Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Teknoloji

NASA’dan mahsur kalan astronotlara yeni görev: Uzayda yaşam arayacaklar!

Yayımlandı

üzerinde

NASA'dan mahsur kalan astronotlara yeni görev: Uzayda yaşam arayacaklar!

NASA, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda mahsur kalan astronotlara yeni bir görev verdi. Başlangıçta 8 gün olarak planlanan uzay görevi 8 aya çıkarak benzeri görülmemiş bir aksaklığa neden oldu. Yeni ve farklı görevlerle istasyonda geçirdikleri süreyi anlamlı kılmaya çalışan astronotlar, uzay yürüyüşleri sırasında istasyonun dış yüzeyinde yaşam arayacak. Toplanan örnekler, daha sonra Dünya’da analiz edilecek. Mikroorganizmaların uzay boşluğundaki zorlu koşullarda hayatta kalıp kalmadığını anlamak ise yaşamın Dünya’da başlamadığı teorisini destekleyebilir.

İki NASA astronotu, yaşam belirtileri aramak için Uluslararası Uzay İstasyonu’nun (ISS) dışına çıkmaya hazırlanıyor.
İstasyonun dışından örnek toplama, uzay istasyonunun dışındaki mikroorganizmaları inceleyen bir NASA projesi olduğu rahatlıkla anlaşılan Dış Mikroorganizmalar deneyinin bir parçası olarak gerçekleşiyor.
Toplanan örnekler, daha sonra Dünya’da analiz edilecek.
Butch Wilmore ve Suni Williams isimli iki astronotun aylar önce Dünya’ya dönmeleri gerekiyordu.
Ancak Boeing’in Starliner kapsülünde yaşanan sorunlar nedeniyle bu dönüş aylarca ertelendi.
Astronotlar, SpaceX Crew Dragon ile Dünya’ya dönmeden önce Uluslararası Uzay İstasyonu’nda mecburen bir süre daha vakit geçirecekler.
Uzay araçları ve uzay giysileri görevlerden önce sterilize edilse de, insanlar temizlenemeyen ve temizlenmemesi gereken gerekli mikroplarla dolu benzersiz mikrobiyomlar taşırlar.
Bu yüzden astronotlar uzay yolculukları sırasında, trilyonlarca mikroorganizmayı da yanlarında uzaya götürürler.
Bilim insanları bu görev sayesinde, uzay istasyonunn mikroorganizmalar salıp salmadığını belirleyebilecek ve bunlardan hangilerinin uzay boşluğundaki zorlu ortamda hayatta kalıp kalamayacağını değerlendirecek.
NASA, “Veriler, yaşamın şu anda veya geçmişte var olabileceği yerleri keşfetmek için kullanılan uzay giysileri de dahil olmak üzere mürettebatlı uzay araçlarında değişiklik yapılması gerekip gerekmediğini belirlemeye yardımcı olabilir.” açıklamasında bulundu.
Bu canlıların özellikleri, Dünya’daki endüstriler için önemli sonuçlar doğurabilir ve bu dayanıklı mikropların Ay veya Mars gibi diğer dünya dışı yerlerde nasıl hayatta kalabileceklerine ışık tutabilir.
Geçtiğimiz yıllarda unutulmaz bir şekilde, Apollo 12 astronotlarının kurtardığı NASA’nın Surveyor 3 iniş aracının üzerindeki bir kameranın fırlatmadan önce kirlenmiş olduğu bulundu.
Bilim insanları vakum testine, Ay yüzeyinde -100° Santigrat derecenin altındaki sıcaklıklara maruz kaldığı halde kameradaki mikroorganizmaların hayatta kaldığı bulundu.
Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Teknoloji

3 tonluk kargo Uluslararası Uzay İstasyonu’na ulaştı

Yayımlandı

üzerinde

11 Eylül’de Kazakistan’daki Baykonur Üssü’nden Soyuz-2.1a roketi ile fırlatılan uzay kargosu, Uluslararası İstasyonu’nda (ISS) görev yapan 73’üncü uzun süreli mürettebat ekibine (Expedition 73) ulaştı.

Toplam 3.1 tonluk kargoda yiyecek, giysi ve deney ekipmanlarından oluşan bin 400 kilogram kuru malzeme, 420 litre içme suyu, 900 kilogram yakıt ve 40 kilogram oksijen ve hava tüpleri bulunuyor.

ATIKLARLA DOLDURULACAK

Progress-93 aracı yaklaşık 6 ay boyunca ISS’e bağlı kalacak. Bu sürede mürettebat düzenli olarak malzemeleri boşaltacak ve aracın kargo bölmesine atık depolayacak.

Görev sonunda istasyondan ayrılacak olan araç, atmosfere kontrollü giriş yaparak Pasifik Okyanusu üzerinde yanıp yok olacak.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

iPhone 17 Apple Türkiye’de ön siparişe açıldı: Mağazada satış tarihi belli oldu

Yayımlandı

üzerinde

iPhone 17, yapay zekâ (AI) özelliklerini destekleyecek, hızlı şarj ve geliştirilmiş pil ömrü sunacak. Önceki modele göre sekiz saat daha uzun video oynatma süresi sağlayacak.

Daha büyük ekran ve daha ince çerçevelerle gelen yeni iPhone, 256 GB’tan başlayan depolama seçenekleriyle satışa çıkacak. Cihaz beş farklı renkte sunulacak: siyah, lavanta, sis mavisi, adaçayı yeşili ve beyaz.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Akıllı telefonlarda yeni dönem: eSIM devrimi nedir?

Yayımlandı

üzerinde

Apple’ın tanıttığı yeni ultra ince iPhone Air, tüm dünyada -Çin dahil- yalnızca eSIM desteği sunan ilk cihaz oldu. Çin, katı kuralları nedeniyle eSIM’e direnen en büyük pazarlardan biriydi. Ancak Apple’ın etkisiyle, ülkede ilk kez China Unicom üzerinden eSIM kullanılabilir hale geldi.

İLK SIM KART 1991’DE ÜRETİLDİ

İlk SIM kart 1991’de Alman şirketi Giesecke+Devrient tarafından üretildi ve kredi kartı boyutundaydı.

1996’da mini SIM, 2010’da iPhone 4 ile birlikte micro SIM, 2012’de ise nano SIM hayatımıza girdi.

Nano SIM on yılı aşkın süredir standart olarak kullanılıyor. Ancak Apple’ın öncülüğünde yalnızca eSIM’li cihazlara geçiş artık kaçınılmaz görünüyor.

SIM KARTLAR TARİHE Mİ KARIŞACAK?

BBC’ye konuşan CCS Insight analisti Kester Mann, Apple’ın duyurusunu “fiziksel SIM kartın sonunun başlangıcı” olarak yorumladı.

Ancak Apple, SIM kartı tamamen terk etmiyor. Samsung ve Google gibi diğer büyük üreticiler de eSIM’i seçenek olarak sunsa da, pek çok bölgede SIM kart girişini koruyor.

Buna rağmen uzmanlar, yönün belli olduğunu vurguluyor. CCS Insight’ın tahminine göre, 2024 sonunda dünyada 1,3 milyar eSIM’li kullanılıyordu. Bu sayının 2030’da 3,1 milyara ulaşması bekleniyor.

AVANTAJLARI NELER?

eSIM (embedded / gömülü SIM), fiziksel kart yerine telefonun içine gömülü bir SIM teknolojisi. Kullanıcılar seyahat ettiklerinde kolayca hat ekleyebiliyor, operatör değiştirebiliyor ya da aynı telefonda birden fazla hat saklayabiliyor. Çoğu cihaz sekiz adede kadar eSIM depolayabiliyor, ikisi aynı anda aktif kullanılabiliyor.

eSIM’in kurulumu ve taşınması uzun süredir zahmetliydi. Telefon değiştirirken eSIM’ler, fiziksel kartı takıp çıkarmak kadar kolay değildi. Ancak yeni Android 16 ve iOS 26 güncellemeleri sayesinde artık eSIM’ler cihazlar arasında daha kolay aktarılabiliyor.

Yine de bazı operatörler hâlâ kullanıcıları uygulamalarına yönlendiriyor ya da manuel işlem talep ediyor. Ayrıca telefon bozulursa SIM’i çıkarıp başka cihaza takma seçeneği yok. Zira birçok kullanıcının akıllı telefonu halen eSIM destekler düzeyde değil.

İLK SOMUT FAYDALAR

Apple, bu yıl eSIM cihazlara somut faydalar ekledi. iPhone 17 Pro, “yalnızca eSIM” tasarımı sayesinde daha büyük batarya barındırıyor ve video oynatma süresini iki saat uzatıyor. Bu, eSIM telefonların tüketiciye doğrudan avantaj sağladığı ilk örnek.

Digital Trends’in aktardığı uzman öngörülerine göre, iPhone Air’in küresel etkisi sayesinde operatörler de hızla eSIM desteğini genişletmek zorunda kalacak.

eSIM standardı ilk olarak 2016’da telefonlarda kullanılmaya başlandı (örneğin Google Pixel 2). Motorola da 2020’de ilk “yalnızca eSIM” telefonu piyasaya sürmüş olsa da, Apple’ın adımıyla eSIM artık ana akıma giriyor.

DAHA MI GÜVENLİ?

Bunların yanı sıra eSIM, fiziksel SIM’e göre daha modern, şifreleme tabanlı ve güvenli bir yapı sunuyor.

Örneğin, çıkarılabilir SIM kart olmadığı için telefon çalındığında SIM’i söküp başka cihaza takmak mümkün değil. Hattı kayıp/çalıntı durumda hızlıca devre dışı bırakmak ya da yeni profil yüklemek de daha kolay.

Geleneksel SIM kartların klonlanması ya da kopyalanması yıllardır bir güvenlik riskiydi. eSIM profilleri ise operatörün dijital olarak imzaladığı, şifreli sertifikalarla çalışıyor.

Ancak eSIM’ler söz konusu olduğunda operatörlerin güvenli olması gerekliliği de önem kazanıyor.

Zira dolandırıcılar, operatör üzerinden sizin adınıza eSIM çıkartılmasını sağlayabilir. Örneğin kimlik hırsızlığı, sosyal mühendislik veya operatörün güvenlik zafiyeti gibi durumlardan yararlanabilirler. Yani eSIM dijital güvenliği artırıyor ama operatör tarafında insan hatası varsa risk devam ediyor. eSIM profilleri dijital olarak dağıtıldığı için, operatörün sunucu altyapısı güvenli değilse yine risk ortaya çıkabilir.

TÜRKİYE’DE DURUM NE?

Bu arada iPhone 17 Air modeli Türkiye’ye de yalnızca eSIM ile gelecek.
eSIM teknolojisi yakın zamanda Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) bazı yabancı eSIM sağlayıcılarına erişim engeli getirmesiyle gündeme gelmişti.

10 Temmuz’da; Saily, Airalo, Holafly, Nomad, Instabridge, Mobimatter, Alosim ve BNESIM adlı eSIM hizmet sağlayıcılarını engelleme kararı almıştı.

Bu platformlar, genellikle yurt dışına çıkan kullanıcıların internete uygun fiyatla erişmek için kullandığı eSIM hizmeti veriyordu. O dönemde BTK’nın kararı, Türkiye’deki operatörlerin eSIM hizmetlerini teşvik etme amaçlı olarak yorumlanmıştı.

Yetkililer ise bu yabancı sağlayıcıların Türkiye’de ilgili izin ve lisanslara sahip olmadığını belirterek güvenlik risklerine dikkat çekmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar