Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Numan Kurtulmuş’tan Terörsüz Türkiye açıklaması: “Bu süreç müzakere süreci değil”

Yayımlandı

üzerinde

Samsun’a İstiklal Madalyası Takdim Töreni, Şeref Holü’nde tören düzenlendi.

TBMM Başkanı , törende yaptığı konuşmada Terörsüz sürecine ilişkin önemli mesajlar verdi.

“AYRIŞMAYI DEĞİL, BÜTÜNLEŞMEYİ ORTAYA KOYMAK”

Bir asır evvelki tablonun neredeyse birebir benzerinin yaşandığı bir dönemden geçildiğini dile getiren Kurtulmuş, yine bölgenin ve dünyanın fevkalade büyük çatışmalara, gerilimlere ve çok büyük altüst oluşlara sahne olduğunu ifade etti.

Özellikle dünyanın en önemli olaylarının ‘nin etrafında cereyan ettiğini ve bu istikrarsızlık unsuru konuların doğrudan doğruya Türkiye’yi de etkilediğini söyleyen Kurtulmuş, şöyle konuştu:

“Bu çerçevede diyoruz ki o dönemden kazandığımız bu mirası, bugünü okumak için de önemli bir ders olarak kullanmak zorundayız. Bunun en başında; iç cephemizi tahkim etmek, içerideki farklılıklarımızı bir zenginlik olarak görmek, milli hedefler etrafında bütünleşme becerisini gösterebilmek herhalde en önemli özelliğimiz olmalıdır. Onun için diyoruz ki ileriye doğru, 19 Mayıs ruhunu anlamak için yapacağımız şey; ayrışmayı değil, bütünleşmeyi ortaya koyabilmektir.

Eğer ayrışmak istersek şu salonda bulunan herkesin her konuda ayrı fikirleri olabilir. Ama ayrı istikamete gidenlerin gücü, kuvveti, kudreti asla yerinde olmaz. Onun için ayrışma yerine ortak hedeflerde, milli hedeflerde bütünleşmeyi başarabilmemiz lazım. Korkularla hareket etmek yerine umutla hareket etmek ve umutla ellerimizi birleştirmek zorundayız. Dillerimizi sivri birer kılıç gibi değil, dillerimizi gönülleri birleştiren bir üslupla, nezaketle kullanmayı başarmalıyız.

Ayrıca böylesine önemli bir süreçten geçtiğimiz dönemde, böylesine fevkalade hassas bir dönemde, yumruklarımızı sıkı tutarak değil, ellerimizi açarak birleşmenin, bütünleşmenin ve hep beraber umutla geleceğe bakmanın inşallah yolunu bulmalıyız.”

“BU SÜREÇ ASLA MÜZAKERE SÜRECİ DEĞİLDİR”

‘nin, iç barışını, iç cephesini tahkim etmek konusundaki kararlılığını sürdüreceğini vurgulayan Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı:
“Burada şehit ailelerimizin temsilcilerinin olduğu bir ortamda, gazilerimizin olduğu bir ortamda, bu yeni süreç konusunda ola ki bazı düşünceler, bazı birtakım çekinceler olabilir.

Şunu çok açık söylemek isterim. Büyük Millet Meclisi’nde başlatılan bu süreç, asla bir müzakere süreci değildir.

Terör örgütünün kendisini feshetme kararından sonra ortaya çıkan yeni durumun değerlendirilmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında atılabilecek adımların tavsiye ve tespit edilerek; Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna, Meclis’in iradesine sunulmasıdır.

Bu çerçevede bir müzakere değil, terör örgütüyle ortak bir müzakere içerisinde değil, tam tersine Terörsüz Türkiye’nin sağlanabilmesi için terör örgütünün feshiyle birlikte başlayan sürecin yeniden değerlendirilmesidir.”

“TERÖRSÜZ TÜRKİYE, TERÖRSÜZ BİR BÖLGE DEMEKTİR”

Bölgede, terör örgütlerinin büyük bir vekalet aparatı olarak kullanıldığını kaydeden Kurtulmuş, bölgedeki neredeyse her ülkenin birliği ve dirliğinin terör örgütleri marifetiyle ortadan kaldırıldığı bir sürecin uzunca dönemdir yaşandığını belirtti.

Türkiye’nin bu oyunu bozduğunu söyleyen Kurtulmuş, “Terörsüz bir Türkiye, açıkçası, terörsüz bir bölge demektir. İnşallah bunu da hep beraber kuracağız.” dedi.

Yüz yıllık Cumhuriyet’in 50 yılının terörle, acıyla, ölümle ve mücadeleyle geçtiğine işaret eden Kurtulmuş, şöyle konuştu:

“Türkiye’nin nereden baksanız 3 trilyon dolara yakın maddi kaybı oldu. On binlerce evladımız, gencimiz, şehit oldu. Memleketi korumak için kamu görevlilerimiz görevi başında canlarını feda ettiler, şehit oldular. Bu ağır bedeli bir daha ödememek için bu memlekette birliği, asırlık kardeşliğimizi yeniden inşa ve ihya etmek mecburiyetindeyiz.

Şundan emin olunuz ki bu süreç içerisinde her bir şehidimizin anısı, her bir şehidimizin hatırası ve acısı yolumuzu aydınlatan bir ışık olacak, şehitlerimizin hatırasına sonuna kadar saygılı olunacaktır. Şimdi bundan sonra üzerimize düşen, istiklal ruhunu demokrasiyle taçlandırmaktır. Şimdi üzerimize düşen emperyalizme karşı direniş mirasımızı kalkınmayla taçlandırmaktır. Şimdi üzerimize düşen bağımsızlık idealimizi özgürlükle olgunlaştırmaktır.”

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

ürkiye’den gidiyorlar: Kapılarda kuyruklar bitmiyor — “Şimdiden gün saymaya başladık” (TÜİK verileriyle: 2024 göç tablosu)

Yayımlandı

üzerinde

açıklaması

Yaz sezonu sonrası Kapıkule’de kilometrelerce kuyruk: tatil dönüşü gurbetçiler ve TÜİK 2024 göç verileri. Neden gidiyorlar, kimler? Analiz, rakamlar ve sonuç.

Giriş (lead)
Yaz tatilinin bitimiyle birlikte sınır kapılarında uzun kuyruklar oluştu; Kapıkule ve Kapitan Andreevo’da araç kuyruklarının “ucu bucağı gözükmüyor”. Bazı gurbetçiler “Şimdiden seneyi, tekrar gelmeyi gün sayıyoruz” derken dönüş yolunda hüzün ve mecburiyet birlikte yaşanıyor — haberin yerel görgü tanıkları bu görüntüleri aktarıyor

TÜİK verileriyle çerçeve: 2024 rakamları ne söylüyor?
Resmi istatistiklere göre 2024’te yurt dışından Türkiye’ye göç edenlerin sayısı 314.588 olarak açıklanırken; aynı dönemde Türkiye’den yurt dışına göç edenlerin toplamı 424.345 olarak bildirildi. Bu 424 binlik rakamın 151.140’ı Türk vatandaşı, kalan 273.205’i ise yabancı uyruklu kişiler olarak kayda geçti. (TÜİK kaynaklı medya özetleri ve kurum duyuruları).

Seyahat görüntüleri ile yerel tanık sözleri
Sınır kapılarındaki uzun araç kuyrukları sadece trafik verisi değil; tatilin son dakikalarında ayrılık duygusunu da gösteriyor. Haber kayıtlarında Almanya’ya dönen ailelerin “gönlümüz burada ama işimiz orada” sözleri ve çocukların “kalmak istiyorum” duyguları öne çıkıyor — bu, geçici/uzun dönem göçü birbirine karıştıran, kişisel etkileri gözler önüne seren sahneler oluşturuyor.

Kim gidiyor, neden gidiyor? — Demografik ve motivasyon analizi
TÜİK verileri göç edenlerin yaş dağılımında genç yetişkinlerin (20–29 yaş aralığı) ağırlıkta olduğunu gösteriyor; ekonomik fırsat arayışı, eğitim imkânları, yaşam standardı ve iş güvencesi eksikliği gibi sebepler beyin göçü / nitelikli göçü tetikliyor. Uzun vadede genç ve eğitimli nüfusun yurtdışına yönelmesi “beyin göçü” tartışmasını tekrar gündeme getiriyor.

Nereye gidiyorlar? Popüler rotalar
Araştırma ve trend verileri, taşınma amaçlı en çok aranan/tercih edilen ülkeler arasında Kanada, Almanya, Hollanda, İskandinav ülkeleri ve Japonya gibi hedeflerin öne çıktığını gösteriyor; (taşınma aramalarında Kanada ilk sıralarda). Bu tercihlerin arkasında vize politikaları, iş/çalışma imkanları ve yaşam kalitesi beklentileri bulunuyor.

Mevsimsellik ve geçici hareketlilik
Haberde tarif edilen Kapıkule görüntüleri büyük ölçüde yaz tatili dönüşüyle ilişkilendirilebilecek mevsimsel hareketliliği gösteriyor: her yıl gurbetçilerin yaz dönemi tatili için ülkeye gelişi ve ardından dönüş dalgası sınır kapılarında yoğunluğa yol açıyor. Ancak TÜİK verileri bunun ötesinde sürekli bir “yurt dışına göç” eğilimi olduğuna dikkat çekiyor — yani hem geçici hareket (tatil-dönüş) hem de kalıcı/yarı-kalıcı göç akımları eş zamanlı.

Ekonomik ve toplumsal sonuçlar

  • Kısa vadede turizm gelirleri ve yaz dönemi canlanması görülse de uzun vadede nitelikli iş gücünün yurt dışına kayması üretkenlik ve yenilik kapasitesini etkileyebilir.

  • Yabancı uyrukluların da ülkeden ayrılma eğilimi olması ise geçici işçi/mülteci hareketliliğinin tersine dönmesi anlamına gelebilir; bu, belirli sektörlerde işgücü açığı yaratabilir.

Ne yapılmalı? (kısa politika ve yayıncı önerileri)

  • Hedeflenmiş ‘nitelikli iş gücü tutma’ programları, Ar-Ge teşvikleri, gençlerin eğitim-istihdam eşleştirmesi.

  • Yurtdışına göç eden vatandaşlarla kurulan güçlü diaspora ilişkileri; geri dönüşü teşvik eden uygulamalar.

  • Medya ve yayıncılar için: sınır görüntülerini bağlamla birlikte verin — mevsimselliği, TÜİK verilerini ve kişisel hikâyeleri aynı haberde dengeleyin.

Sonuç (kısa)
Sınır kapılarındaki kuyruklar haber değeri taşıyan görseller oluşturuyor; ama arka planda TÜİK’in 2024 verileri daha geniş bir göç tablosunu ortaya koyuyor. Hem mevsimsel hareketlilik hem de kalıcı göç dinamikleri bir arada yürürken, politika yapıcılar ve toplum bu iki akımı ayrı ayrı ele almalı.

Okumaya Devam Et

Gündem

Takla Atıp Ters Dönen Araçtan Sağ Çıkan Kadın Aracın Önünde Oturup Kur’an-ı Kerim Okudu — Detaylı Haber

Yayımlandı

üzerinde

Giriş 
Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde takla atıp ters dönen bir otomobilden yara almadan çıkan kazazede kadın, aracın başında oturarak Kur’an-ı Kerim okudu. Kazada sürücü ile yanındaki eşinin yara almaması ve kadının ilk tepkisinin şükür duası olması bölge halkının dikkatini çekti.

Olayın Detayları

Kaza, Şanlıurfa–Gaziantep karayolunun Suruç ilçesine bağlı Aligör kırsal mahallesi yol ayrımında meydana geldi. İddialara göre sürücü, tali yoldan çıkan başka bir araca çarpmamak için manevra yapınca kontrolü kaybedip takla atarak aracın ters dönmesine neden oldu. Kazayı görenler yardıma koştu; araçtan çıkartılan sürücü ve eşi yara almamıştı.

Olay yerinde yaşananlar görüntülere de yansırken, aracın başında oturan kadının Kur’an-ı Kerim okuması ve şükür duası yapması fotoğraf ve kısa haber metinlerinde öne çıktı. Yol, aracın kaldırılmasının ardından tekrar trafiğe açıldı. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı

Neden Öne Çıktı? (Kamuoyu ve Sosyal Algı)

  • Fiziksel zarar görülmemesi ile birlikte “şükür” ifadesinin ve dini ritüelin hemen görünür olması haberin geniş yankı bulmasını sağladı.

  • Görsel olarak güçlü bir kare (ters duran araç + okuyan kadın) haber medyası ve sosyal medyada paylaşılmaya müsait bir içerik oluşturdu.

Okumaya Devam Et

Gündem

Yargıtay’dan emsal karar: Evi sebepsiz terk etmek “tam kusur” sayıldı — Evli çiftler dikkat!

Yayımlandı

üzerinde

açıklama : Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, ortak evi haber vermeden terk eden kişiyi boşanmada “tam kusurlu” saydı; tazminat ve nafaka sonuçları neler, TMK 164 ne diyor?

Giriş — Haber özeti

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, sosyal medyada tanışıp evlenen çiftin üç aylık evliliğinde kadının, eşine haber vermeden ailesinin yanına dönüp hakaret içerikli mesajlar göndermesini ve müşterek konutu terk etmesini “terk” sayarak kadını boşanmada tam kusurlu buldu. Yerel mahkemenin verdiği kararda kadın eşe 10.000 TL manevi tazminat ödemesi ve kadının nafaka ile tazminat taleplerinin reddi yer aldı; istinaf mahkemesinin “eşit kusur” kararını Yargıtay bozdu.


Olayın kısa özeti (vakıa)

  • Çift sosyal medya aracılığıyla tanıştı ve resmi nikahla evlendi.

  • Kadının ailesinin ziyareti sonrası (üçüncü gün) kadın, eşine haber vermeden memleketine döndü ve eşine hakaret içerikli mesajlar gönderdi.

  • Erzincan Aile Mahkemesi, müşterek konutu sebepsiz terk eden kadını ağır (tam) kusurlu bulup boşanma kararı verdi; kadının nafaka ve tazminat talepleri reddedildi ve karşı tarafa 10.000 TL manevi tazminat hükmedildi. İstinaf mahkemesi önce tarafları “eşit kusurlu” saydı; Yargıtay istinaf kararını bozdu ve yerel mahkeme kararını onadı.


Yargıtay ne dedi — hukuki gerekçe

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, istinaf mahkemesinin erkeğe atfettiği iddiaların (yaş, iş, önceki evlilik gibi) yeterli delille kanıtlanmadığını; buna karşılık kadının müşterek evi haklı bir sebep olmaksızın terk ettiği ve eşine hakaret içerikli mesajlar gönderdiğinin dosyada belirgin olduğunu vurgulayarak istinaf kararını bozdu. Bu nedenle kadın tam kusurlu sayıldı ve yerel mahkeme hükmü onandı.


Hukuki çerçeve: TMK m.164 — Terk nedir?

Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesine göre “terk”, eşlerden birinin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksatlı olarak ortak konutu terk etmesi veya haklı sebepsiz ortak konuta dönmemesi hâlidir. Terk, özel ve mutlak boşanma sebebi olarak düzenlenmiştir; mahkeme belirli şartlar gerçekleştiğinde terk sebebine dayalı boşanma kararı verebilir ve ihtar prosedürü önem taşır. (TMK m.164 açıklamaları ve uygulama notları için hukuk kaynakları).


“Tam kusur” ne getirir? (pratik sonuçlar)

  • Tazminat: Tam kusurlu eş, karşı tarafa maddi/manevi tazminat ödemekle yükümlü tutulabilir; istinaf sonucu eşit kusur kabul edilseydi tazminat farklı olabilirdi. (Bu vakada 10.000 TL manevi tazminat kararı söz konusu.)

  • Nafaka talepleri: Tam kusurlu eşin nafaka ve karşı tazminat talepleri genelde reddedilir veya olumsuz etkilenir; mahkeme kusur oranına göre nafaka hakkını değerlendirir.

  • Boşanma davaları: Yargıtay içtihatlarında tam kusurlu eşin dava hakkına ilişkin sınırlandırıcı değerlendirmeler bulunmaktadır; somut olaya göre farklılık gösterebilir, kesin içtihatlar için uzman hukuki görüş gereklidir.

Not: Hukuki sonuçlar somut olayın delillerine ve yargılamanın seyrine göre değişir. Bu metin genel bilgi amaçlıdır; somut hukuki işlem/değerlendirme için avukatınıza başvurun.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar