Gündem
Türk tarihinin büyük zaferi: Kut’ül Amare nedir? Kut’ül Amare Zaferi’nin tarihi
Halil Paşa’nın, İngiliz birliklerini 29 Nisan 1916’da teslim almasının ardından, “Tarih bu olayı yazmak için kelime bulmakta müşkülata uğrayacaktır. İşte Osmanlı sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci zaferi Çanakkale’de, ikinci zaferi burada görüyoruz” sözleriyle duyurduğu Kut’ül Amare Zaferi’nin 109’uncu yıl dönümü kutlanıyor.
Irak Cephesi’nde 29 Nisan 1916’da Türk ordusunun kesin zaferiyle sonuçlanan Kut’ül Amare Savaşı, Birinci Dünya Savaşı’nın temel muharebelerinden biri olarak kabul ediliyor. Tümgeneral Charles Vere Ferrers Townshend komutasındaki İngiliz birliklerinin teslim alınmasıyla kazanılan bu zafer, Çanakkale’nin ardından Birinci Dünya Savaşı’nın “en büyük zaferi” olma niteliği taşıyor.
ZAFER’E GİDEN SÜREÇTE YAŞANANLAR
Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt (ATASE) Dairesi Başkanlığı verilerinden derlediği bilgiye göre, İngiliz tarihçi James Morris’in, “Britanya askeri tarihinin en aşağılık teslimi” diye tanımladığı Kut’ül Amare Savaşı, Irak’ın doğu kesiminde Dicle Nehri kıyısındaki Kut şehri yakınlarında konuşlanmış İngiliz ve müttefiklerinin kuşatılmasıyla başladı ve kasabanın Osmanlı ordusu tarafından ele geçirilip, İngiliz birliklerinin tamamının esir alınmasıyla tamamlandı.
Tümgeneral Townshend komutasındaki İngiliz 6. Tümeni Bağdat’a ilerlerken, 22-23 Kasım 1915’te Selmanı Pak Muharebesi’ni kaybedip geri çekildi ve 3 Aralık’ta Kut kasabasına sığındı. 6. Ordu’nun komutanlığına atanan Mareşal Colmar Freiherr von der Goltz Paşa’nın emriyle Irak ve Havalisi Komutanı Albay Sakallı Nurettin Paşa’nın birlikleri, 27 Aralık’ta Kut’u kuşattı.
İngilizler, Kut’u kurtarmak için General Aylmer komutasındaki Tigris Kolordusu ile hücuma geçti, ancak 6 Ocak’ta Şeyh Saad Muharebesi’nde 4 bin askerini kaybederek geri çekildi. Bu muharebede Türk ordusuna “geri çekilme” emrini veren 9. Kolordu Komutanı Miralay Nurettin Paşa ise görevinden alındı, yerine Halil Paşa getirildi.
İngiliz ordusu, 13 Ocak 1916’da Vadi Muharebesi’nde bin 600, 21 Ocak 1916’da Hannah Muharebesi’nde 2 bin 700 asker kaybıyla geri püskürtüldü. Mart başında tekrar taarruza geçen İngilizler, 8 Mart 1916’da Sabis mevkisinde Albay Ali İhsan Bey komutasındaki 13. Kolordu’ya hücum etti, fakat 3 bin 500 asker kaybederek geri çekildi. Bu yenilgiden dolayı General Aylmer azledildi. 19 Nisan 1916’da Bağdat’taki karargahında tifüsten ölen Mareşal Colmar Freiherr von der Goltz Paşa’nın yerine 6. Ordu komutanlığına atanan Halil Paşa, 29 Nisan’da General Charles Townshend komutasındaki İngiliz ordularını teslim aldı.
“ASKERLERİMİ SİZE TESLİME HAZIRIM”
Tümgeneral Charles Vere Ferrers Townshend, kuşatma sürerken Halil Paşa’ya gönderdiği mektupta, ordusunu teslime hazır olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Efendim Hazretleri, açlık bizi silah bırakmaya zorluyor. Zatıalilerinin, ‘Sizin cesur askerleriniz bizim samimi ve kıymettar misafirlerimiz olacaktır.’ sözlerinize istinaden kahraman askerlerimi size teslime hazırım. Askerlerim verilen görevi yaptıkları için onlara iyi davranınız. Siz, askerlerimi Selmanpark Muharebesi’nde, ricat zamanlarında ve beş ay devam eden Kut’ül Amare Kuşatması’nda görmüşsünüzdür. Askerlerimin vazifesini nasıl ifa ettiğini takdir etmişsinizdir. Askeri harp tarihi, özel olarak bu meseleyi teyit edecektir. İcab eden şartlar yerine getirildikten sonra sizin karargahınıza gelip, Kut’ül Amare’yi teslim etmeye hazırım. Fakat erzakın sevkini hızlandırmanızı rica ve temenni eylerim. Size hastanemi ziyaret etmenizi ve orada bulunan askerlerimden bazılarının kolsuz ve ayaksız, bazılarının da hasta ve zayıf olduğunu görmenizi teklif ediyorum. Bunları harp esiri olarak almaya hevesli olduğunuzu farz etmem. Bunlar için en iyi yolun yaralıların Hindistan’a sevki olacağı kanaatindeyim.”
Tümgeneral Townshend, mektubunda, teslim olduktan sonra İstanbul’a, oradan da Londra’ya geçeceğini ifade etti ve zaferinden dolayı Halil Paşa’yı kutladı.
Bu arada, İngiliz Avrupa Kuvvetleri Karargahına gönderdiği mesajda, Kut’taki muhafızları almak üzere bir Türk alayının kasabaya yaklaştığını, hem kale hem de şehrin üzerine beyaz bayrak çektiğini, bazı belgelerle telsizi imha edeceklerini bildiren Townshend, mesajının sonuna, “Kut’tan bütün gemilere ve istasyonlara elveda ve hepinize iyi şanslar.” notunu ekledi.
İNGİLİZ ORDUSU TESLİM OLDU
6. Ordu Komutan Vekili Halil Paşa, 16 Nisan’da Enver Paşa’ya geçtiği mesajda, “Mahsur Tümgeneral Townshend, ordusunu harp esiri olarak bu sabah teslim almaya başladığımızı arz eyler ve yüce muvaffakiyetini tebrik ederim.” ifadesine yere verdi.
Halil Paşa, daha sonra Başkomutanlık Vekaleti’ne gönderdiği bir başka mesajda, silahlarını gece tahrip ederek teslim olan İngiliz askerlerinin sabahtan itibaren harp esiri olarak teslim alınmaya başlandığını bildirerek, şunları kaydetti:
“Tümgeneral Townshend’in kılıcını almadım ve kendisiyle yaverinin ve 3 hizmetçisinin harp esiri olarak Dersaadet’e sevk edileceğini vadettim. Esirlerin 5 general, 277 İngiliz zabiti, 274 Hintli neferi ve 3 bin 400 gayri muharip ki toplamı 13 bin 300 küsürdür. Daha sonra dahile sevk olunmak üzere zabıtan Bağdat’a, efrad Samarra’ya sevk olunacaktır.”
Kesin Türk zaferiyle biten kuşatmanın ardından 3. Alay Komutanı Binbaşı Nazmi, Kut’taki hükümet konağına Osmanlı bayrağı, Tümgeneral Townshend’in karargahına da alayın sancağını dikti.
6.ORDUYA MESAJ
Zaferin ardından Halil Paşa, 6. Ordu’ya yayımladığı mesajda, şunları kaydetti:
“Orduma: Arslanlar, bütün Osmanlılara şeref ve şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın güneşli semasında şehitlerimizin ruhları sevinçle gülerek uçarken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum. Ordum gerek Kut karşısında ve gerekse Kut’u kurtarmaya gelen ordular karşısında 350 subay ve 10 bin erini şehit vermiştir. Fakat buna karşılık bugün Kut’ta 13 general, 481 subay ve 13 bin 300 er teslim alıyorum. Bu teslim aldığımız orduyu kurtarmaya gelen İngiliz kuvvetleri de 30 bin zayiat vererek geri dönmüşlerdir. Şu iki farka bakılınca, cihanı hayretlere düşürecek kadar büyük bir fark görülür. Tarih bu olayı yazmak için kelime bulmakta müşkülata uğrayacaktır. İşte ‘Osmanlı sebatının, İngiliz inadını kırdığı’ birinci zaferi Çanakkale’de, ikinci zaferi burada görüyoruz.”
18. Kolordu Komutanı Miralay Kazım Karabekir de “Tarihimizin iki yüz seneden beri yad etmediği böyle bir zaferi bize lütfeden Cenabıallah’a şükredelim” ifadesini kullandığı emir yazısında, şunları kaydetti:
“Bu zaferin en büyük şan ve şerefi, böyle bir vakayı İngiliz tarihinde ilk defa Türk süngüsünün kaydetmesindedir. 18. Kolordu’nun aslan yürekli erleri, Cenabıallah’a secdeye kapanalım. Bu akşam şehitlerimize Fatihalar, Tebarekeler, Yasinler okunsun. Gaziler birbirine sarılsın, birbirini tebrik etsinler. Ben de bugünkü Kut’ül Amare Bayramı vesilesiyle sizin pak ve yüksek alınlarınızdan kemali hürmet ve samimiyetle öperim.”
Gündem
ZİRVE YOK OLUŞ BAŞLIYOR: YILDA 4.000 BUZUL ERİYEBİLİR!
ZİRVE YOK OLUŞ BAŞLIYOR: YILDA 4.000 BUZUL ERİYEBİLİR!
FATİH DOĞAN MEDYA | ÖZEL HABER
📅 17 Aralık 2025 Çarşamba | ⏳ Okuma Süresi: 4 Dakika | saat: 00:50

Bilim insanları, iklim krizi kontrol altına alınmazsa önümüzdeki on yıllarda her yıl binlerce buzulun haritadan silineceği uyarısında bulundu. Doğu Antarktika’da başlayan erime, okyanus akıntılarıyla tüm kıtaya yayılıyor ve deniz seviyesinde 50 metreyi bulabilecek yükselmelere yol açabilir.
Doğu Antarktika’daki buz kayıplarının sıcak okyanus sularının taşınımıyla kıta genelinde yayılabileceği ortaya kondu. İTÜ Kutup Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Mahmut Oğuz Selbesoğlu, “Bu buz tabakasının tamamı erirse küresel deniz seviyesi 50 metre yükselebilir” ifadesini kullandı.
Nature Climate Change dergisinde yayımlanan bir diğer çalışma ise durumun vahametini gözler önüne seriyor. Araştırmaya göre, mevcut politikaların devam etmesi halinde küresel sıcaklık artışının 4°C’yi bulduğu en kötü senaryoda, 2050’lerin ortalarına kadar her yıl 4.000’e yakın buzul tamamen eriyebilir.
BİR EŞİK AŞILDI, SÜREÇ GERİ DÖNDÜRÜLEMEZ OLABİLİR
Uzmanlar, Antarktika’da başlayan erimenin belirli bir eşik aşıldıktan sonra durdurulamaz bir hale gelebileceğinin altını çiziyor.
· Yayılmacı Etki: Doğu Antarktika’da bir bölgede başlayan erime, okyanus akıntıları ve sıcak su taşınımı yoluyla adeta bir ağ gibi diğer bölgelere yayılabiliyor. Bu, buz kaybının yerel değil, kıtasal ölçekte gerçekleşebileceği anlamına geliyor.
· Zirve Yok Oluş Dönemi: Bilim insanları, yılda kaybedilen buzul sayısının en yüksek seviyeye ulaştığı bir “zirve buzul yok oluşu” dönemine girildiğini belirtiyor. Isınma 1.5°C ile sınırlansa bile, 2041 yılına kadar yılda kaybedilen buzul sayısının 2.000’e çıkması bekleniyor.
ETKİLER SADECE BİLİMSEL DEĞİL: TURİZM, SU, KÜLTÜR TEHLİKEDE
Buzulların erimesi yalnızca deniz seviyesini yükseltmekle kalmıyor; hidroelektrik üretimi, tarım, turizm ve yerel kültürler için hayati önem taşıyan su kaynaklarını da tehdit ediyor.
· Avrupa Alarmda: İsviçre’deki buzullar bu yıl toplam hacimlerinin %3’ünü kaybederek “muazzam” bir erime yaşadı. 2015’ten bu yana ise ülkedeki buzulların dörtte biri yok oldu.
· Küresel Bir Mesele: Birleşmiş Milletler, 2025 yılını “Uluslararası Buzulları Koruma Yılı” ilan ederek konunun aciliyetine dikkat çekti. Dünyadaki tatlı suyun yaklaşık %70’ini barındıran buzulların hızlı kaybı, 2 milyardan fazla insanı etkileyebilecek bir su krizine yol açabilir.
ÇÖZÜM YOLU: KÜRESEL EMİSYONLARIN AZALTILMASI
İTÜ’den Doç. Dr. Selbesoğlu, buzul erimesine karşı tek kalıcı çözümün küresel emisyonların azaltılması, enerji politikalarının doğru planlanması ve karbon yutaklarının korunması olduğunu vurguluyor.
Araştırmacılar, iklim politikalarının buzulların kaderini doğrudan belirleyeceğini ifade ediyor. Paris Anlaşması’ndaki 1.5°C hedefinin tutturulması durumunda bile buzul kayıpları devam edecek, ancak en kötü senaryonun önüne geçilebilecek.
Gündem
İtalya’daki bir dağda binlerce dinozor ayak izi bulundu.
Trias Çağı’ndan Günümüze: Alpler’deki Dinozor Otoyolu, Olimpiyatların Eşiğinde Ortaya Çıktı
Tarih: 17 Aralık 2025 | Okuma Süresi: 3 DAKİKA | SAAT:00:15

İtalya’nın Alpler bölgesinde, 2026 Kış Olimpiyatları’na ev sahipliği yapacak bir bölgede, son derece önemli bir paleontolojik keşif yapıldı. Stelvio Ulusal Parkı’nda, yaklaşık 210 milyon yıl öncesine (Geç Trias Dönemi) tarihlenen binlerce dinozor ayak izi bulundu.
Tesadüfi Bir Bakış, Tarihe Açılan Pencere Oldu
Keşfin kahramanı, Eylül ayında parkta geyik ve sakallı akbaba fotoğraflamaya çalışan doğa fotoğrafçısı Elio Della Ferrera oldu. Della Ferrera, dik bir kaya yüzeyinde garip şekiller fark etti ve zorlu bir tırmanışın ardından karşısında “on binlerce” iyi korunmuş ayak izi buldu. Ulaşılması güç bir noktada, deniz seviyesinden yaklaşık 2.400 – 2.800 metre yükseklikte yer alan bu izler, ancak güçlü bir mercek yardımıyla fark edilebiliyordu.
Fotoğrafçı, durumu Milano Doğal Tarih Müzesi’nden ünlü paleontolog Cristiano Dal Sasso ile paylaştı. Dal Sasso ve diğer uzmanların yaptığı ilk incelemeler, hayret verici gerçeği ortaya çıkardı.

“Dinozor Vadisi”: Detaylar ve Bilimsel Önem
Keşfedilen alan, uzmanlar tarafından gerçek bir “Dinozor Vadisi” olarak tanımlandı. İşte buluntuların dikkat çeken özellikleri:
· Olağanüstü Büyüklük: İzler, yaklaşık 5 kilometre boyunca uzanan bir alana yayılıyor ve sayılarının 20.000’e kadar çıktığı tahmin ediliyor. Dal Sasso, buranın Alpler’deki en büyük ve dünyanın en zengin ayak izi alanlarından biri olduğunu belirtti.
· Muhteşem Korunmuşluk: 40 santimetreye varan genişlikteki izlerde, parmak ve pençe detayları net bir şekilde görülebiliyor.
· Sahipleri Kimdi? İzlerin büyük olasılıkla uzun boyunlu, küçük kafalı, otçul “prosauropod” dinozorlarına ait olduğu düşünülüyor. Bu canlılar, iki ayak üzerinde yürüyen, 10 metre uzunluğa ve 4 tona yakın ağırlığa ulaşabilen devlerdi.
· Sürü Davranışları: İzler, bu dinozorların sürüler halinde, senkronize bir şekilde dolaştığını gösteriyor. Hatta araştırmacılar, hayvanların savunma amaçlı olarak daire şeklinde toplandıklarına dair izler de tespit etti.
Zamanda Yolculuk: Okyanus Kıyısından Alp Dağına
Bugün neredeyse dikey bir kayalık yüzeyinde bulunan bu izler, 210 milyon yıl önce çok farklı bir ortamda oluştu. O dönemde bu bölge, eski Tethys Okyanusu’nu çevreleyen geniş, gelgit düzlükleri ve sıcak bir lagündü. Dinozorlar, yumuşak ve suya doymuş çamurlarda yürüdü.
Zamanla, Afrika levhasının kuzeye hareketi okyanusu kapattı ve deniz tabanındaki bu tortul kayaçlar kıvrılarak Alp dağ silsilesini oluşturdu. Erosion (aşınma) sonucu, milyonlarca yıldır saklı kalan bu tarih sayfaları tekrar gün yüzüne çıktı. Jeolog Fabrizio Berra’nın ifadesiyle, bu katmanlar “bir taş kitabın sayfalarını okumak” gibi.
Olimpiyatlara Tarihten Bir Hediye
Keşfin bir diğer çarpıcı yanı, 2026 Milano-Cortina Kış Olimpiyat Oyunları’nın yapılacağı Bormio kayak merkezine sadece birkaç kilometre uzaklıkta olması. Lombardiya Bölge Başkanı Attilio Fontana keşfi, “doğa bilimlerinin Milano-Cortina 2026 Oyunları’na uzak çağlardan gelen beklenmedik ve değerli bir hediyesi” olarak nitelendirdi.
Bölge kış aylarında ulaşılması çok zor olduğu ve izler kar altında kaldığı için, bilimsel çalışmalarda insansız hava araçları (dronlar) ve uzaktan algılama teknolojileri kullanılacak. Halka açılmasına yönelik ise henüz bir plan bulunmuyor.
Dünyadan Benzer Son Keşifler
İtalya’daki bu buluntu, son dönemde dünyanın farklı yerlerinde yapılan önemli keşiflerden yalnızca biri. Bu keşifler, dinozorların davranışları ve yayılımı hakkında yeni bilgiler sunuyor.
· Bolivya’da “Dinozor Otoyolu”: Geçtiğimiz günlerde Bolivya’nın Torotoro Ulusal Parkı’nda, 16.600 adet etçil theropod dinozoruna ait ayak izi belgelendi. Bu izler, bölgenin daha büyük bir “dinozor otoyolunun” parçası olabileceğini gösteriyor.
· Sardinya’da İlk Kanıt: Nisan 2025’te, İtalya’nın Sardinya adasında, bir belgesel çekimi sırasında yaklaşık 165 milyon yıllık iki ayaklı bir dinozora ait izler bulundu. Bu, adada dinozor varlığına dair ilk somut kanıt oldu.
–
Gündem
Bursa’da eğlence mekanı önünde silahlı kavga: Polis memurunun başından vurduğu Berk Keleş hayatını kaybetti
Bursa’da eğlence mekanı önünde silahlı kavga: Polis memurunun başından vurduğu Berk Keleş hayatını kaybetti
Oluşturulma Tarihi: 16 Aralık 2025, 21:40
Okuma Süresi:2 dakika

Bursa’nın Osmangazi ilçesinde gece yarısı yaşanan silahlı olayda, bir polis memuru ile vatandaş arasındaki tartışma trajediyle sonuçlandı. Başından vurulan 35 yaşındaki Berk Keleş, hastanede hayatını kaybetti.
Bursa’nın Osmangazi ilçesinde, bir eğlence mekanının önünde çıkan silahlı kavgada bir kişi hayatını kaybetti. Olay, polis memuru M.S. ile Berk Keleş (35) arasında çıkan ve silahlı kavgaya dönüşen tartışma sonucu meydana geldi.
Olayın Gelişimi
Olay, 16 Aralık 2025 Salı günü, sabaha karşı 03.30 sıralarında Osmangazi ilçesi Küplüpınar Mahallesi İstanbul Caddesi üzerindeki bir eğlence mekanının önünde yaşandı.

Henüz kesinleşmeyen bir nedenden ötürü, polis memuru M.S. ile 35 yaşındaki Berk Keleş arasında tartışma çıktı. Tartışmanın kısa sürede silahlı kavgaya dönüştüğü bildirildi.
Kavga sırasında bir taksi içerisinde bulunan Berk Keleş, başına isabet eden kurşunla ağır yaralandı. Aynı anda, olay yerinde bulunan ve Ö.Y. olarak tanımlanan 39 yaşındaki bir başka kişi de ayağından yaralandı.
Yardım ve Hastane Süreci
İhbar üzerine olay yerine çok sayıda sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Sağlık ekipleri, yaralılara ilk müdahalelerini olay yerinde yaptıktan sonra onları çevredeki hastanelere kaldırdı.
Başından ağır yaralanan Berk Keleş, kaldırıldığı hastanede doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Ayağından yaralanan Ö.Y.’nin ise tedavisinin devam ettiği öğrenildi.
Gözaltı ve Soruşturma
Olayda silah kullandığı iddia edilen polis memuru M.S., olayın ardından gözaltına alındı.
Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında, tartışmanın nasıl başladığı, silahın nasıl kullanıldığı ve olayın tüm detayları adli makamlarca araştırılıyor.
Bursa’da Benzer Olaylar
Bursa, son yıllarda benzer şiddet olaylarına sahne oldu. 2021 yılında, bir polis memurunu şehit eden sanığa müebbet hapis cezası verilmişti. Yine 2021’de, bir başka olayda polisi şehit edip 2 kişiyi öldüren sanık ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmıştı.
—
📍 Olayın Özeti
· Ne Oldu: Polis memuru ile vatandaş arasındaki tartışma silahlı kavgaya dönüştü.
· Sonuç: Berk Keleş (35) başından vurularak hayatını kaybetti. Bir kişi daha yaralandı.
· Yer ve Zaman: Osmangazi, Küplüpınar Mahallesi, 16 Aralık 2025, 03.30.
· Son Durum: Polis memuru M.S. gözaltında. Soruşturma devam ediyor.
-
Gündem1 hafta öncesparta’da kayıp çoban: “Öldürmüşler, kafasını kesmişler” — Başsız ceset ve arayış sürdü
-
Teknoloji1 hafta önceAvustralya tarihi kararı uyguladı: 16 yaş altına sosyal medya yasağı başladı
-
Magazin1 hafta önceIMDb 2025’in En Çok Konuşulan Yıldızlarını Açıkladı: İşte Yılın En Popüler Oyuncuları
-
Magazin1 hafta önceSON DAKİKA: Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter ve arkadaşı Sultan Nur Ulu gözaltına ALINDI.
-
Teknoloji1 hafta önceZaman Bir Yanılsama mı? Bilim Dünyasını Sarsan Soru
-
Teknoloji1 hafta önceYapay Zeka “Hesap Makinesini” Tarihe Gömdü: Yeni Modeller Artık Karmaşık Matematiği de Çözüyor
-
Teknoloji1 hafta önceNASA ve ESA’dan Tarihi Paylaşım: 3I/ATLAS’ın En Net Görüntüleri Açıklandı
-
Sağlık1 hafta önceBu kez Muğla’da şap alarmı: Milas’ta 11 mahalle karantinaya alındı
