Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Sağlık

Parkinson hastalığının sessiz belirtileri: Görmezden mi geliyoruz?

Yayımlandı

üzerinde

Parkinson, tanı konulmadan önce bile uykuyu derinden etkileyebilir. İnsanların rüyalarını fiziksel olarak canlandırdığı REM uyku davranış bozukluğu (RBD) olarak bilinen bir durum, Parkinson hastalığına yakalanan kişilerin %30’undan fazlasında tanımlanmıştır. Uykusuzluk, hipersomnolans (aşırı gündüz uykusu) ve huzursuz bacak sendromu da sıklıkla görülür, ancak yeterince bildirilmemektedir.

4. DEPRESYON VE ANKSİYETE

Ruh sağlığı değişiklikleri Parkinson’a bir yanıt değildir, ancak hastalık sürecinin bir parçasıdır. Araştırmalar, hastaların %40-50’sinin motor semptomlar belirginleşmeden önce depresyon veya anksiyete yaşadığını göstermektedir. Beyindeki dopamin dengesizliği duygusal düzensizliğe yol açar ve klinisyenler psikiyatrik semptomları olası erken göstergeler olarak düşünmelidir.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sağlık

Uzmanı uyardı: Bakteri yuvasına dönüşüyor

Yayımlandı

üzerinde

Uzmanlara göre, özellikle yaz sıcaklarında tavuk, yumurta, sosis, sucuk, salam gibi şarküteri ürünleri ile süt ürünleri; dondurma, yaş pasta, marul gibi yeşillikler ve mayonez içeren kumpir gibi yiyecekler büyük risk taşıyor. Her biri kendine özgü lezzetiyle tercih edilirken, uygun koşullarda muhafaza edilmediğinde bakteri üremesine elverişli ortam oluşturabiliyor.

Okumaya Devam Et

Sağlık

Sabah rutininiz karaciğerinize zarar veriyor olabilir: İşte değiştirmeniz gerekenler

Yayımlandı

üzerinde

Son dönemde popülerleşen aralıklı oruç ve kahvaltıyı atlama trendi, karaciğer sağlığı açısından risk taşıyor. Uzmanlar, karaciğerin gece boyunca süren açlığın ardından enerji sağlamak için çalıştığını belirtiyor. Uzun süre aç kalmak, stres hormonlarının yükselmesine neden olarak karaciğerde ekstra yük oluşturuyor. Ayrıca, kahvaltının atlanması, karaciğerin kan şekerini dengelemek için depolanmış glikojeni aşırı kullanmasına yol açıyor.

Uzman önerisi: Sabah aç değilseniz, haşlanmış yumurta, badem ya da chia tohumu gibi karaciğer dostu hafif besinlerle güne başlamak faydalı.

Okumaya Devam Et

Sağlık

Çinli Bilim İnsanlarından “Diyabetin Tedavisi Bulundu” İddiasına Gerçekçi Bakış: Umut Veren Bir Başarı mı, Yaygın Bir Çözüm mü?

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
Çinli araştırmacıların kök hücre tabanlı diyabet çalışması, tekil vakalarda çığır açarken henüz “genel tedavi” statüsünde değil. Son gelişmeler, vaka ayrıntıları ve uzman değerlendirmeleriyle gerçekler ve beklentiler.

1. İddianın Özeti

Son dönemde sosyal medyada ve bazı haber sitelerinde “Çin, diyabetin tedavisini buldu” başlıklı paylaşımlar gördük. Gerçekte ise bu iddia, iki ayrı kök hücre transplantasyon vakası üzerinden genelleştiriliyor ve “tüm diyabetliler için kesin çözüm” ifadesine ulaşıyor. Oysa yayınlanan çalışmalar, tekil hastalar üzerine odaklı deneysel aşamada ve henüz geniş hasta grupları üzerinde onaylanmış bir protokol değil.

2. Öne Çıkan Klinik Vaka: Tip 1 Diyabet ve Kök Hücre Nakli

  • Hasta Profili: 25 yaşında, Tip 1 diyabetli bir kadın.

  • Yöntem: Hastanın yağ dokusundan elde edilen hücreler, pluripotent kök hücrelere indirgenip yeniden programlandı; ardından pankreasa nakledildi.

  • Sonuç: Transplantasyondan yaklaşık 2,5–3 ay sonra hastanın kendi insülin üretimi başladı ve insüline bağımlılığı azaldı. 1 yılın sonunda hasta hiçbir diyabet ilacı kullanmadı.

3. Tip 2 Diyabette İlk Başarı: 59 Yaşındaki Erkek Vaka

  • Hasta Profili: 59 yaşında, 25 yıldır Tip 2 diyabetli bir erkek.

  • Yöntem: Kişinin kan hücrelerinden türetilen kök hücreler, insülin üreten adacık hücrelerine dönüştürüldü ve nakil yapıldı.

  • Sonuç: 11 hafta içinde insülin iğnesi ihtiyacı sonlandı; yayın sonrası 1 yıl boyunca ilaçsız devam etti.

4. Araştırmanın Bilimsel Dayanağı ve Yayınlar

Bu çalışmaların detayları, prestijli dergi Cell Discovery ve Nature’da yayımlandı. Elde edilen veriler heyecan verici olmakla birlikte, her iki vaka da kontrollü klinik çalışmaların ilk adımlarını temsil ediyor; geniş ölçekli, uzun dönem takipli faz 2–3 deneyleri henüz tamamlanmadı.

5. Uzman Görüşleri ve Gelecek Perspektifi

  • Uzman Yorumu: Türkiye’den Prof. Dr. Temel Yılmaz, “İnsülinin keşfi kadar önemli” dedi ancak “Genel popülasyona uygulanmadan önce güvenlik ve etkililik çalışmaları arttırılmalı” uyarısında bulundu.

  • Gelecek Adımlar: Araştırmacılar, önümüzdeki 2–3 yıl içinde farklı yaş grupları ve diyabet tipleri üzerinde geniş katılımlı faz 2 çalışmalar planlıyor.

6. Sonuç ve Değerlendirme

Çin’de gerçekleştirilen kök hücre çalışmaları, diyabet tedavisinde devrim potansiyeli taşıyor; ancak henüz “hastalığın kesin tedavisi bulundu” demek için yeterli veri yok. Yaygın kli­nik uygulama için faz 3 klinik deneyler, uluslararası onay süreçleri ve uzun dönem takipler gerekiyor. Mevcut bulgular, araştırma alanını hızlandıracak önemli kilometre taşları niteliğinde.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar