Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Tarihin Yazımı Yeniden Yapıldı: Göbeklitepe’nin İnsanlık Tarihini Değiştiren Sırrı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Göbeklitepe, 12.000 yıl öncesine ait tapınaklarıyla insanlık tarihinin en büyük devrimini nasıl başlattı? Keşfiyle tarım, din ve sosyal örgütlenme anlayışımızı alt üst eden sırrı öğrenin.

Giriş: Tarihin Kırılma Noktası

Günümüzde “Neolitik Devrim” olarak adlandırılan, insanlığın avcı-toplayıcı hayattan yerleşik tarım toplumuna geçişi, uzun yıllardır 10.000 – 8.000 ÖÖ aralığına tarihleniyordu. Ancak Şanlıurfa’daki Göbeklitepe’nin keşfi, bu zaman çizelgesini en az 2.000 yıl geriye çekerek olayın seyrini baştan yazdı.

Göbeklitepe Nasıl Keşfedildi?

1963 yılında “Güneydoğu Anadolu Projesi” kapsamında ilk defa yüzeysel olarak tespit edilen Göbeklitepe, asıl önemini 1995’te Şanlıurfa Müzesi ve Alman Arkeoloji Enstitüsü iş birliğiyle gerçekleştirilen kazılarla ortaya koydu. 1996’dan 2014’e dek kazıları yöneten Klaus Schmidt, burayı yalnızca bir mezar ya da küçük bir tapınak olarak değil, dönemin tüm sosyal ve ritüel dünyasını yansıtan bir “mabet kompleksi” olarak tanımladı.

12.000 Yıllık Tapınaklar: Neolitik Öncesinin İnanılmaz Mirası

Göbeklitepe’deki T-şekilli dikilitaşlar, Mısır piramitlerinden yaklaşık 4.000, Stonehenge’den ise 6.000–7.000 yıl önce inşa edilmiş durumda. Bu durum, yerleşik hayata geçiş henüz başlamadan, örgütlü iş gücüyle devasa taş yapıların inşa edildiğini gösteriyor .

İnsanları Bir Araya Getiren Güç: Dinin Doğuşu

Eskiden tarımın ve yerleşik yaşama geçişin dinî inançlardan sonra geldiği düşünülürdü. Oysa Göbeklitepe, tam tersini işaret ediyor: Burada düzenlenen toplu törenler, sosyal bağları güçlendiren bir “dinin” ve ritüelin varlığını gösteriyor. Dolayısıyla din, toplumları bir arada tutan ve tarımı mümkün kılan ilk katalizör olabilir

Taşların Dili: Mimari ve Malzeme Seçimi

  • Bazalt, kireçtaşı, çakmaktaşı gibi yerel malzemeler, işlenip taşınarak 20–60 ton ağırlığındaki sütunlar oluşturuldu.

  • Ayrıca obsidyen gibi farklı coğrafyalardan getirilen taşlar, Göbeklitepe’nin bir tür “Neolitik hac merkezi” olduğunu düşündürüyor

Bu mühendislik ve organizasyon becerisi, dönemin insanlarındaki koordinasyon ve iş bölümü anlayışının beklenenden çok daha gelişmiş olduğunu gözler önüne seriyor.

Gömülmüş Mabetler: Korunmuş Bir Zaman Kapsülü

Göbeklitepe, yaklaşık 3.000 yıl boyunca aktif kullanıldıktan sonra aniden terk edildi ve yapılar kasıtlı olarak gömüldü. Bu sıradışı uygulama, kazı katmanlarının bozulmadan günümüze ulaşmasını sağladı. Yapının neden gömüldüğü hâlâ bir muamma olsa da, arkeologlara adeta sağlam bir zaman kapsülü sundu.

İnsanlık Tarihini Yeniden Yazdıran Sır

Göbeklitepe’nin en büyük sırrı, dinin ve toplumsal örgütlenmenin, tarım ve yerleşik yaşamdan önce ortaya çıkmış olmasıdır. Bu keşif, tarih öncesi döneme bakış açımızı kökünden değiştirdi ve insan evriminde “ritüel” kavramının çok daha önce gündeme geldiğini gösterdi.


Sonuç
Göbeklitepe, yalnızca taş bloklardan ibaret bir antik alan değil; insanlık tarihinin dönüm noktalarını anlamamız için yazılmış en eski belge. Burada keşfedilen her yeni detay, sosyal yapıların, inancın ve kolektif bilincin ne kadar erken evrelerde filizlendiğini gözler önüne seriyor.

Göbeklitepe’de kazı ve araştırma çalışmalarının “durdurulduğu” yönündeki iddiaların temelinde, sosyal medyada yayılan birkaç asılsız komplo teorisi ve mevsimsel planlama bulunuyor:

  1. Mevsimsel Çalışma Programı

    • Göbeklitepe kazıları her yıl Mayıs’ın sonundan Ekim ortalarına kadar devam ediyor; kış aylarında ise bölgedeki yağış ve soğuk koşullar nedeniyle ara veriliyor. Bu, tüm büyük arkeolojik sit alanlarında uygulanan standart bir sezonluk programdır

  2. Tarla Sahiplerinin Ağaç Dikimi

    • Bazı sosyal medya paylaşımlarında, çevrede dikilen zeytin ağaçlarının “kazıyı engellemek için” casus güçler tarafından dikildiği iddia edildi. Oysa ağaçlar, 2005–2007 yıllarında arazi sahiplerinin, kamulaştırma değerini yükseltmek amacıyla kendi tarlalarına diktiği zeytin ağaçlarıdır. Kazı ekibi, bu ağaçları taşımak veya büyük bölümlerini koruma çatısı altındaki alanlarda çalışmak üzere planlamaya dâhil etmiş durumdadır .

  3. “Dünya Ekonomi Forumu” ve Diğer Komplo Teorileri

    • Sosyal medyada “WEF’in müdahalesi” veya “Klaus Schwab’ın durdurma emri” gibi söylemler yayıldı. AA ve kazı başkanlığı tarafından yapılan açıklamalarda, bu iddiaların asılsız olduğu net bir şekilde vurgulandı. Türkiye dışından hiçbir kuruluş, Göbeklitepe’deki bilimsel çalışmaları engelleyemez veya yönlendireme

  4. Koruma ve Sağlamlaştırma Çalışmaları

    • Kazı ekibi, aynı zamanda T-şekilli sütunların ve yapıların altındaki buluntuları korumak amacıyla sağlamlaştırma, çatı altı koruma ve laboratuvar çalışmaları yürütüyor. Bu koruma önlemleri, dış etkenlerle mücadele ve uzun vadeli konservasyon için kritik öneme sahip.


Sonuç:
Göbeklitepe arkeolojik kazıları; mevsimsel plan, koruma çalışmaları ve arazi düzenlemeleri çerçevesinde kesintisiz biçimde yürütülmektedir. “Durdurma” iddiaları, tarla sahiplerinin ağaçlandırma uygulamaları ve sosyal medyadaki asılsız komplo teorilerinden kaynaklanmaktadır. Resmi yetkililer, kazı sezonunun takvimine bağlı olarak Mayıs–Ekim arası sürmeye devam ettiğini, herhangi bir dış müdahale veya kalıcı durdurmanın söz konusu olmadığını defalarca teyit etmiştir.

Gündem

Şarkıcı Güllü’nün yaşamını yitirdiği olaya soruşturmada, aralarında kızı Tuğyan Ülkem Gülter’in de bulunduğu 5 şüpheli var. Soruşturma savcısı sanıkların gerçeği henüz anlatmadığını söyledi

Yayımlandı

üzerinde

Şarkıcı Güllü’nün yaşamını yitirdiği olaya soruşturmada, aralarında kızı Tuğyan Ülkem Gülter’in de bulunduğu 5 şüpheli var. Soruşturma savcısı sanıkların gerçeği henüz anlatmadığını söyledi

Haber Tarihi: 11 Aralık 2025
Okuma Süresi: 3 dakika – 12:00

Ünlü arabesk sanatçısı Güllü’nün (gerçek adı Gül Tut) geçtiğimiz Eylül ayında Yalova’daki evinin penceresinden düşerek hayatını kaybetmesine ilişkin soruşturmada şok bir gelişme yaşandı. TÜBİTAK tarafından yapılan ses analizinde, sanatçının kızı Tuğyan Ülkem Gülter’in annesini “Atacağım şimdi seni” diyerek ittiği ve ardından “Hadi görüşürüz bay bay” dediği tespit edildi. Bu çarpıcı delilin ardından, aralarında Güllü’nün kızının da bulunduğu 5 şüpheli, “kasten öldürme” suçlamasıyla gözaltına alındı.

Soruşturmada Dönüm Noktası: TÜBİTAK Ses Analizi

Olaydan 75 gün sonra aydınlatılan cinayetin perde arkası, evdeki güvenlik kamerasının kayıtlarının TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü’nde incelenmesiyle ortaya çıktı. Analiz edilen ses kayıtları, olay anına dair ürpertici diyalogları gün yüzüne çıkardı.

Kayıtlara göre olay şu şekilde gelişti:

· Kızı Tuğyan ve arkadaşı Sultan Nur Ulu, yüksek miktarda alkol almış olan Güllü banyodayken, penceresi alçak olan odaya geçtiler ve pencereyi açtılar.
· Ardından, Güllü’nün çok sevdiği “Malkara” roman havasını çalmaya başladılar.
· Müziği duyan ve şaşıran Güllü odaya geldi. Burada kızı Tuğyan, “Atacağım şimdi seni” dedikten sonra annesiyle boğuşmaya başladı.
· Boğuşmanın ardından Tuğyan Ülkem Gülter, annesini 6. kattaki pencereden aşağı itti.
· Güllü’nün aşağı düşmesinin hemen sonrasında ise kayıtlara, kızının söylediği “Hadi görüşürüz bay bay” sözü düştü.

Gözaltındaki 5 Şüpheli ve Kaçış Planları

Ses analizinden elde edilen somut delillerin ardından savcılık talimatıyla harekete geçen ekipler, yurt dışına kaçma hazırlığında olduğu tespit edilen iki ana şüpheliyi İstanbul Büyükçekmece’de valizleriyle birlikte gözaltına aldı.

Gözaltına Alınan Şüpheliler:

· Tuğyan Ülkem Gülter (27): Güllü’nün kızı. “Kasten öldürme” suçlamasıyla gözaltında.
· Sultan Nur Ulu: Olay gecesi evde bulunan Tuğyan’ın arkadaşı. Aynı suçlamayla gözaltında.
· Araç Sürücüsü: Şüphelileri Yalova’dan İstanbul’a götüren kişi.
· Ev Sahibi: İstanbul’da kaldıkları evin sahibi.
· Arif Ulu: Sultan Nur Ulu’nun babası.

Gözaltına alınan 17 yaşındaki bir başka şahıs ise ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldı.

Emniyet kaynakları, baş şüpheliler Tuğyan Gülter ve Sultan Ulu’nun Gürcistan üzerinden Fransa’ya kaçmayı planladıklarını, havaalanından yakalanmamak için deniz yolu veya TIR kasasını kullanmayı düşündüklerini belirtti.

Savcı Öksüz: “İğneyle Kuyu Kazar Gibi Çalıştık”

Soruşturmayı yürüten Yalova Cumhuriyet Başsavcısı Duygu Bayar Öksüz, yaptığı yazılı açıklamada dosyada gizlilik kararı olduğunu hatırlatarak, “İğneyle kuyu kazar gibi ayrıntılı, dikkatli ve gizli bir soruşturma yürüttük” ifadelerini kullandı. Öksüz, somut delilleri yakalayabilmek için titiz bir çalışma yürütüldüğünü ve şüphelilerle ancak bu delillerle karşılaşmak gerektiğini vurguladı.

Çelişkili İfadeler ve Teknik Takip

Savcılık, şüphelilerin olayla ilgili verdikleri 3 ayrı ifadenin birbiriyle ve olay yeri canlandırmasındaki tutumlarıyla çeliştiğini tespit etti. Bu çelişkiler ve tanık ifadeleri üzerine, şüpheliler hakkında fiziki ve teknik takip başlatıldı. Kaçma hazırlıkları yaptıkları belirlenen şüpheliler, valizleri arabalarının bagajındayken operasyonla yakalandı.

Sanatçının Menajerinden Ağır İddialar

Öte yandan, Güllü’nün İstanbul’daki mekan sahibi ve menajeri Ferdi Aydın, daha önce yaptığı açıklamada bu ölümün “planlı bir cinayet” olduğunu iddia etmiş ve “Güllü’yü el birliğiyle öldürdüler. Amacı Güllü’nün mal varlığı ve mirasıydı” ifadelerini kullanmıştı.

Haberin Kısa Özeti:

· Ne Oldu? Sanatçı Güllü, 26 Eylül’de Yalova’daki evinden düşerek hayatını kaybetti. İlk başta kaza olarak değerlendirilen ölüm, cinayet soruşturmasına dönüştü.
· Kanıt Nedir? TÜBİTAK’ın ses analizi, kızı Tuğyan’ın “Atacağım şimdi seni” diyerek annesini ittiğini ve “Hadi görüşürüz bay bay” dediğini ortaya koydu.
· Son Durum? Güllü’nün kızı ve 4 kişi daha “kasten öldürme” suçlamasıyla gözaltında. Şüphelilerin yurt dışına kaçmayı planladığı belirtiliyor.

https://fatihdoganmedya.com.tr/tubitak-ses-analizi-dehseti-ortaya-cikardi-gulluyu-itti-hadi-gorusuruz-bay-bay-dedi/?amp=1

Okumaya Devam Et

Gündem

TÜBİTAK ses analizi dehşeti ortaya çıkardı: Güllü’yü itti, ‘Hadi görüşürüz bay bay’ dedi

Yayımlandı

üzerinde

TÜBİTAK ses analizi dehşeti ortaya çıkardı: Güllü’yü itti, ‘Hadi görüşürüz bay bay’ dedi

Tarih: 11 Aralık 2025
Okuma Süresi:4 dakika| Saat: 07:00

Ünlü şarkıcı Gül Tut (Güllü)‘nün şüpheli ölümüyle ilgili soruşturmada TÜBİTAK’ın yaptığı ses analizi şok etkisi yarattı. Rapora göre, Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter, annesine “Atacağım şimdi seni” dedikten sonra pencereden itmiş ve ardından “Hadi görüşürüz bay bay” sözlerini kayıtlara geçirmiş.

Olayın ardından yurt dışına kaçma hazırlığı yaptığı tespit edilen Gülter ve olay günü evde bulunan arkadaşı Sultan Nur Ulu, “kasten öldürme” suçlamasıyla gözaltına alındı.

 Ses Kayıtlarındaki Dehşet Verici İfadeler

Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebiyle TÜBİTAK BİLGEM’de analiz edilen ses kayıtları, olayın bir cinayet olduğuna dair çarpıcı deliller içeriyor.

Temizlenen ses kayıtlarında şu sıralama tespit edildi:

· Gülter’in annesine yönelik tehdidi: “Atacağım şimdi seni”.
· Ardından yaşanan bir boğuşma sesi.
· Güllü’nün pencereden aşağı itilmesinin hemen ardından, kızı Gülter’in söylediği belirlenen “Hadi görüşürüz bay bay” ifadesi.

Olay Öncesi Senaryo
Rapor ve soruşturma verilerine göre,yüksek miktarda alkol aldığı belirlenen Güllü banyodayken, kızı Tuğyan ve arkadaşı Sultan, penceresi yere yakın olan odaya geçip pencereyi açmış. Güllü’nün çok sevdiği “Malkara” roman havasını çalarak onu odaya çektikleri, Güllü’nün “O ne lan?” diyerek odaya geldiği ve ardından yukarıdaki diyalog ile olayın gerçekleştiği iddia ediliyor.

 Soruşturmada Kritik Gelişmeler

Soruşturma, elde edilen yeni bulgular ışığında genişletildi. Yalova Cumhuriyet Başsavcısı Duygu Bayar Öksüz, dosyayı daha kapsamlı yürütmek için ikinci bir savcı daha atadı.

Savcılığın TÜBİTAK’tan Talepleri

· Ses kayıtlarının iyileştirilmesi ve kalitesinin artırılması.
· Seslerin karşılaştırılarak kimlik tespiti YAPILMASI

konuşmaların Tam metin dökümünün çıkarılması.

Başsavcı Öksüz, süreci yerinde takip etmek için TÜBİTAK’ın Gebze’deki tesislerine giderek uzmanlarla teknik bir toplantı da gerçekleştirdi.

 Yurt Dışına Kaçma Girişimi ve Gözaltı

Somut delillerin ortaya çıkması sonrası, Tuğyan Ülkem Gülter ve Sultan Nur Ulu’nun yurt dışına çıkma hazırlığı içinde olduğu tespit edildi. İki şüpheli, İstanbul Büyükçekmece’de valizleriyle birlikte yakalandı. İddiaya göre, Gürcistan üzerinden yurt dışına çıkmayı planlıyorlardı.

Yakalanmalarının ardından Yalova’ya getirilen şüpheliler, sağlık kontrolünün ardından Yalova Emniyet Müdürlüğü’nde ifade verdi.

 Savunma Tarafının Açıklamaları

Şüphelilerin avukatları, gözaltı sonrası bir açıklama yaptı. Avukat Aycan Sevsay, dosyaya gizlilik kararı getirildiğini ve bu nedenle bilirkişi raporlarının içeriğini bilmediklerini belirtti.

Avukat Rahmi Çelik ise müvekkillerinin kaçma şüphesinin olmadığını iddia ederek, “Müvekkilimin barınacak yeri olmadığından geçici süreliğine arkadaşının evine gitmiştir” ifadesini kullandı.

Önceki İfadelerde Çelişki
Savcılık,şüphelilerin olayla ilgili canlandırma sırasında ve üç farklı zamanda verdikleri ifadelerin çelişkili olduğunu değerlendirmişti. Gülter, daha önceki ifadesinde annesinin ayağının kaydığını ve açık pencereden düştüğünü öne sürmüştü.

Olayın Kronolojisi

· 26 Eylül 2025: Güllü, Yalova Çınarcık’taki 5. kat dairesinin penceresinden düşerek hayatını kaybetti.
· 3 Kasım 2025: Yalova Başsavcılığı, olay gecesine ait ses kayıtlarını analiz için TÜBİTAK’a gönderdi.
· Kasım 2025 Sonu: Soruşturmayı derinleştirmek için dosyaya ikinci bir savcı atandı.
· 9 Aralık 2025: Kızı Tuğyan Ülkem Gülter ve arkadaşı Sultan Nur Ulu, yurt dışına kaçma hazırlığındayken İstanbul’da gözaltına alındı.
· 10 Aralık 2025: Şüphelilerin avukatları basın açıklaması yaptı. TÜBİTAK’ın ses analiz raporundaki çarpıcı ifadeler medyada yer buldu.

Okumaya Devam Et

Gündem

Dünyanın En Büyük Buzdağı A23a, 40 Yıllık Hareketsizliğin Ardından Parçalanıyor

Yayımlandı

üzerinde

Dünyanın En Büyük Buzdağı A23a, 40 Yıllık Hareketsizliğin Ardından Parçalanıyor

Yaklaşık 40 yıl boyunca Antarktika’da hareketsiz kalan ve bir zamanlar dünyanın en büyüğü unvanını taşıyan dev buzdağı A23a, sıcak sulara ulaşarak hızla parçalanıyor. Uydular tarafından takip edilen dev kütle, okyanus ekosistemini değiştiriyor. İşte dev buzdağının hikayesi…

Haber Tarihi: 11 Aralık 2025 |  Güncelleme Saati: 07:30
 Okuma Süresi: 4 dakika

Antarktika’dan kopan ve yaklaşık 40 yıl boyunca hareketsiz kalan dev buzdağı A23a, şaşırtıcı yolculuğunun sonuna yaklaşıyor. Londra’nın neredeyse iki katı büyüklüğündeki buz kütlesi, şimdi sıcak sulara doğru sürükleniyor ve uydu görüntüleri, buzdağının geri dönüşü olmayan bir şekilde parçalanmaya ve erimeye başladığını gösteriyor.

Devin Yolculuğu: 40 Yıl Sonra Harekete Geçti

A23a, ilginç tarihiyle dikkat çekiyor:

· Kopuş: Dev buzdağı, 1986 yılında Antarktika’daki Filchner-Ronne Buz Sahanlığı’ndan koptu.
· Hareketsiz Yıllar: Koptuktan kısa bir süre sonra deniz tabanına saplandı ve 2020 yılına kadar yaklaşık 34 yıl boyunca neredeyse hiç hareket etmedi.
· Yola Çıkış: 2020’de okyanus akıntılarına kapılarak yeniden hareketlenen buzdağı, bir süre sonra bir okyanus girdabına (Taylor sütunu) yakalandı ve 2024 yılı boyunca kendi etrafında döndü.
· Güncel Durum: Aralık 2024’te bu girdaptan kurtulan A23a, güçlü akıntılarla kuzeye, daha sıcak sulara doğru sürüklenmeye başladı.

A23a Ne Kadar Büyük?

Buzdağının boyutları, onun devasa ölçeğini anlamamıza yardımcı oluyor. İşte çarpıcı karşılaştırmalar:

Boyut ve Alan:

· Orijinal Büyüklük: Yaklaşık 3,900 km².
· Güncel Büyüklük (Eylül 2025): Parçalanmalar sonrası 1,700 km²’ye kadar küçüldü. Bu, Büyük Londra metropol alanına yakın bir büyüklük anlamına geliyor.
· Karşılaştırma: Başlangıçtaki büyüklüğü Rhode Island eyaletinden (ABD) daha büyüktü.

Fiziksel Özellikler:

· Ağırlık: Yaklaşık bir trilyon ton.
· Kalınlık: Bazı bölümleri 400 metreye ulaşıyor. Bu, Londra’daki Shard binasından daha yüksek bir yükseklik demek.
· Uzunluk: En geniş noktası yaklaşık 60 kilometre.

📌 Not: A23a, Eylül 2025 itibarıyla yoğun parçalanma nedeniyle “dünyanın en büyük buzdağı” unvanını kaybetti. Bu unvan artık D15A adlı, yaklaşık 3,000 km² büyüklüğündeki başka bir buzdağına geçti.

Güney Georgia Adası ve Ekosistem Tehdidi

A23a’nın rotası, onu Güney Georgia adasına yaklaştırdı. Bu ada, penguenler, foklar ve deniz kuşları için önemli bir yaşam alanı.

· Geçmişteki Tehlike: Mart 2025’te buzdağı, adanın sığ kıta sahanlığında karaya oturdu. Bilim insanları, devasa buz kütlesinin penguen ve fokların beslenme alanlarına erişimini engelleyebileceği konusunda endişelendi.
· 2004’ün Acı Hatırası: 2004’te A38 adlı daha küçük bir buzdağının adaya çarpması, penguen ve fok yavrularının yiyeceğe ulaşamayarak ölmesine neden olmuştu.
· Şanslı Kaçış: Neyse ki A23a, adaya çarpmadan önce yeniden yüzmeye başladı ve doğrudan bir çarpışma gerçekleşmedi.

İklim Değişikliğiyle İlişkisi Nedir?

Bilim insanları, A23a’nın doğal bir sürecin parçası olduğunu vurguluyor. Kopuşu, mevcut iklim değişikliğinden çok önce, 1986’da gerçekleşti.

Ancak, genel tablo endişe verici:

· İklim değişikliği nedeniyle Antarktika’daki buz sahanlıkları zayıflıyor.
· 1990’lardan bu yana buz sahanlıkları, artan erime ve kopmalarla yaklaşık 6 trilyon ton buz kaybetti.
· Uzmanlar, gelecekte A23a gibi dev buzdağı kopmalarının daha sık görülebileceği uyarısında bulunuyor.

Parçalanma ve Bilimsel Miras

A23a şu anda donma noktasının üzerindeki sıcak sularda ve güney yarımkürede baharın gelmesiyle parçalanma süreci hızlandı. ABD Ulusal Buz Merkezi, ana kütleden kopan her biri devasa boyuttaki yeni parçaları (A23B, A23C, vb.) takip ediyor.

Buzdağının erimesi, çevre için yalnızca tehdit değil, aynı zamanda fırsatlar da barındırıyor:

· Besin Kaynağı: Erittiği tatlı su ve içerdiği mineraller (demir gibi), okyanusta fitoplankton patlamalarını tetikleyebilir.
· Karbon Tutma: Gelişen bu mikroskobik bitkiler, atmosferden karbondioksit emilimini artırarak iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmeye yardımcı olabilir.
· Bilimsel Keşif: Bilim insanları, A23a’yı çevreleyen sulardan aldıkları örnekleri analiz ederek, bu devasa buz kütlelerinin okyanus kimyası ve ekosistemler üzerindeki karmaşık etkilerini daha iyi anlamaya çalışıyor.

Dev Buzdağının Seyri Artık Değişti

A23a’nın 40 yıllık durağanlıktan sıcak sulardaki parçalanmaya uzanan yolculuğu, doğanın gücünü ve kırılganlığını gözler önüne seriyor. Bu devin yolculuğu, aynı zamanda iklim değişikliğinin kutup bölgeleri üzerindeki uzun vadeli etkilerine dair önemli veriler sağlayarak bilime hizmet etmeye devam edecek.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar