Gündem
Türkiye, Fırat’ın Doğusuna Üs Kuracak!
Sekiz Maddelik Anlaşmanın Yeni Detayları ve Bölgedeki Stratejik Hamleler
Özet:
Türkiye, Suriye’de SDG ile Şam yönetimi arasında imzalanan sekiz maddelik anlaşma kapsamında, Fırat’ın doğusunda terör unsurlarının temizlenmesi ve askeri entegrasyon sürecinin hızlandırılması amacıyla stratejik bir üs kurma planını hayata geçiriyor. Bu gelişme, bölgedeki terörle mücadele ve sınır güvenliğinin sağlanması yönündeki kararlı adımların bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Anlaşmanın Kapsamı ve Temel Maddeleri
Yakın tarihli yapılan görüşmeler sonucu ortaya konan sekiz maddelik anlaşma, Suriye’nin kuzeydoğusunun düzenli ordu kontrolüne geçmesi ve tüm askeri kurumların Suriye yönetimi altında entegre edilmesini öngörüyor. Anlaşmanın öne çıkan maddeleri arasında:
-
Askerî Entegrasyon:
Tüm askeri unsurların Suriye ordusuna entegre edilmesi kararlaştırıldı. Türkiye’nin talepleri doğrultusunda, Fırat’ın doğusundaki YPG unsurlarının blok şeklinde organize olmasının önüne geçilecek. -
Terör Unsurlarının Temizlenmesi:
Anlaşma, PKK’nın ve terör örgütü unsurlarının etkisinin azaltılması, silah bırakma sürecinin hızlandırılması ve terör tehdidinin tamamen ortadan kaldırılmasını hedefliyor. -
Yeni Birimlerin Oluşturulması:
Suriye ordusuna entegrasyon sonrası, yeni askeri birlikler kurulacak. Bu birliklerin, Türkiye’nin stratejik çıkarlarını korumak amacıyla Suriye’nin kuzeydoğusunda görev yapması planlanıyor. -
Siyasi ve Askeri Dönüşüm:
SDG-PYD yöneticilerinin partileşme ve siyaset sahnesine entegre olma süreci, bölgedeki mevcut yapının demokratikleşmesine katkıda bulunması bekleniyor.
Bu maddeler, Türkiye’nin sınır güvenliğini sağlamaya yönelik atacağı stratejik hamlelerin temelini oluşturuyor.
Bölgesel Güvenlik ve Terörle Mücadelede Kritik Adım
Fırat’ın Doğusu Terörden Arındırılacak
Türkiye, Fırat’ın doğusunda yer alan terör unsurlarının Suriye ordusuna entegre edilmesiyle, bölgedeki terör tehdidini kalıcı olarak ortadan kaldırmayı hedefliyor. Bu kapsamda, YPG unsurlarının sayısının 60-70 bin civarında olduğu ancak düzenli orduya benzeyen unsurların yaklaşık 25 bin olduğu belirtiliyor. Yeni oluşacak askeri yapıda:
-
Düzenli Orduya Katılım:
YPG içindeki düzenli kuvvetler, Suriye ordusuna katılarak, eğitim ve disiplin süreçlerinden geçirilecek. Böylece, bölgedeki terörist yapıların yıkıcı etkisi azaltılacak. -
Sınır Güvenliği:
Türkiye, Suriye sınırında terör unsurlarının varlığını engellemek amacıyla, bölgeye kurulacak askeri üs ile stratejik bir güvenlik duvarı oluşturmayı planlıyor.
PKK’nın Silah Bırakma Süreci
Anlaşma çerçevesinde, PKK’nın silah bırakma süreci de yakından takip edilecek. Yetkililer, bu sürecin kesin, şeffaf ve kalıcı hale getirilmesinin, bölgedeki istikrar için hayati önem taşıdığını vurguluyor. Şu hususlara dikkat çekiliyor:
-
Somut Çıktılar:
Silah bırakma süreci tamamlanana kadar başka konular gündeme alınmayacak. Sadece örgütün tasfiyesi ve silah bırakma adımlarının uygulanması öncelikli olacak. -
MİT ve Güvenlik İşbirliği:
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), Suriye ve Irak sahasındaki gelişmeleri yakından izleyerek, sürecin planlandığı şekilde ilerlemesini sağlayacak.
Stratejik Üs Kurma Hamlesi ve Bölgesel Etkileri
Türkiye’nin Stratejik Hamlesi
Türkiye’nin, Suriye’nin kuzeydoğusunda üs kurma kararı, bölgedeki terör tehdidine karşı alacağı önlemlerin yanı sıra, sınır güvenliğini artırma ve terör unsurlarının etkinliğini azaltma hedefini de yansıtıyor. Bu stratejik hamlenin öne çıkan yönleri:
-
Bölgesel İstikrar:
Üs kurma kararı, sadece askeri bir hamle olarak değil, aynı zamanda bölgedeki istikrarın sağlanmasına yönelik önemli bir adım olarak görülüyor. Terör unsurlarının etkisinin azaltılması, sivillerin güvenliğini de temin edecek. -
Diplomatik Girişimler:
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Şam ziyareti esnasında, anlaşmanın detayları masaya yatırıldı. Bu ziyaret, anlaşmanın uygulanabilirliği konusunda uluslararası arenada da destek bulmaya yönelik atılmış önemli bir adımdı.
Bölgedeki Güvenlik ve Siyasi Dönüşüm
Anlaşma, aynı zamanda Suriye’deki siyasi ve askeri yapının yeniden şekillendirilmesine katkıda bulunacak. Yeni oluşacak yapı içerisinde:
-
Siyasi Entegrasyon:
SDG ve PYD liderlerinin partileşme ve siyaset sahnesine entegre olma süreci, bölgedeki farklı etnik ve siyasi yapılar arasında uyumun sağlanmasına yardımcı olacak. -
Ekonomik ve Sosyal Yeniden Yapılanma:
Terör unsurlarının temizlenmesi ve bölgedeki düzenin sağlanması, yerel halkın güven içinde yaşamını sürdürmesine, ekonomik faaliyetlerin yeniden canlanmasına olanak tanıyacak.
Sonuç ve Değerlendirme
Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna üs kurma planı, Suriye’deki sekiz maddelik anlaşmanın uygulanmasıyla hayata geçecek önemli bir stratejik adım olarak öne çıkıyor. Bu süreç; askeri entegrasyon, terörle mücadele, sınır güvenliği ve bölgesel istikrar açısından kritik bir dönüşüm sürecine işaret ediyor. Özellikle;
- Terör Unsurlarının Etkin Bir Şekilde Ortadan Kaldırılması,
- PKK ve YPG’nun Silah Bırakma Sürecinin Kalıcı Hale Getirilmesi,
- Bölgedeki Yeni Askeri Birimlerin Oluşturulması,
Türkiye’nin bölgedeki güvenlik politikalarını güçlendirecek ve terör tehdidini kökten zayıflatacaktır.
Bu kapsamlı anlaşma ve stratejik hamle, Türkiye’nin Suriye’deki sınır güvenliğini sağlaması ve bölgedeki istikrarı artırması adına atılmış önemli adımlardan biri olarak değerlendiriliyor. Gelecek süreçte, tarafların uygulamaları ve uluslararası işbirliğinin de etkisiyle, bölgedeki yeni düzenin şekillenmesi bekleniyor.
Açıklama :
“Türkiye, Fırat’ın doğusuna üs kuracak! SDG ile Şam yönetimi arasında imzalanan sekiz maddelik anlaşma kapsamında, terör unsurlarının temizlenmesi, askeri entegrasyon ve PKK’nın silah bırakma süreci hızlanıyor. Detaylar burada!”
Gündem
Enkazdan Saraya: Ümran Bebek, Esad’ın Sarayında Zafer Konuşması Yaptı
Enkazdan Saraya: Ümran Bebek, Esad’ın Sarayında Zafer Konuşması Yaptı
Tarih: 10 Aralık 2025| saat: 07:00
Okuma Süresi: 4 dakika
Suriye’de, Beşar Esad rejiminin devrilmesinin birinci yıldönümü olan 8 Aralık Hürriyet Günü coşkuyla kutlandı. Kutlamaların en çarpıcı anı ise, 2016’da Halep’te bir hava saldırısı sonrası enkaz altından çıkarılan ve savaşın sembol yüzü haline gelen Ümran Dakneş‘in, Başkanlık Sarayı’nda yaptığı duygusal konuşma oldu.
Artık 13 yaşında olan Ümran, “Kalbimde bir boşluk var” diyerek yaşadığı travmayı anlatırken, “Zafer geldiğinde hayatıma büyük bir ışık geri döndü” sözleriyle de umudunu paylaştı.

Bir Sembolün Hikayesi: Toz, Kan ve Şok
Ümran Dakneş, 2016 yılında henüz 5 yaşındayken Halep’teki evlerine düzenlenen bir hava saldırısında enkaz altında kalmıştı. Kurtarıldıktan sonra, üstü başı toz, yüzü kan içinde ve şok geçirir halde bir ambulansın arka koltuğunda otururken çekilen görüntüleri, Suriye’deki savaşın ve sivillerin çektiği acıların evrensel bir sembolü haline gelmişti.
O anları çeken gazeteci, Ümran’ın “elini yüzüne götürdüğünü ve kanı gördüğünü, neler olup bittiğine dair hiçbir fikri olmadığını” aktarmıştı. Kendisini tedavi eden doktor ise onun “tam bir şok halinde” olduğunu, çığlık bile atamadığını belirtmişti. Bu saldırıda Ümran, 10 yaşındaki kardeşini de kaybetmişti.

“Hikayemi Videolardan Öğrendim”
9 yıl sonra, bu kez Esad rejiminin sembolik kalbi olan Başkanlık Sarayı’nda konuşan Ümran, duygularını şu sözlerle ifade etti:
· “Bombardıman ve kuşatmayı yaşadığımı söylüyorlar ama hiçbir şey hatırlamıyorum. Büyüdüm ve kalbimde bir boşluk var. Bunun ağlamak mı yoksa korku mu olduğunu bilmiyorum.”
· “Hikayemi o videolardan öğrendim. Kendime baktım, toz ve toprak içindeydim.”
· “Zafer geldiğinde hayatıma büyük bir ışık geri döndü.”
Ümran’ın bu ifadeleri, saraydaki törene katılan yüzlerce kişiyi ve töreni takip edenleri duygulandırdı.

Coşkulu Kutlamalar ve Yeni Bir Sayfa
Ümran’ın konuşmasına ev sahipliği yapan Hürriyet Günü kutlamaları, Suriye genelinde büyük bir coşkuyla gerçekleşti. Kutlamalar kapsamında:
· Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, aynı gün sabah namazını Şam’daki tarihi Emevi Camii’nde kıldı ve halka “kardeşlik” mesajı verdi.
· Şam’ın Mezze Caddesi‘nde tanklar ve zırhlı araçların yer aldığı askeri bir geçit töreni düzenlendi.
· Emevi Meydanı’nda ise havai fişek gösterileri ve konserlerle halk bayram havasında kutladı.
Savaşın Diğer Çocukları da Unutulmadı
Saraydaki etkinlikte konuşan bir diğer isim de, çocukken çekildiği bir videoda “Biz Beşar Esad’e ne yaptık? Ölünce sizi Allah’a şikayet edeceğim” diyerek hafızalara kazınan Ali Mustafa Muhammed oldu.
Muhammed,”Çocuktum, okulu bilmiyordum ama uçak seslerini ve bombalardan saklanılacak köşeleri öğrendim” diyerek kayıp çocukluğuna vurgu yaptı. “Eskiden gözyaşlarımız hüzün ve korkudandı. Şimdi ise sevinç gözyaşları” sözleriyle de mevcut barış ortamına dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, geceyi dolduran gözlerle dinlediği gençlerin hepsine tek tek sarılarak, yeni dönemin “birlik ve şefkat” vurgusunu yaptı.
Türkiye’den Kardeşe Destek Mesajı
Suriye’deki yeni yönetim ve barış süreci, uluslararası alanda da destek gördü. Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, sosyal medya paylaşımında Suriye halkının Hürriyet Günü’nü kutlayarak, “Türkiye olarak bize düşen bu ışığın sönmemesi için yardım etmek, gerektiğinde evimizi ve ekmeğimizi paylaşmaktı” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim BaşkanıBurhanettin Duran da yaptığı açıklamada, “Türkiye olarak, savaşın yıkımından çıkan Suriye’nin yeniden ayağa kalkacağına inanıyoruz” mesajını verdi.
Savaştan Barışa Uzanan Zorlu Yol
61 yıllık Baas rejiminin ardından gelen yeni yönetim, hem ülke içinde yeniden inşa hem de uluslararası ilişkileri normalleştirme sınavı veriyor. Cumhurbaşkanı Şara, dört yıl sonra seçimlere gidileceğini duyurarak demokratik sürece işaret etti.
ABD ile ilişkilerin düzelmesi ve Batı yaptırımlarının büyük ölçüde kalkması,ekonomik toparlanma için umut vaat ediyor. Ancak geçiş döneminde yaşanan çatışmalar ve derin yaralar, Suriye’nin önündeki zorlukların boyutunu da gösteriyor.
Ümran bebeğin tozlar içindeki ambulans koltuğundan, Başkanlık Sarayı’ndaki kürsüye uzanan hikayesi, bir ülkenin yaşadığı trajediyi ve umudu aynı anda simgeliyor. Suriye, sembollerin değiştiği bu yeni dönemde, kayıp nesillerin kalbindeki boşluğu dolduracak bir gelecek inşa etmeye çalışıyor.
Gündem
MERSİN’DE “YAĞMA” PLANI: ÇALIŞTIĞI İŞ YERİNİ ANLAŞTIĞI KİŞİLERE SOYDURAN ŞÜPHELİ VE İŞBİRLİKÇİLERİ GÖZALTINDA
MERSİN’DE “YAĞMA” PLANI: ÇALIŞTIĞI İŞ YERİNİ ANLAŞTIĞI KİŞİLERE SOYDURAN ŞÜPHELİ VE İŞBİRLİKÇİLERİ GÖZALTINDA
Tarih.Saat: 09 Aralık 2025, 22:46 (yayınlanma / polis açıklaması zaman aralığına göre).
Okuma süresi: 1—2 dakika
Mersin’de bir iş yerinde “silahlı yağma” süsü verilerek gerçekleştirilen soygunun, içeriden bir çalışanın organize ettiği ortaya çıktı. Soruşturmayı yürüten ekipler, organize şekilde hareket eden 3 şüpheliyi gözaltına aldı; olayla bağlantılı yüklü miktarda döviz ve TL ele geçirildi

Olayın özeti
Mersin polisinin Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, kentte bir iş yerine silahlı ve maskeli iki kişinin girdiği, çalışanların etkisiz hale getirildiği ve iş yerinden yüksek miktarda döviz ile TL’nin çalındığı ihbarı üzerine çalışma başlattı. Yapılan teknik ve fiziki takip sonucu olayın içeriden desteklenerek planlandığı değerlendirildi; çalışanlardan biri (M.S.A. olarak geçiyor) “sözde mağdur” rolüyle eyleme yardım etmekle şüphelenildi.
Polis operasyonunda, örgütü planladığı tespit edilen E.K.K. ve A.Ş. isimli şüpheliler kiralık bir araçla kentten ayrılırken yakalandı; soruşturma kapsamında M.S.A. da gözaltına alındı. Şüphelilerin gözaltına alındığı anlar ve iş yeri çıkışı güvenlik kameralarına yansıdı
Ele geçirilenler ve deliller
Aramalarda ve araçta, suçtan elde edildiği belirlenen 801.153 ABD doları, 1.340 avro ve 462.395 TL ele geçirildiği bildirildi. Emniyet birimleri, ele geçen paranın, yağma suçu kapsamında önemli delil teşkil ettiğini açıkladı.

Soruşturmayı Gasp Büro Amirliği yürütüyor. Şüpheliler hakkında “nitelikli yağma” suçundan işlem başlatıldığı, soruşturmanın derinleştirilerek devam ettiği ve zanlıların emniyetteki işlemlerinin sürdüğü bildirildi. Zanlıların Adana’daki bir dinlenme tesisi yakınlarında, destek ekiplerle birlikte yakalandığı aktarıldı.
-
Şüphelilerin emniyetteki ifadeleri,knik takip kayıtları ve güvenlik kamerası görüntüleri soruşturmanın merkezinde bulunuyo
-
Savcılık talimatıyla soruşturma derinleştirildi; gözaltındaki zanlıların adliyeye sevk edilmesi bekleniyor.
Gündem
ABD Elçisi Net Konuştu: F-35’ler İçin Kesin Şart “S-400’ler Artık Kullanılmayacak ve Bulundurulmayacak”
ABD Elçisi Net Konuştu: F-35’ler İçin Kesin Şart “S-400’ler Artık Kullanılmayacak ve Bulundurulmayacak”
Tarih: 10 Aralık 2025 | Saat: 00:38 | Okuma Süresi: 3 dk.
ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, Türkiye’nin F-35 programına geri dönüşü için net ve kesin bir şartı resmen açıkladı. Barrack, “Amerikan yasalarına göre, Türkiye’nin F-35 programına geri dönmesi için S-400 sistemini artık kullanmaması ve sahip olmaması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Büyükelçi Barrack, ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki olumlu ilişkinin, bu konuda yıllardır yapılan “en verimli görüşmelere” yol açtığını belirterek, önümüzdeki aylarda bir dönüm noktası yaşanacağı umudunu dile getirdi.

Görüşmelerde Kritik Eşik: 4-6 Ay İçinde Çözüm Bekleniyor
Barrack, daha önce Abu Dabi’de katıldığı bir zirvede de konuya ilişkin iyimser bir zaman çizelgesi paylaşmıştı. Buna göre, S-400’lerin kullanılmamasının “operasyonel uyumluluk” sorununu büyük ölçüde çözdüğünü, ancak sistemin Türkiye’de bulunmaya devam etmesinin temel sorun olduğunu vurgulayan Barrack, “Bu meselenin önümüzdeki dört ila altı ay içinde çözüleceğini düşünüyorum” demişti.
Barrack, Türkiye’nin Rus hava savunma sisteminden tamamen vazgeçmeye yakın olup olmadığı sorusuna da “Evet” yanıtını vermişti.
Trump-Erdoğan Görüşmesi Süreci Hızlandırdı
İki ülke arasındaki gerilimin çözümünde, liderler arasındaki doğrudan diyaloğun etkili olduğu gözleniyor.
· Beyaz Saray’daki Görüşme: Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başkan Trump, Eylül ayında Beyaz Saray’da bir araya geldi ve görüşmelerinde S-400/F-35 dosyası ele alındı.
· Trump’ın Açık Kapı Sinyali: Görüşmenin ardından Trump, Türkiye’ye F-35 satışına sıcak baktığı yönünde sinyaller verdi. Amerikan medyası, Trump’ın, Türkiye’nin S-400’leri “çalışamaz hale getirecek bir anlaşmaya” varması halinde satışa açık olduğunu belirttiğini aktardı.
· Erdoğan’dan “Güzel Adımlar” Açıklaması: Cumhurbaşkanı Erdoğan da yaptığı açıklamada, “F-35 konusunda ABD Başkanı Sayın Trump’la yaptığımız son görüşmelerde güzel adımlar attık. Temenni ediyorum ki verilen sözler yerine getirilsin” ifadelerini kullanmıştı.
Arka Plan: Neden F-35’lerden Çıkarıldık?
Türkiye, 2017’de Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi satın alma kararı aldı. ABD, bu sistemlerin, F-35 gibi 5. nesil savaş uçaklarının gizlilik (stealth) kabiliyetini tehdit edebileceği ve NATO savunma sistemleriyle uyumlu olmadığı gerekçesiyle şiddetle karşı çıktı.
· Programdan Çıkarılma: Bu anlaşmazlık, 2019 yılında Türkiye’nin F-35 Ortak Üretim Programı’ndan çıkarılmasıyla sonuçlandı.
· CAATSA Yaptırımları: Aynı gerekçeyle, ABD, Türkiye’ye karşı CAATSA (ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası) kapsamında yaptırımlar uyguladı. Bu yaptırımlar, Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ve bazı Türk yetkilileri de kapsadı.
· Depodaki Uçaklar: Programdan çıkarılmadan önce Türkiye için üretilmiş 6 adet F-35A uçağı, yıllardır ABD’de bir depoda bekletiliyor.

Uzlaşı Yolu: F-16 Onayı ve Teknik Diyalog
Son dönemde ilişkileri yumuşatan adımlar da atıldı. Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğine onay vermesinin ardından, ABD Kongresi, Ankara’nın 40 adet yeni F-16 Block 70 savaş uçağı ve 79 mevcut F-16’sının modernizasyonu talebini onayladı. Bu gelişme, savunma işbirliği kanalını canlı tuttu.
Büyükelçi Barrack’tan Türkiye’ye Övgü
Barrack, açıklamalarında Türkiye’nin bölgesel ve savunma sanayii kapasitesine de vurgu yaptı.
· Türkiye’yi “ABD’den sonra NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip müttefiki” olarak nitelendirdi.
· Güçlü savunma sanayisine dikkat çekerek, “Ankara, Ukrayna’nın drone tedarikçisi, kendi savaş uçakları var” dedi.
· Ayrıca, Gazze’de oluşturulması planlanan yabancı asker gücüne Türkiye’nin katılımının “harika” olacağını ifade etti.
SONUÇ: ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın yaptığı açıklamalar, F-35 krizinde somut ve çözüme yönelik bir sürecin aktif olarak işlediğini gösteriyor. ABD tarafının şartı net: S-400’lerin kullanılmaması ve nihai olarak elden çıkarılması. Liderler düzeyindeki olumlu hava ise, önümüzdeki 4-6 aylık periyotta bu on yıllık anlaşmazlığın giderilmesi ve Türk Hava Kuvvetleri’nin 5. nesil uçak filosuna kavuşması yönünde önemli bir umut ışığı yakıyor.
-
Gündem3 gün öncesparta’da kayıp çoban: “Öldürmüşler, kafasını kesmişler” — Başsız ceset ve arayış sürdü
-
Ekonomi1 hafta önceSüresiz nafaka kalkıyor mu? Gözler Meclis’e çevrildi — Evlilik süresi detayı ne getiriyor?
-
Magazin1 hafta önceSon Dakika: Murat Cemcir iç kanama nedeniyle yoğun bakıma kaldırıldı
-
Ekonomi7 gün önceöğretmen,polis,hemşire ne kadar maaş alacak
-
Teknoloji1 hafta önceCep telefonu aboneliğinde köklü düzenleme: Aktif olmayan hatlar 3 ayda kapanacak, yabancılara özel numara verilecek
-
Magazin1 hafta önceSeçil Erzan hakim karşısında — “Karar bugün çıkabilir” iddiası; savcılık yüzlerce yıla kadar hapis talep etti
-
Spor1 hafta önceFenerbahçe — Galatasaray: Ligin 14. haftasında derbi gecesi
-
Sağlık1 hafta önceHAVAALANLARI VE AVM’LERE YERLİ “OTOMATİK ŞOK” DÖNEM
