Gündem

Okyanusun altındaki gizem: 81 yıllık sır çözülüyor — Bilim insanları eDNA ile gerçeğe çok yakın sonuçlara ulaştı

Yayımlandı

üzerinde

Okyanusun altındaki gizem: 81 yıllık sır çözülüyor — Bilim insanları eDNA ile gerçeğe çok yakın sonuçlara ulaştı

FATİHDOGANMEDYA | 23 Kasım 2025 — 14:30 (Europe/Istanbul) • Okuma süresi: 4 dk

Özet: İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma bir uçak enkazı ve kayıp mürettebatla ilgili soru işaretleri, çevresel DNA (eDNA) analizleri sayesinde yeni bir doğrultu kazandı. Uzmanlar, okyanus tabanından ve çevre sularından alınan genetik izlerin, kazazedelerin varlığına işaret edebileceğini söylüyor — ve bu yöntem DPAA, üniversiteler ile WHOI gibi kuruluşların ilgisini çekti.

DCIM100GOPROGOPR0093.JPG


Giriş — 81 yıllık soru

Pasifik’te, Saipan limanı bölgelerinde 1944’ten beri mercanların arasında gizlenen bir uçak enkazıyla ilgili soru işaretleri vardı. Enkazın etrafındaki deniz dibi ve su sütununda yıllardır kaybolmuş mürettebatın izleri aranıyor. Bu soru, son aylarda eDNA adı verilen yeni bir teknik sayesinde yeniden alevlendi.

eDNA nedir, neden bu kadar önemli?

eDNA (environmental DNA — çevresel DNA), canlı organizmaların çevreye bıraktığı kısa DNA parçacıklarının su, toprak veya tortularda saptanması esasına dayanır. Deniz ortamında, organizmaların hücreleri zamanla ayrışsa da geride kalan parçacıklar, özel laboratuvar teknikleriyle tespit edilip tür veya — daha dikkatli ve kontrollü çalışmalarda — insan kökenli DNA izlerine ulaşmaya yardımcı olabiliyor. Bu yöntem, sahada kazı yapmadan önce “nerede aranacağı” konusunda ön bilgi sağlamak açısından devrimsel sayılıyor

Saipan vakası — ne yapıldı, neler bulundu?

Araştırmacılar birkaç farklı bölgeden (sığ lagün tortuları ve daha derin su kolonları) hem su hem de sediman örnekleri topladı. Analizler, belirli lokasyonlarda beklenmedik DNA sinyalleri gösterdi — bazı örneklerde deniz canlılarıyla karışık olsa da, araştırmacılar insan kökenli olma ihtimali olan fragmanlar üzerinde yoğunlaşıyor. Bu sonuçlar, doğrudan “kesin kimlik” anlamına gelmiyor; fakat hangi enkazların öncelikli olarak kazıya açılacağı veya hangi noktalara dalış planlanacağı konusunda güçlü bir yol gösteriyor.

“eDNA bize ‘orada bir şey vardı’ işaretini veriyor; bunu somut hale getirmek için geleneksel arkeoloji ve DPAA’nın adli DNA yöntemleriyle birleştirmek şart.” — saha uzmanı (araştırmacı beyanı, yayımlanan röportajların derlemesi).

DPAA ve bilim dünyasının iş birliği

ABD Savunma Bakanlığı’na bağlı DPAA (Defense POW/MIA Accounting Agency), eski dönem kayıplarının bulunması ve tanımlanması konusunda uzun yıllardır çalışıyor. Kurum, son dönemde gelişen DNA yakalama ve analiz teknolojileriyle birlikte eDNA çalışmalarını da takip ediyor; bazı vakalarda bu teknolojiler kimliklendirme sürecini desteklediği için umut verici bulundu. WHOI, üniversiteler ve DPAA arasındaki pilot çalışmalarda eDNA yöntemleri sahada deneniyor

Bilimsel ve etik sınırlar — neye dikkat ediliyor?

Uzmanlar dikkatli: eDNA sinyallerinin kaynağını kesinleştirmek, örnek kirliliği ve çapraz-bulaşma risklerini yönetmek; ayrıca insan kökenli DNA tespit edilirse bunun etik, hukuki ve aile bilgilendirme süreçlerini dikkatle yürütmek gerekiyor. Tekniğin güçlü yanı, müdahale öncesi yön gösterici olması; zayıf yanı ise tek başına kesin sonuç üretmemesi. Bu nedenle, eDNA verileri geleneksel dalgıç arkeolojisi, tarihî kayıtlar ve adli analizlerle birlikte değerlendiriliyor.

Ne değişecek? Önümüzdeki adımlar

  • Hedefli kazılar: eDNA ile işaretli “yüksek öncelikli” noktalar derinlemesine incelenecek.

  • Adli doğrulama: Bulguya bağlı olarak DPAA ve adli genetik laboratuvarları kimliklendirme için harekete geçecek.

  • Uluslararası standartlar: UNESCO gibi kurumların eDNA protokolleri, denizlerde iz ve tür haritalaması çalışmalarını hızlandırıyor; bu da metodolojinin güvenilirliğini artıracak.

Aileler için ne anlama geliyor?

Bulunan her ipucu, bir ailenin yıllardır süren belirsizliğine çözüm getirme potansiyeli taşıyor. Ancak yetkililer, umut vaat eden sonuçların bile uzun bir adli doğrulama sürecinden geçeceğini; bu süreçte şeffaflık ve saygının öncelikli olduğunu vurguluyor.

Hazırlayan: FATİHDOGANMEDYA Haber Merkezi —  tamamen özgün metindir. (Kaynaklardan derleme ve doğrulama çalışmaları yapılmıştır.)

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çok Okunanlar

Exit mobile version