Magazin
Sıkıntıya dayanıksızlık: Neden olur, nasıl başa çıkılır?
Bireyin yaşadığı içsel çatışmalar ve belirsizliklerin yanı sıra dış etmenlerin baskısı da sıkıntılı ruh haline yol açabilir. Bu durum, kişide zamanla mental ve fiziksel yorgunluğa neden olabilir. Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Hakan Türkçapar, sıkıntılı ruh haline yol açan diğer faktörleri de ntv.com.tr okuyucuları için yazdı.
Hepimiz, yaşamın doğal akışı içinde gün boyu sayısız duygu hissederiz. Mutluluk, neşe, heyecan gibi duygular genellikle memnuniyetle karşılanırken; üzüntü, kaygı, öfke ve hayal kırıklığı gibi rahatsızlık verici duygular pek de hoş karşılanmaz. İnsanın psikolojik durumunu etkileyen ve doğrudan doğruya ortaya çıkmasında çok fazla kontrolünün olmadığı çeşitli olumsuz duygulara genel bir isimle ‘sıkıntı’ diyoruz.
Sıkıntı dediğimiz yaşantıların başlamasının kontrolü genelde yaşamın elindedir: çevre şartları, ekonomik değişiklikler, güncel olaylar, politik durum, afetler, kazalar, bedensel hastalıklar, ailevi durumlar. İnsan, doğası gereği rahatsızlık veren her şeyden psikolojik sıkıntılarda dahil uzaklaşma eğilimindedir. Ancak, hayattan rahatsızlıkları tamamen çıkarmak mümkün müdür? Ya da daha doğrusu, bunu istesek de gerçekten tercih eder miyiz? Böyle bir tercih hakkımız yok ama olsaydı bile sanırım sonuç hiç de iyi olmazdı çünkü insanın yaşayabilmesi için gerekli koşullardan biri de sıkıntı duyabilme özelliğinin olmasıdır. SIKINTI NE ZAMAN SORUN OLUR? Eğer bir kişi çok sık, uzun süreli ve yaşamını, yani işini, özel hayatını, toplumsal ilişkilerini etkileyecek düzeyde ve kendisine öznel olarak çok acı ve ıstırap verecek şekilde sıkıntı yaşıyorsa o zaman bu durum artık bir sorun olmuştur. Eğer bu kişinin yaşadığı bu sorun düzeyindeki sıkıntı, dışardan bakıldığında yaşadığı koşullar, yaşam olayları, içinde olduğu ortam ve ilişkiler açısından orantısız görülüyorsa o zaman sıkıntıya dayanıksızlık dediğimiz durumdan bahsedebiliriz. SIKINTIYA DAYANIKSIZLIK NASIL OLUŞUR? Bazı insanların diğerlerine göre duygusal sıkıntıya daha dayanıksız olmalarının sebepleri hem bedensel hem de çevresel etkenlerin bir bileşimidir. Bazı insanlar olumsuz duygulara karşı biyolojik olarak daha hassastır; bu kişiler duyguları daha yoğun, daha uzun süreli ve daha acı verici şekilde yaşayabilir. Bu durum, duygusal sıkıntıyla baş etmeyi zorlaştırabilir. GEÇMİŞ TECRÜBELER Aynı zamanda, yetiştiğimiz ortam ve çocukluk yaşantılarımız da duygularımızla nasıl başa çıktığımızı şekillendirir. Duygusal ifadelerin bastırıldığı, cezalandırıldığı veya görmezden gelindiği bir ortamda büyüyen insanlar, rahatsız edici duygular karşısında çaresiz hissedebilirler. Örneğin, çocukken ağladığı için “güçsüz” olarak nitelendirilen bir kişi, yetişkin olduğunda üzüntüsünü saklamak için büyük bir çaba harcayabilir. DUYGULARLA BAŞ ETMEDE SAĞLIKSIZ YOLLAR Öte yandan, duygularla baş etmenin sağlıksız yollarını gözlemleyerek öğrenmiş kişiler de olabilir. Eğer bir çocuk, ebeveynlerinin stresle alkol ya da madde kullanarak baş ettiğini görmüşse, rahatsızlık veren duyguları tolere etmek yerine, onlardan kaçmaya yönelme eğiliminde olabilir. SIKINTIYLA İLGİLİ İNANÇLAR Bir insanın sıkıntıya dayanıksızlığı nasıl ortaya çıkarsa çıksın, bu durum çoğunlukla kişinin olumsuz duygulara dair geliştirdiği belirli inançlarla beslenir. Bu inançlar, yaşam sürecimizde çevremizin ve yaşadıklarımızın, öğrendiklerimizin etkisiyle oluşur. Genellikle de sıkıntıya dayanıksızlığı besleyen inançlar olumsuz duyguların kötü, dayanılamaz, kabul edilemez veya çok kötü sonuçlara yol açacağı inancı etrafında şekillenir. Örneğin:
“Buna dayanamıyorum.” “Bu tahammül edilemez.” “Böyle hissetmekten nefret ediyorum.” “Bu duygu sonsuza dek sürecek.” “Böyle hissetmek, beni delirtecek.” “Bu duygu kontrolümü kaybettirecek.” Bu tür inançlar ve bunlara bağlı ortaya çıkan düşünceler, duyguların şiddetini daha arttırdığı gibi duygunun kendisini de olduğundan daha korkutucu hale getirir. Yani sadece duygunun kendisi değil, ona yüklediğimiz anlam bizi daha da olumuz etkiler. Özetle: Sıkıntıyla olan ilişkimiz hem psikolojik anlamda hem de hayatımızı yönetebilmek açısından çok önemlidir. Belki de yaşamda geliştirilmesi gereken en önemli becerilerden biridir. Sıkıntıyla sağlıklı şekilde ilişkiye girmenin ilk adımı ise onu normal gerekli ve uyumsal görüp daha sonra da ona sağlıklı tepkiler verebilmektir. Her duygu, doğası gereği geçicidir. Kaygı, üzüntü ya da öfke geldiği gibi gider. Ancak kişi, bu duyguların tehlikeli ve dayanılmaz olduğuna inanıyorsa, onları yok etmek için çabalar ve bu da sıkıntıyı daha da artırır.
Magazin
Liman kenti Nyon turistlerin odak noktası
İsviçre’nin Cenevre kentine 25 kilometre uzaklıktaki Nyon, yüzyıllardır bozulmamış tarihi yapısı ve Cenevre Gölü’nün kıyısındaki sakinliğiyle turistlerin ilgisini çekiyor.
Vaud kantonuna bağlı, yaklaşık 23 bin kişinin barındığı Nyon, kalesi ve Prangins Şatosu gibi önemli yapılarının yanı sıra Roma kalıntılarıyla tarih meraklılarını bir araya getiriyor. Tarihi milattan önce 50 yılına dayanan ve 2. yüzyıl başlarında Roma İmparatoru Julius Ceaser tarafından kurulduğu kabul edilen Nyon, aynı zamanda liman kenti olmasıyla da biliniyor. Bölgede 1996 yılında yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan amfi tiyatro ve yerin altında bulunan Roma Müzesi, turistlerin ziyaretlerinde ilk sırayı alıyor. Müze, envanterinde bulunan yaklaşık 20 bin eserin yanı sıra dönemin Roma şehrindeki günlük yaşamdan izler sunuyor.
“SADECE İLGİNÇ TARİHİ ESERLERİ SERGİLİYORUZ”
Roma Müzesi sorumlusu Malika Bossard, kentin Romalılar tarafından kurulduğunu ve bulundukları yerde Roma’ya ait yapılar olduğunu söyledi. Bossard, müzede dönemin Roma yaşamına dair izler sunulduğunu belirterek “Müzede yaklaşık 400 obje sergiliyoruz. Fakat depoda çok daha fazlası var. 20 bine yakın nesne burada sunulabilmek için çok fazla, sadece ilginç tarihi eserleri sergiliyoruz. Müzenin içinde bulunan duvarlar, Roma döneminde şehrin yönetim merkezi olan bazilikanın temelini oluşturuyor.” dedi. Müze küçük olmasına rağmen geçen yıl 18 bin turisti misafir ettiklerini aktaran Bossard, “Roma müzesini ziyaret etmenizi bekliyoruz. Çok özel bir müze, yerin altında, duvarlar nedeniyle burada çok özel bir atmosfer var. Gerçek otantik Roma duvarları, bu da çok özel bir atmosfer veriyor.” diye konuştu.
Magazin
Yüzyıllık posta pulları Arnavutluk’ta sergileniyor
Arnavutluk’un başkenti Tiran’da hizmet veren Arnavutluk Posta Müzesi, asırlık posta pullarına yaptığı ev sahipliğiyle ülke tarihine ışık tutuyor.
Tiran’da, 5 Kasım 2021’de hizmet vermeye başlayan ve 1913’ten itibaren basılmaya başlanan posta pullarına ev sahipliği yapan Arnavutluk Posta Müzesi, kentte tarih meraklılarının en çok ziyaret ettiği yerler arasında bulunuyor. Posta pulları üzerinde ülke tarihinin 112 yılının farklı dönemlerinden figürler yer alırken Osmanlı döneminden kalma nadide posta pulları ve mühürler de ziyaretçilerin en çok dikkatini çeken koleksiyonlar arasında önde geliyor. Müzede ayrıca, eski mektup zarfları, haberleşme araçları ve posta görevlilerine ait üniformalar sergileniyor, ziyaretçiler müzedeki atölyede kendi tasarımlarını posta puluna dönüştürebilme fırsatını elde ediyor. POSTA PULU KOLEKSİYONUNU GENİŞLETME ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR
Arnavutluk Postası Pul Arşivi Uzmanı Marilda Habibi, müzenin ülke tarihine ışık tutan yönlerini anlattı. Habibi, “Bu müze 2021’de yeniden tasarlanarak hizmet vermeye başladı. Bu koleksiyonlar öncesinde Ulusal Tarih Müzesi’nin bir parçasıydı.” dedi. Müzedeki posta pulu koleksiyonunu genişletmeye devam etmek için gerekli araştırma ve çalışmaları sürdürdüklerini söyleyen Habibi, bugün de modern ve tematik pul basımına devam ettiklerini belirtti. Habibi, “Bu müzede, Arnavutluk Postasının çalışmalarını yansıtan birçok obje sergileniyor. Bir postacının ihtiyaç duyduğu tüm ekipmanlar, yıllara göre sıralanmış posta pulları ve Arnavutluk Postasının yıllar içinde aldığı ödüller ve nişanlar da burada sergileniyor.” diye konuştu. Ziyaretçilerin müzede Arnavutluk posta pulları tarihini izleme fırsatı bulabildikleri bir belgesel odasının da bulunduğuna işaret eden Habibi, ayrıca posta pulu koleksiyoncularının ve araştırmacıların da müzeye büyük ilgi gösterdiklerini dile getirdi.
Magazin
Emma Mackey, Narnia filminin kadrosuna dahil olan ilk isim oldu
Barbie filminin yönetmeni Greta Gerwig yeni Narnia Günlükleri filminin yönetmen koltuğunda oturacak. Filme dahil olan ilk isim Emma Mackey oldu.
Greta Gerwig, yeni Narnia Günlükleri filminin yönetmen koltuğunda oturmaya hazırlanıyor. Filmde rol alacak ilk isim Emma Mackey olarak açıklandı. Oyuncu filmde Tilda Swinton’ın canlandırdığı White Witch (Beyaz Cadı) karakterini canlandıracak. Meryl Streep’in ise filme “Aslan” rolüne dahil olacağı iddia ediliyor.
Filmin senaryosunu Gerwig kaleme alacak ve iddialara göre film, serinin altıncı kitabı olan The Magician’s Nephew’ı konu alacak.
Mackey, Sex Education dizisindeki rolüyle tanınıyor.
Sır gibi saklanan filmin 90 ülkede, yaklaşık bin salonda IMAX formatında izleyiciyle buluşacağı açıklandı. Netflix imzası taşıyan filmin yalnızca dijital platformda yayınlanacağı düşünülüyordu. NE ZAMAN VİZYONA GİRECEK? Ladybird ve Küçük Kadınlar gibi ödüllü filmlere imza atan Gerwig’in merakla beklenen yeni filmi, 26 Kasım 2026’da vizyona girecek, 25 Aralık’ta ise platformda izleyiciyle buluşacak. Gerwig’in iki Narnia Günlükleri filmi çekeceği biliniyor. Daha önce “Narnia Günlükleri: Aslan, Cadı ve Dolap” (2005), “Narnia Günlükleri: Prens Kaspiyan” (2008) ve “Narnia Günlükleri: Şafak Yıldızı’nın Yolculuğu” (2010) filmleri seyirciyle buluşmuştu.
-
Ekonomi4 gün önce
Eskişehir’de Ormanlık Alanda Yakılarak Öldürülen 30 Yaşındaki Kadın Dehşeti: Sadece Saç ve Kemik Kaldı
-
Gündem3 gün önce
Şanlıurfalı Genç İşçi 3 Günlük Korkunç İşkenceyle Yüzleşti: Dişleri Kırıldı, Hamam Böceği Yedirildi
-
Gündem3 gün önce
“Silivri’de 6,2’lik Depremin Derinden Gelen Uğultusu: Sismik Kayıtların Ardındaki Gerçek”
-
Son Dakika1 hafta önce
Oyuncu Sevil Akdağ Arkadaşını Öldürdü: Fatih İskenderpaşa’daki Cinayet Olayının Tüm Detayları
-
Son Dakika4 gün önce
İstanbul’da 6.2 Büyüklüğünde Korkutan Deprem: Vatandaşlar Panikle Sokağa Döküldü Medyatava +4
-
Gündem1 hafta önce
Adana’daki Güzellik Merkezi Sahibi Sinem Çekinmez Yüzlerce Kişiyi Dolandırdı, Yurt Dışına Kaçtı
-
Gündem2 gün önce
Konyaaltı’nda Kan Donduran Vahşet: Polisten Kaçarken Saklandığı Odunlukta Kız Arkadaşını Vuran Sezer Bozkurt
-
Gündem3 gün önce
İstanbul’da 6.2’lik Deprem Korkuttu: Aynısı Anadolu’da Meydana Gelse Sonuçlar Nasıl Olurdu?