Teknoloji
Nörobilimci tarih verdi: “İnsan beynini bilgisayara yükleme fikri gerçek olacak”

ABD’deki Georgia Teknoloji Enstitüsü’nden psikoloji araştırmacısı ve nörobilimci Dobromir Rahnev, insan zihninin ve bilincinin bir bilgisayara aktarılması fikrinin bilim kurgudan gerçeğe dönüşebileceğini savunuyor.
Bilim insanı, The Conversation’da kaleme aldığı yazıda “zihin yükleme” diye de bilinen bu fikrin bir gün mutlaka gerçekleşeceğini belirtti. Ancak yazıya göre, bugünkü bilgi ve teknolojiyle bu hedefe halen epey uzağız.
BİLGİSAYARIN İÇİNDE YAŞAMAK
İnsan beyni, evrendeki en karmaşık yapı olarak kabul ediliyor. Bu yapının tamamını dijital olarak kopyalamak son derece zorlu bir iş. Üstelik sadece beyni dijital ortama taşımak yetmeyebilir; beynin alışık olduğu tüm duyusal girdilerin de simüle edilmesi gerekiyor.
Rahnev; görme, işitme, dokunma, koklama gibi duyuların yanı sıra hareket etme, kalp atışını hissetme, biyolojik ritimleri ayarlama gibi pek çok sistemin dijital ortamda yeniden oluşturulması gerektiğini belirtti. Aksi halde, duyulardan tamamen yoksun bir bilinç hali ortaya çıkabilir.
Ancak bilim insanına göre, şu anda insanlığın elinde bu tür bir simülasyonu gerçekleştirecek bilgi veya gerekli işlem gücüne sahip bir süper bilgisayar yok.
86 MİLYAR NÖRONUN HARİTASI
Bunun yanı sıra, zihin yüklemenin ilk adımı, insan beyninin 3 boyutlu yapısının eksiksiz bir şekilde taranması ve haritalanmasını gerektirebilir. Nörobilimci, bu işlem, son derece gelişmiş bir MRI teknolojisine ihtiyaç duyacağını aktardı.
Şu an içinse bilim insanları yalnızca bir sinek beynini ve fare beyninin küçük bir kısmını tam anlamıyla haritalayabilmiş durumda.
2045 Mİ, 2145 Mİ?
İnsan beyninde yaklaşık 86 milyar nöron ve trilyonlarca bağlantı bulunuyor. Bu yapıların her birinin kimliğini tespit etmek yetmiyor; aynı zamanda her nöronun dinamik işleyişini de modellemek gerekiyor.
Rahev, “86 milyar gerçek nöronu, birer birer yapay olanlarla değiştirin. Bu yaklaşım, zihin yüklemeyi çok daha kolay hale getirir. Ancak şu anda bilim insanları tek bir gerçek nöronu bile yapay olanla değiştiremez. Yine de teknolojinin hızının katlanarak arttığını unutmayın” diye yazdı.
“Önümüzdeki on yıllarda hesaplama gücünde ve yapay zekada olağanüstü gelişmeler beklemek makul.”
Nörobilimci ayrıca, “Zorluklar muazzam ve ileriye giden yol belirsiz olsa da, bir gün zihin yüklemenin gerçek olacağına inanıyorum. En iyimser tahminler, bundan sadece 20 yıl sonra, 2045 yılını işaret ediyor. Diğerleri ise bu yüzyılın sonu diyor” ifadelerini kullandı.
“Bu tahminlerin ikisi de muhtemelen fazla iyimser. Zihin yüklemenin önümüzdeki 100 yıl içinde işe yaraması beni şaşırtır. Ama 200 yıl içinde gerçekleşebilir.”
Teknoloji
Dünya nüfusu yanlış hesaplanmış: “Birkaç milyar fazla insan yaşıyor”

Birleşmiş Milletler (BM), geçen yaz itibarıyla gezegende yaklaşık 8,2 milyar insanın yaşadığını tespit etmişti. Ancak yakın tarihli bir araştırma, dünyadaki gerçek insan sayısı çok daha yüksek olabileceğini gösteriyor.
Finlandiya’daki Aalto Üniversitesi’nden doktora sonrası araştırmacısı Josias Láng-Ritter ve meslektaşları, dünya nüfusunu sayarken eksik hesaplama yapıldığını, çünkü kırsal alanlardaki veri kümelerinin genellikle eksik olduğunu ifade etti.
Araştırmacılar, “incelenen veri kümeleri arasında büyük tutarsızlıklar” saptadı. Bu da “kırsal nüfusun, en doğru veri kümesinde bile, bildirilen rakamlara kıyasla yarı yarıya düşük tahmin edildiği” anlamına geliyor.
KIRSAL NÜFUS YÜZDE 50 EKSİK HESAPLANDI
Saygın bilimsel dergi Nature’da yayınlanan araştırma makalesinde BM’nin kırsal alanlarda yaşayan insanların sayısını en az yüzde 50 oranında eksik hesapladığı tespit edildi.
Sonuçta bu durum, dünyada düşünüldüğünden “yüz milyonlarca” veya “birkaç milyar” kadar fazla insanın yaşadığı anlamına geliyor.
KÖTÜ BİR ŞEY Mİ?
Londra’daki Queen Mary Üniversitesi’nden profesör Jonathan Kennedy, The Guardian’da kaleme aldığı bir yazıda söz konusu bulguları yorumladı. Kennedy’ye göre dünyada düşünüldüğünden çok daha fazla insanın yaşıyor olması, gezegenin kısıtlı kaynakları düşünüldüğünde endişe verici gibi görünebilir. Ancak bu iyi bir şey de olabilir.
Kennedy, “aşırı nüfus” konusundaki endişelerin orantısızca abartıldığını savundu. BM’ye göre dünya nüfusu, 2080’lerin ortalarında sabitlenecek ve zirveye ulaşacak, bu noktada düşmeye başlaması bekleniyor. Bu da birçok uzmanı nüfus azalmasının tehlikelerini düşünmeye itiyor.
Profesör, “Bu kadar çok insan Dünya kaynaklarına önemli bir yük bindirir, ancak tüketim sorumlu bir şekilde yönetilir ve sürdürülebilir teknolojiler geliştirilirse, dünyanın kıyametvari bir felaketten kaçınması sağlabilir” diye yazdı.
Teknoloji
Elon Musk ve Donald Trump’ın arasını açan 4 sebep: “Musk çok kırgın”

ABD Başkanı Donald Trump ve yakın müttefiki Elon Musk’ın arasının açıldığına yönelik spekülasyonlar, teknoloji milyarderinin X’te yaptığı bir paylaşımla ayyuka çıktı.
Geçen hafta Hükümet Verimliliği Departmanı’ndaki (DOGE) görevlerini bırakarak ABD yönetiminde oynadığı rolden çekilen Musk, Trump’ın “tek büyük ve güzel yasa” diye nitelendirdiği vergi ve harcama yasa tasarısı için yaptığı yorumda “rahatsız edici bir iğrençlik” nitelemesini kullandı.
Musk salı günü X hesabından yaptığı paylaşımda, “Üzgünüm ama artık buna dayanamıyorum. Bu devasa, çirkin Kongre harcama tasarısı rahatsız edici bir iğrençlik. Ona oy verenler utansın: Yanlış yaptığınızı biliyorsunuz. Biliyorsunuz” dedi.
TRUMP’IN İSTEDİĞİ YASA NE ÖNGÖRÜYOR?
Musk daha önce de bu yasa tasarısını eleştirmişti. Ancak son eleştirileri şoke edici derecede sert olarak yorumlandı. X hesabındaki paylaşımında milyarder yasa için, “Zaten devasa olan bütçe açığını 2,5 trilyon dolara (!!!) çıkaracak ve Amerikan vatandaşlarını ezici bir şekilde sürdürülemez bir borç yükü altına sokacak” ifadelerini de kullandı.
Musk ayrıca, “Kongre Amerika’yı iflas ettiriyor” dedi.
İngilizce adıyla “One Big Beautiful Bill Act” diye nitelenen bu yasa tasarısı Trump’ın ikinci başkanlık dönemindeki en büyük iç politika girişimi olarak görülüyor. Bireysel ve kurumsal vergi indirimlerini sürdürmeyi hedefleyen yasa, Trump’ın seçim kampanyası sırasındaki bazı vaatleriyle tutarlı.
Örneğin yasa, bahşiş, fazla mesai ve araç kredisi faizleri üzerindeki vergileri kaldırarak çalışanların gelirlerini artırmayı amaçlıyor. Çocuk vergi kredisi 2028’e kadar 2 bin 500 dolara çıkarılırken, sosyal sigortanın cinsiyet geçiş tedavileri ve belirli sivil toplum kuruluşlarına yönelik fonlaması da yasaklanıyor.
Ancak yasanın bazı hükümlerinin Musk’ın çıkarlarıyla çatıştığı yorumları da yapılıyor. Ayrıca iddialara göre, iki yakın müttefikin arasının bu denli açılmasının ardında Musk’ın Starlink projesi ve Tesla firmasının çıkarları da yer alıyor olabilir.
ELEKTRİKLİ ARAÇ VERGİSİ
Yasa, Musk’ın Tesla‘sı gibi otomobil üreticilerine fayda sağlayan elektrikli araç vergi kredisinin kesilmesini öngörüyor. Nisan sonu itibarıyla Tesla, kredi ve diğer şirket meseleleri adına lobi faaliyetlerinde bulunmak için en az 240 bin dolar harcamıştı. Axios’a konuşan kaynaklar, Musk’ın sahne arkasında yasadaki bu önlemi savunduğunu, ancak öfkeyi dindiremediğini iddia etti.
DOGE’DAN AYRILMAK İSTEMEDİ Mİ?
Musk’ın DOGE’da resmi bir görevi olmasa da Beyaz Saray’da “özel hükümet çalışanı” statüsündeydi. Ancak yeni yasa tasarısı ücretsiz danışmanlık pozisyonları için 130 günlük süre sınırı getirdi. Musk’ın ise bu sürenin ötesinde görevde kalmak istediği öne sürülüyor.
Milyarderin DOGE’daki faaliyetleri son dönemde Cumhuriyetçilerin de önemli bir kısmını kızdırmıştı. Hatta ABD basını, önceki aylarda yapılan kabine toplantılarında Musk’ın doğrudan bakanlarla çatıştığını ileri sürmüştü. Bu kişiler arasında Ulaştırma Bakanı Sean Duffy ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio da vardı.
STARLİNK TARTIŞMASI
Axios’a konuşan kaynaklar, Musk’ın Federal Havacılık İdaresi’nin Starlink uydu sistemini ulusal hava trafiği kontrolü için kullanmasını istediğini savunuyor. Ancak havacılık idaresinin, çıkar çatışmasını önleme amacıyla ve teknolojik nedenlerden dolayı buna karşı çıktığı öne sürülüyor.
NASA’DAKİ İSMİN GERİ ÇEKİLMESİ
Musk için bardağı taşıran son damla, cumartesi gecesi Trump’ın, milyarderin yakın müttefiki olan Jared Isaacman’ı NASA yöneticiliğinden çekmesi olabilir. Isaacman, daha önce iki kez Musk’ın SpaceX şirketi ile uzaya uçmuştu.
Isaacman’in NASA yöneticiliğindeki adaylığının, Demokratlara yaptığı bağış sebebiyle geri çekildiği ileri sürülmüştü. Ancak ABD basınına yansıyan haberlere göre, Isaacman yaptığı bağışları öncesinde açıklamıştı ve Cumhuriyetçi Başkan Trump’ın da bu durumdan haberi vardı.
Üstelik Isaacman’ın adaylığının düşürülmesinin arkasında Musk ile çatışan Başkanlık Personeli Ofisi müdürü Sergio Gor’un olduğu iddiası da hızla yayılmıştı. Axios’a konuşan Beyaz Saray yetkililerinden biri, “Bu, Sergio’nun Musk’a ‘defol git’ demesiydi” ifadelerini kullandı.
MUSK KIRGIN
Öte yandan bazı kaynaklar Musk ve Trump halen arkadaş ve müttefik olmaya devam ettiğini savunuyor. Her ikisiyle de sık sık iletişim halinde olduğu belirtilen iki kaynak, Axios’a ittifaklarının bozulmadığını söyledi.
Ancak Trump’ın, Musk’ın yasa tasarısına yönelik sosyal medya sabotajından biraz rahatsız olduğu da iddia ediliyor. Başka bir kaynak ise, “Elon çok kırıldı” ifadelerini kullandı.
Teknoloji
CIA’in gizli Ay dosyası gündemde: “Ay’da uzaylı üssü gördüm”

ABD’nin yeniden Ay’a astronot göndermeye hazırlandığı bir dönemde, CIA’in 25 yıl önce Ay’da yaşam olduğuna dair gizli bir dosyası yeniden gündeme geldi.
1970’li ve 80’li yıllarda CIA, uzaktan görüntüleme (remote viewing) adı verilen bir program yürüttü. Bu çalışmada, bazı kişilerin zihin yoluyla uzak bölgeleri “görme” yetisine sahip olduğu öne sürüldü. Bu kişilerden biri olan Ingo Swann, 1998 yılında yayımlanan Penetration adlı kitabında, Ay’ın karanlık yüzünde uzaylıların yaşadığı dev yapılar keşfettiğini iddia etti.
AY’DA GÖRDÜKLERİNİ ANLATTI
Swann, CIA tarafından gizli bir üsse götürüldüğünü, burada kendisinden Ay’ı zihinsel olarak incelemesinin istendiğini anlattı.
Görev sırasında dev kuleler, kubbeler, ışık saçan binalar ve madencilik faaliyeti yürüten insan benzeri uzaylılar gördüğünü iddia etti. Swann’a göre bu varlıklar psişik güçlere sahipti ve onu fark etmişti.
“CIA YETKİLİLERİ BİLE TEDİRGİN OLDU”
Swann, gördüğü yapılar arasında New York’taki Birleşmiş Milletler binası büyüklüğünde bir kule olduğunu, bazı uzaylıların ona doğru işaret ettiğini ve bu anın CIA yetkililerini bile tedirgin ettiğini belirtti.
Bu şaşırtıcı iddialara rağmen, bugüne kadar Ay’da herhangi bir yaşam belirtisi ya da uzaylı varlığına dair somut bir kanıt bulunamadı. ABD, Rusya, Çin, Japonya ve Hindistan’ın Ay görevleri bu iddiaları desteklemiyor.
CIA’İN UZAY PROJESİ KOMPLOLARI TETİKLİYOR
CIA’in “Stargate Projesi” kapsamında yürütülen bu deneyler, bilim dünyası tarafından tartışmalı olarak görülüyor. Swann’ın anlattıkları ise hala komplo teorileriyle ilgilenen çevrelerde ilgi uyandırıyor.
Trump Yönetimi döneminde insanlı Ay görevlerine yeniden ağırlık verilmiş, NASA’nın bütçesinde yapılan değişiklikle insanlı uzay araştırmalarına 1 milyar dolardan fazla kaynak ayrılmıştı. Beyaz Saray, bu hamleyle Çin’in önüne geçerek Ay’a yeniden ilk insanı göndermeyi hedefliyor.
Kongre ise, dünya dışı yaşamın olası varlığına ilişkin kamuya açık oturumlar düzenlemeye devam ediyor. Tartışmalar arasında hala cevap bekleyen soru şu: Gerçekten Ay’da bizi bekleyen bir şey var mı?
-
Gündem1 hafta önce
Özgür Evren Öziş’in Cansız Bedeni Ağaçta Bulundu: Ailesi Televizyon Programlarına Başvurmuştu
-
Teknoloji7 gün önce
Gizemli Uzay Nesnesi ASKAP J1832−091: Dünya’ya Her 44 Dakikada Bir Radyo ve X-Işını Sinyali Gönderiyor
-
Magazin1 hafta önce
Yalı Çapkını’nın Hattuç Hala’sı Şerif Sezer Trafik Kazası Geçirdi – Aracı Hurdaya Döndü, Sağlık Durumu İyi
-
Gündem5 gün önce
Hamilelikte Mucize Görüntü: 8 Aylık Amanda Foster’ın Ultrasonunda “Tanrı’nın Eli” Belirdi
-
Gündem1 hafta önce
Papara’ya Yasa Dışı Bahis Operasyonu: 8 Şirkete Kayyum Atandı
-
Gündem6 gün önce
Konya’da 10 Yaşındaki Öğrencinin Boğazını Sıkma Faciası: Küçük Yusuf Yoğun Bakımda Hayat Mücadelesi Veriyor
-
Magazin1 hafta önce
Fahriye Evcen’den mutlu aile pozu
-
Gündem1 hafta önce
Narin Güran Davasında İstinaf Onayı: Anne, Amca ve Ağabeyin Ağırlaştırılmış Müebbet Hapsi Kesinleşti