Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Teknoloji

Titanik’in kardeşi Ege’de batmıştı: Türk hamamı gün yüzüne çıkarıldı

Yayımlandı

üzerinde

’ın Kea Adası açıklarında yaklaşık 120 metre derinliğe dalan 11 kişilik uluslararası bir ekip, Titanik’in kardeş gemisi Britannic’in batığını inceledi ve çok sayıda tarihi eşyayı gün yüzüne çıkardı.

Güçlü akıntılar ve düşük görüş koşullarına rağmen geminin çanını, iskele seyrüsefer lambasını, gemideki Türk hamamına ait seramik karoları, birinci sınıf yolcular için yapılmış gümüş kaplama tepsileri, ayrıca ikinci sınıf kamaralardan bir yolcuya ait dürbün ve porselen kabı su üstüne çıkarmayı başardılar.

LÜKS YOLCU GEMİSİYDİ

1914’te White Star Line tarafından lüks yolcu gemisi olarak denize indirilen Britannic, I. Dünya Savaşı sırasında İngiliz Kraliyet Donanması tarafından hastane gemisine dönüştürülmüştü.

Kasım 1916’da Lemnos Adası’na hasta taşırken Kea açıklarında bir Alman mayınına çarpmış ve bir saatten kısa sürede batmıştı. Bin 65 kişi arasından 30 kişi, hareket halindeki pervanelere kapılan iki filikanın parçalanması sonucu hayatını kaybetmişti.

KEŞİF NASIL YAPILDI?

Atina’nın 70 kilometre güneydoğusunda, derin ve dalgalı sularda bulunan batığın zorlu koşulları nedeniyle yalnızca uzman dalgıçların girmesine izin veriliyor. Kültür Bakanlığı onayıyla gerçekleştirilen bu son dalışta ekip, kapalı devre solunum cihazlarıyla bir hafta boyunca belirli objeleri hedef aldı. Ancak dar alanlar, kırılgan yapılar, akıntılar ve görüş kısıtlılığı nedeniyle tüm planlanan parçalar çıkarılamadı.

Su yüzüne çıkarılan her obje özel torbalara yerleştirildi, ardından koruma kaplarıyla sahile taşındı. Kea Polisi’nin gözetiminde muhafaza edilen eşyalar, daha sonra Atina’daki Sualtı Antikiteleri Dairesi laboratuvarlarına götürülerek temizlenmeye başlandı.

Hazırlıkların ardından bu eserler, Pire’de inşası süren Ulusal Sualtı Antikiteleri Müzesi’nde sergilenecek. Müzenin açılış koleksiyonunda Britannic’ten çıkarılan bu eşyalar, I. Dünya Savaşı temalı serginin merkezinde yer alacak.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Teknoloji

Haluk Görgün: “KAAN takvime uygun ilerliyor, yerli motorla uçacak”

Yayımlandı

üzerinde

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün,  Projesi, uçağın geliştirme ve ilk blok üretiminde kullanılacak ithal motorların temin süreci ve yerli motor geliştirme çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Açık ya da örtülü ambargolara karşı yerli ve milli çözümlere ağırlık verdiklerini belirten Görgün “Açık ve kapalı tüm kısıtlamaları takip ediyor, savunma sanayiinde uluslararası alanda yaşanabilecek her türlü sınırlamayı dikkatle değerlendiriyor, ülkemizin çıkarlarını korumak için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Bu doğrultuda özellikle motor teknolojileri alanında attığımız adımlar, ülkemizin stratejik gücünü ve özgüvenini daha da pekiştirmektedir. Bugüne kadar “yapamazsınız” denilen tüm platformları bir bir envantere kazandırdık. Hava araçlarımız, kara araçlarımız, helikopterlerimiz, insansız sistemlerimiz ve füzelerimiz artık millî motorlarımızla yoluna devam ediyor” dedi.

ASKERİ PROJELERDE SON DURUM

Askeri motor teknolojileri konusunda güncel duruma ilişkin gelişmeleri paylaşan Görgün şunları kaydetti:  “Kara araçlarımızda Vuran ve Kirpi araçlarıyla TUNA motoru askerimizin kullanımına sunulmuş, tank taşıyıcı ve lojistik araçları için geliştirilen AZRA Gen-2 test faaliyetleri başarıyla devam etmektedir. Yeni nesil paletli araçlarda görev yapacak UTKU motoru ve ALTAY tankı için geliştirilen BATU motorunun geliştirme ve test faaliyetleri tamamlanmış, hem UTKU hem BATU’nun transmisyon test çalışmaları da başarıy sürdürülmektedir. İnsansız hava araçlarımızda TB3’e güç veren PD200 motoru envantere girmiş, ANKA ve AKSUNGUR’a entegre edilen PD170 motoru ile test faaliyetleri devam etmekte, Kargı İHA için PG50 motoru ile bağımsız kabiliyetler elde edilmiştir.

Helikopterlerimizde GÖKBEY helikopterinin kalbinde olan milli TS1400 turboşaft motorunun sertifikasyon testleri devam etmekte, seri üretim çalışmaları da başarıyla yürütülmektedir.

Füze ve mühimmatlarımızda ATMACA ve SOM için KTJ3200, ÇAKIR için KTJ1750, KARA ATMACA için KTJ3700 jet motorları geliştirilmiş ve başarıyla kullanılmaktadır. İlaveten, yeni nesil füze motorları geliştirme çalışmalarımız devam etmektedir.

Deniz platformlarımızda Marlin SİDA için LEVEND motoru, ULAQ SİDA için Marin X7 entegrasyonları yapılmış, MİLGEM gemilerimiz için MAVİ BATU bağımsız çözümünün hayata geçirilmesi için test faaliyetleri tamamlanmıştır. Jet motorları ve ileri aşama çalışmalarımızda ANKA-III için geliştirilen TF6000 turbofan motoru başarıyla çalıştırılmış,

KIZILELMA için TF10000 geliştirme çalışmaları devam etmektedir. KAAN savaş uçağının ana motoru TF35000 ve yardımcı güç ünitesi APU60 için geliştirme faaliyetleri başarıyla devam etmektedir. Türkiye, motor teknolojilerinde oluşturduğu bu geniş yelpazeyle kara, hava, deniz ve füze sistemlerinde ihtiyaç duyulan kritik kabiliyetleri artık yerli ve milli imkanlarla karşılamaya başlamıştır. Başkanlığımız tarafından tam bağımsızlığın sağlanması yönünde stratejiler ve eylem planları Gaz Türbinli Motor Yol Haritası, Kara Araçları için Güç Grubu Yol Haritası, Milli Dizel Deniz Motorları Yol Haritası ve Milli Deniz Tipi Elektrikli Tahrik Sistemleri Yol Haritası yoluyla hazırlanmış, bu doğrultuda da kararlılıkla ilerlenmektedir.”

“TEK BİR KAYNAĞA BAĞLI DEĞİLİZ”

Görgün, KAAN için geliştirilen yerli motor konusunda yürütülen çalışmalara ilişkin ise şunları kaydetti:

“Milli Muharip Uçağımız KAAN’ın motor çalışmalarında da aynı anlayışla ilerliyoruz. KAAN seri üretimi yabancı değil yerli motor üzerinden planlandı. KAAN savaş uçağının ana motoru TF35000 ve yardımcı güç ünitesi APU60 için geliştirme faaliyetleri başarıyla devam etmektedir. Savunma sanayiinde süreç daima bu şekilde işler. Önce mevcut motorlarla başlanır, ardından milli motor projeleri devreye alınır. Biz de KAAN’ı blok yaklaşımıyla üretiyoruz. Yani farklı aşamalarda, farklı kabiliyetlerle güçlenen versiyonlarını envantere kazandırarak, kademeli olarak geliştiriyoruz. Bu kapsamda KAAN savaş uçağımızın teslimat takviminde bir gecikme bulunmamaktadır. Seri üretimimizi riske atmamak için de yalnızca tek bir kaynağa bağlı kalmıyor, farklı tedarik kanallarıyla çalışıyor, alternatifleri eş zamanlı olarak değerlendiriyoruz. Böylece hem takvimi güvence altına alıyor hem de milli motor geliştirme yol haritamızı kesintisiz ilerletiyoruz. KAAN’ın geleceği hiçbir şekilde tek bir ülkenin motoruna bağlı değildir. Biz mühendislerimize güveniyoruz. TF35000’in seri imalat süreci planlandığı şekilde devam ediyor.”

“YERLİ MOTORDA FARKLI BİR ALTERNATİF ARAYIŞIMIZ YOK”

KAAN prototip uçaklar için gerekli tüm motorlar tedarik edilerek Türkiye’ye teslimatları tamamlandı” diyen Haluk Görgün “Prototip uçaklarımızın üretimi son hızla devam etmektedir” diye konuştu.

KAAN için ihtiyaç duyulan motorlarının ABD’den temini konusundaki talebe ilişkin güncel durumu paylaşan Görgün “Hava Kuvvetleri Komutanlığımıza teslim edilecek ilk blok belli sayıda KAAN seri uçaklarımız için ihtiyaç duyulacak motor tedarikine ilişkin ABD’ye resmi başvuru süreci tamamlandı. KAAN uçağımızın 6’ncı nesil üst düzey yetenekler kazanması için ihtiyaç duyduğumuz yerli motorumuzun geliştirme faaliyetleri planlandığı takvimle devam etmektedir. Bu aşamada yabancı farklı bir alternatif arayışımız söz konusu değildir. İhtiyaç olması durumunda ilk blok için motor değişikliği yapılması imkan dahilindedir. Bu durumdan kaynaklanacak bazı mühendislik geliştirme ihtiyaçlarının ortaya çıkması mümkün olmakla birlikte, tasarım ve geliştirme faaliyetleri, tüm dünyada da olduğu üzere, sürekli bir iterasyon ve değişiklik yönetimi ihtiyacını bünyesinde barındırmaktadır. Böyle bir durumda önemli bir takvimsel dezavantaj yaşayacağımızı düşünmüyorum. Zira biz projelerimizi Çevik Sistem Mühendisliği yaklaşımıyla yönetiyoruz. Ancak belirttiğim üzere bizim nihai seri üretim uçaklarımız yerli motorla uçacak” ifadelerini kullandı. 

“GECİKME VARDI, 2 YILDA ÇOK ÖNEMLİ YOL KATEDİLDİ”

KAAN’a yönelik yerli motor geliştirme projesiyle ilgili karar süreçlerinde gecikme yaşandığı eleştirilerine ilişkin bir soru üzerine Görgün şunları söyledi: 

“Bir gecikme söz konusuydu ilk ele aldığım konu bu oldu, şimdi sorumluluklar ve takvim net. Sorumluluk alan tüm şirketlerimiz vazifelerini zamanında yerine getiriyor, SSB Motor Daire Başkanlığı da yakından takip ediyor. Geçtiğimiz 2 yılda çok önemli yol katedildi. ANKA-III için geliştirilen TF6000 turbofan motorunun başarıyla ilk çalıştırılmasının yapıldığı, KIZILELMA için TF10000 geliştirme çalışmalarının devam ettiği ve nihayetinde KAAN savaş uçağının ana motoru TF35000 ve yardımcı güç ünitesi APU60 için geliştirme faaliyetlerimizin planlandığı şekilde devam ettiği dikkate alındığında, motor alanında azımsanmayacak bir yol alındığı ve geleceğe güvenle bakabileceğimizi ifade etmek isterim.”

Görgün, Endonezya’ya ihraç edilmesi planlanan 48 adet beşinci nesil KAAN savaş uçağının, ABD menşeli motorlarla değil, milli motorlarla güçlendirileceğini de açıkladı.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Bilim insanları: Ay kraterlerinde “hazine” yatıyor olabilir

Yayımlandı

üzerinde

Bağımsız gök bilimci Jayanth Chennamangalam’ın öncülüğünde yeni bir çalışma yapıldı.

Araştırmada, 6 bin 500’e kadar kraterin platin, paladyum ve rodyum gibi değerli metaller barındırabileceği öngörüldü. Bu metallerin, endüstri ve tıpta kritik öneme sahip olmalarına rağmen Dünya’da oldukça nadir bulunduğu bildirildi.

Araştırmaya göre 3 bin 400’e yakın kraterde ise suyun hidratlı mineraller halinde bulunması mümkün.

Uzmanlar, bu kaynağın, gelecekte Ay’da kurulacak üslerde insanlı görevler için büyük önem taşıyabileceğini kaydetti. Açıklamada özellikle 19 kilometreden büyük ve merkezinde tepe yapısı bulunan kraterlerin metal yoğunluğu açısından en güçlü adaylar olduğu bilgisi paylaşıldı.

insanları, madenciliğinin, Dünya’nın sınırlı kaynaklarına alternatif olarak görüldüğünü ifade etti. Ayrıca, Ay’da suyun bulunması halinde, bu kaynağın astronotların ihtiyacını karşılamak için kullanılabileceği ve Dünya’dan su taşıma zorunluluğunu azaltacağı da aktarıldı.

Çalışma kapsamında, Ay yüzeyine gönderilecek maliyetli iniş araçları yerine yörüngeden yapılacak uzaktan algılama yöntemleriyle hedef kraterlerin belirlenmesi önerildi.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

171 sayfalık Gelecek Raporu: 2045’te dünya nasıl bir yer olacak?

Yayımlandı

üzerinde

hükümeti, önümüzdeki 20 yıl için öngörülerini içeren 171 sayfalık “Gelecek Raporu”nu kamuyla paylaştı.

İşte rapora göre 2045 yılına kadar gerçekleşmesi beklenen senaryolar…

İŞ BİRLİĞİ DÜNYASI

En iyimser senaryoya göre uluslararası düzen güçleniyor, küresel ve toplumsal sorunlar barışçıl işbirliğiyle çözülüyor. Yeşil ekonomiye adil geçiş sağlanıyor. Avrupa Birliği, güçlü bir küresel aktör ve öncü konumuna yükseliyor.

Bunun yanı sıra ABD’de kutuplaşma azalıyor, Çin’de devlet kontrolü gevşiyor, Rusya’da demokrasi yeniden güç kazanıyor.

Raporda bu senaryonun tek riskinin “rahatlığa kapılmak” olduğu vurgulanıyor.

TEKNOLOJİ DEVLERİNİN DÜNYASI

Amazon ve Nvidia benzeri şirketlerin geleceği şekillendirdiği bu tabloda, teknoloji devleri büyük veri ve servet sayesinde siyaset üzerinde etkili hale geliyor.

Çin, kritik teknolojilerde tamamen kendi kendine yeterli hale geliyor.

ABD üstünlüğünü kısmen yitiriyor, Rusya’nın ise teknoloji devi bulunmuyor.

Verimlilik artışı, suç önleme ve fosil yakıtlardan uzaklaşma gibi olumlu sonuçlara rağmen, eşitsizliklerin büyüyeceği öngörülüyor.

ÇATIŞMACI DÜNYA

Ulusal çıkarlara dayalı blokların öne çıktığı, kaynaklar ve teknolojik üstünlük için rekabetin arttığı bir tablo çiziliyor.

Arktik’te rekabet sertleşiyor, çatışmalar ve krizler artıyor. Küresel ekonomi bölgeselleşiyor, iklim krizi ağır ekonomik bedeller doğuruyor. Avrupa’ya kitlesel göç dalgaları yaşanıyor.

ÇÖKEN DÜNYA

En karanlık senaryoda ekolojik çöküş, toplumsal ve ekonomik düzeni yıkıyor.

Küresel ekonomi krizde, ticaret savaşları ve blok siyaseti norm haline geliyor. Yoksulluk artıyor, Batı’da yaşam standartları geriliyor.

NATO ve AB gibi ittifaklar çökerken, ABD içine kapanıyor, Çin iç çatışmalarla felç oluyor, Rusya ise faşizme kayıyor.

SÜRPRİZ SENARYOLAR: BEKLENMEDİK GELİŞMELER

Rapor ayrıca geleceği kökten değiştirebilecek “sürpriz senaryoları” da listeliyor:

Afrika ekonomik mucizesi: İyi yönetişim, nüfus artışı ve kaynaklarla kıtanın yükselmesi.

Yeni Buzul Çağı: Körfez Akıntısı’nın çökmesiyle Avrupa’da sıcaklıkların 5 derece düşmesi.

Aşırı uzun yaşam: İnsanların 160 yaşına kadar yaşayabilmesi, sosyal sistemler ve siyasette köklü değişim.

Ücretsiz internetin sona ermesi, yeni uzay yarışı, Rusya’nın dağılması gibi olasılıklar da vurgulanıyor.

Finlandiya, bu tür bir rapor hazırlayan tek ülke konumunda. Çalışma, AB, BM ve Ekonomik Forumu gibi uluslararası kuruluşlar için de bir referans niteliğinde kabul ediliyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar