle daha önce ayrılma kararı aldıklarını fakat ailelerin araya girmesiyle tekrar barıştıklarını ve ilişkilerinin yeniden bozulduğunu söyledi.

Kendisinin geceleri dışarıda alkol aldığını ve eve pek uğramadığını belirten Gezgin, olay gecesi kendisinin balkonda eşinin de salonda olduğunu anlattı.

“DOĞALGAZ KOKUSUNA BAKTIR” MESAJINI GÖRMEMEZLİKTEN GELMİŞ

Gezgin, “Balkonda olduğum esnada eşim Fatma bana saat 03:30 sıralarında doğal gaz kokusu olduğundan bahisle WhatsApp üzerinden mesaj attı. Bunun üzerine doğal gaz borularını ve hattını kontrol ettim, herhangi bir koku almadım. 10-15 gün önce tadilat yaptırdıydık ancak tekrar herhangi bir koku almadım. Ezan okunmadan önce diye hatırladığım bir zamanda eşim oruç tuttuğu için sahur hazırlamak üzere mutfağa geçti. Ben de üzerimi değiştirerek itfaiyeye gitmek için evden çıktım. Bu esnada kendisi mutfaktaydı.” ifadesini kullandı.

İtfaiyede bir süre durduktan sonra Uzun Çarşı’dan börek, evden de montunu almak için eve gittiğini aktaran Gezgin, “Bu esnada anahtar yanımdaydı. Apartmanın dış kapısının anahtarı ve iç daire kapısının anahtarı aynı anahtarlıkta takılıydı. Ben genelde dış kapıyı şifreyle açarım. O gün nasıl açtığımı hatırlamıyorum. Saat 07.00 sıralarında daire kapısını açıp içeri girmeden montumu alarak çıktım. Bu esnada herhangi bir doğal gaz, is, duman kokusu almadım. Şüphelenecek herhangi bir şey görmedim. Montumu giyerek binadan çıktım ve tekrar itfaiyeye gittim.” savunmasında bulundu.

İtfaiyeye ilk geldiğinde eşinin kendisine attığı “Çok geç gelme pazara gidelim, insanlar uyanınca da ev sahibini mi arayacaksın, doğal gazı yapanı mı arayacaksın, birini ara, kokuya baktır” şeklindeki mesajlarını gördüğünü fakat cevap vermediğini anlatan Gezgin, genelde eşinin mesajlarını cevapsız bıraktığını öne sürdü.

Eşini saat 07.45 gibi birkaç kez aradığını, telefonu açmaması üzerine eve gittiğini aktaran Gezgin, şunları söyledi:

“Bu esnada saat 08:00 sıralarındaydı. Ben yukarı çıkarken komşumla karşılaştım. O da dairesinden çıkıyordu. Daire kapısına geldiğimde herhangi bir koku almadım. Anahtarımın yanımda olmadığını fark ettim. Kart ile açmaya çalıştım ancak açamadım. Zile bastım, kapıyı çaldım, yaklaşık 3-4 defa çalıp bekledim. İkişer dakika arayla çalmış olsam yaklaşık 8-10 dakika sürmüştür. Yukarıda kapıyı çalarken aşağıda bodrum kattaki daireden komşumun gittiğini duydum. Bir süre sonra ben de çıktım. Başka kimseyi duymadım, görmedim.”

EVE GİTTİĞİ SAATE YÖNELİK İFADESİNİ DEĞİŞTİRDİ

Savcının “Daha önceki beyanlarınızda eve en son 07:00’da gelerek montunuzu aldığınızı söylediniz, şu anda ise saat 08.00-08.10 esnasında gelerek yaklaşık 10 dakika apartman dairesinin önünde bulunduğunuzu söylüyorsunuz. Çelişki hakkında ne söyleyeceksiniz?” sorusuna Gezgin, “Benim yalan söyleme gibi bir lüksüm yok. Zaten her yerde kamera var, gerek savcılıkta gerek karakolda vermiş olduğum ifadelerde bu hususu hatırlamamış olabilirim.” yanıtını verdi.

Gezgin, çarşıya gittikten sonra komşusunun kendisini araması üzerine eve geldiğini, içeri girmek istediğini fakat yoğun dumanlardan dolayı giremediğini belirtti.

Savcı, Gezgin’e nişanlısı şüpheli F.T’nin olaydan önce kendisine “kötü şeyler olacak” şeklinde attığı mesajlar soruldu.

Soruya istinaden Gezgin, “Benim hislerim kuvvetlidir. Farklı olaylarda da hislerim sonucunda iyi veya kötü olaylar meydana geldi. Boşanma konusunda ben kendisine boşanacağımı söyledim. Dava olduğunu da söyledim ancak davanın boşanma davası olduğunu söylemedim, tanık olduğum bir dosya olabilir.” şeklinde cevap verdi.

“BENİM İÇİME KÖTÜ ŞEYLER DOĞUYOR” DEMİŞ

İfadesi alınan F.T ise olay olduktan sonra ailesi ve arkadaşlarının Gezgin’in mezarlığa gitmediğini söylediğini, Gezgin’in ise çocuklarının öldüğüne inanmadığı yönünde kendisine sözler sarf ettiğini anlattı.

Gezgin’le 11 Mayıs’ta nişanlandığını belirten F.T, şöyle devam etti:

Bu olaydan yaklaşık 10-15 gün önce bana ‘Benim içime kötü şeyler doğuyor, deprem, ölüm gibi bir şey olacak, bu bana koyacak’ dedi. Olaydan 1 gün önce bana ‘yarın boşanma davam var, bu iş bitecek’ dedi. Ben de ona ‘benim boşanmam 8 yıl sürdü o öyle hemen olmaz’ dedim. Bana ‘Benimki olacak, biz konuştuk anlaştık, her şey bitecek’ dedi. Ben hem 10-15 gün önce söylediği hem de 1 gün önce söylediği bu sözlerden sonra bu olayın olması üzerine kendisinden şüphelendim. Kendisine ‘senden şüpheleniyorum, görüşmek istemiyorum’ dedim. Kendisini çok kez engelledim ancak beni sözlü olarak ikna etti. Ben her ne kadar ikna olup görüşmeye devam etsem de kendisine bu olaydan itibaren güvenmiyordum. Olay ile ilgili şüphelerim hep devam ediyordu.”

AĞIR UYKU GEREKTİREN İLAÇ

Gezgin’in olaydan bir gün önce bir veterinere gidip “ağır uyku gerektiren ilaç” istediği öğrenildi.

Ayrıca Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi’ndeki otopsi raporunda anne ve iki çocuğunun ölüm sebebinin karbonmonoksitten kaynaklandığı, fakat detaylı otopsi için alınan numunelerin İzmir Adli Tıp Kurumu’na gönderildiği belirtildi.

NE OLMUŞTU?

Yeşil Mahalle’de 18 Mart’ta Turgay Gezgin’in evinde çıkmış, eşi Fatma Gezgin ile 4 ve 11 yaşlarındaki iki çocuğu yaşamını yitirmişti. Turgay Gezgin’in olay sırasında evde olmadığı belirtilmişti. Olaya ilişkin gözaltına alınan Turgay Gezgin tutuklanmış, nişanlısı F.T. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Bilinmeyenlerin Mezarlığı — Gazze’de Kimliği Tespit Edilemeyen Cesetler Toplu Defin Ediliyor

Yayımlandı

üzerinde

Bilinmeyenlerin Mezarlığı — Gazze’de Kimliği Tespit Edilemeyen Cesetler Toplu Defin Ediliyor

FatihDoganMedya | 11 Kasım 2025 — 14:12 (TSİ) · Okuma süresi: 4 dk

İsrail saldırıları ile cezaevlerinde hayatını kaybettiği bildirilen Filistinlilerin kalıntıları arttıkça, Gazze yetkilileri birçok cenazenin kimliğini tespit edemiyor ve bu kişileri “bilinmeyenler” olarak toplu mezarlara defnetmek zorunda kalıyor. Yerel sağlık ve sivil savunma kaynakları, ceset alışverişleri ve iade edilen kalıntıların çoğunda kimlik tespiti için gereken şartların sağlanamadığını bildiriyor.

Kimler gömülüyor, neden tespit edilemiyor?

Gaza Sağlık Bakanlığı ve sivil savunma ekipleri, İsrail tarafından teslim edilen kalıntılar arasında çürümüş, ağır hasarlı veya kimlik tespiti için gerekli aile verileriyle eşleştirilemeyen çok sayıda beden bulunduğunu söylüyor. Bazı dosyalarda, ölülerin üzerinde işkence izlerine dair raporlar da yer alıyor; bu durum adli tıp incelemelerini ve kimlik tespitini daha da zorlaştırıyor.

Birleşmiş Milletler ve uluslararası sağlık örgütleri, Gazze’deki adli tıp altyapısının ve soğuk zincirin büyük ölçüde zarar gördüğünü, bu nedenle yoğun bozunma ve eksik otopsi imkânlarının kimlik tespitini engellediğini belirtiyor. Ayrıca ailelerin de savaş ve yer değiştirmeler nedeniyle yakınlarını arama süreçlerinde ciddi güçlüklerle karşılaştığı aktarılıyor.

Son rakamlar ve değişim mekanizması

ABD destekli ateşkes kapsamında uygulanan ceset değişimi mekanizması çerçevesinde İsrail, belirli aralıklarla Gazze’ye ölülerin kalıntılarını teslim ediyor. Yerel kaynaklar ve uluslararası yayınlar, şu ana kadar teslim edilen yüzlerce kalıntı arasında yalnızca sınırlı sayıda cesedin kesin olarak kimliklendirilebildiğini bildiriyor. Bazı haber ajanslarına göre teslim edilen kalıntıların toplamı ve kimliklendirme sayıları farklılık gösteriyor; resmi rakamlar ve kesin identifikasyon süreçleri halen belirsiz

Nerelere gömülüyor — “Bilinmeyenler Mezarlığı”

Gazze’nin merkezi bölgelerinde, özellikle Deir el-Balah ve Khan Younis civarında, kimliği tespit edilemeyen kalıntılar için ayrılan toplu mezarlar oluşturuldu. Sağlık ve sivil savunma ekipleri, sınırlı alan ve kaynak nedeniyle bazı definleri toplu olarak gerçekleştirmek zorunda kaldıklarını belirtiyor. Cenaze törenleri genellikle kısıtlı katılımla ve hızlı bir şekilde yapılıyor; birçok aile ise kimlik tespit edilemediği için ferdî defin yapamıyor.

Uluslararası boyut ve hukuki çağrılar

Geçmişte Nasser ve al-Shifa hastanelerindeki toplu mezar vakaları uluslararası toplumun dikkatini çekmiş; BM ve insan hakları kuruluşları bağımsız soruşturmalar çağrısında bulunmuştu. Bugün yeniden gündeme gelen kimliği tespit edilemeyen cenazeler meselesi, insani hukuk ve savaş suçları iddialarını yeniden tartışmaya açıyor. Uluslararası aktörler adli tıp ekiplerinin Gazze’ye erişimi, cesetlerin korunması ve tarafsız soruşturmaların yapılması konusunda çağrılar yapıyor.

Gazze yetkililerinin kapasite sorunu

Yerel yetkililer, ailelerin defin hakkı ve kimlik tespiti sürecini mümkün kılmak için daha fazla adli tıp malzemesi, soğuk hava depoları ve eğitimli personel talep ediyor. Mevcut koşullar altında, yetkililer “onurlarına uygun defin” sağlamak için ellerinden geleni yaptıklarını ancak kaynakların yetersiz olduğunu yineliyor.


Ne yapılıyor / ne yapılmalı?

  • Uluslararası adli tıp ekiplerinin ve Kızıl Haç gibi tarafsız kurumların erişiminin sağlanması,

  • Soğuk zincir ve laboratuvar altyapısının acil güçlendirilmesi,

  • Teslim edilen kalıntıların kayıt altına alınması ve ailelerle eşleştirme süreçlerinin şeffaflaştırılması uzmanlar tarafından öncelik olarak gösteriliyor.


Küçük not: Bu haber, Gazze’den uluslararası ajansların ve yerel makamların bildirdiği raporlar, saha fotoğrafları ve sağlık yetkililerinin açıklamaları temel alınarak hazırlanmıştır. Farklı kaynaklarda rakam ve ayrıntıların değişiklik gösterdiği noktalar olabilir; gelişmeler oldukça güncelleme yapılacaktır.

Okumaya Devam Et

Gündem

Samsun’da film sahnelerini aratmayan operasyon: Firari hükümlü, yanlış ihbarla yakayı ele verdi

Yayımlandı

üzerinde

Samsun’da film sahnelerini aratmayan operasyon: Firari hükümlü, yanlış ihbarla yakayı ele verdi

Samsun (FatihDoganMedya) — 11 Kasım 2025, 19:20 T· Okuma süresi: 2 dk

Samsun’da hakkında kesinleşmiş hapis cezası bulunan bir firari, saklandığı evde polis baskınıyla yakalandı. Şüpheli, polis gelince yanında bulunan kız arkadaşına telefon ettirip farklı bir adrese ihbarda bulunmasını sağladı; fakat güvenlik güçlerinin operasyonuyla yakalanmaktan kurtulamadı


Olayın ayrıntıları

İddialara göre, Samsun’da hakkında kesinleşmiş hapis cezası bulunan bir kişi bir evde saklanıyordu. Polis ekipleri elde ettikleri istihbarat üzerine adrese baskın düzenledi. Baskın sırasında firari olduğu değerlendirilen şahıs, paniğe kapılarak yanında bulunan kız arkadaşına telefonu verip polisin başka bir adrese yönlendirilmesi için yanlış ihbarda bulunmasını sağladı. Ancak koordineli polis müdahalesi ve takip çalışmaları sonucu şüpheli evde yakalandı. Yakalama anında çevrede paniğe neden olan kısa bir kovalamaca veya telaş yaşandığı, olayın hızlı ve kontrollü şekilde sonlandırıldığı bildirildi.

Polis tarafından gözaltına alınan şüphelinin emniyetteki işlemleri sürüyor; adli sürecin ardından savcılığa sevk edileceği belirtildi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor ve polis kaynakları konuyla ilgili daha fazla detayın ilerleyen saatlerde paylaşılacağını aktardı.


Neler önemli?

  • Firari olduğu teyid edilen kişi saklandığı adreste yakalandı; hakkında kesinleşmiş hapis cezası bulunuyordu

  • Şüphelinin, yakalanmamak için yanındaki kişiye yanlış ihbar yaptırdığı iddia ediliyor; bu davranış hem suç hem de soruşturmayı sulandırmaya yönelik girişim olarak değerlendiriliyor

  • Olay çevresinde yaşayanların güvenliği için polis ekipleri geniş güvenlik önlemleri aldı; bölgeye gelen ekipler çevre güvenliğini sağladı.

Okumaya Devam Et

Gündem

Esenyurt Eski Belediye Başkanı Ahmet Özer Tahliye Edildi

Yayımlandı

üzerinde

Esenyurt Eski Belediye Başkanı Ahmet Özer Tahliye Edildi

Tarih: 11 Kasım 2025 | Okuma Süresi: 3 dakika

Son Dakika: CHP’li Esenyurt eski Belediye Başkanı Ahmet Özer, “Aziz İhsan Aktaş suç örgütü” davası kapsamında tutuklu bulunduğu cezaevinden tahliye edildi. İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tensip zaptı ile verdiği karar sonrası Özer, 13 aylık tutukluluk sürecinin ardından özgürlüğüne kavuştu.

Mahkemeden Tahliye Kararı

İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Aziz İhsan Aktaş soruşturması kapsamında hazırlanan iddianame için düzenlediği tensip zaptı ile Esenyurt eski Belediye Başkanı Ahmet Özer hakkında tahliye kararı verdi. Mahkeme aynı dosyadan yargılanan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar hakkında ise tutukluluğa devam kararı aldı.

Özer’in avukatı Hüseyin Ersöz yaptığı açıklamada, müvekkilinin ilerleyen saatlerde Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan serbest bırakılacağını duyurdu. Kararla birlikte Özer’e tahliye kararı verilen diğer isimler ise Kaan Şengül, Mustafa Mutlu, Mustafa Seymen, Ümit Gözütok ve Yaşar Özkan oldu.

⚖️ Dosya Hakkında Detaylar

Aziz İhsan Aktaş soruşturması olarak bilinen dosyada İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 40’ı tutuklu toplam 200 şüpheli hakkında iddianame düzenlemişti. İddianamede Özer için “ihaleye fesat karıştırma” ve “özel belgede sahtecilik” suçlarından 3 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

Özer’in avukatları, müvekkillerinin tutuklu kaldığı süre ile isnat edilen suçun alt sınırının dikkate alınması ve “Kent Uzlaşısı Davası”ndaki tahliye kararının gerekçelerinin göz önünde bulundurulması yönünde talepte bulunmuştu. Mahkeme, bu talepleri değerlendirerek tahliye kararı verdi.

Davadaki İstenen Cezalar

Aşağıdaki tablo, Aziz İhsan Aktaş davasında diğer bazı sanıklar için talep edilen hapis cezalarını özetlemektedir:

Sanık Görevi İstenen Cezalar
Aziz İhsan Aktaş Suç örgütü lideri 704 yıla kadar hapis
Rıza Akpolat Beşiktaş Belediye Başkanı 415 yıla kadar hapis
Zeydan Karalar Adana Büyükşehir Belediye Başkanı 12 yıla kadar hapis
Utku Caner Çaykara Avcılar Belediye Başkanı 18 yıla kadar hapis

📅 Yargı Süreci ve Özer’in Legal Durumu

Ahmet Özer, 30 Ekim 2024’te terör örgütü üyeliği suçlamasıyla ilk kez tutuklanmış ve görevden uzaklaştırılmıştı. 21 Ocak 2025’te ise Aziz İhsan Aktaş soruşturması kapsamında ikinci kez tutuklanmıştı.

Özer’in yargılama süreci iki ayrı dosyada devam ediyor:

· Terör Davası: “Silahlı terör örgütü PKK/KCK üyesi olma” suçlamasıyla yargılandığı bu davada savcılık, 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemişti. Özer, bu davadan 14 Temmuz 2025’te yurt dışı yasağı ve İstanbul sınırlarını terk etmeme şartıyla tahliye edilmişti.
· Aziz İhsan Aktaş Davası: İhaleye fesat karıştırma ve özel belgede sahtecilik suçlamalarının yer aldığı bu davanın ilk duruşmasının 27 Ocak 2026 tarihinde Silivri’de bulunan Marmara Cezaevi duruşma salonunda yapılması planlanıyor.

Özer, temmuz ayında terör davasından tahliye edilmesine rağmen, Aziz İhsan Aktaş dosyasından tutuklu bulunduğu için cezaevinde kalmaya devam etmişti. Bugünkü kararla, 13 aydır süren tutukluluk hali sona ermiş oldu.

🔍 Davanın Önemi: “Aziz İhsan Aktaş soruşturması”, CHP’li 7 belediye başkanının da aralarında bulunduğu 40’ı tutuklu 200 şüpheli hakkında düzenlenen ve örgüt suçları, rüşvet, ihaleye fesat karıştırma ile mal varlığı değerlerini aklama gibi 14 ayrı suçlamayı içeren kapsamlı bir dava olarak öne çıkıyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar