Sanat
Uçan Hollandalı operası İstanbul’da sahnelendi

Richard Wagner’in ilk başyapıtı olarak nitelendirilen ve efsanevi bir hikayeyi anlatan eser, Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Türk Telekom Opera Salonunda sanatseverlerin beğenisine sunuldu.
Gösterimin ardından AA muhabirine açıklamada bulunan Silins, Wagner’in eserlerinin her zaman canlı orkestrayla dinlenmesi gerektiğini belirterek, “Çünkü Wagner çok farklı, bunu kayıttan dinlediğinizde duygular size gelmiyor. Bu yüzden operaya gelmeniz lazım.” dedi.
İstanbul’da seyircinin kendisini çok sıcak karşıladığını dile getiren Silins, “Performans sırasında bir şarkıcı olarak dinleyenlerin sizinle nefes aldıklarını hissedebiliyorsunuz. Harika bir izleyici kitleniz var ve burada sahneye çıktığım için çok memnun oldum.” diye konuştu.
Silins, pek çok insanın gösterim sonrası kendisini tebrik ettiğini dile getirerek, “Bu çok ilginç. Batıda, Avrupa’da her zaman bu kadar açık olmuyorlar. Meslektaşlarım ve izleyiciler benimle fotoğraf çektirmeyi seviyor ve bu büyük bir onur. İstanbul Havalimanı’nda birkaç kez bulundum ama hiç şehirde olmadım. İstanbul’da olmak çok güzel bir sürprizdi. Güzel insanlarla dolu, güzel bir şehriniz var.” ifadelerini kullandı.
SEBASTİAN WELKER’İN REJİSİYLE SAHNELENDİ
Sebastian Welker’ın rejisiyle sahnelenen operada izleyici karşısına çıkan Egils Silins, “Der Hollander” rolünü canlandırdı. Silins, performansıyla karakterin psikolojik derinliğini ve vokal gücünü birleştirerek, sanatseverlere özel bir deneyim yaşattı.
Operada “Senta” rolünde Evren Ekşi, “Daland” rolünde Göktuğ Alpaşar, “Erik” rolünde Efe Kışlalı, “Mary” rolünde Deniz Likos, “Der Steuermann” rolünde Berk Dalkılıç sahne aldı.
İbrahim Yazıcı yönetimindeki İDOB Orkestrası ile Volkan Akkoç yönetimindeki İDOB Korosu’nun da sahnede olduğu gösterinin dekor tasarımını Efter Tunç, kostüm tasarımını Serdar Başbuğ, ışık tasarımını Yakup Çartık, koreografisini ise Emre Karaca hazırladı.
AKM’de 5 Nisan’da yeniden sanatseverlerle buluşacak eserin konusu şöyle:
“Uçan Hollandalı, denizlerde sonsuza kadar tüm mürettebatı ile lanete uğramış hayalet gemisiyle dolaşmaya mahkum edilmiş, gerçek aşkı arayan bir kaptandır. Yedi yılda bir karaya çıkmasına izin verilen denizciyi ancak bir kadının aşkı kurtaracaktır. Onunla evlenip sonra da ona ihanet eden her kadın onun lanetine uğramıştır. Bu sefer, yedi yılı dolduğunda bir Norveç köyünün hemen dışında karaya ayak basar. Burada Daland adında bir adamla tanışır ve ona bir gecelik konaklama karşılığında altın ve mücevher verdikten sonra Daland’ın bir kızı olduğunu öğrenir. Senta adındaki bu kız, onu içinde bulunduğu kötü durumdan kurtaracak mükemmel aşk olabilecek midir?”
Sanat
Harik’in son ustası: Mesleğini 28 yıldır yaşatmaya çalışıyor

Tanıtım amaçlı dönem dönem sergilerde, fuarlarda, festivallerde görev almaktayız. Bitlis Tanıtım Günleri adı altında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın düzenlediği geleneksel el sanatları, fuarları adı altında çeşitli yerlerde metropollerde katıldım. İnsanlara tanıtım yapmaya çalıştım. Amacım Bitlis’in bu sanatının kaybolmamasıdır. Bundan sonra bu sanatın kaybolmaması ve tanıtılması, ayrıca genç nesillere aktarılması çalışmalarım bu şekilde devam edecektir. Dönem dönem Kültür ve Turizm Müdürlüğünde, Halk Eğitimi Merkezinde kurslar açıyorum. Kursiyerler yetiştiriyorum. Yetiştirdiğim kursiyerlerim var fakat maalesef ki zor olmasından, pazar sorununun bulunmasından dolayı devam etmemektedirler. Devam etmelerini ve bu sanatın tanınması için elimden geleni yapmaya devam edeceğim” şeklinde konuştu
Sanat
Munzur Vadisi’nden topladığı taşları sanat eserine dönüştürüyor

Taşları tuval olarak kullanma fikrinin Munzur Nehri kenarında resim çizerken oluştuğunu belirten Ozan, şöyle konuştu:
“Çocukluğumdan beri resim yapıyorum, hep içimde vardı bu sanat aşkı. İlkokul ve liseden beri devam etti. İlerleyen zamanlarda tuvalin üstüne, kağıdın üstüne resim yapmaya başladım. Zamanla daha da ilerlemeye başladı. Çalışıp emek verdikçe insan ileri gidiyor. Bu keşiflerden bir tanesi de Munzur taşları oldu. Su kenarlarında doğayı resmederken, taşlara bakıp nasıl olabileceğine kafa yordum. Deneme yanılma yoluyla birkaç tane resim yaptıktan sonra ortaya güzel bir şey çıktı.”
Sanat
Şener Şen’in başrolünde yer aldığı Zengin Mutfağı son kez seyirciyle buluştu

Usta oyuncu Şener Şen‘i 40 yıl aradan sonra tiyatro sahnesine döndüren DasDas prodüksiyonu Zengin Mutfağı oyunu, Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda son kez seyircilerle buluştu.
Oyun 8 sene boyunca 400’den fazla temsili kapalı gişe oynayarak başarıya imza attı.
Vasıf Öngören’in aynı adlı eserlerinden uyarlanan Zengin Mutfağı, 8 sene usta Şener Şen’in yanı sıra Gizem Ergün, Onay Kaya, Uğur Arda Başkan ve Kutay Sandıkçı’nın yer aldığı kadroyla sahnelendi.
Cumhuriyet tarihinde görülmüş en büyük işçi hareketi olan 15-16 Haziran 1970 olaylarının zengin bir ailenin mutfağına yansımasını konu alan oyunun yönetmenliğini Şener Şen ve Doğu Yaşar Akal birlikte üstlendi.
-
Teknoloji6 gün önce
Türk Telekom’dan İnternet Ücretlerine Büyük Zam: 1 Temmuz 2025’ten İtibaren Geçerli Yeni Tarifeler
-
Eğlence6 gün önce
SOSYAL MEDYA AŞKI: Dijital Çağın Umudu mu, Tuzak mı?
-
Gündem1 hafta önce
Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, Evinde Elektrik Kazası Sonucu Hayatını Kaybetti
-
Gündem6 gün önce
Türkiye’nin Yerli KAAN Beşinci Nesil Savaş Uçakları Endonezya’ya İhraç Edilecek: Tarihi Savunma Anlaşması Erdoğan’dan
-
Spor6 gün önce
Galatasaray’ın Yeni Yıldızı Leroy Sané: Şampiyonluk Yolunda Dev Transfer
-
Gündem5 gün önce
Madleen Yelkenlisinde Tutuklu Türk Aktivist Şuayb Ordu, 12 Haziran’da Serbest Bırakılacak!
-
Gündem6 gün önce
CHP Ankara Gençlik Kolları, Akit TV önüne siyah çelenk bıraktı: “Zeyrek’in adı, sizin kaleminizden, ekranınızdan ve zihniyetinizden milyon kat daha temizdir”
-
Gündem11 saat önce
İsrail-İran Çatışması: Son Durum ve Bölgesel Etkileri (Haziran 2025)