Sağlık
Türkiye’de Tıbbi Kenevirle İlaç Üretiminde Yeni Dönem Başlıyor

Açıklaması :
Türkiye, 2025 yılında tıbbi kenevir üretimine dair kritik yasal düzenlemeleri hayata geçirerek kanser ve kronik hastalık ilaçlarında yerli ham madde kullanımı için önemli bir adım atıyor. Üretim, ruhsatlandırma ve satış süreçleri Sağlık, Tarım ve Orman ile İçişleri Bakanlıkları denetiminde gerçekleştirilecek
Giriş
Türkiye, sağlık ve tarım alanında yeni bir potansiyel kaynağı – tıbbi keneviri – ilaç sanayisine entegre etmek için kapsamlı bir yasa paketi üzerinde uzlaşarak yasalaştırdı. Kanser başta olmak üzere kronik ağrı, sindirim sistemi ve nörolojik hastalıklarda kullanılan kenevir bazlı ilaçlar, artık yurt içinde üretilebilecek. Bu adım, hem ithalat bağımlılığını azaltmayı hem de 2027’ye kadar 55 milyar dolara ulaşması beklenen küresel tıbbi kenevir pazarında Türkiye’nin payını artırmayı hedefliyor.
1. Yasal Düzenlemenin Kapsamı ve Amaçları
-
Yasa Teklifi ve Onay Süreci:
-
AK Parti’nin Meclis’e sunduğu 29 maddelik “Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı KHK’de Değişiklik” teklifi, 21 Temmuz 2025’te Genel Kurul’da kabul edildi.
-
-
Temel Hedefler:
-
İthalata Bağımlılığı Azaltmak: Yıllık milyar dolarlık tıbbi kenevir hammaddesi ithalatına son verip, yerli üretime geçmek.
-
İhracat Odaklı Üretimi Teşvik Etmek: Türkiye’nin coğrafi avantajını kullanarak Avrupa, Orta Doğu ve Asya pazarlarına tıbbi kenevir ürünü ihraç etmek.
-
Ekonomik Katma Değer Sağlamak: 2027’ye kadar 55 milyar dolarlık pazar büyüklüğüne ulaşılması hedeflenen bu sektörde, ülkeye net döviz girdisi kazandırmak.
-
2. Üretim Sürecinin İşleyişi
2.1. Üretim İzin ve Ruhsatlandırma
-
Yetkili Kurumlar:
-
Tarım ve Orman Bakanlığı ile Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO): Kenevir ekim alanlarının denetimi ve üretim izinleri.
-
Sağlık Bakanlığı: Ürünlerin ilaç ham maddesi olarak kullanımı için ruhsatlandırma ve takip işlemleri.
-
İçişleri Bakanlığı: Ekim alanları, dekar başına ürün takibi ve güvenlik denetimleri
-
2.2. Kontrollü Üretim Modelleri
-
Kapalı Sera Sistemi: Serbest arazide ekim yasağı; sadece kapalı sera sistemlerinde üretim.
-
THC Kontrolü: Ham maddedeki THC oranının yüzde 0,3’ün altında tutulması zorunlu. Bu oran, psikoaktif etkiyi engelleyerek hem güvenliği hem de uluslararası standardı sağlıyor .
3. Satış ve Dağıtım Ağı
-
Reçeteyle Eczane Satışı:
Tıbbi kenevirden elde edilen beşeri tıbbi ürünler, sağlık destek ürünleri ve özel tıbbi amaçlı gıdalar yalnızca eczanelerden, hekim reçetesi karşılığında temin edilebilecek . -
Denetim ve İzlenebilirlik:
Ürünlerin üretiminden nihai satışına kadar her aşama Sağlık Bakanlığı’nın dijital takip sistemiyle kayıt altına alınacak.
4. Küresel ve Bölgesel Örnekler
-
Kanada, ABD ve Avrupa Modelleri:
Düzenleme hazırlanırken uçtan uca izlenebilirlik, üretim güvenliği ve kalite kontrol odaklı modeller incelendi. Özellikle Kanada’nın ülke genelinde uyguladığı “seed-to-sale” (tohumdan satışa) sistemi temel alındı .
5. Ekonomik ve Sağlıkta Beklenen Etkiler
-
Hasta Profili ve Talepler:
Kanser, multiple skleroz, epilepsi, Parkinson ve kronik ağrı çeken hastalar başta olmak üzere geniş bir hasta kitlesine ulaşılması öngörülüyor. -
Katma Değer ve İstihdam:
Sera kurulumundan ilaç formülasyonuna kadar yan sanayide yeni istihdam alanları yaratılması, bölgesel kalkınma projelerine entegre edilmesi hedefleniyor. -
Ar-Ge ve Üniversite İş Birlikleri:
Üniversiteler ve araştırma merkezleriyle ortak klinik denemeler, formül geliştirme ve doz optimizasyonu çalışmaları desteklenecek.
Sağlık
Bu kez Muğla’da şap alarmı: Milas’ta 11 mahalle karantinaya alındı
Bu kez Muğla’da şap alarmı: Milas’ta 11 mahalle karantinaya alındı
Tarih / Saat: 08 Aralık 2025 — 01:45 (İstanbul)
Okuma süresi: ~3 dakika
Kaynak: Sözcü, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü

Muğla’nın Milas ilçesinde bir büyükbaş işletmesinde şap (foot-and-mouth) hastalığı tespit edilmesi üzerine İl Tarım ve Orman Müdürlüğü bölgeyi karantina altına aldı. Kemikler mahallesi “koruma bölgesi” ilan edilirken, çevredeki 11 mahallede 30 gün süreyle hayvan hareketi kısıtlandı. Yetkililer aşılama ve dezenfeksiyon çalışmalarının hızla sürdüğünü belirtiyor.
-
İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, ilçede faaliyet gösteren bir büyükbaş hayvan işletmesinde şap hastalığı saptandı; bulaşma riskini azaltmak için sahada hızlı müdahale başlatıldı.
-
Koruma bölgesi: Kemikler Mahallesi.
-
Karantinaya alınan mahalleler (30 gün): Ağaçlıhüyük, Akyol, Koru, Gökçeler, Ekinnanbarı, Yaka, Güllük, Kıyıkışlacık, Boğaziçi, Dörttepe ve Meşelik. Bu mahallelere büyükbaş ve küçükbaş hayvan giriş-çıkışına izin verilmeyecek.
-
Yapılan açıklamada, bölge genelinde 12.763 hayvana şap aşısı uygulandığı, yetiştiricilere dezenfeksiyon ve koruyucu tedbirler konusunda bilgilendirme yapıldığı belirtildi. Teknik ekipler saha çalışmalarını yakından takip ediyor.
Şap hastalığı büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarda hızlı yayılan, ekonomik kayıplara yol açabilen bir viral hastalıktır. Erken tespit ve hızlı karantina ile yayılmanın önüne geçilmesi hayati önem taşır; bu nedenle yetkililer aşı ve dezenfeksiyon uygulamalarını önceliklendiriyor. (Konuyla ilgili yerel saha uygulamaları İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir.
-
Karantina bölgelerine araç ve hayvan giriş-çıkışı kesinlikle yasak.
-
Belirtilen mahallelerde çiftçi/üreticilerin yetkililerin yönlendirmelerine uyması, şüpheli hayvan vakasını hemen bildirmesi gerekiyor.
-
Dezenfeksiyon maddeleri ve aşılama bilgileri için İl/İlçe Tarım Müdürlüğü irtibat adresleri kullanılmalı.
Sağlık
Kış soğuklarında bitki çaylarına ilgi yoğun. Hangi çaylar içilmeli? Uzmanlar ve esnaftan öneriler
Kış soğuklarında bitki çaylarına ilgi yoğun. Hangi çaylar içilmeli? Uzmanlar ve esnaftan öneriler
Tarih ve Saat: 10 Aralık 2023 – 11:30
Okuma Süresi: 3 dakika
Soğuk havaların etkisini artırdığı bu günlerde, vatandaşlar doğal korunma yöntemlerine yöneliyor. Kırşehir’deki baharatçılar, kış gelmeden bağışıklığı güçlendiren bitki çaylarının düzenli tüketilmesini öneriyor .
Havaların soğumasıyla birlikte Kırşehir’in tarihi Uzun Çarşısı’ndaki baharatçı dükkanlarının önünde kuyruklar oluşmaya başladı. Vatandaşlar, kış hastalıklarına karşı doğal bir koruma kalkanı oluşturmak amacıyla zencefil, zerdeçal, ıhlamur ve adaçayı gibi bitkilere yoğun ilgi gösteriyor .
Esnaf, hastalık kapıyı çalmadan önce önlem almanın önemine dikkat çekerek, bu çayların kış boyunca düzenli içilmesi tavsiyesinde bulunuyor.

Kışın Hangi Bitki Çayları İçilmeli?
Kış aylarında tüketilebilecek, bağışıklığı destekleyen ve vücut direncini artıran birçok bitki çayı bulunuyor. İşte en çok tavsiye edilenler ve faydaları:

Zencefil Çayı
· Ana Faydası: Vücudu içten ısıtır ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Soğuk algınlığı semptomlarını hafifletmede etkilidir .
· İçindeki Önemli Bileşen: Gingerol (antioksidan etkiye sahiptir) .
Ihlamur Çayı
· Ana Faydası: Grip ve soğuk algınlığı belirtilerini azaltır, öksürüğü yatıştırıcı etkisi vardır. Ateşli durumlarda terlemeyi teşvik eder .
· Önemli Not: Göğsü yumuşatıcı özelliği bulunur.
Kuşburnu Çayı
· Ana Faydası: C vitamini açısından çok zengindir. Bağışıklık sistemini güçlendirir ve soğuk algınlığına iyi gelir .
· Ek Fayda: Vücuttaki iltihapların yatışmasına yardımcı olur .
Adaçayı
· Ana Faydası: Antiseptik ve iltihap önleyici özellikleri sayesinde boğaz ağrısını hafifletir. Bağışıklık sistemini güçlendirdiği bilinir .
· Kullanım Önerisi: Ağız ve boğaz yaraları için de faydalıdır.
Ekinezya Çayı
· Ana Faydası: Soğuk algınlığı, grip ve nezleden korunmak için etkilidir. Bağışıklık sistemi üzerinde olumlu rol oynar .
· Uzman Görüşü: Klinik çalışmalarla koruyucu etkisi gösterilmiştir .
Tarçın Çayı
· Ana Faydası: Kan dolaşımını artırarak vücudu ısıtır. Güçlü iltihap önleyici özelliklere sahiptir ve yaygın enfeksiyonlarla savaşır .
Esnaf ve Vatandaşlar Ne Diyor?
Kırşehir’de baharatçılık yapan Ünsal Gümüş, kış mevsimi öncesinde alışveriş yapan vatandaşlara şu tavsiyelerde bulunuyor:
“Kış gelmeden önce zencefil, zerdeçal ve çeşitli bitki çayları öneriyoruz.Biz kendimiz de kullanıyoruz, vatandaşlara da tavsiye ediyoruz. Hastalandığımızda kullanmak önemli ama bitki çaylarını kış gelmeden önce düzenli tüketmenin daha faydalı olduğunu düşünüyoruz.”
Bitki çayı alışverişi yapan vatandaşlardan Ahu Işık ise, “Hasta olmamak için ıhlamur çayı içiyorum. Faydalarını da görüyorum. İnsanların düzenli kullanımı önemli” ifadelerini kullanıyor .
Uzmanlar Uyarıyor: Bilinçli Tüketim Şart
Üsküdar Üniversitesi Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Program Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, bitki çaylarının faydalarını anlatırken önemli uyarılarda da bulunuyor. Kaman, “Kış hastalıkları için bağışıklığı güçlendiren, vücudu toksinlerden arındıran, sindirimi kolaylaştıran, rahatlatıcı pek çok bitki doğada mevcuttur” diyor .
Ancak uzmanlar, kronik rahatsızlığı olanların, hamilelerin, emziren annelerin ve alerjik bünyeye sahip kişilerin, bitki çaylarını tüketmeden önce mutlaka bir doktora danışması gerektiğinin altını çiziyor . Bitki çayları bir tedavi yöntemi değil, sağlıklı yaşam tarzının bir parçası olarak düşünülmeli .
Doğru Çay Nasıl Seçilir ve Demlenir?
Bitki çaylarından maksimum fayda sağlamak için kaliteli ürün seçmek ve doğru demlemek önem taşıyor. İşte dikkat edilmesi gereken birkaç püf noktası:
· Paket Etiketlerini Okuyun: Çay alırken etikette hasat ve paketleme tarihine, içindekiler kısmına ve menşeine bakın. Taze paketlenmiş, katkı maddesi içermeyen ürünleri tercih edin .
· Demleme Süresine Dikkat Edin: Bitki çaylarının genellikle 4-7 dakika demlenmesi yeterlidir. Çok uzun süre demlemek acı bir tat oluşmasına neden olabilir .
· Kaliteli Su Kullanın: Temiz ve mümkünse filtrelenmiş su kullanmak, çayın lezzetini olumlu etkiler .
Kış aylarını sağlıkla geçirmek isteyenler için bitki çayları doğal bir destek sunuyor. Ancak unutulmamalıdır ki, dengeli beslenme, düzenli uyku ve hijyen kuralları, hastalıklardan korunmanın en temel ve etkili yolları olmaya devam ediyor.
| Derleyen: Fatihdoğanmedya Editörü
📢 Bu içerik sosyal medyada paylaşılabilir. Sağlıklı bir toplum için faydalı bilgileri yayalım.
Sağlık
500 ml portakal suyu, 60 günde genleri değiştirdi — Portakal suyu içmek faydalı mı?
500 ml portakal suyu, 60 günde genleri değiştirdi — Portakal suyu içmek faydalı mı?
FatihDoganMedya — Sağlık
Tarih: 4 Aralık 2025 · Saat: 14:35 · Okuma süresi: ~3 dakika
Yeni bir çalışmaya göre günlük 500 ml (yaklaşık iki büyük bardak) pastörize portakal suyu tüketimi, 60 gün sonunda bağışıklık hücrelerinde binlerce genin ifade seviyesini (aktivitelerini) değiştirdi. Araştırmacılar bu değişikliklerin iltihap, kan basıncı düzeni ve yağ metabolizmasıyla ilişkili genleri etkilediğini; dolayısıyla kalp-damar sağlığına potansiyel olumlu yansımaları olabileceğini bildiriyor. Ancak uzmanlar, çalışmanın sınırlılıklarına ve portakal suyunun doğal şeker içeriğine dikkat çekiyor

Araştırmanın kısa özeti — ne yapıldı, ne bulundu?
-
Çalışmada yetişkin gönüllüler günde 500 ml saf pastörize portakal suyu içti; takip 60 gün sürdü. Kan örneklerinden bağışıklık hücreleri (PBMC) alınarak gen ifade profilleri incelendi.
-
Genomik analiz, binlerce genin ifadesinde değişim gösterdi; bazı raporlara göre 1.700–3.700 arası farklı ifadelenmiş genden söz ediliyor. Bu genlerin bir kısmı özellikle iltihap (IL6, IL1B, NLRP3), kan basıncı düzeni (SGK1, NAMPT) ve yağ/glikoz metabolizması (GSK3B, RIPK1) ile ilişkilendirildi.
Ne anlama geliyor? “Genleri değiştirdi” demek tehlikeli mi?
Bilimsel terminolojide burada kastedilen, DNA’nın mutasyona uğraması değil; genlerin ne kadar aktif olduğu — yani hangi genlerin “açıldığı/kapandığı” — üzerinde değişimler gözlenmesi. Bu tür değişimler genelde besin maddeleri, flavonoidler ve antioksidanlar aracılığıyla görülebilir ve doğrudan kalıcı DNA hasası anlamına gelmez. Yine de bu sonuçlar beslenmenin hücresel düzeyde etkileri olduğunu gösteriyor.
Kimler için iyi, kimler için dikkatli olmalı?
-
Potansiyel faydalar: Çalışma, özellikle iltihabı azaltan yollar ve kan basıncıyla ilişkili genlerde olumlu değişimler olduğunu gösteriyor; bu da uzun vadeli kalp sağlığı göstergeleriyle uyumlu olabilir. Bazı raporlar vücut ağırlığına göre farklı etkiler görüldüğünü; kilolu bireylerde yağ metabolizması iyileşmesi, zayıf/normal bireylerde ise anti-inflamatuar etki daha belirgin olabildiğini bildiriyor.
-
Dikkat edilmesi gerekenler: Portakal suyu doğal şeker (fruktoz/glukoz) içerir; diyabet, insülin direnci veya kan şekeri takibi gerektiren durumları olanlar için günlük büyük miktarlarda meyve suyu risk oluşturabilir. Uzmanlar, 100% taze/pastörize ama “ilave şekersiz” ürünler tercih edilmesini; risk taşıyanların doktoruyla konuşmasını öneriyor.
Çalışmanın sınırlılıkları — sonuçları nasıl yorumlamalıyız?
-
Küçük örneklem büyüklüğü ve katılımcı profili (çoğu raporda genç erişkinler / tek coğrafi havza) sonuçların genelleştirilmesini kısıtlıyor.
-
Gen ifade değişimleri umut verici “biyolojik gösterge” olsa da doğrudan klinik sonuçlar (kalp krizi azaltma, uzun dönem mortalite düşüşü gibi) için daha geniş, uzun süreli çalışmalara ihtiyaç var.
Uzman görüşü
Beslenme bilimciler portakal suyunun içerdiği hesperidin, C vitamini ve antioksidanlar sayesinde hücresel düzeyde etkiler oluşturabileceğini kabul ediyor; fakat günlük beslenmede tüm meyvenin (lif içeriği nedeniyle) su yerine tercih edilmesinin genel öneriler arasında olduğunu belirtiyorlar. Yine de ölçülü, ilave şekersiz ve bir beslenme planı içinde kullanıldığında portakal suyu fayda sağlayabilir.
-
Gündem2 gün öncesparta’da kayıp çoban: “Öldürmüşler, kafasını kesmişler” — Başsız ceset ve arayış sürdü
-
Ekonomi1 hafta önceSüresiz nafaka kalkıyor mu? Gözler Meclis’e çevrildi — Evlilik süresi detayı ne getiriyor?
-
Magazin1 hafta önceSon Dakika: Murat Cemcir iç kanama nedeniyle yoğun bakıma kaldırıldı
-
Ekonomi7 gün önceöğretmen,polis,hemşire ne kadar maaş alacak
-
Teknoloji1 hafta önceCep telefonu aboneliğinde köklü düzenleme: Aktif olmayan hatlar 3 ayda kapanacak, yabancılara özel numara verilecek
-
Magazin1 hafta önceSeçil Erzan hakim karşısında — “Karar bugün çıkabilir” iddiası; savcılık yüzlerce yıla kadar hapis talep etti
-
Spor1 hafta önceFenerbahçe — Galatasaray: Ligin 14. haftasında derbi gecesi
-
Sağlık1 hafta önceHAVAALANLARI VE AVM’LERE YERLİ “OTOMATİK ŞOK” DÖNEM
