Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Pınar Gültekin davasında baba isyan etti: Bir insan daha nasıl ölsün

Yayımlandı

üzerinde

Pınar Gültekin davasında baba isyan etti: Bir insan daha nasıl ölsün

Muğla’da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’i boğduktan sonra varile koyup yakan sanık Cemal Metin Avcı hakkında verilen 23 yıl ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozuldu. Pınar Gültekin’in babası Sıddık Gültekin karara tepki göstererek “Bir insan daha nasıl ölsün? Kızı sen diri diri cenin pozisyonuna getiriyorsun, iple bağlıyorsun, varile koyuyorsun, yakıyorsun. Yargıtay, normal bir ölümmüş gibi cezayı azaltmak için elinden geleni yapmış.” dedi. Sanık Cemal Metin Avcı alt sınırdan yani 12 yıl hapis cezası alırsa şartlı salıverme ve denetimli serbestlik uygulandıktan sonra 2,5 yıl sonra Temmuz 2027’de tahliye olabilecek.

Ailenin avukatı Rezan Epözdemir, “Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi Başkan Vekili ile birlikte iki üyenin karşı oyuna rağmen, üçe iki şekilde oy çokluğuyla kararı bozmuştur. Sanık Cemal Metin Avcı’nın müvekkillerin kızı Pınar Gültekin’i canavarca hisle ve tasarlayarak öldürmediği, kendisine aynı zamanda haksız tahrik indirimi uygulanması gerektiği gerekçesiyle karar sanık lehine bozulmuştur” dedi. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin, 16 Temmuz 2020’de kayboldu. Gözaltına alınan Cemal Metin Avcı, çıkan kavgada Gültekin’i boğarak öldürdüğünü, cesedini bağ evindeki varile koyup yaktığını, üzerine de beton döktüğünü itiraf etti. Avcı’nın gösterdiği yerdeki varilde, Gültekin’in kısmen yanmış cesedine ulaşıldı. Cemal Metin Avcı, ‘Canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme’ suçundan tutuklandı. Kardeşi Mertcan Avcı’nın telefon sinyallerinden ağabeyiyle aynı zamanda bağ evinde olduğu tespit edildi. Savcı, Pınar Gültekin’in hayattayken yangına maruz kaldığının oy birliğiyle kabul edildiğini belirterek, Cemal Metin Avcı’nın, ‘Canavarca hisle öldürme’ suçundan cezalandırılmasını talep etti. Mertcan Avcı’nın da ‘Suç delillerini gizleme ve değiştirme eyleminde bulunması’, Cemal Metin Avcı’nın eski eşi Eda Karagün, iş ortağı Şükrü Gökhan Orhan, annesi Ayten ve babası Selim Avcı’nın da ‘Suç delillerini yok etmek ve gizlemek’ suçlarından cezalandırılmasını istedi. Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, adli kontrol şartıyla daha önce serbest bırakılan Mertcan Avcı’nın tutuklanması amacıyla bir kez daha savcılığa başvurdu. Mertcan Avcı, 21 Şubat’ta, ‘Canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme suçuna iştirak’ suçundan tutuklandı. Muğla Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ali Cenk Düzgün tarafından hazırlanan iddianamede, Mertcan Avcı’nın, Pınar Gültekin’in bulunduğu varildeki yangını önleyecek, sonlandıracak ve ağabeyini engelleyecek hiçbir eylemde bulunmadığına yer verilerek, ‘Canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme suçuna iştirak’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. İddianame, Muğla 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkeme heyeti, suça doğrudan etki edebilecek nitelikteki delillerin toplanmadan hazırlandığı gerekçesiyle iddianamenin iadesine karar verdi. Başsavcı Vekili Ali Cenk Düzgün, iade kararına itiraz ederek, Mertcan Avcı hakkında yürütülen soruşturmada, mevcut verilerle toplanabilecek tüm delillerin toplandığını, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturacak delil elde edildiğini anlattı. Savcılığın itirazını değerlendiren Muğla 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi, iddianameyi kabul etti. Kararda, itirazın kabulünün gerekçesi için, “Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’nda Pınar’ın kesin ölüm sebebiyle zamanının belirlenmesi için mevcut veriler bağlamında mümkün olan tüm tespitler yapılarak iddianamenin düzenlendiği kanaati oluştuğundan, yeniden rapor alınmasının artık mahkemenin takdirinde olduğu, iddianamenin iade kararının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır” denildi. Mertcan Avcı’nın tutukluluğuna avukatı itiraz etti. Muğla 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi adli kontrol tedbirlerine uyması nedeniyle itiraz yolu açık olmak üzere tahliyesine karar verdi. HAKSIZ TAHRİK İNDİRİMİYLE 23 YIL HAPİS Davanın 16 Mayıs 2022’te görülen 12’nci duruşmasında savcı, esasa ilişkin mütalaasını verdi. Savcı, mütalaasında Cemal Metin Avcı’nın ‘Canavarca hisle eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürmek’, kardeşi Mertcan Avcı’nın da ‘Canavarca hisle ve eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme suçuna iştirak’ten ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti. Mütalaada Eda Karagün, Şükrü Gökhan Orhan, anne Ayten ve baba Selim Avcı’nın da ‘Suç delillerini gizlemek ve yok etmek’ suçundan 2 yıldan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi.

Muğla 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde, 20 Haziran 2022’te görülen davanın 13’üncü duruşmasında, Cemal Metin Avcı’nın ‘Canavarca hisle eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme’ suçundan yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme heyeti, 23 aydır tutuklu Avcı’ya önce ağırlaştırılmış müebbet hapis verdi, ardından haksız tahrik indirimi uygulayıp, cezayı 23 yıl hapse düşürdü. Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir ve Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı kararı istinafa taşıdı. DOSYA YARGITAY’A TAŞINDI İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4’üncü Ceza Dairesi’nde davanın ikinci duruşması 10 Mart 2023’te görüldü. Davada Cemal Metin Avcı hakkında ‘Canavarca hisle eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme’ suçundan haksız tahrik hükümleri uygulanmadan ağırlaştırılmış müebbet, kardeşi Mertcan Avcı hakkında ise ‘Suç delillerini gizleme, yok etme ve değiştirme’ suçundan 4 yıl hapis cezası verildi. Gültekin ailesinin avukatı beraat eden Mertcan Avcı’nın da ‘tasarlayarak ve canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme’ suçundan cezalandırılması gerektiği ve suça müşterek fail olarak ortak hakimiyet sağladığına dair dosyayı Yargıtay’a taşıdı. Sanık Cemal Metin Avcı’nın avukatı ise tasarlamanın unsurlarının oluşmadığı, canavarca hisle hareket etmediğini belirterek kararın bozulmasını istedi. Cemal Metin Avcı hakkında ‘Tasarlayarak ve canavarca hisle ve eziyet çektirerek kasten öldürme’ suçundan verilen cezanın sanığın Pınar Gültekin’i öldürme kararını ne zaman aldığı ve belirli bir hazırlıkta eylemini gerçekleştirdiği kesin olarak saptanmadığından oluşan şüphenin sanık lehine değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Sanık hakkında verilen ‘Canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme’ suçu yönünden de sanığa karşı haksız fiil olarak sayılabilecek söz veya davranış varsa sanığın yalnız kendi içsel duygu durumu ve ahlaki kötülüğünün sevk etmesiyle suçu işlediği kabul edilemeyeceğinden buna bağlı olarak nitelikli hal uygulama imkanını kaybedeceği belirtildi. ‘Canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme’ suçu yönünden ise sanığa karşı haksız fiil olarak sayılabilecek söz veya davranış varsa artık sanığın yalnız kendi içsel duygu durumu ve ahlaki kötülüğünün sevk etmesiyle suçu işlediği kabul edilemeyeceğinden buna bağlı olarak nitelikli hal uygulama imkanının kaybedileceğini ayrıca eziyet çektirerek öldürme suçu, fiilin işleniş biçiminden kaynaklanan bir nitelikli hal olduğundan haksız tahrik altında da işlenebileceği kabul edilebilir olduğunu bildirdi. CEMAL METİN AVCI HAKKINDAKİ HÜKÜM BOZULDU Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi, Pınar Gültekin’in evli olan Avcı ile aralarındaki ilişkiyi eşine ve çevresine söyleye dair şantajda bulunarak sanıktan giderek artan talepleriyle menfaat elde ettiği dikkate alınarak Avcı hakkında verilen cezada asgari oranda haksız tahrik indirimi uygulanmamasını da hukuka aykırı buldu. Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi oy çokluğuyla sanık Mercan Avcı hakkında maktul Pınar Gültekin’e yönelik ‘Canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme ‘ suçundan verilen beraat hükmü ile ‘Suç delillerini yok etmek, gizlemek veya değiştirmek suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan temyiz istemlerini reddetti. Sanık Cemal Metin Avcı hakkında ise maktul Pınar Gültekin’e yönelik ‘Tasarlayarak ve canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme’ suçundan kurulan hükmü bozdu. Daire, sanık hakkında niteliksiz kasten öldürme ya da eziyet çektirerek öldürme suçundan ceza verilmesi gerektiği belirtilerek, dosyayı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderdi. Daire tarafından verilen kararda, sanık Cemal Metin Avcı’nın Pınar Gültekin’in üzerine benzin dökerek yaktığı, Adli Tıp Kurumu raporlarına göre Gültekin’in yanmadan önce canlı olduğunun tespit edildiği, bu durumun ‘Canavarca hisle öldürme’ suçunun örneği olarak belirlendiği kaydedildi. Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi Başkan Vekili Osman Atalay ve üye Muzaffer Sayın, sanık Avcı’nın eyleminin ağırlığı ile onu bu eyleme iten nedenler arasında aşırı derecede ölçüsüzlük ve oransızlık olduğu gerekçesiyle verilen karara karşı oy kullandı. Bu kapsamda sanık hakkında İzmir Bölge Adliyesi Mahkemesi tarafından verilen cezanın doğru olduğu belirtti. ‘HUKUKİ MÜCADELEMİZ SONUNA KADAR DEVAM EDECEK’ Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir kararla ilgili yaptığı açıklamada, dosya kapsamında sanık Cemal Metin Avcı’ya tasarlayarak ve canavarca hisle kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet, sanık Mertcan Avcı’ya ise suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme suçundan 4 yıl hapis cezası verildiğini söyledi. Kararın taraflarca temyiz edildiğini ve dosyanın Yargıtay’a gönderildiğini belirten Epözdemir, “Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi Başkan Vekili ile birlikte iki üyenin karşı oyuna rağmen, üçe iki şekilde oy çokluğuyla kararı bozmuştur. Sanık Cemal Metin Avcı’nın müvekkillerin kızı Pınar Gültekin’i canavarca hisle ve tasarlayarak öldürmediği, kendisine aynı zamanda haksız tahrik indirimi uygulanması gerektiği gerekçesiyle karar sanık lehine bozulmuştur. Bize göre Yargıtay’ın oy çokluğuyla aldığı bu karar açıkça hukuk garabeti mahiyetindedir. Aşamalarda üç defa değişen, kendi içinde çelişen, dosyadaki delillerle desteklenmeyen, ezberlenmiş ve kurgulanmış haksız tahrik savunmasına kutsiyet atfedip, haksız tahrik uygulamak suretiyle cezanın indirilmesi gerektiği şeklindeki tespit açıkça hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsizdir” dedi. Yargıtay’ın bozma kararını eleştiren Epözdemir, “İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Yargıtay’ın bozma ilamı doğrultusunda karar verir ve karar bu haliyle kesinleşirse sanık Cemal Metin Avcı 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılabilecektir. Kendisine netice ceza olarak 12 yıl hapis cezası verilmesi halinde, şartla salıverme ve denetimli serbestlik kurumları tatbik edildikten sonra 7 yıl cezaevinde kalacaktır.

Kendisine üst sınırdan 18 yıl hapis cezası verildiği takdirde ise şartla salıverme ve denetimli serbestlik kurumları uygulandıktan sonra 11 yıl cezaevinde kalacaktır.

Ceza infaz hukukunun temel ve evrensel prensibi ve amacı ıslah iken, bize göre hunharca ve vahşice cinayet işleyen bu sanığın henüz ıslah olmadan topluma karışması kamu vicdanında ve müvekkil ailenin vicdanında derin yaralar açacaktır. Yargıtay’ın bu bozma kararına karşı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4’üncü Ceza Dairesinin direnme kararı vermesi ve failin hak ettiği emsal mahiyette cezalandırılabilmesi için hukuki mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir” diye konuştu.  BABA GÜLTEKİN: CANAVARCA HİSLE DEĞİL DE NASIL? Pınar Gültekin’in babası Sıddık Gültekin ise “5’inci yıla giriyoruz neredeyse, mahkememiz devam ediyordu. Maalesef dün akşam çok kötü bir haber aldık, Yargıtay’da 3’e 2 oy ile kararı bozmuşlar. Mertcan Avcı’nın cezası onaylanmış 4 yıl, ama maalesef caninin, cinayeti işleyen kişinin cezasını bozmuşlar. Niyetleri belli. Muğla mahkemesinde böyleydi bizi yargılayan 23 yıl ceza veren mahkemede aynısını yaptı. 

– Ama şerefli hakimler bitmemiş. İzmir’de gereken cevabı verdiler. Gereken cezayı da verdiler Yargıtay bunu bozdu. Biz sonuna kadar hukuk mücadelemize devam edeceğiz. Çünkü biz hukuk devletinde yaşıyoruz. Böyle olmaması lazım. Bir insan daha nasıl ölsün? Kızı sen diri diri cenin pozisyonuna getiriyorsun, iple bağlıyorsun, varile koyuyorsun, yakıyorsun. Yargıtay, normal bir ölümmüş gibi cezayı azaltmak için elinden geleni yapmış.

– Biz bu kararı kesinlikle kabul etmiyoruz. Adli Tıp raporu kararı var. 11 profesörün imzası var bu kararda. Diri diri yakılmış bu kızcağız. Canavarca hisle değil de nasıl? Artık bizim hiçbir güvencemiz kalmadı. Trafikte bile güvencemiz kalmadı. Eğer bu ceza böyleyse, yarın öbür gün trafikte her an için herkes öldürülebilir. Sanki benim kızım dün akşam gözümün önünde varilde diri diri yakıldı. Bu gerçekten çok zorumuza gidiyor. Ama yapacak bir şey yok. Mücadelemize sonuna kadar devam edeceğiz. Evlat acısını çeken bütün insanlar beni anlar diye düşünüyorum çünkü benim yüreğim yandı. Bizim ailemiz bitti. Böyle bir karara nasıl vicdanları el verdi? Ben Yargıtay’a sesleniyorum, nasıl böyle bir karar verebilirsiniz? Garabet bir karar bu. Kararı tanımıyorum” dedi.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

İtalya’da Filistin yanlısı protestoların dördüncü günü: Büyük kalabalıklar ve polisle çatışmalar

Yayımlandı

üzerinde

Yayın Tarihi: 5 Ekim 2025
Olay Tarihi: 4 Ekim 2025
Yayın Saati (Europe/Istanbul): 24:00
Okuma Süresi: 3 dakika

REUTERS

İtalya’da, Gazze’ye yardımı hedefleyen “Global Sumud” filo girişimine İsrail’in müdahalesinin ardından başlayan protestolar dördüncü gününe taşındı. Başkent Roma başta olmak üzere ülke genelinde yüzbinler sokağa çıktı; çoğunlukla barışçıl geçen gösterilerin bazı bölgelerinde küçük gruplar polisle çatıştı, göz yaşartıcı gaz ve su topu kullanımı ile bazı gözaltılar kaydedildi.


Detaylar

  • Katılım ve genel tablo: Sendikaların çağrısıyla cuma günü düzenlenen genel grev ve devam eden gösterilerle birlikte protestolara ülkede geniş katılım oldu. Sendika yetkilileri cuma günkü grevde 2 milyona yakın katılımdan söz ederken, polis ve farklı ajanslar şehir merkezlerinde yüzbinleri bulan kalabalıklar olduğunu bildirdi.

  • Roma’da büyük yürüyüş ve çatışma: 4 Ekim’de Roma’da düzenlenen yürüyüşte organizatörlerin iddiasına göre yüzbinler — bazı kaynaklara göre bir milyon civarı — katıldı; polis yetkilileri ise başkent gösterisinde yaklaşık 250 bin kişilik bir katılım tahmin etti. Yürüyüşün sonunda küçük bir grup ayrı hareket ederek polisle taş, havai fişek ve meşale benzeri cisimlerle çatıştı; emniyet güçleri göz yaşartıcı gaz ve su topu kullandığını, bazı kişilerin gözaltına alındığını açıkladı.

  • Diğer şehirler: Milano, Cenova, Brescia, Bologna ve Venedik gibi kentlerde de kitlesel gösteriler gerçekleşti; bazı noktalarda otoyol ve ulaşım hatları kapatıldı, demiryolu ve hava trafiğinde aksama yaşandı. Bazı şehir merkezlerinde polis müdahalesiyle tansiyon yükseldi.

  • Güvenlik ve gözaltılar: Çatışma çıkan bölgelerde güvenlik güçleri birçok kişiyi gözaltına aldı; gözaltı sayıları şehir ve ajansa göre değişiklik gösteriyor. Yetkililer, olay çıkaran küçük grupları diğer barışçıl göstericilerden ayırmaya çalıştıklarını belirtti.

  • Siyasi yankılar: Hükümet kanadından gelen tepkiler sert oldu; Başbakan ve bakanlıklar gösterilerin bazı unsurlarını eleştirirken, diğer siyasi aktörler hükümeti Gazze’deki insani krize ilişkin daha aktif bir tavır almaya çağırdı. Protestolar ayrıca İtalya’daki kamu ve özel sektörde hizmet kesintilerine yol açtı.


Görgü tanıkları ve tanıklıklar

Gösteride bulunan bazı katılımcılar, yürüyüşün büyük çoğunluğunun barışçıl olduğunu, protestonun amaçlarının Gazze’ye insani yardım ulaştırılması ve ablukanın sona erdirilmesi olduğunu vurguladı. Bazı tanıklar ise çatışmanın hızla yükseldiğini, polis müdahalesinin sert olduğunu aktardı.


Arka plan

Bu gösteriler, İsrail’in Akdeniz’de Global Sumud yardım filosunu durdurmasıyla tetiklendi ve Avrupa genelinde benzer eylemlerle eş zamanlı olarak gerçekleşti. İtalya’daki geniş katılımlı genel grev ve sokak hareketleri, ülke gündeminde ciddi ekonomik ve siyasi yankılar yarattı.


Sonuç ve takip

Polis ve belediye yetkilileri, izinsiz eylem çağrıları ve güvenlik risklerine karşı uyarılarda bulunurken, organizatörler barışçıl kitlenin korunması gerektiğini belirtiyor. Önümüzdeki günlerde protestoların seyri ve hükümetin olası adımları ülke gündeminde belirleyici olmaya devam edece

Okumaya Devam Et

Gündem

TARİHTE BUGÜN — 5 Ekim 1925: İlk Cumhuriyet Altını basıldı, presten çıkan ilk sikke Mustafa Kemal Atatürk’e takdim edildi

Yayımlandı

üzerinde

TARİHTE BUGÜN — 5 Ekim 1925: İlk Cumhuriyet Altını basıldı, presten çıkan ilk sikke Mustafa Kemal Atatürk’e takdim edildi

Yayın: 05 Ekim 2025 — Saat: 10:00 (TSİ)
Kaynak: FatihDoğanMedya Haber Servisi
Okuma süresi: 3 dakika

Cumhuriyet tarihinin simgelerinden biri olan Cumhuriyet Altını’nın (beş lira meskük) ilk baskısı 5 Ekim 1925 tarihinde Darphane’de basıldı. Presten çıkan ilk Cumhuriyet Altını, Mustafa Kemal Atatürk’e takdim edilmek üzere dönemin Maliye Bakanı Abdülhalik Renda’ya verildi. Bu olay, yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin para düzeni ve sembolik kimliğinin oluşturulmasında önemli bir kilometre taşı olarak kabul ediliyor.


Haber Detayları

1923’te Cumhuriyet’in ilanından sonra eski para kalıpları ile sikke basımı sona erdi; yeni devletin para ve sembollerinin oluşturulması için çalışmalar başlatıldı. Bu çalışmalar sonucunda Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk altın meskükleri 1925 sonbaharında Darphane’de basıldı. İlk basılan beş liralık Cumhuriyet Altını (meskük), özel bir törenle presten çıkarıldı ve Mustafa Kemal Atatürk’e sunulmak üzere Maliye Vekili Abdülhalik Renda’ya teslim edildi.

Sikke ve Tasarım Hakkında Teknik Bilgiler

  • Türü: 5 lira Cumhuriyet Altını (meskük)

  • Basım Tarihi: 5 Ekim 1925 (ilk presten çıkan örnek) — Darphane İstanbul.

  • Ön yüz: Genellikle Atatürk profili veya “Türkiye Cumhuriyeti” ibaresi ile tarihsel işaretlemeler (o dönemin takvimine göre tarih gösterimleri ve harf/alfabe farklılıkları bulunur).

  • Arka yüz: Darphane/şehir ve basım yılına ilişkin ibareler; çeşitli yıllarda küçük farklılıklar gözlemlenmiştir. Detaylı teknik özellikler için Darphane kayıtları ve “Sorularla Cumhuriyet Altını” dokümanı incelenebilir

Neden Önemli?

Cumhuriyet Altını yalnızca ekonomik bir değer taşımı aracı değil; aynı zamanda yeni devletin kimlik inşasının paraya yansımış hâlidir. 1923’ten sonra para basımında kullanılan harf, tarih ve ikonografi değişiklikleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin sembolik yeniden inşasının paraya geçirilmiş göstergelerindendir. İlk presten çıkan altının Atatürk’e sunulması, yeni devletin kurucusunun bu sembolik sürecin merkezi olduğunun da ifadesidir.


Kısa kronoloji

  • 29 Ekim 1923: Türkiye Cumhuriyeti ilan edildi. Bu tarihten sonra eski para kalıpları değiştirilmeye başlandı

  • 05 Ekim 1925: İlk Cumhuriyet Altını (5 lira meskük) Darphane’de basıldı; presten çıkan ilk sikke Atatürk’e takdim edilmek üzere teslim edildi

  • 1927 ve sonrası: Ziynet (takı amaçlı) altın ve farklı nominaldeki Cumhuriyet altınlarının üretimleri takip eden yıllarda düzenli hâle geldi.

Okumaya Devam Et

Gündem

Cumhurbaşkanlığı Sarayı yakınlarındaki protestoculara tazyikli su sıktı

Yayımlandı

üzerinde

Cumhurbaşkanlığı Sarayı yakınlarındaki protestoculara tazyikli su sıktı

Tarih: 4 Ekim 2025
Saat (yayın): 21:30 (TSİ)
Okuma süresi: 2 dakika

AL JAZEERA

Gürcistan’ın başkenti Tiflis’te bugün düzenlenen geniş çaplı gösterilerde bazı göstericilerin Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na yaklaşma girişimleri sonrası özel kuvvetler tazyikli su ve biber gazı ile müdahale etti. Olaylar, aynı gün yapılan yerel seçimler sırasında yaşandı ve güvenlik güçlerinin kalabalığı dağıtmak için su topları kullandığı bildirildi.


Detaylar

  • Öğleden akşam saatlerine yayılan protesto gösterileri, muhalefet partilerinin yerel seçimleri boykot etme çağrısı sonrası Tiflis’te binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşti. Göstericiler arasında AB yanlısı ve seçimleri meşru görmeyen gruplar vardı.

  • Bazı gruplar Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na doğru ilerleyip bariyerleri aşma veya saray girişine yaklaşma girişiminde bulundu. Bu bölgeye yönelen göstericilere karşı polis, kalabalığı dağıtmak için tazyikli su (water cannon) ve biber gazı/solzaveçici sprey kullandı.

  • Olayların çıkış nedeni olarak muhalefetin uzun süredir iktidarı ve seçim süreçlerini eleştirmesi, hükümetin Rusya ile ilişkileri ve AB’ye entegrasyon konusundaki politikalara yönelik memnuniyetsizlik gösteriliyor. Bugünkü gösteriler, geçen yıldan beri süregelen siyasi gerilimlerin bir devamı olarak değerlendiriliyor.

  • Yetkililer ve bazı medya kaynakları, olaylarda ülke genelinde önemli can kaybı raporu olmadığını; ancak sokak çatışmalarında yaralanmalar ve bazı kısa süreli arbede anları yaşandığını bildiriyor. Resmi makamlar, kanun dışı girişimlere karşı gerekli önlemlerin alındığını açıkladı. (Resmi sayılar ve gözaltı bilgileri henüz netleşmedi.)


Arka plan (kısa)

Gürcistan’da son 12 ayda siyaset sahnesi sert tartışmalara sahne oldu; muhalefet, önceki seçimleri ve hükümetin bazı adımlarını eleştiriyor. Bugünkü kalabalık gösteriler ve saraya yönelik girişimlerin de bu daha geniş siyasi krizin parçası olduğu değerlendirmeleri yapılıyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar