Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Magazin

Oruç tutmak vücudumuza neler yapıyor? İngiliz diyetisyen Ramazan’da sağlıklı kalmanın 4 yolunu paylaştı

Yayımlandı

üzerinde

Oruç tutmak vücudumuza neler yapıyor? İngiliz diyetisyen Ramazan'da sağlıklı kalmanın 4 yolunu paylaştı

İngiliz diyetisyen Emer Delaney, oruç tutmanın vücut üzerinde büyük bir öz denetim oluşturduğunu ve bu tür bir öz denetimin, sağlığa çeşitli faydaları olduğunu ifade etti. Oruç tutmanın kan şekeri seviyeleri ve bağırsaklar üzerinde de iyileştirici etkileri olduğunu belirten uzman isim, teorilerini daha önce yapılan bazı bilimsel araştırmalarla da destekledi.

Delaney’e göre orucun etkisini anlamanın en iyi yolu, vücudu bir hibrit araba gibi düşünmektir. Oruç tutmadığımız zamanlarda büyük öğünler, atıştırmalıklar ya da içecekler tükettiğimizde, vücut karbonhidratlardan elde edilen glikozu kullanır ancak oruç tuttuğumuzda, vücudun ‘benzin deposu’ olan karaciğer ve kaslardaki yakıt tükenmeye başlar.
Sekiz ila on iki saat sonra, vücut ‘elektrik moduna’ geçer ve depolanmış yağları kullanmaya başlar.
Yağ yakma geçişi sağlayan bu metabolik değişim, birkaç önemli süreçle yönlendirilir. Kan şekeri düşer, insülin üretimi azalır (bu hormon, vücuda yağ depolamasını söyleyen bir hormondur) ve karaciğer keton üretmeye başlar. Ketonlar, yağın parçalanmasından elde edilen, beyin ve kaslar için son derece verimli bir yakıt kaynağıdır. Vücut, adeta yağ yakan bir makineye dönüşür ancak bu geçiş her zaman kolay olmayabilir. Orucun ilk birkaç günü aşırı yorgunluk ve açlık hissi yaşanabilir. Bu durum, kan şekerinin düşüşü ve vücudun birincil yakıt kaynağı olarak yağa adapte olması ile ilgilidir. Ayrıca, susuzluktan kaynaklanan baş ağrıları da görülebilir.
Oruca başlandığında bazı geceler derin uyku alınabilirken, diğer geceler uyumakta zorluk çekilebilir. Bu durum, orucun melatonin ve kortizol gibi uyku-uyanıklık döngüsünü düzenleyen hormonlar üzerinde yarattığı değişimlerle ilgilidir.
Ramazan’da sizi tok ve enerjik tutacak yiyecekleri tercih etmek önemlidir. Sahurda, fındık ve meyvelerle hazırlanan yulaf tercih edilebilir. Oruç başlamadan hemen önce şekerli yiyeceklerden kaçınmak gerekir çünkü bu tür besinler, kan şekerinde ani dalgalanmalara ve açlık hissine yol açabilir.
Akşam yemeğinde tüketilen işlenmiş karbonhidratlar, sindirim sorunlarına zemin hazırlayabilir.
Su alımını doğru yönetmek de önemlidir. Gün boyunca oruç tutmadığınız zamanlarda içtiğiniz su miktarını, oruç süresince de almanız gerekir. Kahve ve çaydan kaçınmakta da fayda vardır çünkü bu tür içecekler, diüretik etki yaparak sıvı kaybına yol açabilir.
Bilim insanları, yaklaşık 5 gün sonra vücudun oruca uyum sağlayabileceğini ifade ediyor.
2019 yılında Avustralya’da yapılan bir araştırma, Ramazan ayında oruç tutan kişilerin önemli miktarda kilo ve vücut yağı kaybettiklerini buldu. Başlangıç vücut kitle indeksi (VKİ) ne kadar yüksekse, kaybedilen kilonun da o kadar fazla çıktığı gözlemlendi.
2023’te Avrupa Klinik Araştırmalar Dergisi’nde yayımlanan bir araştırma, orucun bağırsaklar üzerinde de olumlu etkileri olduğunu ortaya koydu. Çalışmada orucun şişkinlik, ağrı ve mide ekşimesini azalttığı tespit edildi.
2021 yılında American Heart Association Dergisi’nde yayımlanan bir araştırmada ise oruç tutmanın kan basıncını düşürdüğü görüldü.
Oruç, inflamasyonu (iltihaplanmayı) da azaltabilir. 2018’de Journal Of Nutrition And Intermediary Metabolism dergisinde yayımlanan bir analizde, Ramazan öncesi ve sonrası sağlıklı yetişkinlerde vücuttaki iltihabı düzenleyen proteinler olan sitokin seviyeleri incelendi. Araştırma, katılımcıların sitokin seviyelerinde önemli bir azalma olduğunu gösterdi.
Ancak oruç tutmanın genel sağlık üzerinde bazı olumsuz etkileri de bulunabilir. Uzun saatler susuz kalmak, safra kesesi taşı riskini artırırken; bireyler Ramazan sonrası eski yaşam alışkanlıklarına dönerek yeniden kilo alabilirler.
Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Magazin

Sahipsizler’de Azize-Devran çifti Yavuz’un peşinde

Yayımlandı

üzerinde

Sahipsizler yeni bölümde neler olacak?

Sahipsizler dizisi yarın akşam 37’nci bölümüyle izleyici karşısına çıkacak. Yeni bölümde; Devran ve Azize, Samet’i kaçıran Yavuz’u peşine düşecek.

Başrollerini Hazal Subaşı ve Burak Berkay Akgül’ün paylaştığı Sahipsizler, çarşamba akşamlarına damga vurmaya devam ediyor.
5 Kasım Çarşamba akşamı 37’nci bölümüyle ekranlara gelecek Sahipsizler’in konusu şöyle;
Sahte Hazar’ın ölümünün ardından ortalık karışır.
Devran, Aras’ın oyununa gelip İlyas ve Çavuş’un aşiretin liderliğine göz diktiklerini düşünür ve harekete geçer.
Ancak bu kez hedef yalnız o değildir: Yavuz, intikam planını devreye sokar ve Samet’i kaçırır.
Öte yandan Firuze, Bahar’ın hastalığının ilerlediğini ve karaciğer nakli gerektiğini öğrenir; Yusuf’tan yeniden Bahar’ın yanında olmasını ister.
Devran ve Azize, Yavuz’un izini bulmak için seferber olurken, Aras ve Bade, Devran’ı köşeye sıkıştıracak Azize ile ilgili bir bilgiyi ele geçirir.
Senaryosunu Selin Arapkirli, Ramazan Demirli, Özgür Ağaoğlu ve Elif Hamamcı’dan oluşan senaryo grubunun kaleme aldığı Sahipsizler’in yönetmen koltuğunda Cem Karcı oturuyor.
Okumaya Devam Et

Magazin

Almak için herkes sıraya girdi: Bu kahvenin fincanı 42 bin lira

Yayımlandı

üzerinde

Bu kahvenin fincanı 42 bin lira

Lüks tüketimin yaygın olduğu Dubai’de özel bir kahve bin dolardan (yaklaşık 42 bin lira) satışa çıktı.

Dubai’de Serkan Sağsöz isimli kişi, dünyanın en pahalı kahvesini satıyor.
Sağsöz’ün ortağı olduğu Julith isimli kahve dükkanında bir fincan kahve içmek için bin dolar (42 bin lira) ödemek gerek.
Julith kahve dükkanı, fincanı 42 bin lira olan kahveyi Panama’daki açık artırmadan satın aldı. Sağsöz, 20 kilogramına 600 bin dolar (25 milyon 250 bin lira) ödedi.
Bunun şimdiye kadar bir kahveye ödenen en yüksek fiyat olduğu belirtilirken Julith, rekor fiyata aldığı kahveden Dubai’de 400 fincan satmayı hedefliyor.
Panama’da Baru volkanı yakınlarında yetiştirilen çekirdeklerden yapılan kahvenin özel bir tadı olduğu ifade ediliyor.
Fincanda, yasemin gibi çoğunlukla beyaz çiçekler ve portakal, mandalina, bergamot gibi narenciye aromaları ile kayısı ve şeftali gibi çekirdekli meyvelerin hafif kokuların hissedileceği aktarıldı.
Asyalı alıcılar ve kahve çekirdeği koleksiyonerleri de bu özel kahveden almak için sıraya girdi.
Ancak Julith, bu kahveyi paylaşmayı planlamıyor. Sadece Dubai emirlik ailesi için bir miktar kahve ayrıldı.
Okumaya Devam Et

Magazin

Blake Lively’ye açılan 400 milyon dolarlık dava düştü

Yayımlandı

üzerinde

Blake Lively'ye açılan dava düşürüldü

ABD’li oyuncu ve yönetmen Justin Baldoni’nin eski rol arkadaşı Blake Lively’ye “itibarını zedelediği” gerekçesiyle açtığı 400 milyon dolarlık karşı dava, mahkeme tarafından kapatıldı.

ABD basınında yer alan haberlere göre New York Federal Yargıcı Lewis Liman, Baldoni’nin açtığı davaya ilişkin kararını açıkladı.

Liman, Baldoni ve yapım şirketi Wayfarer Stüdyosu’nun 400 milyon dolarlık dava iddialarını yenilemek için verilen sürede herhangi bir başvuruda bulunmadığını belirterek, davayı tamamen düşürdü.

Lively’nin eski rol arkadaşı Baldoni’ye açtığı dava ise devam ediyor. Mahkeme, 17 Ekim’de taraflara davanın nihai olarak kapatılabileceğine dair bildirimde bulunmuş, yalnızca Lively tarafı yanıt vererek kararın kesinleştirilmesini istemişti. Yargıç Liman, 9 Haziran’da Baldoni’nin, Lively’ye karşı açtığı “karalama kampanyası” davasını, suçlamaları yetersiz bularak reddetmişti. SETTE İDDİALAR HAVADA UÇUŞTU Aralık 2024’te açtığı davada Lively, Baldoni’nin yanı sıra basın danışmanı ve sahibi olduğu Wayfarer Stüdyosu’ndan şikayetçi olmuş ve oyuncuyu “taciz”le suçlamıştı. Lively, şikayetinde, Baldoni’nin setteyken “izinsiz olarak” karavanına girdiğini ve film çekimleri sırasında “doğaçlama” fiziksel temasta bulunduğunu iddia etmişti. Filmin yönetmeni ve başrolü Baldoni’nin yanı sıra diğer yapımcılarla toplantı yapıldığını belirten Lively, bu görüşmeye kendisi gibi oyuncu eşi Reynolds’un da katıldığını ve set koşullarını iyileştirmeye yönelik plan yapıldığını ifade etmişti.

Lively, çekimlerinin tamamlanmasının ardından da Baldoni ve ekibinin, iç mesajlaşmaların görüntülerini paylaşarak kendisi hakkında “karalama kampanyası” başlattığını iddia etmişti.

Justin Baldoni ise söz konusu iddiaları reddederek Lively ve eşine karşı dava açmıştı.

Baldoni’nin avukatı Bryan Freedman de setteki tüm görüntülerin yanı sıra özel mesajları ve e-postaları yayımlayacağını duyurmuştu.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar