Gündem
SON DAKİKA: İstanbul’da 6,2 büyüklüğünde deprem: İstanbul beşik gibi sallanıyor
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, merkez üssü Marmara Denizi, İstanbul‘un Silivri ilçesi açıkları olan 3,9 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildi.
Depremin yerin 6,99 kilometre derinliğinde meydana geldiği belirlendi.
6,2 BÜYÜKLÜĞÜNDE BİR DEPREM DAHA
Deprem çevre illerden de hissedilirken 12.49’da Silivri açıklarında 6,2 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi.
Deprem 6.92 kilometre derinlikte gerçekleşti. Sarsıntı 13 saniye sürdü.
ARTÇILAR SÜRÜYOR
Artçılar devam ederken 5,9 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. Büyükçekmece açıklarında meydana gelen deprem, 6,99 kilometre derinlikte gerçekleşti.
Saat 15.12’te Büyükçekmece’de 4,9 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi.
127 ARTÇI, 9 EVE TAHLİYE KARARI
Depremin ardından 127 artçı sarsıntı meydana geldiğini belirten İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, şu ana kadar can kaybı veya yaralı olmadığını açıkladı. Yerlikaya, “Sadece Fatih ilçemizde bir metruk bina ve 9 evle ilgili tahliye tespitimiz var. 112’ye 10 bin 84 çağrı geldi. Bunların pek çoğu bilgi edinme amaçlı.” dedi.
BAKAN KURUM: 378 YAPISAL İHBAR BİZE ULAŞTI
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ise tüm kurumların AFAD koordinasyonunda çalıştığını belirtti ve “Tüm tedbirler İstanbul için alınmaktadır.” dedi. Bakan Kurum, “3 bin hasar tespit ekibimiz sahada çalışma yapacak. Okulların tatil olduğu 2 günü değerlendireceğiz ve tüm kamu binaları öncelikli olmak üzere 112’ye gelen tüm çağrılar incelenecek. 112’ye gelen talepler doğrultusunda 378 yapısal ihbar bize ulaştı. Vatandaşlarımız riskli binalara girmesinler. Bir metruk bina ile birlikte 12 binayı tedbiren boşalttık.” dedi.
“PANİK YAŞAYAN 236 VATANDAŞIMIZ YARALANDI”
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, “Depremden direk etkilenen birincil yaralanmamız olmadı. Düşme, atlama, panik atak geçiren toplam 236 vatandaşımız oldu. 163 tanesi İstanbul’da. Hepsinin durumları iyi.” diye konuştu.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: TAKİP EDİYORUZ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gelişmeleri takip ettiklerini dile getirdi. Erdoğan, “Milletimize geçmiş olsun.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nu arayarak deprem ile ilgili bilgi aldı.
URALOĞLU: OLUMSUZ DURUM YOK
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “İlk incelemelerimizde karayollarımızda, havalimanlarımızda, tren ve metrolarımızda herhangi bir hasara veya olumsuz bir duruma rastlanmamıştır.” dedi.
Uraloğlu da ekiplerin saha çalışmalarının devam ettiğini dile getirdi.
İSTANBUL VALİLİĞİ: TÜM BİRİMLER TEYAKKUZ HALİNDE
İstanbul Valiliğince, kentte hissedilen depremle ilgili an itibarıyla herhangi bir yıkım ihbarı alınmadığı ve ilgili birimlerin alan tarama çalışmalarının devam ettiği bildirildi.
İBB’DEN AÇIKLAMA: CİDDİ VAKA BİLGİSİ YOK
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) depremin ardından kentte şu ana kadar ciddi bir vaka bilgisinin olmadığını bildirdi.
İBB’nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, “İstanbul’da gerçekleşen depremde şu ana kadar ciddi bir vaka bilgisi mevcut değil. İBB yönetim kadromuz AKOM’dan tüm süreci yönetmek için acil koduyla toplanıyor. Gelişmeler hakkında açıklama yapacağız.” ifadeleri kullanıldı.
“OLUMSUZLUK TESPİT EDİLMEDİ”
Depremin merkez üssü Silivri’nin belediye başkanı Bora Balçıoğlu, depreme ilişkin yaptığı ilk açıklamada, “İlk taramalarda, şu ana kadar herhangi bir olumsuzluk tespit edilmemiştir. Ekiplerimizin sahadaki çalışmaları aralıksız şekilde sürmektedir.” dedi.
Balcıoğlu, şunları kaydetti:
“Afet ve Koordinasyon Merkezimiz aracılığıyla, ilçemiz genelinde son teknoloji ekipmanlarla yapılan ilk taramalarda şu ana kadar herhangi bir olumsuzluk tespit edilmemiştir. Ekiplerimizin sahadaki çalışmaları aralıksız şekilde sürmektedir.”

AFAD: RİSKLİ YAPILARA GİRMEYİN
AFAD, depremin ardından riskli binalara girilmemesi konusunda uyarıda bulundu.
Haberleşmelerin kısa mesaj servisi (SMS) ve veri tabanlı mesajlaşma yazılımlarının kullanılması dile getirildi.
Gündem
Su Kanalında Kayıp İz: Antalya’da 2 Gündür Haber Alınamayan 13 Yaşındaki Sefa İçin Seferberlik
Açıklaması:
Antalya’nın Serik ilçesinde 22 Nisan’dan bu yana kayıp olan 13 yaşındaki Sefa Çağlar Glavuz’u bulmak için polis, Su Altı Arama ve Kurtarma ekipleri ile vatandaşlar seferber oldu. Bisikleti su kanalında bulunan Sefa’nın bulunması için baraj kapakları kapatıldı.
Antalya’nın Serik ilçesinde 22 Nisan Salı günü okul çıkışı bir daha evine dönmeyen 13 yaşındaki Sefa Çağlar Glavuz’un bulunması için arama çalışmaları su kanalı çevresinde yoğunlaştı.
Olayın Detayları
Antalya’nın Serik ilçesi Kökez Mahallesi’nde oturan 13 yaşındaki Sefa Çağlar Glavuz, 22 Nisan Salı günü arkadaşlarıyla okuldan çıktıktan sonra evine dönmedi . Ailesi, çocuklarından haber alamayınca aynı gün polis merkezine başvurarak kayıp ihbarında bulundu
Güvenlik Kameraları ve İlk Bulgular
Polis ekipleri, bölgedeki güvenlik kameralarını inceleyerek Glavuz’un en son Burmahancı Mahallesi yakınlarındaki bir su kanalında görüldüğünü tespit etti . Arama kurtarma ekiplerinin kanalda yaptığı incelemede, Sefa’ya ait olduğu değerlendirilen bisiklet su içinde bulundu .
Arama ve Kurtarma Çalışmaları
Antalya Emniyet Müdürlüğü Su Altı Arama ve Kurtarma ekipleri, bölgeye sevk edilerek kanal boyunca dalış ve yüzey taramaları gerçekleştirdi . Kanalın su seviyesinin yüksek olması nedeniyle baraj kapakları kapatıldı ve su seviyesi düşürülerek arama çalışmaları hızlandırıldı . Ekipler, su seviyesinin düşmesinin ardından çalışmaları daha kapsamlı biçimde derinleştirmeyi planlıyor .
Yetkililerden Açıklama
Yetkililer, şu ana kadar Sefa Çağlar Glavuz’a ulaşılamadığını, arama çalışmalarının hem kara hem de hava unsurlarıyla devam ettiğini bildirdi . Ayrıca, vatandaşlardan bölgede gören ya da işitenlerin 155 Polis İmdat hattına bilgi vermeleri istendi .
Toplum Desteği ve Çağrı
Serik halkı ve çevre köylerden gelen gönüllüler de çalışmalara destek veriyor; tedirginlik her geçen dakika artarken, herkes Sefa’nın sağ salim bulunması için dua ediyor . Baraj kapakları kapatıldıktan sonra suyun çekilmesiyle, vatandaşlar ve ekipler birlikte kanalı didik didik aramaya devam ediyor .
Yukarıdaki bilgiler ışığında, Sefa Çağlar Glavuz’un biran önce bulunması için hem yetkililer hem de yerel halk arama ve kurtarma çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Bir gelişme olması durumunda yetkililer ve basın kurumları yeni bir açıklama yapacak. Kayıp ihbarı ya da bilgi paylaşımı için 155 Polis İmdat hattı aktif olarak hizmet vermektedir.
Gündem
“Kayseri’de 35 Yıl Sonra Şok Beraat: ‘Elini Ayağını Öpeyim Başkanım’ Diyerek Yargıdan Aklandı”
Açıklaması :
“Kayseri’de tandıra gömülen iki cinayet sanığı Yusuf Turhan, kız kardeşini 35 yıl önce öldürdüğü ileri sürülürken delil yetersizliğinden beraat etti. Detaylar ve mahkeme süreci burada.”
Öne Çıkanlar
Kayseri’de 19 Mayıs 2021 tarihinde ağabeyi Mehmet Turhan ve eski eşi Firdevs Öztürk’ü öldürüp cesetlerini tandıra gömdüğü gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Yusuf Turhan’ın, 35 yıl önce kaybolan kız kardeşi Havva Turhan’ı öldürdüğü iddiasıyla yargılandığı davada “delil yetersizliği” gerekçesiyle beraatine karar verildi . Mahkeme kararının ardından “Bu mahkeme böyle bitmesin. Elini ayağını öpeyim başkanım” diyen sanık Yusuf Turhan’ın sözleri sosyal medyada geniş yankı buldu
Olayın Geçmişi
Tandır Cinayeti: 19 Mayıs 2021 tarihinde Faydevs Öztürk (52) ve Mehmet Turhan (55), Kayseri’nin Kocasinan ilçesi Emmiler Mahallesi’nde kayboldu. Polis, Mehmet Turhan’ın kardeşi Yusuf Turhan’ın çelişkili ifadeleri üzerine takibe aldı ve evinin bahçesindeki tandırda kadavra köpeğiyle arama yaptı; betonla kaplı tandırdan Ürkütücü manzarayla Firdevs ve Mehmet Turhan’ın cesetleri çıkarıldı
İlk Mahkeme Kararı: 22 Kasım 2021’de Kayseri 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, sanık Yusuf Turhan’a ‘kardeşi kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘yengesine yönelik eylem’ suçundan da müebbet hapis cezası verildi; oğlu Bedirhan Turhan’a iki kez müebbet hapis, eşi Nejla Turhan ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı ve beraat etti
Yargıtay Onayı: Yerel mahkemenin beraat kararını içeren hükmü, yapılan itirazlar üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından hukuka uygun bulunarak onandı
Havva Turhan Davası ve Beraat Kararı
Yeni İddianame: Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı, en son 1990 yılında görülen ve o tarihten beri kendisinden haber alınamayan Havva Turhan’ın ölümüyle ilgili olarak ağabey Yusuf Turhan hakkında ‘yakın akrabayı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açtı
Mektup ve Deliller: İddianamede, Yusuf Turhan’ın ağabeyi Mehmet Turhan’ın, ‘ihanet ve intikam’ duygularını anlattığı mektubu ile tanık beyanları yer aldı; ancak maktulün cesedi bulunamadı, resmi kayıtlarda izine rastlanmadı
Üçüncü Duruşma ve Savunma: ️Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen üçüncü duruşmada Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatları müdahil oldu, savcı mütalaasında ‘delil yetersizliği’ vurgusu yaptı; Yusuf Turhan ise “Ben beraatimi değil, suçlu kimse onun ortaya çıkmasını istiyorum. Bunun böyle bitmemesi lazım. Adil yargılama istiyorum” dedi
Beraat Kararı: Mahkeme heyeti, Bakanlık avukatının yeniden keşif talebini reddederek delil yetersizliğinden dolayı sanığın beraatine karar verdi; karar sonrası Yusuf Turhan, “Bu mahkeme böyle bitmesin. Elini ayağını öpeyim başkanım” sözleriyle kararı değerlendird
Hukuki Değerlendirme
Delil Yetersizliği: Cesedin bulunamaması ve zaman aşımı süresinin olayın üzerinden 35 yıl geçmesi, ceza muhakemesinde “somut kanıt” gerekliliğini ön plana çıkardı
Zaman Aşımı ve Usul: Türk Ceza Kanunu’nda aile içi öldürme eylemleri için özel hükümler olsa da, maktulün bulunamaması ve resmi belgelerde ölüm kaydının yer almaması, ‘kesin ve kuşkuya yer bırakmayacak’ usuli şartları sağlayamadı
Bakanlık’ın Rolü: Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın davanın tarafı olarak yeniden keşif talebi, sosyal hizmet uzmanlarının delil toplama sürecine katılımının önemini gösterdi
Gündem
Yenidoğan Çetesi’nde dördüncü duruşma: Mahkeme başkanından deprem uyarısı
Bakırköy Adalet Sarayı’nda 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma saat 11.00 sıralarında başladı. Tanıkların dinlendiği duruşma kimlik tespitiyle başladı. İstanbul’da Silivri açıklarında dün meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem mahkemenin de gündemindeydi.
“OLASI BİR DURUMDA PANİK YAPMAYIN”
Tanıkların dinlendiği duruşma öncesi, mahkeme başkanından artçı sarsıntı uyarısı geldi. Duruşma öncesi mahkeme başkanı, “23 Nisan’da yaşanan deprem sonrası bir uyarı yapmak istiyorum. Artçılar devam ediyor olası bir durumda panik yapmayın. Hengame olmasın sandalye ve masaların altına saklanabilirsiniz. Lütfen kaçmaya çalışırken birbirinize zarar vermeyin.” dedi.
“DOKTOR SÖYLER EPİKRİZİ SEKRETER YAZAR”
Tanıkların dinlendiği duruşmada, ilk tanık olarak Avcılar Hospital Hastanesi’nde hemşire olarak çalışan tanık Fulya Fulya Akbal dinlendi. Akbal, “Ben Avcılar Hospital’da çalışıyordum. Hemşire olarak yenidoğan yoğun bakım ünitesinde çalıştım 2 yıl boyunca. Çalıştığım dönemde, hemşire Serenay Şenkalay, doktor olarak Dursun Hoca, Zeki Hoca ve sekreter Gözde Hanım’ı tanırım. 14 Ağustos’ta Tokluoğlu bebek doğduğunda hastanede değildim izinliydim. Ayrıca epikrizi doktor yazardı sekreteriyle. Ben hiç görmedim başka birisinin epikriz yazdığını. Doktor söyler sekreter epikrizi yazardı. Sekreterin doktorun söylediğinin dışında birşey yazması mümkün değildi.” dedi.

“CİMER’E ŞİKAYET ETTİM”
Bir diğer tanık Sezgin Demirci ise, “Reyap Hastanesi’nde Mart 2023 ile Eylül 2023 arasında acil hekimi olarak çalıştım. Eylül ayında yönetim tarafından ayrılmam istendi. Çalıştığım dönemde 112 ekipleri, 28 günlükten büyük bebekleri getirirdi. CİMER’e şikayet ettim. Bu bebekleri yenidoğan yoğun bakıma aldığımda bir şey olursa sorumlu ben olurdum. Çünkü Yenidoğan yoğun bakımı vardı ama çocuk yoğun bakım yoktu. 28 günlükten büyük bebekleri çocuk yoğun bakıma koymalıyız yenidoğana koymak diğer hastaları risk altına alırdı. Halbuki bize yakın bölgelerde çocuk yoğun bakım odası olan hastaneler vardı. Yönetime şikayet ettiğim zaman ‘Bu konuyu kapat’ dediler. Bana mobbing uyguladılar. Ben de istifa ettim.” dedi.
“BU HASTA SIRADIŞI BİR DURUMDU”
Avcılar Hospital’da çalışan nöbetçi hemşire Meryem Akyürek ise, “Tokluoğlu bebek hakkında bir bilgim yok. O dönemde yıllık izindeydim. Ben bebek odasında çalışıyordum. Sonrasında da hiçbirşey duymadım. Zeki doktor ile çalıştığım sürece blr ihmaline rastlamadım. Çağırdığım zaman hemen gelirdi” dedi. Duruşma saat 15.00 sıralarında verilen aranın ardından 16.00’da yeniden başladı.
Aranın ardından Beylikdüzü Medilife Hastanesi’nde çalışan doktor Raşit Çaparoğlu söz aldı. Çaparoğlu, “Opara bebekle ilgili, bir gün iş yerine geldiğimde 6 aylık bir bebeğin yattığını gördüm. 28 günlükten büyük bebekler burada yatmazdı. Şaşırdım ‘Burada yatması yasal değil’ dedim hemşireye. Birkaç gün önce, acile geldiğini ama sevk alamadığını bu nedenle burada yattığını söyledi. Yönetim ve işletmeci işbirliğinde yatışına karar verildiğini söyledi. Bu bebekle ilgilenen kişi Fırat Sarı’ydı. Bu hasta sıradışı bir durumdu. Ben orada bulunduğum sürece mesleğimin niteliği gereği ilgilenmedim.” dedi.

“BİZE MÜDAHALE YAPILMAMASI SÖYLENDİ”
Birinci Hastanesi’nde Paramedik olarak çalışan Yaren Sena Kayır ise, “Opara bebeğin sevki yapıldı. Küveze aldık bakımlarını yaptık. Doğukan Bey geldi Fırat Sarı ile konuştu ve tedavisi için order aldık. Akşam oldu ve bebeğin bakımlarını akşam sorumlusuna teslim ettik. Ertesi gün 18.00 gibi hastaneye gittim. Direkt onun başına gittim sağlıklıydı bir problemi yoktu. Teslim saatine yakın kötüleşti. Monitör uyarı verdi kalbini hissetmedik. Doğukan Bey’i aradık ‘Sorun olmaz büyük bebekte duyamayabilirsiniz’ dedi. Bizim monitörler eskiydi prob lazımdı ama yeterli prob hastanede yoktu. Tuğçe hemşire kalp masajı yaptı. Hepimiz bebeğin başında müdahale ettik. Biz teslim ettiğimizde bebek yaşıyordu. Daha sonra bebeğin öldüğünü öğrendik. Bize herhangi bir müdahale yapılmaması gerektiği söylendi ama biz kızlar yine de tüm müdahaleleri yaptık. Aileden para alınmış ama ‘Ertesi gün para aileye teslim edilsin’ denildi. Konuyla ilgili başka bir bilgim yok. Doktorlar genelde düzenli olarak viziteye çıkmazdı.” dedi.
“BEBEK EKS OLDUĞU SIRADA BEN AŞAĞIDAYDIM”
Güney Hastanesi’nde çalışan hemşire Yağmur Acıyan’a ölen Kaya bebek hakkında soru soruldu. Acıyan savunmasında, “Bebek bize geldiğinde zaten kötü durumdaydı. Bebeğin eks olduğu sırada ben aşağıdaydım. Batuhan Çelik beni arayıp, ‘Bebeğin eks olduğu alana gel’ dedi. Ben de oraya gittim. Bebeğin babası geldi. Babası ‘Doktor bana bilgi vermişti zaten’ dedi. Bunun dışında bir bilgim yok” ifadesini kullandı.
DURUŞMA ERTELENDİ
Duruşma, yarın saat 10.00’a ertelendi.
-
Ekonomi2 gün önce
Eskişehir’de Ormanlık Alanda Yakılarak Öldürülen 30 Yaşındaki Kadın Dehşeti: Sadece Saç ve Kemik Kaldı
-
Gündem8 saat önce
Şanlıurfalı Genç İşçi 3 Günlük Korkunç İşkenceyle Yüzleşti: Dişleri Kırıldı, Hamam Böceği Yedirildi
-
Son Dakika1 hafta önce
Yasak Aşk Skandalında Yeni Gelişme: Kayınvalide ve Damat Esra Erol Programında Canlı Yayında Gözaltına Alındı!
-
Gündem1 hafta önce
Ünlü İsimlerden Sırrı Süreyya Önder’e Destek: “Sakın Ölme Sırrı Abi… Benimle Yine Dalga Geç!”
-
Son Dakika1 hafta önce
Son Dakika: Şakir Paşa Ailesi Konakta Yangın! 1 Ölü – Tüm Detaylar
-
Gündem1 hafta önce
Kayınvalidesini hamile bırakmıştı! Arsız damadın babası konuştu: Oğlum sapıktır
-
Gündem21 saat önce
“Silivri’de 6,2’lik Depremin Derinden Gelen Uğultusu: Sismik Kayıtların Ardındaki Gerçek”
-
Son Dakika5 gün önce
Oyuncu Sevil Akdağ Arkadaşını Öldürdü: Fatih İskenderpaşa’daki Cinayet Olayının Tüm Detayları