Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Narin Güran Davasında 12 Sanık Hakkında “Suçluyu Kayırma” Suçundan 5 Yıl Hapis İddianamesi: Detaylar ve Gelişmeler

Yayımlandı

üzerinde

Narin Güran Davasında 12 Sanık Hakkında “Suçluyu Kayırma” Suçundan 5 Yıl Hapis İddianamesi: Detaylar ve Gelişmeler

Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesi davasında yeni bir aşamaya geçildi. Savcılık tarafından hazırlanan ve 12 sanık hakkında “suçluyu kayırma” suçlamasıyla 5 yıla kadar hapis cezası talep edilen iddianame, 17 Şubat 2025 tarihinde Diyarbakır Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. İşte davanın kritik detayları ve son gelişmeler:

1. Davanın Arka Planı ve Temel Yargı Süreci
Narin Güran’ın Kayboluşu ve Cinayet: Narin, 21 Ağustos 2024’te Diyarbakır’ın Tavşantepe Mahallesi’nde kayboldu. Cansız bedeni, 19 gün sonra Eğertutmaz Deresi’nde bir çuval içinde ve üzeri taşlarla örtülü halde bulundu.
Ana Sanıkların Cezaları: Anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve amca Salim Güran, “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Komşu Nevzat Bahtiyar ise cesedi taşıdığını itiraf etmesi üzerine “suç delillerini yok etme” suçundan 4 yıl 6 ay hapis aldı.

 

2. Yeni İddianamenin Kapsamı ve 12 Sanık
Savcılığın derinleştirdiği soruşturmada, 3’ü çocuk olmak üzere 12 kişinin, cinayet zanlılarını koruyarak adaletin önünü tıkadığı iddia ediliyor. İddianamede öne çıkan noktalar:
Suçluyu Kayırma Delilleri: Sanıkların, başta anne, ağabey ve amca olmak üzere cinayet zanlılarının yakalanmasını engellemek için bilinçli şekilde hareket ettiği belirtiliyor. Bu kapsamda, olay anına ait HTS kayıtları, baz istasyonu verileri ve DNA analizleri delil olarak sunuldu.
Hukuki Süreç: İddianamenin kabul edilmesi halinde, sanıklar TCK’nın ilgili maddeleri uyarınca yargılanacak. Savcılık, sanıkların suç tarihindeki iletişim kayıtlarının silinmesi ve olay sonrasındaki tutarsız ifadelerini de suçlamalara dayanak gösteriyor.

3. Sanıkların Transferi ve Tepkiler
Cezaevi Değişiklikleri: Ana sanıklardan Yüksel Güran’ın Erzincan’a, Enes Güran’ın Erzurum’a ve Nevzat Bahtiyar’ın Adana’ya sevk edildiği bildirildi. Avukatlar, bu transferlerin “mağduriyeti artırdığını” öne sürdü.
Sivil Toplum ve Siyasi Tepkiler: DEM Parti ve HÜDA-PAR gibi partiler, davada devlet yetkililerinin rolünü sorgulayarak “Susurluk benzeri bir skandal” olduğunu iddia etti. Özellikle AKP’li vekil Galip Ensarioğlu’nun amca Salim Güran ile bağlantısı tartışma yarattı.

4. İstinaf ve Yargıtay Süreci

İtirazlar ve İstinaf: Nevzat Bahtiyar’ın 4,5 yıllık cezasına Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ve Baro tarafından itiraz edildi. Ayrıca, ana davaya ilişkin 944 sayfalık gerekçeli kararın istinaf incelemesi başladı.
Yargıtay Aşaması: Bölge Adliye Mahkemesi’nin bozma kararı vermemesi durumunda dosyanın Yargıtay’a taşınması bekleniyor.

 

5. Toplumsal Yansımalar ve Adalet Arayışı
Narin Güran davası, Türkiye’de çocuk cinayetlerine karşı duyarlılığı artırırken, adalet sistemine dair eleştirileri de gündeme getirdi. Savcılığın iddianamesinde vurgulanan “suçluyu kayırma” suçlaması, faili meçhul cinayetlerdeki organize engellemeleri işaret ediyor. Davanın siyasi boyutu ise Kürt meselesi ve devlet içi çıkar ilişkileri bağlamında tartışılıyor.

Sonuç: Narin Güran davası, ceza hukuku ve toplumsal adalet açısından dönüm noktası olabilecek bir süreçten geçiyor. Yeni iddianame, sanıkların yargılanma sürecini izlemek için kritik bir adım olarak öne çıkıyor.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Yalova’da 45 İşçi Gıda Zehirlenmesi Şüphesiyle Hastanelik Oldu: Hayati Tehlike Bulunmuyor

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
Yalova’nın Çiftlikköy ilçesindeki ilaç fabrikalarında çalışan 45 işçi, aynı yemek firmasından temin edilen öğle yemeği sonrası gıda zehirlenmesi şüphesiyle Yalova Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve özel bir hastaneye kaldırıldı. İşçilerin hayati tehlikesi bulunmazken, olayla ilgili inceleme ve laboratuvar analizleri sürüyor.

Olayın Genel Çerçevesi

29 Temmuz 2025 günü öğle vaktinde, Yalova’nın Çiftlikköy ilçesinde faaliyet gösteren bir yemek firması aracılığıyla öğle yemeği alan 45 işçi, yedikleri yemekler sonrası mide bulantısı, kusma ve karın ağrısı şikayetleriyle rahatsızlandı . İşçilerden 40’ı Yalova Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne, kalan 5’i ise kentteki özel bir hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı .

Etkilenen Şirketler ve Çalışan Sayısı

Olayda rahatsızlanan işçiler, Çiftlikköy’deki Beno Plastik, Proses, Smak Makine ve Dem İlaç firmalarında istihdam ediliyordu . Farklı sektörlerdeki bu dört fabrikada çalışan 45 kişi, ortak bir yemek firması aracılığıyla dağıtılan menüyü tükettikten sonra benzer semptomlar göstermeye başladı .

Valilik Açıklaması ve Hayati Tehlike Yok

Yalova Valiliği’nden yapılan resmi açıklamada, “Hastaneye başvuran şahısların hayati tehlikelerinin bulunmadığı” belirtilirken, olayla ilgili idari ve adli işlemlerin başlatıldığı vurgulandı . Valilik aynı açıklamada, eğilimlerin küresel gıda güvenliği standartları açısından takipte olduğunu ve benzer vakaların tekrarlanmaması için denetimlerin sıkılaştırılacağını duyurdu .

Laboratuvar İncelemeleri ve Soruşturma Süreci

Rahatsızlanan işçilerin yediği yemeklerden numuneler alınarak Yalova Halk Sağlığı Laboratuvarı’na gönderildi. Numune analizleri, gıda kaynaklı bakteri, toksin veya kimyasal madde varlığı yönünden gerçekleştirilecek; sonuçlar kesin teşhisi sağlayacak . Olayla ilgili yemek firması, üretim ve dağıtım süreçlerine dair belgelerle birlikte soruşturmaya dahil edildi.

Uzman Görüşleri ve İşçi Sağlığına Yönelik Öneriler

Gıda zehirlenmeleri genellikle Staphylococcus aureus, Salmonella veya Clostridium perfringens gibi mikroorganizmaların kontrolsüz çoğalmasına bağlı olarak ortaya çıkar. Uzmanlar, toplu tüketime sunulan yemeklerde hijyen koşullarının, pişirme ve saklama süreçlerinin titizlikle denetlenmesini öneriyor . Ayrıca, işçi sağlığı birimleri tarafından işletmelerde düzenli eğitim ve denetim programlarının hayata geçirilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Benzer Vakalar ve Yasal Düzenlemeler

Türkiye’de toplu gıda zehirlenmesi olayları son yıllarda denetim mekanizmalarının güçlendirilmesiyle azalma eğilimi gösterse de, gıda işletmelerinin kayıt dışı süreçlerinin devam ettiği vakalar azımsanmayacak düzeyde. Türk Gıda Kodeksi mevzuatına göre, toplu tüketim yapan mutfak ve şirket kantinlerinde her gün en az bir kez numune alma zorunluluğu bulunuyor .

Sonuç ve Gelecek Adımlar

Yalova’daki 45 işçinin sağlık durumunun stabil olması sevindirici bir gelişme olarak öne çıkarken, vaka sonrası başlatılan laboratuvar incelemeleri ve soruşturmanın sonuçları, hem işletmeler hem de kamu kurumları açısından kritik önemde. Yetkililer, sürecin şeffaf şekilde yürütülerek gıda güvenliğine ilişkin eksikliklerin belirlenmesini ve giderilmesini hedefliyor. Olay, toplu beslenme hizmetlerinde hijyen ve kalite standartlarının korunmasının gerekliliğini bir kez daha göstermiştir.

Okumaya Devam Et

Gündem

65 yıl sonra Türkiye’ye döndü: Marcus Aurelius’un heykeli ziyarete açıldı

Yayımlandı

üzerinde

MS 2’nci ve 3’üncü yüzyıllara tarihlenen Marcus Aurelius heykeli, Burdur’un Gölhisar ilçesindeki Boubon Antik Kenti’nde 1960’lı yıllarda yapılan kaçak kazılar sonucu yurt dışına çıkarıldı.

Eser, yıllar içinde el değiştirerek ABD’nin Ohio eyaletindeki Cleveland Sanat Müzesi koleksiyonuna girdi. Roma İmparatoru Marcus Aurelius’u bir filozof olarak tasvir etmesi nedeniyle antik sanat tarihinde özel bir yere sahip eser, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yürüttüğü bilimsel çalışmalar sonucu 65 yıl sonra ‘ye iade edildi.

Türkiye’ye getirilen Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki Millet Kütüphanesi’nde ziyarete açıldı. Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “İmparator Marcus Aurelius’in dünyaca ünlü bronz heykeli 65 yıl önce Burdur’dan çalınmıştı.

Kültür ve Turizm Bakanlığımızın çalışmaları sonucu ait olduğu topraklara döndürülen 13 bin 291’inci eser olan Marcus Aurelius, bir süreliğine Beştepe Millet Kütüphanesi’nde ziyaretçilerini bekliyor olacak” ifadelerini kullandı.

Okumaya Devam Et

Gündem

Erdoğan’dan Sert Çıkış: “Katil Devlet İsrail, Gazzeli Kardeşlerimize Soykırım Uyguluyor”

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kazakistan ziyareti sırasında düzenlenen ortak basın toplantısında İsrail’in Gazze’ye yönelik eylemlerini “soykırım” olarak nitelendirerek uluslararası kamuoyuna çağrıda bulundu.

Erdoğan’ın “Soykırım” Vurgusu ve Uluslararası Mesajı

1. Gündeme Hızlı Bakış

29 Temmuz 2025’te Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev ile gerçekleştirilen ortak basın toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in Gazze’ye yönelik operasyonlarını “soykırım” olarak niteledi. Erdoğan’ın sert ifadeleri, uluslararası kamuoyunda geniş yankı buld

2. Toplantının Arka Planı

  • Stratejik Ortaklık: Türkiye ile Kazakistan arasındaki ilişkiler, üç yıl önce stratejik ortaklığa yükseltilmişti. İki ülke ticaret hacminde 15 milyar doları hedefliyor.

  • Bölgesel Akademik ve Siyasi İşbirliği: Rusya-Ukrayna savaşı, Afganistan krizi ve Orta Doğu’daki son durum da toplantıda ele alındı

3. Erdoğan’ın Temel Mesajları

  1. “Katil devlet İsrail Gazze’de Soykırım Uyguluyor”
    “Gazzeli kardeşlerimize soykırım uygulanıyor. İnsanlık dışı fotoğraflar geliyor. Bir halk açlık ve susuzlukla öldürülüyor. Gazze’de insani durum felaket boyutunda.

  2. Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları İhlali
    Erdoğan, İsrail’in insani yardımları engelleyerek açlığı silah olarak kullandığını, bu eylemlerin uluslararası hukuku çiğnediğini vurguladı

  3. Çağrı: Sesimizi Yükseltelim
    “Barbarlık karşısında İslam ülkeleri başta olmak üzere vicdan sahibi tüm devletlerin sesini yükseltmesi şarttır.” şeklinde güçlü bir çağrıda bulundu

4. Uluslararası Boyut

  • İslam İşbirliği Teşkilatı’na Mesaj: Erdoğan, İİT ve BM nezdinde Türkiye’nin bu zulme karşı aktif diplomasi yürüteceğini belirtti.

  • Türkiye’nin Diplomatik Adımları: Ankara, insani yardımların ulaştırılması ve ateşkes çağrıları için Birleşmiş Milletler ve ilgili aktörlerle temaslarını yoğunlaştırıyor.

5. Türkiye’nin Rolü ve Gelecek Adımlar

  • İnsani Yardım Operasyonları: Türkiye Kızılay ve SİHA’lar aracılığıyla sahada aktif operasyonlar düzenliyor.

  • Diplomatik Girişimler: TBMM’de kurulan Filistin Araştırma Komisyonu, rapor ve önerilerini yakında açıklayacak.

  • Kamuoyu ve STK’lar: Sivil toplum kuruluşları, bu açıklamanın ardından protesto ve farkındalık kampanyalarını hızlandırdı.


Sonuç
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “soykırım” vurgusu, Türkiye’nin Filistin meselesine bakışını bir kez daha ortaya koydu. Ankara, önümüzdeki dönemde hem diplomatik hem de insani cephelerde aktif rol almaya devam edecek.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar