Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Şanlıurfa’da Okula Gitmeyen Velilere Günlük 257 TL Ceza Kesilecek

Yayımlandı

üzerinde

Şanlıurfa’da eğitimde devamsızlıkla mücadele kapsamında önemli bir uygulama hayata geçiriliyor. Şanlıurfa Valiliği tarafından yapılan açıklamaya göre, tüm uyarılara rağmen çocuklarını okula göndermeyen velilere her gün için 257 TL idari para cezası uygulanacak. Uyarılara rağmen devamsızlık devam ederse, toplam ceza tutarı 11 bin 977 TL’ye kadar ulaşacak.

Uygulamanın Amacı ve Gerekçesi

Milli Eğitim Temel Kanunu ve 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu çerçevesinde zorunlu eğitim çağındaki çocukların eğitim hakkı güvence altına alınmıştır. Ancak, devamsızlık oranlarının artması ve çocukların eğitim süreçlerinden kopması, yerel yöneticileri harekete geçirmeyi zorunlu kılmıştır. Şanlıurfa Valiliği, eğitimde sürekliliğin sağlanması ve çocukların geleceğine yapılan yatırımın korunması amacıyla bu uygulamayı devreye soktu.

Ceza Uygulamasının Detayları

Devamsızlık Bildirimi ve Takibi

Okul idareleri tarafından sürekli devamsızlık yapan öğrenciler için belirli aşamalı uyarı sistemi uygulanacak. Uyarılar arasında;

  • Beşinci gün: Velilere kısa mesaj yoluyla devamsızlık durumu bildirilecek,
  • Onuncu gün: E-Okul üzerinden alınan devamsızlık mektubu iadeli taahhütlü olarak aileye gönderilecek.

Bu adımlara rağmen çocuklarını okula göndermeyen velilere cezai işlem uygulanacak.

Günlük Ceza Tutarı ve Maksimum Ceza

Her devamsız gün için veliye 257 TL idari para cezası kesilecek. Uyarıların tekrarlanması ve velinin çocuğunu düzenli olarak okula göndermemesi durumunda ise toplam ceza tutarı 11 bin 977 TL’ye kadar çıkabilmektedir. Bu ceza uygulaması, velilerin sorumluluğunu hatırlatmak ve çocukların eğitimden mahrum kalmamasını sağlamak amacıyla hayata geçirilmiştir.

Yetkililerin Açıklamaları

Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, yaptığı açıklamada;

“Eğitim, her çocuğumuzun temel hakkıdır. Uyarılarımıza rağmen devamsızlıkta ısrar eden velilerimiz için kanuni yaptırımlar devreye girecektir. Hiçbir velimizin para cezası ile karşılaşmasını istemiyoruz ancak çocuklarımızın eğitim hayatlarını korumak zorundayız.”
Bu ifadeler, yetkililerin hem eğitimin önemine vurgu yaptığını hem de uygulamanın caydırıcılığını artırmayı hedeflediğini göstermektedir.

Eğitimde Devamsızlığın Önemi

Eğitim, bireylerin toplumsal ve ekonomik hayata entegre olmasında hayati bir rol oynamaktadır. Devamsızlık oranlarının yüksek olması, çocukların akademik başarılarını ve gelecekteki iş olanaklarını olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle, eğitimde sürekliliği sağlamak ve zorunlu eğitim hakkını korumak için alınan cezai yaptırımlar;

  • Çocukların Eğitimden Kopmasını Önler: Düzenli okula devam eden öğrenciler, bilgi ve becerilerini geliştirerek geleceğe daha donanımlı şekilde hazırlanır.
  • Toplumsal Farkındalığı Artırır: Velilere yönelik uyarılar, eğitim konusunda toplumsal bilinci yükseltir ve çocukların haklarının korunmasını destekler.
  • Ekonomik ve Sosyal Yatırımları Korur: Eğitim, ekonomik kalkınmanın temel taşlarından biridir. Çocukların eğitimden mahrum kalması, uzun vadede toplumsal refahı ve ekonomik büyümeyi olumsuz etkiler.

Sosyal ve Ekonomik Etkiler

Bu ceza uygulamasının, özellikle düşük gelir grubundaki aileler üzerinde maddi yük oluşturma potansiyeli bulunuyor. Uzmanlar, cezaların caydırıcılık işlevi görmesinin yanı sıra, ailelerin ekonomik durumlarının da göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtiyor. Ancak, yetkililer uygulamanın amacının çocukların eğitim hayatını desteklemek ve devamsızlık oranlarını düşürmek olduğunu vurguluyor.

Uygulamanın Beklenen Sonuçları

Yetkililer, alınan bu önlemlerle Şanlıurfa’da okula devamın sağlanacağını, devamsızlık oranlarının azalacağını ve uzun vadede çocukların daha başarılı bir eğitim hayatı süreceğini öngörüyor. Ayrıca, uygulamanın diğer illerde de örnek teşkil etmesi bekleniyor.

Sonuç

Şanlıurfa’da okula gitmeyen velilere uygulanan ceza kararı, eğitimde sürekliliğin ve devamsızlıkla mücadelenin bir parçası olarak karşımıza çıkıyor. Günlük 257 TL ceza ve uyarılara rağmen devam eden devamsızlık durumunda 11 bin 977 TL’ye kadar ulaşabilen ceza, eğitim hakkının korunması ve çocukların geleceğine yapılan yatırımın sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyor. Velilerin bu uygulamayı dikkate alarak çocuklarını düzenli olarak okula göndermeleri, hem bireysel hem de toplumsal kalkınma açısından kritik bir adım olarak görülüyor

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Ayakkabı, oyuncak ve deri ürünlerinde yurt dışı siparişlerine kısıtlama — Önceden verilen siparişler ne olacak?

Yayımlandı

üzerinde

Ayakkabı, oyuncak ve deri ürünlerinde yurt dışı siparişlerine kısıtlama — Önceden verilen siparişler ne olacak?

FATİHDOGANMEDYA / Haber — 26 Ekim 2025, 14:00 | Okuma süresi: 3 dakika

Ticaret Bakanlığı, e-ticaret denetimleri ve laboratuvar analizleri sonucunda yüksek risk taşıdığı tespit edilen ayakkabı, oyuncak ve saraciye (deri çanta/bavul vb.) ürünlerinin posta veya hızlı kargo yoluyla—“basitleştirilmiş gümrük beyannamesi” (ETGB) kapsamında—ülkeye girişine kısıtlama getirdi. Düzenleme 20 Ekim 2025 tarihli ve 2025/11 sayılı Genelge ile yürürlüğe girdi.


Neden kısıtlama getirildi?

Ticaret Bakanlığı’nın denetim ve laboratuvar incelemelerinde incelenen 182 üründen 148’inin ürün güvenliği kriterlerini karşılamadığı; uygunsuzluk oranının %81 olduğu bildirildi. İncelemelerde fitalat, kurşun, kadmiyum ve PAH’lar gibi yasal sınırların üstünde toksik kimyasallara rastlandığı açıklandı. Bakanlık, insan sağlığını koruma amacıyla posta ve hızlı kargo yoluyla gelen bu ürünlerde kısıtlama uygulamaya koydu.


Hangi gönderiler etkileniyor?

Düzenleme özellikle posta ve hızlı kargo (ETGB / basitleştirilmiş gümrük) ile bireysel tüketiciler tarafından yurt dışındaki platformlardan satın alınan ayakkabı, oyuncak ve saraciye ürünlerini kapsıyor. Diğer ithalat kanalları (ör. normal gümrük işlemiyle ithal edilen ticari sevkiyatlar) bu kısıtlamanın dışında kalabilir; yani ürünün ülkeye giriş şekli belirleyici.


Peki, daha önce verilen siparişler ne olacak?

Bakanlık ve yetkili haber ajanslarının bildirdiğine göre, kısıtlama sonrası tüketicilerin üç temel seçeneği bulunuyor:

  1. Satın alma platformuyla iade sürecini başlatmak — satıcı ile iletişim kurarak geri ödeme talep edilebilir.

  2. Gümrüğe normal usulde beyanla (tam gümrük işlemi) getirme — eğer teknik olarak mümkünse ve ilgili belgeler sağlanabiliyorsa ürün normal gümrük prosedürüne göre ülkeye sokulabilir; bu yol genellikle masraflı olur.

  3. Gümrüğe iade veya “terk etme” seçenekleri — kargonun ülkeye girişine izin verilmezse paket gümrüğe iade edilir veya ithalatçı tarafından bırakılabilir; tüketici/ithalatçı bu süreçler için kargo firması ve satıcıyla görüşmelidir. Anadolu Ajansı

Özetle: Siparişler otomatik olarak “iletilir” diye düşünülmemeli — etkilenen gönderiler ya iade sürecine girecek, ya tüketici tarafından normal gümrük beyanı ile getirilmeye çalışılacak ya da gümrüğe iade/terk edilecek. https://ticaret.gov.tr+1


Tüketiciler ve satıcılar için pratik öneriler

  • Sipariş verdiyseniz önce satıcı/alışveriş platformu ile iletişime geçin; iade ve geri ödeme seçeneklerini sorun

  • Kargo takibini kontrol edin. Kargonuz ETGB kapsamında görünüyorsa bu düzenlemeye takılabilir.

  • Kabul etmeyin veya teslim almadan önce bilgi alın. Gümrükten işlem yapılması gerekiyorsa maliyet oluşabilir.

  • Satıcı/işletmeler için: piyasa gözetimi ve uygunluk belgeleri, laboratuvar testleri ve mevzuata uyum zorunluluğu daha da önem kazandı — tedarik zincirinizi gözden geçirin.


Etkileri ve soru işaretleri

Kısıtlama, bireysel yurt dışı alışverişlerini ve bazı e-ticaret platformlarının tüketiciye sunduğu ürün çeşitliliğini kısmen sınırlayabilir. Sektör temsilcileri ile tüketiciler arasında kısa vadede iade/mağduriyet süreçleri artabilir; uzun vadede ise iç piyasada mevzuata uygun üretim ve tedarik öne çıkabilir. (Gelişmeleri takip etmeye devam edeceğiz.)

Okumaya Devam Et

Gündem

Kağıthane’de vahşet: Nilay’ı sokak ortasında katletti

Yayımlandı

üzerinde

Kağıthane’de vahşet: Nilay’ı sokak ortasında katletti

Tarih: 26 Ekim 2025 · Saat: İlk haberler 11:58 (güncelleme: 14:15) · Okuma süresi: ~2 dakika

İstanbul Kağıthane Çağlayan Mahallesi 15 Temmuz Şehitler Caddesi’nde, 42 yaşındaki Nilay Kotan sokak ortasında silahlı saldırıya uğrayarak hayatını kaybetti. Olayın şüphelisi, eski sevgilisi olduğu öne sürülen 64 yaşındaki Ali K., polis tarafından Silivri’de yakalandı.


Olayın ayrıntıları

İddiaya göre saldırı 26 Ekim 2025 sabah saatlerinde Çağlayan Mahallesi 15 Temmuz Şehitler Caddesi’nde meydana geldi. Saldırganın Nilay Kotan’a çok sayıda (haber kaynaklarına göre 15) el ateş ettiği; ağır yaralanan Kotan’ın olay yerindeki ilk müdahalenin ardından hastaneye kaldırıldığı, burada tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdiği bildirildi.

Şüphelinin yakalanması ve kimlik bilgileri

Olay yerinden kaçan şüpheli A.K. (64) olduğu iddia edilen kişi, polis ekiplerinin titiz çalışması sonucu Silivri’de yakalandı. Şüphelinin yakalandığı ve olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi. Bazı haberlerde şüphelinin daha önce sabıkasının olduğu yönünde bilgiler yer aldı; soruşturma ekipleri bu kayıtları inceliyor.

Emniyet ve adli süreç

Olayın ardından Kağıthane Asayiş Büro Amirliği ve olay yeri inceleme ekipleri bölgeye sevk edildi; çevredeki güvenlik kamera kayıtları ve görgü tanıklarının ifadeleri toplandı. Savcılık tarafından başlatılan soruşturma kapsamında şüpheli adliyeye sevk edilmeden önce emniyetteki işlemleri sürüyor.

Görgü tanıkları ve mahalle sakinlerinin tepkisi

Mahalle sakinleri olay karşısında şok yaşadıklarını; sokakta böyle bir saldırının gerçekleşmesinin bölge halkını tedirgin ettiğini belirtti. Polis, olayla ilgili görgü tanıklarının bildirimleri için çağrı yaptı ve ilave güvenlik önlemleri alındı.

Okumaya Devam Et

Gündem

PKK, Türkiye sınırındaki kampları boşaltıyor — Zap ve Metina ile mağaralar tahliye edilecek

Yayımlandı

üzerinde

PKK, Türkiye sınırındaki kampları boşaltıyor — Zap ve Metina ile mağaralar tahliye edilecek

Tarih / Saat: 26 Ekim 2025 — 14:30
Okuma süresi: 3 dakika
Yazar: FatihDoğanMedya Haber Merkezi

Kuzey Irak kaynaklı açıklamalara göre PKK, Türkiye sınırına yakın Zap ve Metina başta olmak üzere bazı kamp ve mevzilerini boşaltma kararı aldı; örgütün bölgedeki mağara ve barınak alanlarını da terk edeceği bildirildi. Süreçle ilgili ayrıntılar ve bölgedeki askeri-güvenlik gelişmeleri devam ediyor.


Gelişme: Hangi alanlar boşaltılacak?

Kuzey Irak’ta yayılan haberlere göre PKK, Türkiye sınırına yakın Zap ve Metina kamp bölgelerinde kademeli çekilme kararı aldı; aynı açıklamada mağara ve sınır hattına yakın bazı mevzilerin de tahliye edileceği ifade edildi. Bu duyurunun örgütün üst düzey iletişim kanallarından mı yoksa bölgedeki kaynaklardan mı yapıldığına dair detaylar henüz bütünlüklü şekilde paylaşılmadı.

Süreç ve uygulama iddiaları

Bazı medya kuruluşlarının aktardığı iddialara göre, silah bırakma ve çekilme sürecinin bölge bölge yürütüleceği; mağaraların tespit edilip girişlerinin kapatılması veya imha edilmesi gibi uygulamaların yer alabileceği belirtiliyor. Bu ayrıntılarla ilgili kaynaklar, sürecin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve güvenlik birimleri gözetiminde ilerleyebileceğine işaret ediyor. Ancak bu tür operasyonel detayların sahada nasıl uygulanacağına dair resmi bir açıklama henüz yapılmadı.

Türkiye cephesinden bağlam

Türkiye, PKK’ya karşı sınırötesi operasyonlarını sürdürüyor; geçmiş dönemlerde Zap, Metina, Hakurk gibi bölgeler hava ve kara harekâtlarıyla hedef alınmıştı. Bölgedeki askeri faaliyetler ve istihbarat çalışmaları, olası çekilme ve silah bırakma süreçlerinin güvenlik boyutunu belirleyecek. Uluslararası ajanslar da Türkiye’nin operasyonlarını ve bölgedeki durumu yakından takip ediyor.

Uzman yorumları ve olası sonuçlar

Güvenlik uzmanları ve bölge analistleri, kampların boşaltılması ve mağaraların terkedilmesinin kalıcı barışa doğru atılmış önemli bir adım olabileceğini; ancak sahada denetim, teslim, rehabilitasyon ve siyasi-mekanik süreçlerin eş zamanlı ve şeffaf biçimde yönetilmesi gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, çekilme sonrası bölge güvenliğinin sağlanması, geri dönüş ve ceza adımları gibi hukuki-siyasi konuların da çözülmesi gerekiyor. (Uzman değerlendirmeleri medya kaynaklarından ve analiz raporlarından derlenmiştir.

Ne takip edilmeli?

  • PKK veya bağlı yapılanmalardan gelecek resmi açıklamalar, sürecin kapsamını netleştirecek.

  • Türkiye Cumhuriyeti makamları (MSB, MİT, Dışişleri) ve bölgedeki yerel aktörlerin açıklamaları takip edilmeli.

  • Uluslararası gözlemciler ve bağımsız raporlar, iddiaların doğruluğunu teyit edebilecek üçüncü kaynaklar sağlayabilir.


Not: Bu haber, kamuoyuna yansıyan güvenilir medya ve kaynaklara dayanarak hazırlanmıştır; iddiaların bir kısmı sahadaki fiili uygulamalarla teyit edilmeyi beklemektedir. Okurlarımız, resmi makam açıklamalarını öncelikli kaynak olarak takip etmelidir.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar