Yayın Tarihi / Saat: 29 Ağustos 2025 — 14:00 (TSİ)
Okuma süresi: 4 dakika
Yazar: FatihDoganMedya Haber Merkezi

Giriş

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 29 Ağustos 2025 tarihli Cuma hutbesinde 30 Ağustos Zafer Bayramı’na atıf yapıldı; fakat hutbe metninde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ismine yer verilmemesi dikkat çekti ve çeşitli kesimlerden tepki topladı.

Haberin Detayları

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan ve Türkiye genelinde camilerde okutulan 29 Ağustos 2025 tarihli hutbede “Âlemlere rahmet Hz. Muhammed (s.a.s)” başlığı ile Peygamber sevgisi, şehitlerin ve gazilerin önemi vurgulandı. Hutbe metninde Zafer Bayramı’na dair genel ifadeler kullanılırken, metinde Mustafa Kemal Atatürk’ün ismi yer almadı. Bu eksiklik bazı medya kuruluşları ve siyasetçiler tarafından “Atatürk’ün anılmaması” şeklinde yorumlandı.

Hutbede geçen ifadeler, milletin tarih boyunca vatan savunmasında gösterdiği fedakârlıklara dikkat çekiyor; ancak Kurtuluş Savaşı’nın ve Büyük Taarruz’un lideri olarak kabul edilen Atatürk’ün doğrudan anılmaması, özellikle sosyal medyada ve muhalefet partileri arasında tepkilere yol açtı. CHP’li yetkililer ve bazı yerel medya organları bu durumu eleştiren açıklamalar yaptı.

Resmî Metin ve Kaynak

Diyanet’in resmi hutbe metni kurumun haber/hutbe sayfasında yayımlandı; metnin tam içeriği resmi site üzerinden erişilebilir. Resmî metinde: Peygamber sevgisi, “Mehmetçik” kavramı ve milletin şehitlerine dair dualar öne çıkarıldı; ancak metinde Atatürk ismine yer verilmediği gözlendi.

Tepkiler ve Yorumlar

Bazı gazeteler ve köşe yazarları hutbedeki bu eksikliği “siyasi bir tercih” veya “tarih vurgusunun atlanması” şeklinde yorumladı. Öte yandan Diyanet’in kurumsal yaklaşımını savunanlar, hutbenin dini ve ahlaki mesajlarına odaklandığını; milli liderlerin anılması veya anılmamasının farklı platformlarda ele alınabileceğini belirtiyor. Yerel ve ulusal çapta yayılan haberler, konunun toplumda farklı algılara yol açtığını ortaya koyuyor.

Ne Okunmalı / Takip Edilmeli

• Diyanet’in resmi sitesindeki 29.08.2025 tarihli hutbe metni (tam metin ve sesli hutbe).

• Haber akışındaki güncellemeler ve siyasi parti açıklamaları (özellikle 30 Ağustos programı çerçevesinde yapılacak resmi ve sivil etkinlik açıklamaları).

Kısa Sonuç

29 Ağustos 2025 Cuma hutbesi, dini temalı vurgular ve şehit/gazi anmalarını içerirken, metinde Atatürk’ün isminin geçmemesi geniş yankı buldu. Olay, hem medyada hem de siyasette tartışma konusu oldu; Diyanet’in resmi hutbe metni ve gelişmeler takip edilmeye devam ediyor.

Tarih / Saat: 29 Ağustos 2025, 09:40 (TSİ)
Okuma süresi: Yaklaşık 3 dakika
Kaynak: FatihDoganMedya için derlenmiştir.

Giriş — Öne Çıkanlar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Japonya’nın önde gelen gazetelerinden Nikkei Shimbun’da yayımlanan makalesinde “Asya’nın iki ucu” olarak tanımladığı Türkiye ve Japonya üzerinden dünyaya bir vicdan çağrısı yaptı; Gazze’de yaşanan insani dramın tüm insanlığın konusu olduğunu vurguladı. Erdoğan, ateşkes, insani yardıma engelsiz erişim ve sivillerin korunması çağrısı yaptı.

Erdoğan’ın Mesajının Özeti

Makalesinde Erdoğan, Gazze’de insan hayatının ağır şekilde etkilendiğini, çocukların açlık ve sağlık hizmeti eksikliği nedeniyle ölüm riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. “Bu facia bütün insanlığın meselesidir” ifadesini kullanarak uluslararası toplumun daha yüksek sesle müdahil olması gerektiğini kaydetti. Erdoğan ayrıca Türkiye ile Japonya arasındaki insani iş birliği ve ortak projelerin bu tür krizlerde yapıcı rol oynayabileceğine dikkat çekti.

Talepler ve Somut Çağrılar

• Acil ateşkes: Erdoğan, sivillerin korunması için derhal ateşkes sağlanması gerektiğini vurguladı.

• İnsani yardıma engelsiz erişim: Yardımların Gazze’ye ulaştırılması için tüm engellerin kaldırılması gerektiğini belirtti.

• Uluslararası hukuk ve vicdan: Japonya-Türkiye ekseninde güçlü bir insani diplomasinin önemine işaret etti.

Bağlam ve Diplomatik Notlar

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran’ın sosyal medya paylaşımı ile de duyurulan makale, iki ülke arasındaki dostluk ve bölgesel iş birliği mesajını taşıyor; Erdoğan’ın dış politika hattında insani diplomasi vurgusunun sürdüğü değerlendiriliyor. Ayrıca uluslararası liderler de Gazze’ye yönelik acil insani adımlar gerektiğini daha önce belirtmişti; örneğin Birleşik Krallık başbakanlığına ait açıklamalarda da ateşkes ve yardım erişimi öncelik olarak vurgulanıyor.

Analiz — Ne Anlama Geliyor?

Erdoğan’ın Nikkei’de yayımlanan makalesi, Türkiye’nin hem bölgesel aktör rolünü hem de küresel insani meselelerde inisiyatif alma isteğini gösteriyor. Japonya ile yapılan vurgu, Asya’nın iki ucundan gelen ortak vicdan çağrısı formatında uluslararası kamuoyunda daha geniş yankı yaratmayı hedefliyor. Bu hamle, diplomatik baskı, insani yardım lojistiği ve uluslararası hukuk zemininde yeni girişimlerin tetiklenmesine zemin hazırlayabilir.

Sonuç ve İzlenecek Gelişmeler

Erdoğan’ın çağrısı, Gazze için acil insani adımların atılması talebini yenilerken bölgesel ve küresel aktörlerin tepkisi ve somut adımların takibi önem kazanıyor. FatihDoganMedya olarak gelişmeleri yerinden takip edip okuyucularımıza aktaracağız

Hz. Peygamber’in (s.a.s.) Medine’ye hicretinden önce Nakîu’l-Hadamat’ta kılınan cuma namazında kırk kişi hazır bulunmuştu (İbn Mâce, İkâmetu’s-Salavât, 78 [1082]). Ancak daha az kişi ile cuma namazı kılındığı da bilinmektedir. Nitekim Hz. Peygamber’in (s.a.s.) emri ile Mus’ab b. Umeyr Medine’de 12 kişiye cuma namazını kıldırmıştır (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, 3/255 [5617]).

Resûlullah (s.a.s.) , cuma namazını kıldırırken, ticaret kervanının geldiğini haber alan cemaatten on iki kişi dışında hepsinin dışarı çıktığı rivâyeti de sahih hadis kaynaklarında yer almaktadır (Buhârî, Cum’a, 38 [936]). Öte yandan Hz. Peygamber bir yerleşim biriminde sadece dört kişi bulunsa bile, cuma namazının farz olduğunu bildirmiştir (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, 3/255 [5617]).

Görüldüğü üzere Hz. Peygamber’den (s.a.s.) gelen rivâyetler, biri imam olmak üzere en az dört kişinin bulunduğu yerde cuma namazının kılınabileceğini göstermektedir. Bu da cuma namazının kılınabilmesi için gerekli kişi sayısının alt sınırını belirler.