Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Port Sudan’da Alevler İçinde: RSF’nin Drone ve Kara Saldırıları Liman Kentini Hedef Aldı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması

Port Sudan’da 3–5 Mayıs tarihleri arasında art arda düzenlenen RSF drone ve kara saldırıları, kent limanını ve altyapıyı harabeye çevirdi. Sivil tahliyeler başladı, insani yardım kesintiye uğradı. Uluslararası toplum ateşkes çağrısı yapıyor.

Port Sudan’da üst üste yaşanan yıkıcı saldırılar, şehri kevgire çevirirken hem altyapı hem de sivil yaşam derinden etkilendi. Hafta başında başlayan ve art arda gelen drone ile kara saldırıları, kentin yıllardır güvende kabul edilen liman tesisleri, havaalanı ve kritik altyapı noktalarını hedef aldı. Saldırılar, Sudan ordusu ve isyancı Rapid Support Forces (RSF) arasındaki iktidar mücadelesinin yeni cephesini oluştururken, binlerce sivili daha fazla mağduriyet ve göçe zorladı. Uluslararası toplumun tepki gösterdiği bu kara gün, bölgedeki insani krizin de boyutlarını gözler önüne serdi.

Saldırıların Seyri ve Ayrıntıları

İlk Dalga: 3 Mayıs 2025

  • RSF’nin üç intihar dronu ile Port Sudan Yeni Uluslararası Havalimanı’nı hedef aldığı bildirildi; yakıt depolarına isabet eden saldırı, uçuşların geçici olarak durmasına yol açtı .

  • Aynı gün, isyancılar Osman Digna Askeri Üssü ile bir kargo deposuna saldırarak şehir merkezindeki bazı sivil tesisleri de vurdu; resmi kaynaklara göre “sınırlı hasar” kaydedildi .

İkinci Dalga: 5 Mayıs 2025

  • Pazar günü RSF, kentin kuzey ucundaki askeri üslere drone saldırıları düzenleyerek liman bölgesinden yayılan yüksek alevler ve duman bulutlarına neden oldu .

  • Ardından pazartesi sabahı, şehrin petrol ve akaryakıt depolarına yönelik kritik bir saldırı gerçekleşti; alevler, liman sahasında yoğun bir yangına dönüştü ve hava trafiği ikinci kez kesintiye uğradı

Port Sudan’ın Stratejik Önemi

Port Sudan, Sudan’ın ana deniz kapısı olması sebebiyle hem askeri hem de sivil lojistik açısından kritik bir merkez konumunda. Havaalanı ve deniz limanı, insani yardım sevkiyatlarının yanı sıra ülke ekonomisinin can damarını oluşturuyor . Saldırılar, burayı daha önce çatışmalardan uzak tutan “güvenli liman” algısını yıkarken, RSF ile ordu arasındaki mücadeleyi ülkenin doğu kıyılarına taşıdı .

İnsani ve Ekonomik Etkiler

  • Sivil Tahliyeler: Yangın ve patlamalar, on binlerce sivili evlerini terk etmeye zorladı; BM, halihazırda 12 milyon kişinin yerinden edildiğini ve bölgedeki açlık riskinin arttığını açıkladı .

  • Altyapı Hasarı: Liman tesislerinin zarar görmesi, hem ticari hem de insani yardım malzemelerinin sevkiyatını aksatarak fiyatların yükselmesine ve temel malzeme kıtlığına neden oldu .

  • Ekonomik Darbe: Petrol ve akaryakıt depolarının vurulması, bölgesel enerji arzını tehdit etti; kısa vadede enerji tedariki kesintiye uğradı, orta vadede ise yatırımcı güveni sarsıldı .

Uluslararası Tepkiler ve Diplomatik Girişimler

  • Mısır ve Suudi Arabistan’ın Kınaması: Bölge komşuları, sivillere yönelik saldırılar nedeniyle RSF’yi kınadı ve derhal ateşkes çağrısında bulundu .

  • Birleşmiş Milletler’in Endişesi: BM, saldırıların uluslararası insani hukuk ihlali olduğunu belirterek, kente acil insani yardım ulaştırılması için koridor açılmasını talep etti .

  • Bölgesel Barış Çabaları: Afrika Birliği ve Arap Ligi, Sudan hükümeti ile isyancılar arasında arabuluculuk girişimlerini yoğunlaştırdı; kalıcı ateşkes ve siyasi çözüm vurgusu öne çıktı .

Gelecek Senaryoları ve Çözüm Önerileri

  • Güvenli İnsanî Koridorlar: BM himayesinde kurulacak koridorlar, sivillerin tahliyesi ve yardım malzemelerinin güvenli sevkiyatı için elzem.

  • Uluslararası Gözlem Misyonu: Şehrin uzun süreli güvenliğini sağlamak adına, bağımsız bir uluslararası gözlem gücü yerleştirilmesi gündemde.

  • Siyasi Diyalog: Askeri değil, siyasi çözüm odaklı görüşmelerin hızlandırılması; geçiş hükümeti ve sivil temsilcilerin sürece dahil edilmesi acil öncelik taşıyor.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Üç ilde operasyon: Düğün sezonu yaklaşırken harekete geçtiler

Yayımlandı

üzerinde

Düğün sezonu yaklaşıyor. Yaz aylarının gelmesiyle birlikte piyasaya sahte altın sürmek isteyenler de harekete geçti.

Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ekipleri, sahte 1 gramlık altınları ambalaj içerisinde paketlenmiş olarak kuyumculara satılacağı bilgisi üzerine harekete geçti.

Şüpheliler tespit edilerek takibe alındı. Eskişehir’in yanı sıra Muğla ve İstanbul’da düzenlenen eş zamanlı baskınlarda sahte altınları üreten, piyasaya süren ve dağıtımını yaptığı belirlenen şüpheliler S.K., M.E.A., Z.M.G., E.A., Y.K., U.Ç., İ.H. ve V.A. gözaltına alındı.

Şüphelilerin ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda; piyasaya sürülmeye hazırlanmış 646 adet sahte , 36 bin 700 lira nakit para, boş gram altın poşetleri ve ruhsatsız tabanca ele geçirildi.

DÖRT ŞÜPHELİ TUTUKLANDI

’e getirilerek ifadeleri alınan sekiz şüpheli işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.

Mahkemeye çıkarılan şüphelilerden M.E.A., Z.N.G., E.A. ve Y.K. tutuklanırken, diğerleri adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Okumaya Devam Et

Gündem

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Milleti provoke eden gazeteci olmaz

Yayımlandı

üzerinde

Cumhurbaşkanı , Beştepe’de 10. Anadolu Medya Ödülleri programına katıldı. 

Sokak röportajlarına tepki gösteren Erdoğan, “Milleti provoke eden gazeteci olmaz.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

Gazze başta olmak üzere gönül coğrafyalarımızın farklı yerlerinde basın emekçileri hayatını kaybetti. İsrail Filistin’de 212 gazeteciyi şehit etti. Filistinli gazeteciler canice katledilmeye devam ediyor. 

Görüyoruz ki hakikatin peşinden koşanlar sadece haber yapmaz. Bu şuurla hareket edenler tarihe not düşen sessiz yığınların sesi olur, giderek kutuplaşan medya düzeninde özgür ve özgün bir duruş sergiler.

Anadolu medyası varsa milletin sesi vardır. Anadolu medyasının sesi gür çıktığı sürece demokrasimiz de serpilecek, sağlam temeller üzerinde yükselmeye devam edecektir.

“MEDYA ESKİSİNDEN DAHA ÖZGÜR”

Siyasi hayatında defalarca medyanın gadrine uğramış, vesayetçi ve tek sesi medya düzeninin sıkıntılarını iliklerine kadar hissetmiş kardeşiniz olarak dillendiriyorum. Manşetlerle çarpışa çarpışa geldik.

28 Şubat dönemindeki korkunç medya atmosferini hiçbirimiz hatırlamak istemiyoruz. Manşetler sayesinde doğrudan hükümete ayar verildiği, imam hatip okullarının önünde sözde gazetecilerin nöbet tuttuğu utanç verici günleri artık geride bırakmaktan memnuniyet duyuyoruz. bugün 2020 öncesine göre, çok daha serbest bir medya ekosistemine sahiptir. Bu özgürlük ortamı çoğu zaman sorumsuzluk seviyesine kadar gitmektedir.

Ülkemizdeki basın mensupları batıdaki meslektaşlarına göre daha rahat kalem oynatmaktadır. MİT tırlarının durdurulmasından, 17-25 Aralık darbe girişimine, bunu pek çok kez yaşadık. Devlet ve millet düşmanlığı, gazetecilik faaliyeti gibi gösterildi. Bugün güya basın özgürlüğü üzerinden bizi eleştirenlerle, o gün FETÖ’ye kol kanat gerenler aynı kişilerdir. Eline bir mikrofon bir de kamera alanın kendini gazeteci olarak gördüğü bir ülkede yaşıyoruz.

SOKAK RÖPORTAJLARINA TEPKİ

Bu şahıslar sokak röportajı adı altında sokaklarda adeta terör estirmektedir. Öyle ki mikrofonu kapan millete hakaret etme cüretini kendinde buluyor. Devlet hareket geçtiğinde ise bu sefer basın özgürlüğü denilerek yaygara kopartılıyor. Bunun kabul edilebilir yanı yoktur. 

Eline mikrofon alıp dışarı çıkan herkes gazeteci değildir, basın mensubu değildir. Milleti provoke eden halkı galyana getiren gazeteci olmaz. Olsa da ona gazeteci denmez. Sokakta milletimiz açıkça tahrik ediliyor.

Türk medyasındaki artan çeşitlilik vesayetçilerin gölgesine sığınarak güya gazetecilik yapanları rahatsız ettiğinin farkındayız. son 40-50 günde yaşanana ellerine fırsat geçince bunların nasıl bir faşist rüzgar estireceklerini görmüş olduk. Kimse kusura bakmasın. Yeni Türkiye’de artık eskiye rağbet kalmamıştır. Darbe bülteni aratmayan, vesayetçilere manşetlerden selam çakılan, anti demokratik güç odaklarına sözcülük yapılan günler eskide kalmış, kötü bir anı olarak maziye karışmıştır. 

Demokrasimize güç veren medyanın başımızın üstünde yeri var. Yapıcı eleştiri ve muhalefeti ülkemizde görmek isteriz. Medya sopasına karşı durumuşumuz nettir. Toplum mühendisliğine soyunan medyaya saygı duymayız. Vesayetçilerle mücadelemizi sürdüreceğiz.

Okumaya Devam Et

Gündem

Özgür Özel’e saldıran Selçuk Tengioğlu tutuklandı

Yayımlandı

üzerinde

Herhangi bir grup ya da siyasi partiyle bağının olmadığını öne süren saldırgan, “Kimse bana para vermedi bu olay gerçekleştirmem için. Olay kendi başıma yaptığım bir olaydır. Ne kimseden para aldım, ne de talimat aldım. Devletten aldığım yaşlılık aylığımı Ziraat Bankası’ndan almaktayım” diye konuştu.

Saldırgan Tengioğlu şöyle devam etti:

“Kalabalık grubun önünde Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’i gördüm. Özgür Özel’in daha önceden Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanına, savcılarına, askerlerine, polislerine tehditvari konuşmaları olduğundan o an bir duygusal yapı içerisinde de olduğumdan bir anda kendimi kaybederek Özgür Özel’in yüzüne bir tokat vurdum.

Özgür Özel’e tokat vurmamdaki sebep içinde olduğum üzüntü hali ve Özgür Özel’in sürekli tehdit dili kullanması, ülkemizi yabancı ülkelere şikayet etmesinden kaynaklanan tepkisel bir eylemdir. Bu sırada orada bulunan görevliler tarafından bana müdahale edildi ve yakalandım.”

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar