Magazin
Romeo ve Juliet bale gösterisi sanatseverlerle buluşacak
İstanbul Devlet Opera ve Balesinin (İDOB) sahneye koyduğu, William Shakespeare’in ünlü trajedisinden uyarlanan “Romeo ve Juliet” bale gösterisi, 15 Mart’ta Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) sanatseverlerle buluşacak.
Shakespeare’in eserini yorumlayan Sergey Prokofyev’in uyarladığı gösteride, aşk, tutku, nefret ve fedakarlık gibi insan doğasının duygularının zarif ve estetik içinde harmanlanması hedefleniyor. Klasik balenin teknik incelikleriyle birleşen dramatik anlatım, Ricardo Amarante’nin İDOB dansçıları için oluşturduğu koreografiyle izleyiciye sunulacak. Gösteriye ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan İDOB Başkoreografı Ayşem Sunal Savaşkurt, Romeo ve Juliet’in bale dünyası için çok önemli eser olduğunu belirterek, “Drama, oyunculuk tarafı çok yüksek. Formumuzu diri tutmak için haftada 6 gün egzersiz yapıyoruz. Böyle bir eser geldiği zaman o egzersizlerin üstüne sanatçılığımızı koyuyoruz. Bu tip eserlerde sanatçı olduğumuzu hissediyoruz. Prokofyev’in müziği çok ön planda. Müziği dinlediğimizde eseri bize anlatıyor. Üstüne koreografın ve sanatçıların yorumu da katıldığında çok özel eser oluyor.” dedi. Savaşkurt, en son 21 yıl önce Romeo ve Juliet eserini sahnelediklerini anımsatarak, şunları kaydetti: “Bu anlamda da çok önemli. Bu eseri düşünürken istedik ki İDOB’a özgün bir koreografi yapılsın. Bu sebeple Ricardo Amarante’yi davet ettik. Daha önce yurt dışında birlikte çalışmıştık. Bu eser için yaratıcı ekip oluşturduk. Bu ekiple yaz aylarından itibaren online olarak çalışmaya başladık, kararlar aldık. Ricardo da 2 aydır burada. Artık son hazırlıkları yapıyoruz.”
“BU ESERLE İDOB SANATÇILARI SEVİYE ATLIYOR”
Çok keyifli çalışma olduğunu söyleyen Savaşkurt, “Yaratıcı kadronun yanı sıra atölyelerimiz özveriyle çalıştı. Dekorda yer alan her parça, her köşe elle yapıldı. Juliet’in yattığı mezarın kenarları oya gibi elle işlendi, lahit yapıldı. Çok büyük emek verildi. Kostümler, terzilerimiz tarafından dansçılarımıza göre tek tek yapıldı.” diye konuştu. Savaşkurt, 10 yıldır başkoreograf olduğuna işaret ederek, “Çok güzel eserler yaptık, hepsi içime sindi ama bu çok özel oldu. Bu eserde başrol dansçıları kadar grup dansçıları da herkes dans ediyor. İnanılmaz yoğun ve dramatik ağırlığı olan bir eser. Bence bu eserle İDOB sanatçıları seviye atlıyor. 60 kişilik sahne ekibinin yanında teknik ekibimizle yaklaşık 200 kişi bu gösteri için emek verdi.” ifadelerini kullandı. Koreograf Ricardo Amarante de eserin çok güzel prodüksiyon olduğunu dile getirerek, “Genel olarak setimiz, sahnemiz, her şey mükemmel. Çıkardığımız işle alakalı müthiş hissediyorum. Eser defalarca sahnelendi ama bu benim kendi prodüksiyonum. Çok fazla sevgiyle ve geleneksel versiyonuna bağlı kalarak iş ortaya koymaya çalıştım. Bu gösteriyi özel kılan en önemli faktör de sevgiyle yapılmış güzel iş olması.” değerlendirmesinde bulundu. İlk kez bir koreografi yapmak üzere Türkiye’ye geldiğinden bahseden Amarante, “Genel olarak buradaki dansçılarla çalışmak benim için çok güzeldi. Dansçı sayısının daha fazla olmasını isterdim. 2 aylık bir süreçte hazırlandık. Normalde böyle gösteriler 6-8 ay gibi sürelerde hazırlanıyor. Kısa süre olmasına rağmen çok güzel iş ortaya çıktı. Tekrar Türkiye’de çalışmak isterim.” dedi. “KARİYERİM YARIN BİTSE BİLE EN ÇOK BUGÜNÜ HATIRLAYACAĞIM“
Gösteride “Romeo” rolünü üstlenen balet Batur Büklü, hayatında en çok dans etmek istediği iki eser olduğunu, bunlardan birinin “Romeo ve Juliet” olduğunun altını çizerek, “Bu rolde dans ettiğim için çok heyecanlıyım. Kitabını defalarca okudum, filmlerini onlarca kez izledim. Hep içimde yaşattığım bir Romeo vardı ve bunu sahnede gösterecek olmak benim için inanılmaz heyecan verici. Hazırlık sürecinde de Ricardo ile çalıştık. Kendisi inanılmaz bir koreograf. Dans ederken kendi içimde yepyeni şeyler keşfettim.” diye konuştu. Büklü, eseri sahneye koyarken kendisini yaşıyormuş gibi hissettiğini dile getirerek, şunları söyledi: “Bu çok özel bir şey benim için. Dansçı olarak inanılmaz farklı tecrübe oldu. Kariyerim yarın bitse bile en çok bugünü hatırlayacağım. Gösteride inanılmaz güzel hikaye anlatımı var. Her karakterin bir hikayesi, karakter gelişimini görüyoruz. Diğer dansçılarla, karakterlerle eseri aldığımız yerden sonuna kadar birlikte götürmek inanılmaz heyecan verici bir his.” Eserde çok insancıl şeyler olduğunu vurgulayan Büklü, “Herkes aşık olmuştur, üzülmüştür, terk edilmiştir, sevdiğine bir dönem kavuşamamıştır. Çok insani ve aslında klasik de bir hikaye. İki karşı ailenin içinde doğan bir aşk. Her insanın kendinden bir şeyler bulabileceği yerler var. Romeo, aşkı arayan, aşka aşık bir karakter. Juliet de Romeo’ya aşık. Uğruna ölebilecekleri çok özel bir şey buluyorlar. Bunun için de hayatlarını feda ediyorlar. Ben kendimi hiçbir şey için feda etmedim ama Romeo için her gösteride feda edeceğim ve bu bana inanılmaz mutluluk ve haz veriyor.” şeklinde konuştu. Eserde ayrıca, Iskandar Anvarov, Matthew Solovieff, Berkay Günay, Berfu Elmas, Büşra Ay, Ayça Anıl, Ami Naito, Elifsu Pamukçu, Can Bezirganoğlu, Arda Erkara, Nuri Arkan, Çağatay Özmen, Alican Güçoğlu, Ali Türkkan, Ardis Kanat Tekkanat, Emre Kaynarsu, Oliver Spence, Onur Tunay, Bahadır Ovacıklı, İlke Kodal, Deniz Kılınç Tunçeli, Melike Manav Yalçın, Zuhal Karaca, Melis Gülmen, Eda Yeker, Alkış Peker, Alper Akalın, Berin Kocabaşoğlu, Gizem Atik Tuncay, Zeynep Güçoğlu, Cenk Karayel, Sinan Kaymak, Egemen Kement, Şeyda Duran, Büşra Yıldırım, Seda Borak, Merve Topaldemir, Naz Kurtuluş, Ayşe Aras, Naz Büklü, Nisa Deniz Ekmekçi dansçı olarak yer alıyor.
Magazin
Liman kenti Nyon turistlerin odak noktası
İsviçre’nin Cenevre kentine 25 kilometre uzaklıktaki Nyon, yüzyıllardır bozulmamış tarihi yapısı ve Cenevre Gölü’nün kıyısındaki sakinliğiyle turistlerin ilgisini çekiyor.
Vaud kantonuna bağlı, yaklaşık 23 bin kişinin barındığı Nyon, kalesi ve Prangins Şatosu gibi önemli yapılarının yanı sıra Roma kalıntılarıyla tarih meraklılarını bir araya getiriyor. Tarihi milattan önce 50 yılına dayanan ve 2. yüzyıl başlarında Roma İmparatoru Julius Ceaser tarafından kurulduğu kabul edilen Nyon, aynı zamanda liman kenti olmasıyla da biliniyor. Bölgede 1996 yılında yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan amfi tiyatro ve yerin altında bulunan Roma Müzesi, turistlerin ziyaretlerinde ilk sırayı alıyor. Müze, envanterinde bulunan yaklaşık 20 bin eserin yanı sıra dönemin Roma şehrindeki günlük yaşamdan izler sunuyor.
“SADECE İLGİNÇ TARİHİ ESERLERİ SERGİLİYORUZ”
Roma Müzesi sorumlusu Malika Bossard, kentin Romalılar tarafından kurulduğunu ve bulundukları yerde Roma’ya ait yapılar olduğunu söyledi. Bossard, müzede dönemin Roma yaşamına dair izler sunulduğunu belirterek “Müzede yaklaşık 400 obje sergiliyoruz. Fakat depoda çok daha fazlası var. 20 bine yakın nesne burada sunulabilmek için çok fazla, sadece ilginç tarihi eserleri sergiliyoruz. Müzenin içinde bulunan duvarlar, Roma döneminde şehrin yönetim merkezi olan bazilikanın temelini oluşturuyor.” dedi. Müze küçük olmasına rağmen geçen yıl 18 bin turisti misafir ettiklerini aktaran Bossard, “Roma müzesini ziyaret etmenizi bekliyoruz. Çok özel bir müze, yerin altında, duvarlar nedeniyle burada çok özel bir atmosfer var. Gerçek otantik Roma duvarları, bu da çok özel bir atmosfer veriyor.” diye konuştu.
Magazin
Yüzyıllık posta pulları Arnavutluk’ta sergileniyor
Arnavutluk’un başkenti Tiran’da hizmet veren Arnavutluk Posta Müzesi, asırlık posta pullarına yaptığı ev sahipliğiyle ülke tarihine ışık tutuyor.
Tiran’da, 5 Kasım 2021’de hizmet vermeye başlayan ve 1913’ten itibaren basılmaya başlanan posta pullarına ev sahipliği yapan Arnavutluk Posta Müzesi, kentte tarih meraklılarının en çok ziyaret ettiği yerler arasında bulunuyor. Posta pulları üzerinde ülke tarihinin 112 yılının farklı dönemlerinden figürler yer alırken Osmanlı döneminden kalma nadide posta pulları ve mühürler de ziyaretçilerin en çok dikkatini çeken koleksiyonlar arasında önde geliyor. Müzede ayrıca, eski mektup zarfları, haberleşme araçları ve posta görevlilerine ait üniformalar sergileniyor, ziyaretçiler müzedeki atölyede kendi tasarımlarını posta puluna dönüştürebilme fırsatını elde ediyor. POSTA PULU KOLEKSİYONUNU GENİŞLETME ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR
Arnavutluk Postası Pul Arşivi Uzmanı Marilda Habibi, müzenin ülke tarihine ışık tutan yönlerini anlattı. Habibi, “Bu müze 2021’de yeniden tasarlanarak hizmet vermeye başladı. Bu koleksiyonlar öncesinde Ulusal Tarih Müzesi’nin bir parçasıydı.” dedi. Müzedeki posta pulu koleksiyonunu genişletmeye devam etmek için gerekli araştırma ve çalışmaları sürdürdüklerini söyleyen Habibi, bugün de modern ve tematik pul basımına devam ettiklerini belirtti. Habibi, “Bu müzede, Arnavutluk Postasının çalışmalarını yansıtan birçok obje sergileniyor. Bir postacının ihtiyaç duyduğu tüm ekipmanlar, yıllara göre sıralanmış posta pulları ve Arnavutluk Postasının yıllar içinde aldığı ödüller ve nişanlar da burada sergileniyor.” diye konuştu. Ziyaretçilerin müzede Arnavutluk posta pulları tarihini izleme fırsatı bulabildikleri bir belgesel odasının da bulunduğuna işaret eden Habibi, ayrıca posta pulu koleksiyoncularının ve araştırmacıların da müzeye büyük ilgi gösterdiklerini dile getirdi.
Magazin
Emma Mackey, Narnia filminin kadrosuna dahil olan ilk isim oldu
Barbie filminin yönetmeni Greta Gerwig yeni Narnia Günlükleri filminin yönetmen koltuğunda oturacak. Filme dahil olan ilk isim Emma Mackey oldu.
Greta Gerwig, yeni Narnia Günlükleri filminin yönetmen koltuğunda oturmaya hazırlanıyor. Filmde rol alacak ilk isim Emma Mackey olarak açıklandı. Oyuncu filmde Tilda Swinton’ın canlandırdığı White Witch (Beyaz Cadı) karakterini canlandıracak. Meryl Streep’in ise filme “Aslan” rolüne dahil olacağı iddia ediliyor.
Filmin senaryosunu Gerwig kaleme alacak ve iddialara göre film, serinin altıncı kitabı olan The Magician’s Nephew’ı konu alacak.
Mackey, Sex Education dizisindeki rolüyle tanınıyor.
Sır gibi saklanan filmin 90 ülkede, yaklaşık bin salonda IMAX formatında izleyiciyle buluşacağı açıklandı. Netflix imzası taşıyan filmin yalnızca dijital platformda yayınlanacağı düşünülüyordu. NE ZAMAN VİZYONA GİRECEK? Ladybird ve Küçük Kadınlar gibi ödüllü filmlere imza atan Gerwig’in merakla beklenen yeni filmi, 26 Kasım 2026’da vizyona girecek, 25 Aralık’ta ise platformda izleyiciyle buluşacak. Gerwig’in iki Narnia Günlükleri filmi çekeceği biliniyor. Daha önce “Narnia Günlükleri: Aslan, Cadı ve Dolap” (2005), “Narnia Günlükleri: Prens Kaspiyan” (2008) ve “Narnia Günlükleri: Şafak Yıldızı’nın Yolculuğu” (2010) filmleri seyirciyle buluşmuştu.
-
Ekonomi4 gün önce
Eskişehir’de Ormanlık Alanda Yakılarak Öldürülen 30 Yaşındaki Kadın Dehşeti: Sadece Saç ve Kemik Kaldı
-
Gündem3 gün önce
Şanlıurfalı Genç İşçi 3 Günlük Korkunç İşkenceyle Yüzleşti: Dişleri Kırıldı, Hamam Böceği Yedirildi
-
Gündem3 gün önce
“Silivri’de 6,2’lik Depremin Derinden Gelen Uğultusu: Sismik Kayıtların Ardındaki Gerçek”
-
Son Dakika1 hafta önce
Oyuncu Sevil Akdağ Arkadaşını Öldürdü: Fatih İskenderpaşa’daki Cinayet Olayının Tüm Detayları
-
Son Dakika4 gün önce
İstanbul’da 6.2 Büyüklüğünde Korkutan Deprem: Vatandaşlar Panikle Sokağa Döküldü Medyatava +4
-
Gündem1 hafta önce
Adana’daki Güzellik Merkezi Sahibi Sinem Çekinmez Yüzlerce Kişiyi Dolandırdı, Yurt Dışına Kaçtı
-
Gündem2 gün önce
Konyaaltı’nda Kan Donduran Vahşet: Polisten Kaçarken Saklandığı Odunlukta Kız Arkadaşını Vuran Sezer Bozkurt
-
Gündem3 gün önce
İstanbul’da 6.2’lik Deprem Korkuttu: Aynısı Anadolu’da Meydana Gelse Sonuçlar Nasıl Olurdu?