Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Politika

Sedef Kabaş’a “Halkı Yanıltıcı Bilgi” Suçlamasıyla 3 Yıla Kadar Hapis İstemiyle Dava Açıldı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Gazeteci Sedef Kabaş hakkında, TCMB Başkanı Fatih Karahan’a ilişkin paylaşımlar nedeniyle “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla 1–3 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı. Davanın ayrıntıları, süreci ve basın özgürlüğü boyutları bu makalede…

1. Dava Nasıl Başlatıldı?

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu, gazeteci Sedef Kabaş hakkında hazırladığı iddianameyi Anadolu Asliye Ceza Mahkemesi’ne sundu. İddianamede, Kabaş’ın sosyal medya hesabından Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan’a yönelik paylaştığı bir içerik nedeniyle “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçu işlendiği öne sürüldü .

2. Suçlamanın Dayanağı: Paylaşımın İçeriği

Kabaş’ın, 8 Şubat 2024 tarihinde X (Twitter) hesabından yaptığı paylaşımda, Karahan’ın “seçim sonrası elektrik ve doğal gaza zam gelebileceği” yönündeki sözlerini aktardığı belirtiliyor. Savcılık, bu bilgilerin “resmî kaynakça doğrulanmadan” paylaşılmasının halkı yanıltıcı nitelikte olduğuna karar verdi

3. İddianamede İstenilen Ceza ve Süreç

İddianamede, “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçundan Sedef Kabaş’a 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Mahkemece iddianamenin kabulüyle birlikte, Kabaş’ın önümüzdeki günlerde hâkim karşısına çıkması bekleniyor .

4. Sedef Kabaş’ın Savunması ve Basın Özgürlüğü Tartışması

Kabaş, savunmasında paylaşımın kasıtlı yanıltma amacı taşımadığını, ifade özgürlüğü kapsamında düşündüklerini aktardığını belirtiyor. Öte yandan, hukuk çevreleri ve bazı medya kuruluşları, davanın ifade özgürlüğüne müdahale niteliği taşıdığı konusunda uyarılarda bulunuyor .

5. Hukuki Boyut ve Olası Sonuçlar

Türkiye Ceza Kanunu’nun 217/1. maddesine göre; halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu işlenirse 1 ila 3 yıl hapis öngörülüyor. Mahkeme sürecinde delillerin toplanması, bilirkişi incelemesi ve tanık beyanları devreye girecek. Kesin hükmün ne şekilde verileceği, iddianamedeki bilirkişi raporlarına ve savunmanın etkinliğine bağlı olacak

6. Basın ve İfade Özgürlüğü Açısından Değerlendirme

Uluslararası basın özgürlüğü endekslerinde Türkiye, son yıllarda bir dizi davayla eleştiriliyor. Sedef Kabaş davası da, gazetecilerin sosyal medya paylaşımları üzerinden cezai soruşturmaya tabi tutulması bakımından izleniyor. Uzmanlar, hukukun üstünlüğü ve ifade özgürlüğü standartlarının sağlanması gerektiğine işaret ediyor .


Sonuç
Sedef Kabaş’a açılan dava, “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla 1–3 yıl hapis öngörüyor. İddianamenin kabulüyle başlayacak yargılama süreci, Türkiye’de basın özgürlüğü kriterleri bakımından yakından takip edilecek. Mahkemenin kararı, hem hukuk camiası hem de medya mensupları tarafından “ifade sınırları” açısından kilometre taşı olarak değerlendirilecek.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Politika

İstanbul gerilimi! İl binası önünde polis ve CHP’liler karşı karşıya — Kayyuma karşı nöbet sürüyor

Yayımlandı

üzerinde

Yayın: 8 Eylül 2025, 11:30 (TRT) — FatihDoganMedya Haber
Okuma süresi: 3 dakika

Özet (meta): CHP İstanbul İl Başkanlığı önünde polis ablukası sürüyor. Mahkeme kararıyla il yönetimine kayyum atanmasının ardından partililer binayı korumak için nöbete başladı; polis çevik kuvvet ve bariyerlerle alanı kapattı, zaman zaman arbede ve gözaltı haberleri geldi. Gelişmeler canlı takip ediliyor.


Kritik başlıklar

  • CHP İstanbul İl Başkanlığı çevresine polis barikatlari kuruldu; giriş-çıkışlar engellend

  • Mahkeme kararına göre il yönetimine atanan Gürsel Tekin’in binaya gelme planı ve bunun yarattığı gerilim nöbetleri tetikledi.

  • CHP liderleri ve milletvekilleri alana çağrı yaptı; partililer ve vatandaşlar binayı terk etmeme kararı aldı.

  • İstanbul Valiliği bazı ilçelerde eylem yasağı ilan etti; polis zaman zaman müdahale ve gözaltı uyguladı.


Olayın ayrıntıları — sahadan gelişmeler

Pazar akşamından itibaren CHP İstanbul İl Başkanlığı binası çevresinde yoğun bir polis sevkiyatı gözlendi; çevik kuvvet ekipleri sokakları kapatarak binayı ablukaya aldı. Bu gelişme, mahkeme kararının ardından il yönetimine kayyum atanmasının ve atanan ismin (Gürsel Tekin) binaya gelme planının açıklanmasıyla tırmandı.

CHP Genel Merkezi ve il yöneticileri, üyeleri ve çok sayıda destekçiyi il binasına çağırdı; partililer binanın önünde “kayyuma hayır” nöbeti tutuyor. Sabah saatlerinde polis yeni bariyerler getirirken, bazı noktalarda partililer ile polis arasında itiş-kakış ve kısa süreli arbede yaşandığı, birkaç kişinin gözaltına alındığı yönünde haberler geldi. Bu anlara dair görüntüler ve canlı anlatımlar çeşitli medya kuruluşlarında paylaşıldı.

CHP Genel Başkanı ve üst düzey partililer halkı binaya çağırırken, parti vekilleri bariyerlerin önünde milletvekili olarak da müdahil olup, partililerin ve vatandaşların il binasına girmesini engellemeye çalışan unsurlara karşı durduklarını bildirdi. Bazı kaynaklar sivil (mülki) personelin binaya girme girişiminde bulunduğunu ve vekillerin engel olduğunu aktardı.


Yetkililer ve partiden açıklamalar

  • CHP Genel Başkanı ve il yönetimi, kararı “demokrasiye müdahale” olarak nitelendirip vatandaşları direnmeye çağırdı.

  • İçişleri / İstanbul Valiliği kaynaklı açıklamalarda, verilen mahkeme kararının icrası ve kamu düzeninin korunmasının gerekçesiyle bazı güvenlik önlemleri alındığı belirtildi; valilik bazı ilçelerde eylem yasağı uyguladı.


Arka plan — neden kayyum krizi?

Son günlerde CHP İstanbul örgütüne yönelik yargı süreçleri hızlandı; bir mahkeme, 2023 kongre sürecine ilişkin iddialar gerekçesiyle mevcut il yönetiminin görevden alınmasına karar vererek geçici bir atama (kayyum) yapılmasına hükmetti. Bu kararın siyasal sonuçları ve AK Parti-CHP kutuplaşması bağlamındaki etkileri tartışma konusu oldu. Reuters ve diğer uluslararası kaynaklar olayı Türkiye’de genişleyen siyasi gerilim içinde değerlendiriyor.


Ne bekleniyor? (Kısa değerlendirme)

  • Bugün ve yarın için CHP tarafından çağrılan kitlesel etkinlikler ve “baba ocağına sahip çıkma” çağrıları planlanıyor; emniyet muhtemelen güvenlik gerekçesiyle alanı kontrol etmeye devam edecek.

  • Hukuki süreç devam ettiği sürece gerilim ve lokal karşılaşmaların sürmesi, canlı yayınların ve sosyal medyanın gündemi belirlemesi bekleniyor.

Okumaya Devam Et

Politika

Putin ve Şi’nin “Organ Nakli ve Ölümsüzlük” Söyleşisi Pekin’de Açık Mikrofonla Yayımlandı — 150 Yıl Yaşamak Mümkün mü?

Yayımlandı

üzerinde

Yayın: 7 Eylül 2025 | Saat: 14:30 (Europe/Istanbul) · Okuma süresi: 5 dakika
Kaynak / Editör: FatihDoganMedya

Pekin’deki askeri geçit sırasında açık mikrofonla yayılan Putin–Şi diyalogu dünya gündemine oturdu. Organ nakliyle “150 yaş” ve “ölümsüzlük” iddiaları bilimsel gerçeklerle karşılaştırıldı. Uzman görüşleri ve güncel gelişmeler burada.


Ne oldu? Kısa özet

3 Eylül 2025’te (Pekin’de düzenlenen II. Dünya Savaşı sona ermesinin 80. yıldönümü töreni sırasında) canlı yayınlanan geçit töreninde, kameraların dışında kalan bir açık mikrofon (hot mic) kısa bir süreliğine Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Çin Devlet Başkanı Xi Jinping arasındaki konuşmayı verdi. Yayına yansıyan çeviri sesinde Putin’in biyoteknoloji ve “insan organlarının sürekli nakli”yle ilgili yorumları ve Şi’nin “Bu yüzyılda bazı tahminlere göre insanlar 150 yaşına kadar yaşayabilir” sözleri duyuldu. O anın görüntüleri ve ses kayıtları uluslararası haber ajanslarının gündemine girdi.

(Putin — 7 Ekim 1952 doğumlu; Şi Jinping — 15 Haziran 1953 doğumlu — her iki lider de 2025 yılı itibarıyla 72 yaşındadır.


Yayına yansıyan sözler (kısmen tercüme)

  • Haber kayıtlarına göre (çeviri üzerinden): Putin: “Biyoteknoloji sürekli gelişiyor. İnsan organları sürekli nakledilebilir; daha gençleşebiliriz, belki ölümsüzlüğe bile ulaşabiliriz.”

  • Xi: “Bazı tahminlere göre bu yüzyılda insanlar 150 yaşına kadar yaşayabilir.”
    Kayıt kısa süre sonra geniş açıya geçildi; konuşmanın tamamı uzun süre canlı yayında kalmadı.


Olayın yankıları ve politik arka plan

Bu “açık mikrofon” anı, küresel medyada hem şaşkınlık hem de spekülasyon yarattı. Törene yüz milyonlarca, Çin yayınlarında milyarlarca izleyici aktığı; liderlerin kortejde birlikte yürümesinin ise Çin–Rusya ilişkilerinin sembolik bir göstergesi olduğu bildirildi. Bazı yorumlarda, liderlerin uzun ömre ilişkin söyleminin elitler arasında uzun zamandır gündemde olan “yaşlanmaya karşı bilimsel yatırım” eksenine işaret ettiği vurgulandı.


Bilim bunun neresinde? — 150 yaş ve “ölümsüzlük” mümkün mü?

Kısa cevap: Bugünkü bilimsel bilgi ve klinik gerçeklerle “organ nakilleriyle ölümsüzlük” veya düzenli organ değişimleriyle güvenli şekilde 150 yaşına ulaşmak gerçekçi bir beklenti değil. Ancak bazı teknolojiler organ yetmezliğini tedavi etme potansiyeli taşıyor; alan hızla ilerliyor.

Neden 150 — veya ölümsüzlük — hemen mümkün değil?

  • Aging (yaşlanma) çok sistemik bir süreçtir. Yaşlanma tek bir organun çöküşü değildir; genetik, hücresel, immün, vasküler ve metabolik sistemlerin eş zamanlı yıpranması söz konusudur. Sadece organ değiştirerek tüm bu süreçleri durdurmak veya tersine çevirmek bugünkü bilgilerle mümkün görünmüyor.

  • Nakil sonrası uzun dönem riskler: Organ nakli alıcıları yaşam boyu immünosupresif (bağışıklık baskılayıcı) ilaçlar kullanmak zorunda kalır; bu ilaçlar enfeksiyon, kanser ve diğer komplikasyon riskini artırır. Ayrıca ileri yaşta büyük cerrahi yükün kendisi risk oluşturur.

  • Doğrulanmış en uzun insan yaşamı: Bugüne kadar doğrulanmış en uzun yaşam, Jeanne Calment (122 yıl 164 gün) verisidir; 150 yaş henüz doğrulanmış veya yaygın olarak gözlemlenmiş bir gerçeklik değil.

Peki xenotransplantasyon (genetiği düzenlenmiş hayvan organları) umut veriyor mu?
Evet — xenotransplantasyon alanında son yıllarda önemli adımlar atıldı: genetiği düzenlenmiş domuz organlarının kısa dönemli başarıları, FDA onaylı insan denemelerinin başlaması, bazı merkezlerde domuz böbreği/kalp denemeleri gibi gelişmeler var. Ancak bu çalışmalar halen deneysel, uzun dönem güvenlik ve fonksiyon verileri sınırlı ve bağışıklık/yeni virüs aktarımı gibi riskler devam ediyor. Bu nedenle xenotransplantasyon insan ömrünü radikal biçimde uzatacak garantili bir teknoloji olarak henüz kabul edilmiyor.

Okumaya Devam Et

Politika

CHP’li Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler tahliye edildi

Yayımlandı

üzerinde

Tarih: 05 Eylül 2025 — Saat: 00:20 (yerel) · Okuma süresi: 2 dakika

Özet : İstanbul Anadolu 17. Ağır Ceza Mahkemesi, Beykoz Belediyesi’ne yönelik yürütülen davada tutuklu sanıklar arasında yer alan CHP’li Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in de aralarında bulunduğu tutuklu sanıkların tahliyesine karar verdi


Olayın kısa kronolojisi

  • Gözaltı ve tutuklama: Alaattin Köseler, soruşturma kapsamında 27 Şubat 2025’te gözaltına alınmış; mart ayında tutuklanmıştı.

  • İddianame ve suçlamalar: Savcılık iddianamesinde Köseler hakkında “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “ihaleye fesat karıştırma”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “resmi belgede sahtecilik” gibi suçlamalar yer alıyor; istenen cezalar 17 yıl 6 aydan 67 yıl 3 aya kadar değişiyordu.

  • Tahliye kararı: Anadolu 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ara kararında, duruşmada yargılanan tutuklu sanıkların bir kısmı hakkında tahliye kararı verildi. Kararın ayrıntıları mahkeme zabıtlarına ve duruşma tutanaklarına göre şekilleniyor.


Mahkeme süreci ve gerekçe

Mahkeme kaynaklı ara kararda (duruşma tutanaklarına göre) savunmaların alınması ve delil durumunun değerlendirilmesi sonrasında bazı tutuklu sanıkların adli kontrol şartlarıyla serbest bırakılmasına hükmedildi. Duruşmada savunmaların tamamlanmasına, delil durumuna ve tutukluluk süresine ilişkin değerlendirmeler mahkeme kararında etkili oldu.


Tepkiler

CHP cephesinden ilk tepkiler geldi; CHP milletvekili Mahmut Tanal ve partinin yerel temsilcileri, Köseler’in derhal görevine iade edilmesi yönünde açıklamalar yaptı. Partili bazı isimler kararı “hukukun gereği” ve “mahkemenin hakkaniyetli değerlendirmesi” olarak nitelendirdi.


Ne olacak? (Süreç nasıl devam edecek)

  • Tahliye, davanın esasını etkilemez; iddianame, delil takibi ve duruşmalar devam ediyor. Mahkeme nihai kararını vereceği ana kadar yargılama süreci sürecek.


Detaylı notlar (okuyucu için)

  • Tutukluluk süresinin uzunluğu ve mahkeme kararları dosyada önemli etkiler yaratıyor; savcılık talepleri ile mahkeme kararları farklılaşabiliyor.

  • Bu haber, duruşma tutanakları ve ana akım basın kaynaklarının ara karar bildirimlerine dayanılarak hazırlanmıştır. İlerleyen duruşma ve karar süreçleriyle ilgili güncellemeler takip edilecektir.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar