Gündem
Tarihin Yazımı Yeniden Yapıldı: Göbeklitepe’nin İnsanlık Tarihini Değiştiren Sırrı
Açıklaması
Göbeklitepe, 12.000 yıl öncesine ait tapınaklarıyla insanlık tarihinin en büyük devrimini nasıl başlattı? Keşfiyle tarım, din ve sosyal örgütlenme anlayışımızı alt üst eden sırrı öğrenin.
Giriş: Tarihin Kırılma Noktası
Günümüzde “Neolitik Devrim” olarak adlandırılan, insanlığın avcı-toplayıcı hayattan yerleşik tarım toplumuna geçişi, uzun yıllardır 10.000 – 8.000 ÖÖ aralığına tarihleniyordu. Ancak Şanlıurfa’daki Göbeklitepe’nin keşfi, bu zaman çizelgesini en az 2.000 yıl geriye çekerek olayın seyrini baştan yazdı.
Göbeklitepe Nasıl Keşfedildi?
1963 yılında “Güneydoğu Anadolu Projesi” kapsamında ilk defa yüzeysel olarak tespit edilen Göbeklitepe, asıl önemini 1995’te Şanlıurfa Müzesi ve Alman Arkeoloji Enstitüsü iş birliğiyle gerçekleştirilen kazılarla ortaya koydu. 1996’dan 2014’e dek kazıları yöneten Klaus Schmidt, burayı yalnızca bir mezar ya da küçük bir tapınak olarak değil, dönemin tüm sosyal ve ritüel dünyasını yansıtan bir “mabet kompleksi” olarak tanımladı.
12.000 Yıllık Tapınaklar: Neolitik Öncesinin İnanılmaz Mirası
Göbeklitepe’deki T-şekilli dikilitaşlar, Mısır piramitlerinden yaklaşık 4.000, Stonehenge’den ise 6.000–7.000 yıl önce inşa edilmiş durumda. Bu durum, yerleşik hayata geçiş henüz başlamadan, örgütlü iş gücüyle devasa taş yapıların inşa edildiğini gösteriyor .
İnsanları Bir Araya Getiren Güç: Dinin Doğuşu
Eskiden tarımın ve yerleşik yaşama geçişin dinî inançlardan sonra geldiği düşünülürdü. Oysa Göbeklitepe, tam tersini işaret ediyor: Burada düzenlenen toplu törenler, sosyal bağları güçlendiren bir “dinin” ve ritüelin varlığını gösteriyor. Dolayısıyla din, toplumları bir arada tutan ve tarımı mümkün kılan ilk katalizör olabilir
Taşların Dili: Mimari ve Malzeme Seçimi
-
Bazalt, kireçtaşı, çakmaktaşı gibi yerel malzemeler, işlenip taşınarak 20–60 ton ağırlığındaki sütunlar oluşturuldu.
-
Ayrıca obsidyen gibi farklı coğrafyalardan getirilen taşlar, Göbeklitepe’nin bir tür “Neolitik hac merkezi” olduğunu düşündürüyor
Bu mühendislik ve organizasyon becerisi, dönemin insanlarındaki koordinasyon ve iş bölümü anlayışının beklenenden çok daha gelişmiş olduğunu gözler önüne seriyor.
Gömülmüş Mabetler: Korunmuş Bir Zaman Kapsülü
Göbeklitepe, yaklaşık 3.000 yıl boyunca aktif kullanıldıktan sonra aniden terk edildi ve yapılar kasıtlı olarak gömüldü. Bu sıradışı uygulama, kazı katmanlarının bozulmadan günümüze ulaşmasını sağladı. Yapının neden gömüldüğü hâlâ bir muamma olsa da, arkeologlara adeta sağlam bir zaman kapsülü sundu.
İnsanlık Tarihini Yeniden Yazdıran Sır
Göbeklitepe’nin en büyük sırrı, dinin ve toplumsal örgütlenmenin, tarım ve yerleşik yaşamdan önce ortaya çıkmış olmasıdır. Bu keşif, tarih öncesi döneme bakış açımızı kökünden değiştirdi ve insan evriminde “ritüel” kavramının çok daha önce gündeme geldiğini gösterdi.
Sonuç
Göbeklitepe, yalnızca taş bloklardan ibaret bir antik alan değil; insanlık tarihinin dönüm noktalarını anlamamız için yazılmış en eski belge. Burada keşfedilen her yeni detay, sosyal yapıların, inancın ve kolektif bilincin ne kadar erken evrelerde filizlendiğini gözler önüne seriyor.
Göbeklitepe’de kazı ve araştırma çalışmalarının “durdurulduğu” yönündeki iddiaların temelinde, sosyal medyada yayılan birkaç asılsız komplo teorisi ve mevsimsel planlama bulunuyor:
-
Mevsimsel Çalışma Programı
-
Göbeklitepe kazıları her yıl Mayıs’ın sonundan Ekim ortalarına kadar devam ediyor; kış aylarında ise bölgedeki yağış ve soğuk koşullar nedeniyle ara veriliyor. Bu, tüm büyük arkeolojik sit alanlarında uygulanan standart bir sezonluk programdır
-
-
Tarla Sahiplerinin Ağaç Dikimi
-
Bazı sosyal medya paylaşımlarında, çevrede dikilen zeytin ağaçlarının “kazıyı engellemek için” casus güçler tarafından dikildiği iddia edildi. Oysa ağaçlar, 2005–2007 yıllarında arazi sahiplerinin, kamulaştırma değerini yükseltmek amacıyla kendi tarlalarına diktiği zeytin ağaçlarıdır. Kazı ekibi, bu ağaçları taşımak veya büyük bölümlerini koruma çatısı altındaki alanlarda çalışmak üzere planlamaya dâhil etmiş durumdadır .
-
-
“Dünya Ekonomi Forumu” ve Diğer Komplo Teorileri
-
Sosyal medyada “WEF’in müdahalesi” veya “Klaus Schwab’ın durdurma emri” gibi söylemler yayıldı. AA ve kazı başkanlığı tarafından yapılan açıklamalarda, bu iddiaların asılsız olduğu net bir şekilde vurgulandı. Türkiye dışından hiçbir kuruluş, Göbeklitepe’deki bilimsel çalışmaları engelleyemez veya yönlendireme
-
-
Koruma ve Sağlamlaştırma Çalışmaları
-
Kazı ekibi, aynı zamanda T-şekilli sütunların ve yapıların altındaki buluntuları korumak amacıyla sağlamlaştırma, çatı altı koruma ve laboratuvar çalışmaları yürütüyor. Bu koruma önlemleri, dış etkenlerle mücadele ve uzun vadeli konservasyon için kritik öneme sahip.
-
Sonuç:
Göbeklitepe arkeolojik kazıları; mevsimsel plan, koruma çalışmaları ve arazi düzenlemeleri çerçevesinde kesintisiz biçimde yürütülmektedir. “Durdurma” iddiaları, tarla sahiplerinin ağaçlandırma uygulamaları ve sosyal medyadaki asılsız komplo teorilerinden kaynaklanmaktadır. Resmi yetkililer, kazı sezonunun takvimine bağlı olarak Mayıs–Ekim arası sürmeye devam ettiğini, herhangi bir dış müdahale veya kalıcı durdurmanın söz konusu olmadığını defalarca teyit etmiştir.
Gündem
İsrailli emekli albaydan çarpıcı itiraf: “Onlarla savaşmaya hazır değiliz — Türk Ordusu muazzam, güçlü”
05.09.2025 — 16:30 (TRT) · Okuma süresi: 4 dakika
Özet (lead): Kudüs merkezli TV7 kanalının Jerusalem Studio programında konuşan emekli Albay Dr. Eran Lerman, İsrail’in Türkiye ile doğrudan askeri çatışmaya girmeye hazır olmadığını söyledi ve Türk Kara Kuvvetleri’ni “muazzam” ifadeleriyle nitelendirdi. Lerman’ın değerlendirmesi, bölgedeki gerilim ve Suriye’deki denklemler çerçevesinde dikkat çekti.
Haber metni
Emekli Albay Dr. Eran Lerman (Kudüs Strateji ve Güvenlik Enstitüsü – JISS), TV7’de yayımlanan Jerusalem Studio programında yaptığı açıklamada, “İsrail ordusu NATO’nun ikinci büyük gücü olan Türk ordusuyla (land forces) savaşa kesinlikle hazır değil” diyerek olası doğrudan bir çatışmanın hem İsrail hem de bölge için riskli sonuçlar doğurabileceğini vurguladı. Lerman, Türk Kara Kuvvetleri’nin kapasitesini “muazzam” sözleriyle değerlendirdi ve iki ülke arasındaki gerilimin özellikle Suriye sahasında vekâlet çatışması şeklinde kalmasının daha muhtemel olduğunu ifade etti.
Dr. Lerman’ın uzman kimliği ve geçmiş görevleri de değerlendirildiğinde sözleri daha fazla ağırlık kazanıyor: Lerman, uzun yıllar İsrail güvenlik kurumlarında görev yapmış, Shalem College ve JISS gibi kuruluşlarda akademik ve stratejik görevler üstlenmiş bir isim. Bu geçmiş, yaptığı değerlendirmelerin askeri ve stratejik bir perspektiften ortaya konduğunu gösteriyor.
Neden bu sözler önemli?
Bölgedeki son dönemdeki gerginlik ve Suriye’deki güç dengeleri, Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkileri de hassaslaştırdı. Her iki taraf da doğrudan bir savaş istemediğine dair açıklamalar yapıyor; ancak saha uygulamaları ve askeri hareketlilik zaman zaman tırmanma riski oluşturuyor. Bu çerçevede Lerman’ın ifadeleri, İsrail içinde sahaya ilişkin stratejik hesapların yeniden gözden geçirildiğine işaret ediyor.
Türk medyasında yankı
Lerman’ın TV7’deki sözleri, Türkiye’de birçok haber sitesi ve sosyal medya hesabı tarafından dakika dakika aktarıldı; haber başlıklarında “hazır değiliz”, “muazzam kara gücü” gibi ifadeler öne çıkarıldı. Türk kamuoyunda bu tür yorumlar hem memnuniyet hem de dikkatle takip edilme şeklinde karşılandı.
Analiz: Ne anlama geliyor?
-
Askeri denge mesajı: Lerman’ın sözleri, doğrudan bir çatışmanın maliyetinin her iki taraf için çok yüksek olacağı mesajını taşıyor; bu, diplomatik gerilimin tırmanmasını caydıracak bir söylem olarak okunabilir.
-
Suriye ve vekâlet savaşı riski: Gerçek çatışma yerine vekâlet savaşları, deniz ve hava operasyonları ya da bölgesel nüfuz mücadeleleri daha olası senaryolar olarak öne çıkıyor.
-
Haberin stratejik etkisi: Böyle bir açıklama, hem askeri çevrelerde hem de kamu diplomasisinde karşı taraf üzerinde psikolojik/stratejik etki yaratma amacı taşıyabilir.
Gündem
Elazığ’da “yasak aşk” iddiası: Başkomiser evinde gördüğü jandarmayı tabancayla vurarak öldürdü
Yayın tarihi · saat (olay): 05 Eylül 2025 — öğle saatleri (ilk haber bildirimleri 05.09.2025 16:25 civarı).
Okuma süresi (tahmini): 5 dakika
Giriş
Elazığ Çaydaçıra Mahallesi’ndeki bir konut sitesinde, evine dönen bir başkomiserin, içeride eşiyle birlikte gördüğü jandarma personelini tabancayla vurarak öldürdüğü bildirildi. Olayla ilgili ilk duyurular ve güvenlik soruşturması kentte büyük yankı uyandırdı.
Ayrıntılı haber
Olay, Elazığ merkez Çaydaçıra Mahallesi’ndeki Elisa Park Konutları’nda öğle saatlerinde meydana geldi. İddialara göre eve dönen Başkomiser Metin K., içeride eşiyle birlikte gördüğü jandarma personeli Orhan Ö. ile karşılaştı; taraflar arasında kısa sürede tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine Metin K.’nın belindeki tabancayı çıkararak Orhan Ö.’ye ateş ettiği ve olay yerinde jandarma personelinin yaşamını yitirdiği bildirildi. Bu bilgi DHA, İHA ve diğer yerel yayın organlarında yer aldı.
Bazı kaynaklar ölen jandarma personelinin soyadı farklı şekilde (ör. “Orhan Öksüm”) geçtiğini aktarıyor; medya kuruluşları olayın ayrıntılarını doğrulamak için resmi açıklamaları bekliyor. Haberlere göre il emniyeti ve Savcılık olayla ilgili soruşturma başlattı, şüpheli gözaltına alındı veya yakalandı — resmi kurumların ilerleyen saatlerde yapacağı açıklamalar sonucu detaylar netlik kazanacak.
Olay yerinde sağlık ekipleri yaşamını yitiren kişinin kimliğini tespit ederken, adli tıp ve olay yeri inceleme ekipleri delil topladı. Komşular ve site sakinleri olay anına ilişkin çeşitli ifadeler verdi; bazı görgü tanıkları tartışma ve ateş seslerini duyduklarını söyledi. Resmi makamların açıklamaları henüz tam metin olarak paylaşılmamış olduğundan, FatihDoganMedya olarak gelişmeleri doğrulanmış kaynaklar üzerinden aktarmaya devam edeceğiz
Hukuki süreç ve olası gelişmeler
-
Soruşturma: Savcılık ve emniyet birimleri, olayın işlendiği sıradaki tüm kamera kayıtları, tanık ifadeleri ve balistik incelemeyi içeren kapsamlı bir soruşturma başlatt
-
Ceza yönünden: Eğer iddialar doğrulanırsa, fail hakkında kasten öldürme suçundan adli işlem başlatılacaktır; olayın “haksız tahrik” ya da “meşru müdafaa” gibi savunmalara göre sınıflandırılması soruşturma sonucu belli olur. (Hukuki değerlendirme genel bilgi amaçlıdır; kesin hüküm soruşturma ve yargı sürecine bağlıdır.)
Neden “yasak aşk” deniliyor? (İddia ve tarafların durumu)
Medya haberleri ve görgü tanığı ifadeleri, olay nedeniyle sosyal medyada “yasak aşk” iddialarının hızlıca yayıldığını gösteriyor. Ancak bu tür iddiaların suçun gerekçesi olduğunu kesinleştirecek resmi kanıt veya mahkeme kararı henüz kamuya açıklanmadı; bu nedenle “yasak aşk” ifadesi şu an için iddaa niteliğindedir ve haberimizde kaynak gösterilerek aktarılmıştır.
Görgü tanıkları ve site sakinlerinin ifadeleri
Site sakinleri ile yapılan ilk görüşmelerde, bazı komşular tartışma ve ardından silah sesleri duyduklarını belirtti. Olay yerine müdahale eden sağlık ekipleri, ihbar üzerine gelmiş ve hayatını kaybeden kişinin tespitini yapmıştır. (Bu bölüm görgü tanığı beyanlarına dayanır; resmi ifadeler soruşturma makamlarından beklenmelidir.)
Gündem
Cumhuriyet Savcısı Ercan Kayhan’a Gözyaşlarıyla Veda
05 Eylül 2025 — 16:10 | Okuma süresi: 2 dk
İstanbul Adliyesi’ne bağlı Cumhuriyet Savcısı Ercan Kayhan, Çekmeköy Ömerli Mahallesi’nde bir restoranda uğradığı bıçaklı saldırı sonucu hayatını kaybetmiş; meslektaşları, yakınları ve vatandaşlar tarafından bugün son yolculuğuna uğurlandı.
Cenaze töreni ve törene katılanlar
Kayhan için Ataşehir Mimar Sinan Camii’nde öğle vakti cenaze namazı kılındı; namaza İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı Zafer Koç, Vali Yardımcısı Hasan Gözen, jandarma komutanı ve çok sayıda meslektaş ile vatandaş katıldı. Törenin ardından Kayhan’ın cenazesi Küçükyalı Mezarlığı’na defnedildi.
Kayhan’ın eşi ve çocukları tabut başında uzun süre gözyaşı döktü; meslektaşları tören sırasında duygusal anlar yaşadı.
Olayın seyri ve şüpheli
Olay, 3 Eylül akşamı Çekmeköy’de bir restoranda meydana geldi. İddialara göre, husumet bulunduğu belirtilen Mustafa Can G. adlı şüpheli Kayhan’a saldırdı. Şüpheli olayın ardından yakalanarak gözaltına alındı ve çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı
Adli süreç ve tepki
Olayın ardından ilgili birimler tarafından soruşturma kapsamlı şekilde yürütülüyor. Savcı Kayhan’ın ölümü, adalet camiasında ve toplumda derin üzüntüye yol açtı; çok sayıda kurum ve isim başsağlığı mesajı yayımladı.
-
Teknoloji1 hafta önce
ChatGPT’nin ilk belgeli cinayeti: Yapay zeka nasıl katil yarattı?
-
Gündem3 gün önce
EVLİLİK YILDÖNÜMÜ KABUSA DÖNDÜ: FİTNESS EĞİTMENİ İREM KARATUTLU TIR’IN ÇARPMAĞI SONUCU İKİ BACAKLARINI KAYBETTİ
-
Teknoloji1 hafta önce
Türkiye 5G’ye hazırlanıyor
-
Gündem1 hafta önce
Bursa’da “yasak aşk” iddiası can aldı — 3 çocuk annesi Sevgi Yandık parkta bıçaklanarak öldürüldü, zanlı eski eşi Doğan Ş. gözaltında
-
Teknoloji5 gün önce
Instagram’da yeni dönem başlıyor: Abonelik ücreti belli OLDU!
-
Ekonomi1 hafta önce
Sebze fiyatlarını yönlendirene 1 milyon lira ceza geliyor
-
Spor1 hafta önce
Kerem Aktürkoğlu, Fenerbahçe tarihinin en pahalı transferi oldu
-
Spor5 gün önce
Samsunspor taraftar kafilesine silahlı saldırı: 1 ölü, 1 yaralı