Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Magazin

Ünlüler tatilin tadını çıkarıyor: 2025 yazından renkli pozlar

Yayımlandı

üzerinde

Ünlülerden tatil pozları

2025 yazı tüm hızıyla devam ederken ünlü isimler de deniz ve güneşin tadını çıkarmaya devam ediyor. Ünlüler tatil pozlarını paylaşmayı ihmal etmiyor.

Yaz sezonunun bitmesine sayılı günler kala ünlü isimler tatillerine devam ediyor. Magazin dünyasının tanınmış isimleri, yazın enerjisini takipçilerine yansıtıyor.
Milli basketbolcu Cedi Osman ile mutlu bir evliliği olan Ebru Şahin, havuz başında verdiği pozları paylaştı. Ünlü oyuncunun tarzı dikkat çekti.
Uzun süredir ekranlardan uzak bir yaşam süren Fahriye Evcen de tatil keyfini gözler önüne serdi.
Birkaç gün önce Burak Özçivit ile ayrılık iddialarıyla gündeme gelen Evcen, eşiyle fotoğrafını da yayınladı.
Oyuncu Sinem Kobal da kardeşi ve büyük kızı Lalin’in sarıldıkları anı fotoğrafladı. Ünlü isim, paylaşımına “Dayısına kavuştu” notunu düştü.
Geçtiğimiz hafta 33 yaşına basan Neslihan Atagül de deniz kenarında çekilen fotoğrafını “Yaz vakti ve yaşam kolay” diye paylaştı.
Ünlü şarkıcı Derya Uluğ, tekne tatilinde objektif karşısına geçti.
Eski manken Ece Sükan da gün batımında çekilen fotoğraflarını paylaştı. Sükan’ın fit hali dikkatlerden kaçmadı.
Birkaç gün önce eşi Berkin Gökbudak ile Coldplay konserine giden Aslı Enver de konserden fotoğrafı paylaştı.
Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Magazin

Hollywood yıldızı Ruffalo’dan Gazze mesajı: “Sessizliğiniz suç ortaklığıdır”

Yayımlandı

üzerinde

Hollywood yıldızı Ruffalo'dan Gazze mesajı

Dünya liderlerine seslenen ünlü oyuncu Mark Ruffalo, Gazze’deki kıtlığa dikkat çekerek, “Hareketsizliğiniz bu acıyı mümkün kılıyor” dedi.

Hollywood aktörü ve aktivist Mark Ruffalo, instagram hesabından yaptığı paylaşımla, İsrail’in Gazze’de yol açtığı kıtlığa dikkat çekti. Gazze’de insan eliyle bir kıtlık yaratılmasını güçlü şekilde kınayan Avengers yıldızı Ruffalo, bunu “insanlığa karşı suç” olarak tanımladı. Ruffalo, siyasetçilere ve dünya liderlerine acil harekete geçme çağrısı yaptı. Ünlü oyuncu, paylaşımında şunları yazdı: “Gazze’de tanık olduğumuz şey sadece bir trajedi değil, insanlığa karşı işlenen bir suçtur. Zorla aç bırakma, insan eliyle yaratılmış bir kıtlık. Çocuklar ve aileler yok olurken dünya sessizce izliyor. Bu bir doğal afet değil. Bu, iktidardakilerin kasıtlı olarak yaptıkları seçimlerin sonucudur.” Dünya liderlerine seslenen ve “Sessizliğiniz suç ortaklığıdır” diyen Ruffalo, “Hareketsizliğiniz bu acıyı mümkün kılıyor. Bütün bir halk açlık çekerken seyirci kalamayız. İnsanlık bizden daha fazlasını bekliyor. Bir şeyler yapın” ifadelerini kullandı. Ruffalo mesajında şunları kaydetti: “Sesinizi yükseltin. Bu kıtlığın sona ermesini talep edin. Soykırım ve yıkımın sona ermesini talep edin. Hesap sorulmasını talep edin. Yaşamı talep edin.”

Okumaya Devam Et

Magazin

Neolitik Çağ’ın ilk sokaklarından biri Karaman’da bulundu

Yayımlandı

üzerinde

Neolitik Çağ'ın ilk sokaklarından biri Karaman'da bulundu

Karaman’da bulunan ve 9 bin yıllık Çatalhöyük’ten de 750 yıl öncesine tarihlenen Canhasan 3 Höyüğü’nde Neolitik Çağ’ın ilk sokaklarından biri bulundu.

Merkeze bağlı Alaçatı köyündeki 9 bin 750 yıllık Canhasan höyüklerindeki yeni sezon kazı çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ‘Geleceğe Miras Projesi’ kapsamında devam ediyor.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih Öncesi Arkeolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adnan Baysal başkanlığında gerçekleştirilen kazı çalışmalarında, Neolitik Çağ insanlarının evleri arasında bir boşluk keşfedildi.
Evler arasındaki bu boşluğun geçiş sağlanmak amacıyla kullanıldığını ifade eden Doç. Dr. Baysal, şunları söyledi:
“Canhasan 3, çanak çömleksiz Neolitik Dönem’e tarihleniyor. Bu dönemde mimarinin nasıl geliştiğini anlamak ve öncül olduğu Çatalhöyük’ten ne kadar farklı olduğunu büyük bir alanda görebilmek üzereyiz. Yaptığımız çalışma nihayetinde mimariyi bize gösterdi. Burada evler arasında bir boşluktan söz ediyoruz. Elbette bunun bir fonksiyonu var. İnsanlar evler arasındaki bir alandan başka bir alana geçiş sağlamışlar. Şu anda net fonksiyonun ne olduğunu bilmiyoruz. Belki de hayvanlarını korumak için böyle bir pasaj oluşturdular. Ancak genel olarak mimariye baktığımızda böyle bir boşluk yok. Her evin kendine ait duvarları var. Evler içerisinde ocaklar var. Ocakların bulunduğu konumlar da Çatalhöyük’teki klasikleşmiş olan konumlardan çok farklı olduğunu görüyoruz.”
Doç. Dr. Adnan Baysal, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Canhasan 3’te görünen mimari unsurlar da o dönemin yaşam tarzını, mimari organizasyonunu çok net bir şekilde gösteriyor. Açmış olduğumuz o alanda herhangi bir ocak kalıntısına rastlamamış olmamız, buna karşılık 2 ev arasında bir pasajın geçiş alanının olması, sokak gibi düşünebildiğimiz bir boşluğun olması bizi büyük bir sürprizle karşılaştırdı. Bu aslında çok ender rastlanan mimari formasyon. Bunu anlamak için çok dikkatli bir şekilde çalışmalarımızı yürütüyoruz.
Orta Anadolu neolitiğinde çok az görülebilecek unsurlardan birisi. Çalışmalarımızı, insanların neler yaptığını anlayabilmek açısından yürütüyoruz. Eğer dam üstünde yaşamışlarsa, bu alanı neden böyle ihtiyaç halinde bırakmış olduklarını sorgulamamız gerekiyor. Bunu yaparken de tüm mimariyi, çanak çömleksiz Neolitik Dönemi içerisinde nereye oturturuz ve neyin öncüsü olarak kendisini yapılaştırdığını anlamak çok önemli.”
Okumaya Devam Et

Magazin

17. yüzyıl Osmanlı batığında yeni buluntular: Bir müzeyi dolduracak eşya çıktı

Yayımlandı

üzerinde

Osmanlı batığından

Muğla’nın Datça ilçesi açıklarındaki Kızlan Osmanlı Batığı’nda Osmanlı denizcilik tarihine ışık tutacak önemli buluntular çıkarıldı. 17. yüzyıl Osmanlı batığında 36 tüfek, 50’den fazla humbara, Çin porselenleri, mühür, satranç takımı ve günlük yaşam eşyaları bulundu.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında Dokuz Eylül Üniversitesi Sualtı Kültür Mirası ve Denizcilik Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezince (SUDEMER) yürütülen kazılar, Türkiye’de kazısı yapılan tek 17. yüzyıl Osmanlı batığı olma özelliği taşıyor.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un da 2021’de dalış yaptığı bölgedeki Osmanlı dönemi batığındaki kazı çalışmaları uzman ekiplerce yürütülüyor.
Sabah brifingiyle güne başlayan kazı ekibi, önceki günün değerlendirmesinin ardından iş bölümü ve dalış programlarını belirliyor.
Genellikle ikişerli veya dörderli gruplar halinde günde iki dalış gerçekleştiren dalgıçlar, batığın sığ suda bulunması sayesinde uzun süre çalışma imkanı buluyor.
Ekip, akşam geç saatlere kadar denizde, ardından da karada katalog çalışmaları yapıyor.
Kazı Başkanı ve SUDEMER Müdürü Prof. Dr. Harun Özdaş, batıktaki dördüncü kazı sezonunda yürüttükleri çalışmalarda buldukları mühürden, geminin 1667-1668 yılları arasında battığını belirlediklerini söyledi.
Batığın ilk bulunduğunda sıradan göründüğünü ancak derinlere indikçe olağanüstü bulgularla karşılaştıklarını belirten Özdaş, “Buluntu, normal şartlarda bu kadar sığ bir batıkta bulunmayacak kadar zengin bir çeşitliliğe sahip ve sayısal olarak da çok yüksek. Osmanlı dönemi denizciliğine yönelik yeni bir müze açabilecek kadar zengin bir buluntu topluluğuyla karşı karşıyayız.” diye konuştu.
Bu sezonki kazılarda özellikle askeri mühimmatın dikkati çektiğini anlatan Özdaş, paketlenmiş halde 36 Osmanlı tüfeği, 50’den fazla humbara (el bombası), kılıç, hançer ve tabancaların yanı sıra 3 binin üzerinde merminin gün yüzüne çıkarıldığını belirtti.
Özdaş, buluntuların geminin Osmanlı devlet gemisi olduğunu kanıtladığını bildirdi.
Osmanlı hançeri bulduklarını belirten Özdaş, “Geminin dış bordosunda yaptığımız küçük bir çalışma sırasında bir hançere rastladık. Tipik bir Osmanlı hançeri, kıvrımlı yapısı ve sapında süslemesi olduğunu düşünüyoruz. Çökeltiyle kaplı olduğu için formu dışında çok ayrıntıya giremiyoruz. Konservasyon çalışması sonucu tanımlamaları ortaya çıkacak.” bilgisini verdi.
Prof. Dr. Özdaş, buldukları “Hüdabende Abdullah Ahmed” ismine ait mühürden geminin tam tarihlemesini yaptıklarını belirterek, şunları kaydetti: “Geçen sene sikkelere rastlamıştık, onlardan kabaca 1660 ila 1675 arasını tarihliyorduk fakat bu mühür bize Hicri 1078 (Miladi 1667-1668) yılını verdi. Bu da geminin 1667-1668 yılları arasında bir mücadele, çatışma sonrası kıyıya sürüklenerek karaya oturduğunu daha sonra yanarak battığını gösteriyor. Batıkta mühimmat dışında da dikkati çekici eserler bulundu. 135 adet Tophane üretimi pipo lülesi, 2 adet satranç takımı, bambu paketler içinde 40’tan fazla Çin porseleni, bakır mutfak kapları, ibrikler, kazanlar, tahta kaşık, şimşir tarak ve deri mataralar bulundu.”
Özdaş, bölgede Osmanlı denizciliğine dair başka batıkların da kayıt altında olduğunu söyledi. “Mavi Miras Projesi” kapsamında Osmanlı Dönemi Sualtı Kültür Mirası Coğrafi Bilgi Sistemi oluşturduklarını belirten Özdaş, şunları aktardı: “Bu çerçevede denizlerde Osmanlı döneminde batmış, Osmanlı olup olmadığını kesin olarak bilmesek de Osmanlı’nın batırdığı gemiler ya da Osmanlı’nın batan gemileri arşivimiz var. Bunun için yakın çevrede, sığda dahil olmak üzere 70 ila 100 metre derinliğinde 20’ye yakın batığımız var. Bunlar farklı dönemlere, 17. ila 19. yüzyıla tarihlenen batıklar.”
Kazı Başkanı Yardımcısı Doç. Dr. Nilhan Kızıldağ ise batık alanında her gün çekilen yüzlerce fotoğrafı birleştirilerek kayıt altına aldıklarını söyledi.
Eserlerin kayıt altına alınmasının önemine dikkati çeken Kızıldağ, “Günlük olarak çıkarılan eserlerin envanter çalışmasını yapıyoruz. Burada kullandığımız en önemli yöntem fotogrametri. Batık alanının her gün yüzlerce fotoğrafını çekip bu fotoğrafları mozaik halinde birleştiriyoruz. Böylece detaylı ve tek bir fotoğraf elde ediyoruz ve plan çalışmasını bunun üzerinden yürütüyoruz.” diye konuştu.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla duyurduğu buluntular için dünya su altı arkeolojisinin en çarpıcı buluntularından biri olduğu vurgusunu yaptı.
Ersoy’un paylaşımı şu şekilde:”Ecdadımızın izini sadece karada değil, denizlerde de sürüyoruz. 
Bakanlığımızın ‘Geleceğe Miras Projesi’ ile eşsiz mirasımızı koruyarak gelecek kuşaklara aktarıyoruz.
Bu vizyonun en çarpıcı örneklerinden biri de Akdeniz’in derinliklerinde yüzyıllar sonra gün yüzüne çıkan Osmanlı batığıdır.
#KızlanOsmanlıBatığıSualtıKazısı’nda son olarak silahlar, porselenler, satranç takımları ve tarihe ışık tutan eşsiz buluntular ortaya çıkarıldı.
Türkiye’de kazısı yapılan ilk ve tek 17’nci yüzyıl Osmanlı batığında; 30’dan fazla tüfek, 50’den fazla humbara, binlerce mermi ve Osmanlı döneminin en büyük pipo koleksiyonu bulundu.
Batık, Osmanlı’nın deniz gücü ve ticaretini günümüze taşıyan ilk örnek!
Bu keşif, yalnızca ülkemizin değil, dünya sualtı arkeolojisinin de en çarpıcı buluntularından biri olarak tarihe geçti.
Emeği geçen herkese ve özelliklede ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.”
Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar