Gündem
Resmi Gazete’de bugün (23 Ekim 2025 Resmi Gazete kararları)

YASAMA BÖLÜMÜ
TBMM KARARLARI
1473 Hudut, Şümul ve Miktarı Cumhurbaşkanınca Belirlenecek Türk Silahlı Kuvvetleri Unsurlarının, 1701 (2006) Sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı ve 880 Sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararıyla Tespit Edilen İlkeler Kapsamında 31/10/2025 Tarihinden İtibaren İki Yıl Daha UNIFIL’e İştirak Etmesi ve Bununla İlgili Gerekli Düzenlemelerin Cumhurbaşkanınca Yapılması İçin Anayasa’nın 92’nci Maddesi Uyarınca İzin Verilmesine Dair Karar
1474 Türkiye’nin Millî Güvenliğine Yönelik Ayrılıkçı Hareketler, Terör Tehdidi ve Her Türlü Güvenlik Riskine Karşı Uluslararası Hukuk Çerçevesinde Gerekli Her Türlü Tedbiri Almak, Irak ve Suriye’deki Tüm Terör Örgütlerinden Ülkemize Bundan Sonra da Yönelebilecek Saldırıları Bertaraf Etmek ve Kitlesel Göç Gibi Diğer Muhtemel Risklere Karşı Millî Güvenliğimizin İdame Ettirilmesini Sağlamak, Türkiye’nin Güney Kara Sınırlarına Mücavir Bölgelerde Yaşanan ve Hiçbir Meşruiyeti Olmayan Tek Taraflı Bölücü Girişimler ve Bunlarla İlgili Olabilecek Gelişmeler Karşısında Türkiye’nin Menfaatlerini Etkili Bir Şekilde Korumak ve Kollamak, Gelişmelerin Seyrine Göre İleride Telafisi Güç Bir Durumla Karşılaşmamak İçin Süratli ve Dinamik Bir Politika İzlenmesine Yardımcı Olmak Üzere Hudut, Şümul, Miktar ve Zamanı Cumhurbaşkanınca Takdir ve Tayin Olunacak Şekilde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Gerektiği Takdirde Sınır Ötesi Harekât ve Müdahalede Bulunmak Üzere Yabancı Ülkelere Gönderilmesi ve Aynı Amaçlara Matuf Olmak Üzere Yabancı Silahlı Kuvvetlerin Türkiye’de Bulunması, Bu Kuvvetlerin Cumhurbaşkanının Belirleyeceği Esaslara Göre Kullanılması ile Risk ve Tehditlerin Giderilebilmesi İçin Her Türlü Tedbirin Alınması ve Bunlara İmkân Sağlayacak Düzenlemelerin Cumhurbaşkanı Tarafından Belirlenecek Esaslara Göre Yapılması İçin Anayasa’nın 92’nci Maddesi Uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisinin 2/10/2014 Tarihli ve 1071 Sayılı Kararıyla Verilen ve Son Olarak 17/10/2023 Tarihli ve 1395 Sayılı Kararıyla 30/10/2025 Tarihine Kadar Uzatılan İznin Süresinin 30/10/2025 Tarihinden İtibaren Üç Yıl Uzatılmasına Dair Karar
YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ
YÖNETMELİKLER
– Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
– Ticaret Denetmenliği Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
– Elektrik Piyasasında Dağıtım ve Perakende Satış Faaliyetlerine İlişkin Kalite Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
– Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı Arşiv Hizmetleri Yönetmeliğinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Yönetmelik
– Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı Disiplin Amirleri Yönetmeliği
İLÂN BÖLÜMÜ
a – Artırma, Eksiltme ve İhale İlânları
b – Çeşitli İlânlar
– T.C. Merkez Bankasınca Belirlenen Döviz Kurları ve Devlet İç Borçlanma Senetlerinin Günlük Değerleri
Gündem
Türkiye ile Umman Arasında Anlaşmalar İmzalandı — Erdoğan Maskat’ta Kritik Temaslarda Bulundu
Türkiye ile Umman Arasında Anlaşmalar İmzalandı — Erdoğan Maskat’ta Kritik Temaslarda Bulundu
Tarih: 23 Ekim 2025 · Saat: 14:30 (TSİ) · Okuma süresi: ~2 dakika
Kaynak: FatihDoganMedya
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Umman ziyaretinde, iki ülke arasında çok sayıda işbirliği anlaşması ve ortak deklarasyon imzalandı. Anlaşmalar ekonomi, madencilik, savunma sanayii, enerji, vize muafiyeti ve koordinasyon mekanizmalarını kapsıyor; ayrıca iki ülke arasına kurulacak koordinasyon konseyi belirlendi.
Kritik başlıklar
-
Türkiye–Umman arasında bir koordinasyon konseyi kurulmasına dair ortak deklarasyon ve çok sayıda ikili anlaşma imzalandı.
-
Anlaşma paketleri; savunma sanayii, askeri iş birliği, enerji, madencilik, yatırım ve vize muafiyeti gibi alanlarda somut adımlar içeriyo
-
Görüşme Al Alam Sarayı’nda gerçekleşti; Erdoğan ve Sultan Haitham bin Tarik azami düzeyde temsilci eşliğinde heyet görüşmesi ve imza törenine katıldı.
Detaylı haber metni
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Körfez turunun son durağı olan Umman’da Sultan Haitham bin Tarik ile resmi görüşme gerçekleştirdi. Liderler arasındaki ikili görüşme sonrası heyetler arası toplantı düzenlendi ve iki ülke yetkilileri tarafından bir dizi anlaşma ile ortak deklarasyon imzaya açıldı. Görüşmelerde bölgesel konuların yanı sıra ikili ekonomik ve savunma ilişkilerinin derinleştirilmesi öne çıktı.
Resmi kaynaklara göre imzalanan metinler arasında, Türkiye–Umman Koordinasyon Konseyi kurulmasına ilişkin ortak bildiri, savunma sanayii iş birlikleri, askeri eğitim ve bilgi paylaşımı mekanizmaları, enerji ve madencilik alanında ortak projeler ile yatırım işbirliği anlaşmaları yer aldı. Ayrıca iki ülke arasında belirli kategorilerde vize muafiyetleri ve ticari kolaylaştırıcı uygulamalara dair taahhütler metinlerde yer aldı.
Ekonomik iş birliği paketinde, Türk şirketleri ile Umman yatırım kurumları arasında stratejik ortaklıklar kurulması hedefleniyor. Madencilik ve enerji projeleri, ortak yatırım fonları ve teknoloji transferi mekanizmaları öncelikli alanlar olarak belirtiliyor. Türk yetkililer, bu kapsamda özel sektörün de aktif rol alacağı ortak girişimlerin teşvik edileceğini vurguladı.
Dış politika düzeyinde ise Türkiye ile Umman, bölgesel barış ve istikrar konularında yakın tutum sergiledi; özellikle Filistin meselesinde iki tarafın çözüme yönelik ortak irade ortaya koyduğu bildirildi. Liderler, diplomasi ve diyalogla sorunların çözümüne destek verme kararlılıklarını teyit etti.
İmza töreninin ardından yapılan açıklamalarda, anlaşmaların uygulanmasına yönelik teknik komitelerin kısa sürede çalışmaya başlayacağı ve önümüzdeki dönemde ortak projelerin somutlaşması için takvim açıklanacağı belirtildi. Resmi makamlar, imzalanan metinlerin ekonomik büyüme, istihdam yaratma ve iki ülke arasındaki ticaret hacminin artırılmasına katkı sağlayacağını ifade etti.
Neden önemli?
Bu ziyaret ve imzalanan paket, Türkiye’nin Körfez ülkeleriyle ilişkilerindeki ivmeyi sürdürmesi ve stratejik çeşitlendirme politikalarının bir parçası olarak okunuyor. Umman’ın bölgesel arabuluculuk rolü ve yatırım kaynaklarıyla Türkiye’nin teknoloji, savunma ve madencilik kapasitesini birleştirecek adımlar, iki ülkenin uzun vadeli iş birliği perspektifini güçlendiriyo
Gündem
“Yenidoğan Çetesi” davasını açan savcıya tehdit davasında yüzleşme: “Yavuz beni tutuklattın, yaktın”
“Yenidoğan Çetesi” davasını açan savcıya tehdit davasında yüzleşme: “Yavuz beni tutuklattın, yaktın”
Tarih: 23 Ekim 2025 — Saat: 12:30 TSİ (duruşma haberleri öğle saatlerinde servis edildi)
Okuma süresi: 3 dakika
İstanbul Bakırköy 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, “Yenidoğan Çetesi” davasını açan Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’i ölümle tehdit etmekle suçlanan 13 sanığın yargılanmasına başlandı. Tutuklu sanıkların salona getirilişi sırasında yaşanan gerginlikte Aylin Arslantatar’ın “Yavuz beni tutuklattın, yaktın” sözleri salonda tansiyonu yükseltti.
Haber Detayı
Bakırköy 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen duruşmada, “Yenidoğan Çetesi” soruşturmasında görev alan ve soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’i makamında ve çeşitli yollarla ölümle tehdit ettiği iddiasıyla haklarında dava açılan 13 sanık ilk kez hakim karşısına çıktı. Duruşmaya müşteki olarak katılan Savcı Engin’in hazır bulunduğu salonda emniyet önlemleri sıkı tutuldu.
Sanıkların kimlik tespit ve duruşma işlemlerinin yapıldığı sırada tutuklu sanık Aylin Arslantatar salona getirildi. Arslantatar’ın, mahkeme salonunda müşteki savcı Yavuz Engin’e doğru bağırarak “Yavuz beni tutuklattın, yaktın. Adalet bir gün tecelli edecek. Ne mutlu Türk’üm diyene” ifadelerini kullandığı, bu sözlerin salonda kısa süreli bir gerginliğe neden olduğu bildirildi. Bazı yakınlarının salon dışında Arslantatar’a alkışlarla destek verdiği aktarıldı.
Duruşmada aralarında Mustafa Kemal Zengin gibi tutuklu şüphelilerin de bulunduğu 6’sı tutuklu toplam 13 sanık hazır bulundu. Soruşturma sürecinde hazırlanan fezlekede şüpheliler hakkında çeşitli tehdit ve suç unsurlarına ilişkin iddialar yer almıştı; fezleke ve daha önceki soruşturma süreçleri basında daha önce ayrıntılı şekilde yer almıştı.
Mahkeme esnasında güvenlik nedeniyle yoğun polis tedbirleri uygulandı; duruşma, sanıkların ve tarafların ifadelerinin alınması için ileri tarihlere ertelenebileceği yönünde notlar düşüldü. Duruşmanın ilerleyen bölümlerinde suçlamalara karşı savunmaların alınması, tanık beyanları ve delillerin değerlendirileceği belirtildi.
Neden önemli?
-
Kamu düzeni ve yargı güvenliği: Savcıların soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde tehdit edilmesi hem bireysel güvenlik hem de yargı bağımsızlığı açısından risk oluşturuyor. Bu dava, savcılara yönelik tehdit iddialarının yargı tarafından nasıl ele alındığını gösterecek.
-
Siyasi ve toplumsal yankı: “Yenidoğan Çetesi” soruşturması kamuoyunda geniş yankı bulmuş, soruşturma süreci ve iddialar çeşitli mecralarda tartışılmıştı; savcıya yönelik tehdit iddiaları davayı yeniden gündeme taşıdı.
Kısa zaman çizelgesi
-
Mayıs–Haziran 2025: Büyükçekmece ve ilgili birimlerde yürütülen soruşturma kapsamında fezlekeler hazırlandı; savcı Yavuz Engin’in tehdit edildiğine ilişkin görüntüler ve iddialar gündeme geldi.
-
24 Haziran 2025: Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 13 kişi hakkında dava açıldı.
-
23 Ekim 2025 (bugün): İlk duruşma görüldü; tutuklu sanıkların getirilmesi ve salondaki ifadelerle gergin anlar yaşandı.
Alıntılar
-
Mahkemedeki sözlü gerginliği özetleyen ifade: “Yavuz beni tutuklattın, yaktın.” (Aylin Arslantatar’ın duruşma salonundaki sözleri
Sonraki adımlar / ne bekleniyor?
Duruşmanın önümüzdeki oturumlarında sanıkların savunmalarının alınması, varsa ek delillerin değerlendirilmesi ve tanık beyanlarının dinlenmesi bekleniyor. Mahkeme, hüküm öncesi ek bilirkişi veya adli tıp taleplerini değerlendirebilir; duruşma takvimi mahkeme kararına göre ilerleyecek.
Gündem
İsrail Basını: “Gazze’deki Türk Tuzağı” — Tel Aviv İçin Hangi Riskleri Getiriyor?
İsrail Basını: “Gazze’deki Türk Tuzağı” — Tel Aviv İçin Hangi Riskleri Getiriyor?
Yayın tarihi / saat: 23 Ekim 2025, 11:40 (Europe/Istanbul)
Okuma süresi: 3 dakika
FatihDoganMedya
Times of Israel’de yayımlanan “Gazze’deki Türk Tuzağı” analizi, Türk ekiplerinin ve bayraklarının Gazze’deki görünürlüğünün Tel Aviv’de yarattığı diplomatik endişeleri değerlendiriyor. Türkiye’nin insani rolü, sahadaki sembolik etkiler ve olası senaryoları aktarıyoruz.
: İsrail basınında yayımlanan “Gazze’deki Türk Tuzağı” başlıklı analiz, Türkiye’nin ateşkes sonrası Gazze’deki etkinliğinin Tel Aviv açısından stratejik bir risk oluşturduğunu iddia ediyor. Yazı; Türk bayraklarının bölgede görünürlüğü, Türkiye’den beklenen arama-kurtarma/insani ekiplerin sahaya giriş müzakereleri ve bunun bölgesel diplomasiye etkisini ele alıyor.
Times of Israel analizi ve temel iddia
Times of Israel’de yayımlanan analizde, Mısır’daki ateşkes sonrası Gazze’de görülen Türk bayrakları ve Türkiye’den gelen ya da gelmesi beklenen ekiplerin sahadaki varlığı üzerinden Tel Aviv’de endişe oluştuğu kaydediliyor. Yazıda, Türkiye’nin insani faaliyetlerinin zamanla sahada siyasi nüfuza dönüşebileceği ve bunun İsrail için uzun vadede stratejik bir sorun yaratabileceği öne sürülüyor.
Türkiye’nin insani ve arama-kurtarma ekipleri
Türkiye, AFAD ve ilgili kurumlardan oluşan arama-kurtarma/insani yardım ekiplerini Gazze’ye göndermeye hazırlandığını açıklamış; ancak İsrail’in giriş izni bekleniyor. Financial Times ve diğer kaynaklar, Türk ekiplerinin Mısır sınırında hazır beklediğini ve iznin hâlâ müzakere edildiğini bildiriyor. Bu ekiplerin ana görevleri enkaz altında arama-kurtarma ve insani yardım koordinasyonu olarak belirtiliyor.
İsrail endişesinin arka planı: semboller ve strateji
İsrail medyasındaki yorumlarda iki ana endişe dikkat çekiyor: (1) sahada Türk bayraklarının görünürlüğünün kamuoyunda algı yaratması; (2) insani yardım faaliyetlerinin sahadaki karar alma süreçlerine dolaylı nüfuz kapısı açması. Analiz, bu iki unsurun birleşmesi halinde Tel Aviv’in bölgedeki stratejik dengede kayba uğrayabileceğini iddia ediyor.
Diplomasi ve olası sonuçlar
Diplomatik açıdan bu gelişme, Türkiye-İsrail ilişkilerini yeniden test edebilir; ayrıca bölgesel aktörlerin (Mısır, Katar, ABD ve diğer katkı verebilecek ülkeler) Gazze yeniden yapılanması ve güvenlik koordinasyonu konusundaki rolleri yeniden tartışılır hale gelebilir. Uzmanlar, sahadaki insani varlığın siyasileşmesi halinde uzun vadede sahada daha fazla jeopolitik rekabet doğabileceğini belirtiyor
Uzman görüşü — olası senaryolar
-
Sembolik kazanım: Türk bayrakları ve görünür insani ekipler, Türkiye için diplomatik sermaye sağlayabilir.
-
Pratik katkı: İzin verilirse Türkiye enkaz kaldırma ve arama-kurtarma konusunda doğrudan katkı sunabilir; bu katkı saha üzerinde fiili bir varlık oluşturur.
-
Gerginleşme riski: İsrail, dış aktörlerin sahada güçlenmesini kendi güvenlik planları bakımından risk sayabilir ve politik/askeri tepkiler geliştirebilir.
-
Sanat1 hafta önce
İlhamı aile mesleği balıkçılıktan aldı: Metal parçalarla sanat eseri üretiyor
-
Teknoloji1 hafta önce
5G ihalesinin kazananları belli oldu
-
Teknoloji6 gün önce
ChatGPT’nin erkeklere verdiği “korkunç flört tavsiyeleri”
-
Teknoloji1 hafta önce
Ünlü peynir çeşidine mikroçip yerleştirilecek: “Yiyenler endişelenmesin”
-
Spor1 hafta önce
Kosova yenilgisi bardağı taşırdı: İsveç’te Tomasson gönderildi
-
Teknoloji1 hafta önce
Teknoloji devleri yapay zekalarını Hint köylerinde eğitiyor
-
Son Dakika7 gün önce
Son dakika deprem mi oldu? Az önce deprem nerede oldu? İstanbul, Ankara, İzmir ve il il AFAD son depremler 17 Ekim 2025
-
Son Dakika1 hafta önce
Laleli’de Dağ Grup’a ikinci dalga operasyon: Tefecilik ve kara para aklama suçlaması