Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Magazin

Titanik Kaptanı Edward John Smith’in Son Anlarında Şok Eden Sırlar: İntihar mı Kahramanlık mı?

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
Titanik’in efsanevi kaptanı Edward John Smith’in son anlarına dair yeni kitapta ortaya çıkan çarpıcı gerçekler. İntihar iddiaları, çocuğa tutunma hikayesi ve kahramanlık miti bu makalede çözülüyor.

Titanik’in batışı üzerinden 113 yıl geçmesine rağmen, geminin efsanevi kaptanı Edward John Smith’in ölümü hâlâ efsanelerle çevrilidir. Nisan 2025’te yayınlanan Dan E. Parkes imzalı yeni çalışma, bir araya getirdiği aile mektupları, gözlemci anlatıları ve dönem gazetelerindeki ilk haberlerle, Smith’in son anlarına dair bilinmeyenleri gün yüzüne çıkarıyor . Bu makalede, intihar iddialarından çocuğa tutunma hikayelerine, “kahraman kaptan” mitinden dönemin gözlemci ifadelerine kadar tüm ayrıntılarıyla Smith’in akıbetini inceliyoruz.

1. Giriş: Efsaneler ve Gerçekler Arasındaki İnce Çizgi

Titanik’in batışı sonrası yayılan karanlık hikâyeler, geminin kaptanını mythos’un bir parçası haline getirdi. 18 Nisan 1912 tarihli Express gazetesi, “Kaptan E.J. Smith intihar etti” başlığıyla o döneme damga vurdu . Ancak sonraki yıllarda ortaya çıkan çelişkili tanıklıklar ve araştırmalar, bu iddianın kanıtlanabilir bir temele dayanmadığını gösteriyor.

2. Kaptan Smith’in Son Anlarına Dair Efsaneler

2.1 İntihar İddiası

Bazı tanıklar, gemi su almaya başlayınca köprüde silah sesi duyduklarını ve bunun kaptanın kendi canına kıydığına işaret ettiğini aktardı . İlk haberler, Smith’in silahını kendine dayayıp vurarak hayatına son verdiğini öne sürdü

2.2 Çocuğa Tutunma Hikayesi

Bir diğer anlatıya göre, Smith filikaya uzanıp battaniyeye sarılı küçük bir bebeği May Smith isimli bir kadın yolcuya teslim etti; ardından tekrar sulara döndü ve gözden kayboldu

2.3 Kahraman Olarak Son Anda Görünüşü

En yaygın efsaneyse, Smith’in köprüde megafonla emirler verirken batışı bekleyen bir kahraman gibi son nefesine kadar görevde kalmasıdır. Bu görüntü, hem dönemin gazetelerinde hem de 1997 yapımı filmde pekiştirilmiştir

3. Tarihi Kayıtlar ve Görgü Tanıkları

3.1 Deyim Yerindeyse Kurşun Sesleri: İntihar Miti

Encyclopedia Titanica’ya göre, bazı yolcuların duyduğu silah sesleri intihar söylentisini körükledi; fakat bu tanıklıkların güvenilirliği tartışmalıdır. Araştırmacılar, söz konusu silah seslerinin kalabalığın karmaşası içinde yanlış yorumlanmış olabileceğini vurguluyor .

3.2 Köprüdeki Cesur Kumandan: Kahramanlık Görgüleri

Güvenilir sayılan radyo operatörü Harold Bride, Smith’in köprüden “denize atladığını” ve tekrar suya gömüldüğünü söyledi  Birinci sınıf yolcu Robert W. Daniel ise, kaptanı su seviyesi beline geldiğinde megafonla emir verirken gördüğünü anlattı

3.3 Suya Atlayış ve Çocuğa Uzanan Yardım Eli

Collapsible B filikasındaki bazı kurtulanlar, bir yüzücünün onlara çocuk taşıdığını iddia etti. Charles Eugene Williams’a göre, Smith çocuğu bir mürettebata teslim ettikten sonra “kendini geri iterek batmaya devam etti”

4. Yeni Kitap Ne Diyor?

4.1 Dan E. Parkes’in Araştırma Yöntemleri

Amberley Publishing tarafından 15 Kasım 2024’te yayımlanan Titanic Legacy: The Captain, His Daughter and the Spy, Smith’in ailesine ait hiç yayınlanmamış mektupları ve dönemin resmî belgelerini bir araya getiriyo. Parkes, üç ayrı araştırma websitesi ve YouTube kanallarıyla tanınan bir Titanic uzmanı olarak, yıllardır biriktirdiği anekdotları derinlemesine inceledi

4.2 Kitaptan Öne Çıkan Bulgular

Parkes’e göre, intihar söylentileri büyük oranda çarpıtılmış tanıklıklara dayanıyor. Baskın kanaat, kaptanın görevini tamamladıktan sonra köprüden denize atladığı yönünde; çocuğa yardım etme hikayesi ise muhtemelen filikadaki karanlık koşulların yol açtığı yanlış tanımlamalardan öteye gitmiyor

5. Sonuç: Efsane mi, Gerçek mi?

Edward John Smith’in son anaları, ne tamamen intihar mitiyle örtüşüyor ne de salt kahramanlık hikâyesine indirgenebiliyor. Tarihi kayıtlar ve kadın, çocuk odaklı kurtarma çabalarıyla ilgili farklı anlatılar, olayın kaotik doğasını gözler önüne seriyor. Yeni kitap, bu karmaşayı netleştirmeye yönelirken, Smith’in “her zaman görevde” kalan bir kaptan imajını destekler nitelikte çalışmalar sunuyor.


Bu makale, Titanic’in kaptanı Edward John Smith’in son anları hakkında ortaya atılan iddiaları ve Dan E. Parkes’in yeni çalışmasında yer alan bulguları bir arada sunarak; intihar, çocuğa tutunma ve kahramanlık anlatılarını dönemin gözlemci tanıklıklarıyla birlikte değerlendiriyor.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Magazin

Galataport İstanbul’da Jazz zamanı

Yayımlandı

üzerinde

Galataport İstanbul'da Jazz zamanı

Galataport İstanbul Jazz müziğinin önde gelen isimlerini ağırladı. Konserler bugün de devam edecek ve ücretsiz olacak.

Okumaya Devam Et

Magazin

The Boys dizisinin yıldızı Erin Moriarty hastalığını açıkladı

Yayımlandı

üzerinde

Erin Moriarty hastalığını açıkladı

The Boys dizisiyle şöhreti yakalayan Erin Moriarty, kendisine Graves hastalığı teşhisi konulduğunu açıkladı.

Garth Ennis ve Darick Robertson’ın imzasını taşıyan çizgi romandan uyarlanan “The Boys” dizisi son dönemin en popüler yapımları arasında yer alıyor.

Dizinin başrol oyuncularından Erin Moriarty, sosyal medya hesabından hastalığını duyurdu.

Bir ay önce Graves hastalığı teşhisi aldığını ifade eden 30 yaşındaki ünlü oyuncu, rahatsızlığının tiroid bezini etkileyerek aşırı hormon üretimine yol açtığını belirtti.

Tedaviye başladıktan sonraki 24 saat içinde kendisini daha iyi hissetmeye başladığını ifade eden ünlü isim, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

“Otoimmün hastalık herkeste farklı şekilde ortaya çıkar. Benim deneyimim sizinkinden farklı olabilir. Söyleyebileceğim bir şey var: Her şeyi strese ve yorgunluğa bağlamasaydım, bunu daha erken öğrenebilirdim. Bir ay önce bana Graves hastalığı teşhisi kondu. Tedaviye başladıktan sonraki 24 saat içinde, ışığın geri geldiğini hissettim. Eğer ışığınız sönüyorsa gidin kontrol ettirin.”

GRAVES HASTALIĞI NEDİR?

Graves hastalığı, toksik (zehirli) guatr adıyla da bilinen otoimmün bir hastalıktır. Bu rahatsızlık, tiroit bezinin çok çalışmasına ve aşırı miktarda hormon üretmesine neden olur.

Okumaya Devam Et

Magazin

Dermatolog açıkladı: Güneş kremi seçerken mutlaka dikkat etmeniz gerekenler

Yayımlandı

üzerinde

Dermatolog açıkladı: Güneş kremi seçerken mutlaka dikkat etmeniz gerekenler

Yaz aylarında artan güneş ışınları, cilt sağlığı için ciddi riskler barındırıyor. Uzmanlar, güneş kremi kullanımının sadece plajda değil, günlük hayatta da ihmal edilmemesi gerektiğinin altını çiziyor.

Dr. Lisa Akintilo’ya göre, cilt bakım rutininizin yaz aylarında tamamen değişmesine gerek yok ancak soğuk havalarda kullandığınız yoğun kremler, yerini daha hafif nemlendiricilere bırakabilir.
UVA ışınları cilt yaşlanmasına, lekelere ve istenmeyen cilt oluşumlarına neden olabildiği gibi cilt kanserine de yol açabilir. Düzenli güneş kremi kullanımı, cildimizi zararlı ultraviyole ışınlardan (UV) korur. 
Peki güneş kreminde kaç faktör güçlü bir koruma sağlar?
Dr.  Akintilo, günlük kullanım için SPF 30’un yeterli olabileceğini ancak uzun süre güneşe maruz kalacaksanız, SPF 50 tercih etmeniz gerektiğini söylüyor. Uzman isim, güneş kreminin kapalı havalarda bile kullanılması gerektiğinin de altını çiziyor.
Güneş kremi hakkında sıkça sorulan bir diğer soru ise kimyasal güneş kremi mi yoksa mineral güneş kremi mi? New York Post’a konuşan Dr. Lisa Akintilo, her iki türün de fayda sağlayabildiğini, önemli olanın cildinize uygun ürünü seçmek olduğunu ifade etti.
Kimyasal güneş kremleri, UV ışınlarını emerek ısıya dönüştürür. Mineral güneş kremleri ise bu ışınları cilt yüzeyinde yansıtarak engeller.
Mineral kremler, gözenekleri tıkama ve ciltte tahrişe yol açma ihtimali daha düşük olduğu için hassas ciltler için daha uygundur. Fakat eğer kimyasal güneş kremi tercih ediyorsanız, avobenzone ve oxybenzone içeren ürünleri satın almanız daha doğrudur.
Dr. Akintilo, UV ışınlarının her cilt tipi için zararlı olduğunu ve koyu ten rengine sahip kişilerin de güneş kremi kullanması gerektiğini vurguladı.
ABD’li dermatoloğa göre, eğer lazer ya da ışık tedavisi gördüyseniz, güneşe karşı ekstra dikkatli olmalısınız. Bu tür durumlarda gölgede yürümeye çalışın ve en az SPF 30 içeren geniş spektrumlu bir güneş kremi tercih edin.
Bazı makyaj ürünleri, SPF içerse de genellikle bu oran 10–15 SPF civarındadır. Bu koruma seviyesi tek başına yeterli değildir, mutlaka makyajdan önce güneş kremi uygulanmalıdır.
Güneş kremlerine şüpheyle yaklaşan biriyseniz Japonya veya Kore menşeli ürünleri tercih edebilirsiniz. Bu ürünler, genellikle UVA ve UVB ışınlarına karşı yüksek koruma sağlayan, hafif dokulu seçeneklerdir. Ancak ürünün “non-komedojenik” yani gözenekleri tıkamayan bir formüle sahip olduğundan emin olun.
Güneş kremini her iki saatte bir yenilemelisiniz. Eğer terliyorsanız ya da yüzüyorsanız, bu süre bir saate kadar düşebilir. Etiket üzerinde belirtilen suya dayanıklılık süresi de mutlaka kontrol edilmelidir. Bazı ürünlerde bu süre, 80 dakikanın bile altındadır.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Tarihi geçmiş güneş kremlerini kullanmayın. Etkinliği azalmış olabilir. Açıldıktan sonra ürünler genellikle bir yıl içinde tüketilmelidir.
Ev yapımı güneş kremlerinden kaçının. Cilt için zararlı maddeler içerebilir.
Güneş yanıklarını hafife almayın. Soğuk kompres, ibuprofen ve aloe vera gibi basit tedavi yöntemleri de cildi rahatlatabilir.
Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar