Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Ormandan çığlık sesi geldi, ekipler harekete geçti

Yayımlandı

üzerinde

‘da ormanlık alanda duyulan çığlık sesleri üzerine vatandaşlar 112 ihbar hattını aradı.

İhbar üzerine ekipleri alarma geçti.

EKİPLER, 6 GENÇ İLE KARŞILAŞTI

Kısa sürede olay yerine gelen ekipler, ormanlık alanda devam eden çığlık seslerinin geldiği yöne doğru hareket etti.

Ekipler, ormanlık alanda dördü kız toplam 6 genç ile karşılaştı.

TARTIŞMA İDDİASI

Ekipler, çığlık sesinin sebebini sorduğunda ise gençler, aralarında küçük çaplı tartışmaların yaşandığını öne sürdü.

Olumsuz bir durum bulunmaması üzerine gençleri, Çocuk Şube ekiplerine teslim edildi.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

MKE’de casusluk: Hangi bilgileri kim nasıl çaldı?

Yayımlandı

üzerinde

MKEK eski Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Sayhan, suç örgütü üyeliği ve casusluk suçlamasıyla tutuklandı. Sayhan’la ilişki içinde  Assan Group’un Yönetim Kurulu Başkanı Emin Öner gözaltına alındı, şirketlere kayyum atandı.

Sayhan ve sorgulanan diğer şüphelilerin girişimi, devletin kritik birimlerine yönelik teknoloji casusluğu konusunda önemli bilgiler taşıyor.

Sanıklar, teknik bilgilerin yanısıra, kritik tesislerde çalışan deneyimli çalışanları da transfer etmek için önemli çaba göstermiş.

Savcılık soruşturması, Sayhan ve şu an kayyum yönetimine geçen ASSAN işimli şirketin yöneticilerinin, gizli bilgileri cep telefonunda bulundurup birbirlerine gönderecek kadar pervasız davrandığını da ortaya çıkardı.

MKE CASUSLUK SORUŞTURMASI NASIL BAŞLADI?

MKEK eski Yönetim Kurulu Başkanı Sayhan, hafta içinde tutuklanmasına karşın, soruşturmanın geçmişi daha eskiye dayanıyor.  MKEK, soruşturmanın kamuoyunu ,yansımasından önce, daha önce yaptığı açıklamada, ASSAN ve İsmet Sayhan’ın adının geçtiği “TSK’nın top mermisi tedarikine ilişkin planlar ve gizli fiyat bilgilerinin sızdırılması” olayıyla ilgili hukuki sürecin başlatıldığını duyurdu.

Bu açıklamanın ardından, soruşturmadan sızan bilgiler, Sayhan’ın da suç örgütü kapsamında çalışmalar yürüttüğünü gösterdi. Sayhan’la bağlantılı suç örgütüne yönelik İstanbul merkezli, Ankara, Antalya, Muğla, Samsun’da düzenlenen operasyonlar kapsamında 17 şüpheli gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen aralarında Selahattin Yılmaz’ın da olduğu 10 şüpheli çıkarıldıkları hakimlikçe tutuklanırken, 6’sı adli kontrol tedbiri uygulanmak üzere 7’si serbest bırakıldı.

Sayhan dosyası, İBB soruşturmalarında önemli bilgiler veren Aziz İhsan Aktaş’ın tehdit edildiğini ilişkin haberlerle aynı anda anda yeniden gündeme geldi ve ifadesinden Aktaş’ın tehti edilmesiyle ilgili sorgulandığı da anlaşıldı.

İSMET SAYHAN VEYA CEM SEFA NE ANLATTI?

MKEK eski Yönetim Kurulu Başkanlığı da yapan Sayhan’ın asıl mesleği avukatlık. Sayhan’ın 26 Ağustos’ta alınan ifadesinden, “Cem Sefa” takma ismini de kullandığı ve bu isimle kitaplar yazdığı anlaşıldı. Savcılar tarafından sorgulanan Sayhan, gelirinin aylık 500 ile 600 bin lira arasında olduğunu anlattı ve kendisini, “Avukat ve öğretim görevlisi” olarak tanıttı.

İsmet Sayhan, “Selahattin Yılmaz suç örgütü” olarak adlandırılan yapıyla da bağlantılı olarak nitelendiriliyor ve bu durum kendisine ayrıntılı olarak soruldu.

Sayhan, Selahattin Yılmaz ile olan tanışıklığını ifadesinde şöyle anlattı:

“Selahattin Yılmaz isimli şahsı 2019 yılından itibaren tanırım. Kendisinin Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesinde dosyasında avukatlığını yapmıştım. Yaklaşık 1 yıl önce dosyası sonuçlanınca avukatlığını bıraktım. Bu vesile ile kendisini tanırım… Selahattin Yılmaz beni arayarak eski J.Komutanı A.Ç. Paşa ile beraber yemek yiyeceklerini söyledi, o dönem işlerim yoğun olmasına rağmen A. Ç. Paşa’ya ayıp olmaması adına yemeğe katıldım. Üçümüz beraber yemek yedik. Son görüşmelerimiz bu şekilde diye hatırlıyorum. Selahattin Yılmaz ile aramda herhangi bir ticari ilişki, alacak verecek söz konusu değildir…. Aramızda düzeyli ve ölçülü bir ilişki vardır.” dedi.

Sayhan, Yılmaz ilişkisini bu şekilde tarif ederken, savcılar bir başka belge ile ilişkiye yönelik ayrıntı sordu. Bu durum, Sayhan’ın Yılmaz ile “mesafeli” ilişkisi olmadığı gösterdi. Selahattin Yılmaz’ın telefon incelemesinde İsmet Sayhan ile yapılan görüşmelerinde tutanak altına alınan ifadeler ve ikisi arasındaki paylaşımlar toplamda 17 görsel olarak ifadeye geçti. Bu fotoğraflar Sayhan’a gösterildi. Sayhan,  Selahattin Yılmaz ile birlikte 2 kişinin fotoğrafını çekip kendisine gönderdiği mesaja ilişkin fotoğraftakileri hatırlayamadı.

AZİZ İHSAN AKTAŞ’IN TEHDİDİ

Savcılık ifadesi, Sayhan’ın İBB soruşturmalarında adı öne çıkan ve bu soruşturmanın genişlemesine yönelik önemli bilgiler veren bir isimi daha tanıdığını gösteriyor. İfadeden anlaşıldığı kadarıyla, Sayhan, Aziz İhsan Aktaş’ı tanıyor ve iddiaya göre “tehdit” etmiş. Bu durum ifadesinde kendisine soruldu ve şu yanıt alındı:

“Bu tarz birisinin tehdit edilmesi ya da zarar verilmesi konuları benim yaşam alanıma terstir. Oldu ki tesadüfi olarak böyle bir şey duysam dahi ciddiyetini anladığım takdirde yetkili merciilere şifai olarakta olsa bilgi veririm. Aynı şekilde ilerleyen zamanlarda böyle bir şeyi duysam yine bilgi veririm. Bahse konu Aziz İhsan Aktaş isimli müşteki şahsın ifadesinde belirttiği hususların benimle alakası yoktur. Selahattin Yılmaz isimli şahısla böyle bir olayla alakalı da görüşmedim, herhangi bir sohbetimiz olmamıştır.”

KRİTİK PERSONELLERİN TRANSFERİYLE İLGİLENMİŞ

İfadesi, Sayhan’a ilişkin savcıların hangi bilgilere sahip olduğu ve bağlantıları konusunda nelerin açığa çıkarıldığına ilişkin önemli ipuçları da taşıyor. Sayhan’a ifadesi sırasında MKEK görevi sırasında kimlerle ihale bilgileri paylaştığı, MKEK kurumunun kritik elemanlarının başka şirketlere transfer olmasıyla ilgisi de soruldu. 

Sayhan’a yöneltilen sorular arasında, “Savunma Sanayi alanında açılacak bazı ihalelerden önceden haberdar olarak bazı gizli bilgilerle ihalede üstünlük sağlanmasına” aracılık edip etmediği, “AR-GE çalışmalarını yapan firmaların ekiplerinin yüksek ücretlerle transfer edilip bilgi transferi sağlayıp sağlamadığı” da yer aldı. Saylan, bu sorulara genel yanıtlar vermekle yetindi. 

Sayhan’ın tutuklanmasının ardından önemli bir gelişme yaşandı ve ASSAN isimli şirkete kayyum atandı, yöneticileri gözaltına alındı. Sayhan, bu şirkete “profesyonel destek” verdiğini ifadesinde anlatmıştı. Sayhan’ın verdiği bilgi göre kendisinden, “Şirketinin etkin ve iyi bir yapılanmaya ihtiyacı olması, şirketin yeniden yapılanması için şirketler hukuku profesörü olması sebebiyle profesyonel destek istendi.”

Sayhan, şirketin bu önerisini kabul ettiğini belirtti. Bu ifade, Sayhan’ın MKEK yöneticiliği döneminde bazı kritik personelin kurumdan ayrılması nedeniyle sorgulandığını da açıklığa kavuşturuyor. Çünkü, Sayhan, MKEK Yönetim Kurulu Başkanı olduğu dönemde Assan Group Makine Savunma Sanayi Şirketi’nin Yönetim Kurulu Başkanı Emir Öner ile tanıştığını ve iki kere de MKEK binasında görüştüğünü ifadesinde de dile getirdi. Sayhan, MKEK’deki 3 ay görev yaptığını ve kuruma fazla hakim olmadığını ifadesinde sık sık yinelerden, bir şirketin yöneticisi ile kendi ifadesine göre bu kısa dönem içerisinde neden iki kez görüştüğünü izah edemedi. İfadenin devamında, ilişkinin sadece görüşmeyle sınırlı olmadığı da anlaşıldı.  

GİZLİ BİLGİLER TELEFONDAN ÇIKTI 

Sayhan, kayyum atanan Assan Group’un Yönetim Kurulu Başkanı Emin Öner ile iki kez görüştüğünü ileri sürerken, savcıların bir başka sorusu, ilişkilerinin farklı boyutta olduğunu da gösterdi. İddiaya göre, Sayhan, Öner’e bazı gizli bilgileri telefondan iletti. Bu iletilen gizli bilgiler savcılar tarafından tespit edilmiş durumda ve Sayhan, bu durumu şöyle izah etmeye çalıştı:

“Görüntülerle ilgili olarak ise böyle bir paylaşımı hatırlamıyorum. Ancak o görüntüde dahi benim gönderdiğim herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Aksine Emin Öner tarafından bana gönderilen bir mesajın alıntı yapılarak benim cevaplamamdır. Dolayısıyla benim gönderdiğim söylenen dosya aslında benim değil Emin Öner’in bana gönderdiği bir dosya gibi gözükmektedir ki bu durumdan da emin değilim. Bunu da hatırlamıyorum. Sadece basında çıkan görüntülerden anlaşılan budur.” 

Okumaya Devam Et

Gündem

MHRS’de yeni dönem: Üniversite hastaneleri de entegre ediliyor

Yayımlandı

üzerinde

Yayın Tarihi: 28 Ağustos 2025, 13:35 (Europe/Istanbul) · Okuma süresi: 3 dk · Kaynaklar: Sağlık Bakanlığı açıklamaları ve ana basın yayınları.

Özet (lead)

Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS), pilot etapta üniversite hastanelerini de kapsayacak şekilde genişletiliyor. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nun açıklamasına göre uygulama, 1 Eylül 2025 itibarıyla pilot olarak Yozgat Bozok Üniversitesi ve Pamukkale Üniversitesi hastanelerinde başlayacak; sisteme aile hekimleri aracılığıyla entegrasyon sağlanacak.


Haber metni (SEO uyumlu, FatihDoganMedya için hazır)

MHRS’YE ÜNİVERSİTE HASTANELERİ ENTEGRASYONU: NE DEĞİŞİYOR?

Türkiye genelinde vatandaşların devlet/özel hastane randevusu aldığı MHRS, artık üniversite hastanelerinde de randevu almayı mümkün kılacak. Bakan Memişoğlu’nun duyurusuna göre pilot uygulama 1 Eylül 2025’te başlayacak; ilk etapta iki üniversite hastanesinde denenecek ve süreç başarılı olursa kademeli yaygınlaştırma planlanıyor. Bu adım, üçüncü basamak (uzmanlık ve araştırma) hizmetlerine erişimi kolaylaştırmayı amaçlıyor.

UYGULAMANIN DETAYLARI VE NASIL İŞLEYECEĞİ

  • Pilot merkezler: Yozgat Bozok Üniversitesi ve Pamukkale Üniversitesi hastaneleri

  • Başlangıç: 1 Eylül 2025 (pilot).

  • Entegrasyon yöntemi: Aile hekimleri aracılığıyla pilot entegrasyon ve MHRS üzerinden rezervasyon/telefon/internet randevu seçenekleriyle yürütülecek. Bakanlık, aile hekimleri ile üçüncü basamak arasında karşılıklı haberleşmeye dayalı yapının kurulacağını belirtti.

Vatandaşlar için pratik bilgi — MHRS üzerinden üniversite hastanesine randevu nasıl alınır?

  1. MHRS web/sms/ALO 182 telefon hattı üzerinden T.C. kimliğinizle giriş yapın

  2. Arama filtrelerine “üniversite hastanesi” ya da doğrudan kurum adını yazarak uygun birim ve hekim seçin.

  3. Seçilen tarih ve saate onay verin; iptal ve erteleme işlemleri MHRS’den yönetilecek. (Pilot dönem uygulama mantığı ve kontenjan ayarlamaları, üniversite-hastane işleyişine göre değişebilir.)

Neden önemli? Beklenen etkiler

  • Erişim kolaylığı: Üniversite hastanelerine erişim süresi kısalabilir; hastalar tek platformdan işlem yapabilecek

  • Sistemsel verim: Aile hekimleri–hastane entegrasyonu ile yönlendirme daha koordineli hale gelecek; randevu yönetimindeki çift kayıt/karmaşa azalabilir.

  • Kademeli yaygınlaşma: Pilot başarıya göre daha fazla üniversite hastanesinin sisteme eklenmesi bekleniyor; uygulamanın detayları ve takvimi bakanlık tarafından takip edilecek.

Okumaya Devam Et

Gündem

Çelik Kubbe dünya basınında: “Dosta güven, düşmana korku verecek”

Yayımlandı

üzerinde

Tarih: 27 Ağustos 2025 — Saat: 20:10 (İstanbul)
Okuma süresi: ~4 dakika
Kaynak & derleme: FATİHDOGANMEDYA editörlüğü

Giriş / Özet

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ASELSAN Gölbaşı Yerleşkesi’ndeki törende ilk teslimatını ilan ettiği Çelik Kubbe (Gök Kubbe) hava savunma sistemi, yurt içi kadar uluslararası medyanın da gündemine oturdu. Erdoğan’ın “dosta güven, düşmana korku verecek” sözleri dünya basınında öne çıkarılırken, sistemin 47 araçtan oluşan ilk paketi ve yatırımların büyüklüğü dikkat çekti.


Törende ne duyuruldu?

Cumhurbaşkanı Erdoğan törende, ilk etapta 460 milyon dolar değerinde, toplam 47 araçtan oluşan Gök Kubbe (Çelik Kubbe) sistemlerinin envantere alındığını açıkladı ve sistemin “dosta güven, düşmana korku verecek” bir caydırıcılık sağlayacağını vurguladı. Törene ilişkin canlı yayın ve resmi açıklamalar yerel ve uluslararası ajanslar tarafından geniş şekilde servis edildi.


Dünya basınının yansımaları

Çelik Kubbe’nin teslimat töreni, bölgesel ve küresel yayın organlarında “Türkiye’nin çok katmanlı hava savunma yeteneğini sergilemesi” bağlamında ele alındı. Birleşik Arap Emirlikleri merkezli bazı yayın organları ve Avrupa basını, Erdoğan’ın vurguladığı “güven–caydırıcılık” temasını manşetlere taşıdı; Bloomberg ve diğer ekonomi-medya kurumları ise Oğulbey Teknoloji Üssü yatırımına ve projenin savunma-sanayi boyutuna odaklanan analizler yayınladı.


Sistem hakkında (doğru, teyit edilen detaylar)

  • Çelik Kubbe tanımlanan şekilde çok katmanlı bir hava savunma mimarisi hedefiyle geliştiriliyor; komuta-kontrol altyapısı, hassas radarlar ve önleme füzelerinden oluşan entegrasyonlar öne çıkıyor. Geliştirme sürecinde yapay zeka destekli hedef tespit ve karar-destek unsurlarının entegrasyonuna dair bilgiler uluslararası kaynaklarda yer aldı.

  • Projenin ulusal savunma sanayii hedefleriyle uyumlu olarak, Türkiye’nin çok katmanlı hava savunma kapasitesini artırma stratejisinin bir parçası olduğu daha önce Reuters gibi uluslararası ajanslarca aktarılmıştı.

Not: Sisteme ilişkin teknik menzil, doğruluk ya da füze türleri gibi ayrıntılar resmi teknik dokümanlarda açıkça listelenmediği sürece spekülasyondan kaçınılmalıdır; burada yalnızca teyit edilebilen, güvenilir kaynakların verdiği bilgiler kullanılmıştır.


Bölgesel ve stratejik önem

Analistler, Çelik Kubbe’nin devreye girmesinin Türkiye’nin bölgesel caydırıcılığını güçlendireceğini, hava sahası güvenliğine katkı sağlayacağını ve savunma sanayiinde bağımsızlık hedeflerine hizmet edeceğini belirtiyor. Sistem aynı zamanda Türkiye’nin NATO ve bölgesel savunma iş birliklerindeki pozisyonunu etkileyebilecek bir kapasite artırımı olarak değerlendiriliyor.


Uluslararası tepkiler ve izlenimler

Uluslararası yayınlar törende verilen mesajları hem teknik hem diplomatik bir sinyal olarak yorumladı; bazı yayınlar sistemin tanıtımını “bölgesel bir güç gösterisi” şeklinde değerlendirdi. Haber ajansları ayrıca, Çelik Kubbe’ye ilişkin yatırımların ve üretim kapasitesinin Türkiye’nin savunma sanayiindeki yükselişini gösterdiğini yazdı.


Sonuç — Ne değişecek?

Çelik Kubbe’nin envantere girmesiyle Türkiye’nin hava savunma yeteneklerinde somut bir adım atıldığı uzmanlarca kabul ediliyor. Kısa/orta vadede sistemin operasyonel entegrasyonu, eğitim ve lojistik desteğin etkinliği önemli başarı göstergeleri olacak. Uluslararası takip ise sistemin hem bölgesel güç dengeleri hem de savunma-iş birliği perspektifinden izlenmeye devam edecek.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar