Açıklaması
İstanbul Şişli’de 42 yaşındaki Hayriye Civil’in diş hekimi tarafından yapılan meme dolgusu skandalı sonrası enfeksiyon gelişti, her iki göğsünü kaybetti. Sağlık Bakanlığı soruşturma başlattı.

Giriş: İstanbul’da Estetik Faciası

İstanbul Şişli’de özel bir klinikte estetik amaçlı meme dolgusu yaptıran 42 yaşındaki Hayriye Civil, operasyon sonrası yaşadığı sağlık skandalıyla hayatının şokunu yaşadı. Civil, işlemi gerçekleştiren kişinin estetik cerrah değil bir diş hekimi olduğunu öğrendikten sonra iki göğsünü de kaybettiğini belirtti .

Dolgu Operasyonunun Ardından İlk Belirtiler

Civil, Kocaeli’de ikamet etmesine rağmen Şişli’deki kliniğe başvurduğunu; her iki göğsüne de dolgu uygulandığını anlattı. İşlemin hemen ardından birkaç gün içinde dolgu bölgelerinde kızarıklık ve ağrı başladı. Klinik personeli, bu şikayetleri “geçici ve normal” olarak değerlendirdiğini söyledi .

Enfeksiyon ve Sağlık Mücadelesi

Kızarıklık ve şişlik artınca Civil aynı kliniğe yeniden gitti. Dolgunun vakumla boşaltılması sırasında yoğun ağrı ve şiddetli enfeksiyon daha da kötüleşti. Bir haftalık hastane yatışı ve antibiyotik tedavisinin ardından enfeksiyon kısmen kontrol altına alındı, ancak kısa süre sonra nüks etti. Birden fazla hastanede görüştüğü doktorlar, enfeksiyonun yayılmasını önlemek adına her iki memesinin alınması gerektiğini bildirdi .

Mağduriyetin Hukuki Boyutu ve İnceleme Başlatıldı

Yaşadığı dram sonrası kliniğe ve işlemi yapan kişiye birçok kez ulaşmaya çalışsa da yanıt alamayan Civil, sosyal medya ve şikâyet platformlarında sesini duyurdu. “Benim canım yandı, başkalarının yanmasın” diyerek yetkililere çağrıda bulunan Civil’in şikâyeti üzerine Sağlık Bakanlığı ilgili klinik hakkında soruşturma başlattı .

Medikal Estetikte Yetki Kargaşası

Türkiye’de 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 29. maddesine göre diş hekimlerinin görevi, diş, diş eti ve ağız-çene dokularının tedavi ve rehabilitasyonuyla sınırlıdır. Meme dolgusu ve diğer estetik dolgu işlemleri ise plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahların yetki alanına girer  Bu olay, kliniklerin denetim sistemindeki boşlukları gözler önüne serdi.

Uzmanlardan Denetim Çağrısı

Estetik cerrahi uzmanları, bu tür trajedilerin tekrarlanmaması için klinik denetimlerinin sıkılaştırılması, uygulama yetkisi ve eğitim kriterlerinin netleştirilmesi gerektiğini vurguluyor. Plastik cerrahlar ve tıp otoriteleri, halkı “sertifikalı ve uzman plastik cerrah” aramaya teşvik ediyor.

Not: Bu olay, estetik operasyon planlayan herkesin işlem yaptıracağı uzmanın yetkinliğini titizlikle araştırmasının, lisans ve sertifikalarını kontrol etmesinin önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Sağlık Bakanlığı’nın soruşturma sonuçları, hem mağduriyetlerin giderilmesi hem de sektördeki yetki karmaşasının önlenmesi açısından kritik rol oynayacak.

BELİRTİLERİ NELERDİR?

Kırım Kongo kanamalı ateşinin belirtiler ise şöyle sıralandı; “Kenenin ısırmasından sonra 1-3 gün (en fazla 9 gün) içinde, hastalıklı kana/sıvıya temas sonrası ise 5-6 gün (en fazla 13 gün) içinde başlar. Ani başlayan ateş, şiddetli baş ağrısı, kas ve eklem ağrıları, halsizlik, iştahsızlık, bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal şikayetler arasındadır. İlerleyen günlerde ise burun, diş eti, cilt altı kanamaları, idrarda ve dışkıda kan, deride morarma, karaciğer ve böbrek yetmezliği gelişebilir. Geç tanı koyulursa ölüm ihtimali artar. Ne yazık ki tedavi için özel bir ilacı yoktur. Hekim, hastanın durumuna göre tedaviyi düzenler. Bu nedenle hastalıktan korunmak çok önemlidir”

.Son araştırmalara göre, ABD’deki yetişkinlerin yaklaşık yüzde 42’si D vitamini eksikliği yaşıyor. Oysa D vitamini, sadece kemik sağlığıyla değil, bağışıklık sistemi, ruh hali, tansiyon ve insülin dengesiyle de doğrudan ilişkilendiriliyor.

Uzmanlara göre eksikliğin temel nedeni, güneş ışınlarından yanlış zamanlarda faydalanılması. D vitamini üretiminin gerçekleşmesi için cildin UVB ışınlarına maruz kalması gerekiyor. Bu ışınlar ise sabah 10.00 ile öğleden sonra 13.00 arasında en etkili seviyeye ulaşıyor. Sabahın çok erken veya akşam geç saatlerinde yapılan yürüyüşlerin D vitamini üretimine katkısı oldukça düşük.

Dermatologlar, korumasız şekilde ancak sınırlı süreyle (ortalama 10 dakika) güneşte kalmanın D vitamini üretimini artırdığını söylüyor. Özellikle kollar ve bacaklar açık şekilde, koruyucu krem kullanmadan geçirilen bu kısa molalar, eksikliği azaltmada etkili olabilir.

20 dakikayı aşan korumasız güneşlenmeler, UV’ye bağlı cilt hasarı riskini beraberinde getiriyor. Ailede cilt kanseri öyküsü veya hassas cilt yapısı olan kişiler, güneşe çıkmadan önce bir uzmanla görüşmeli. Ayrıca, 60 yaş üstü veya az güneş alan bölgelerde yaşayan kişilerde D vitamini takviyelerinin gerekliliği devam ediyor.

Güneş ışığını doğru şekilde almak, takviye kullanımını azaltabilir. Uzmanlar, ideal saatlerde yapılacak 10 dakikalık molaların, uzun vadede anlamlı bir fark yaratabileceğini vurguluyor. Örneğin öğle tatilinde yapılacak bir yürüyüş veya güneşli bir verandada geçirilecek kısa bir mola, sağlıklı bir D vitamini seviyesi için iyi bir başlangıç olabilir.