Gündem
MSB’den Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne tepki: Yetki kullanımından asla çekinmeyiz

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Türkiye’nin Kıbrıs’ta garantör ülke yetkilerini kullanmaktan asla çekinmeyeceğini bildirdi.
Akdeniz ve Ege’de Türkiye’nin milli hak ve menfaatlerinden asla taviz verilmeyeceğini kaydeden bakanlık kaynakları, son dönemde Kıbrıs Türklerine yönelik nefret söylemlerinin arttığına dikkat çekti.
Bakanlık kaynakları, “EOKA’cı terör zihniyetinin yeniden canlandırılmaya çalışıldığı görülmektedir. Uluslararası hukuku ve insani değerleri hiçe sayan bu yaklaşım, Kıbrıs Türk halkının meşru haklarını ve güvenliğini hedef almaktadır.” açıklamasını yaptı.
Daha önce de benzeri yaşanan bu durumların, Kıbrıs’ta iki devletli çözüm vizyonunu haklı çıkardığını kaydeden kaynaklar, şöyle devam etti:
“Türkiye, garantör devlet olarak uluslararası anlaşmalar ve uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru haklar çerçevesinde Kıbrıs’ta barış, huzur ve güvenliğin teminatı olmaya devam edecek, garantörlüğün kendisine vermiş olduğu yetkileri daha önce olduğu gibi kullanmaktan asla çekinmeyecektir.”
SURİYE’DEKİ SON DURUM
Suriye’deki son duruma ilişkin soru üzerine kaynaklar, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin, Türkiye için temel bir öncelik olduğunu belirtti.
Bu kapsamda, özerklik talepleri ve bu yöndeki açıklamaların, Suriye’nin egemenliği ile bölgesel istikrara zarar verme potansiyeli taşıdığını ifade eden kaynaklar, şunları kaydetti:
“Suriye’nin toprak bütünlüğünün parçalanmasına ve hangi kisveyle olursa olsun üniter yapısının bozulmasına rıza gösteremeyiz. Net bir biçimde vurgulamak gerekir ki özerk bölge veya adem-i merkeziyetçi söylem veya faaliyetlere Suriye Yeni Yönetimi’nin karşı olduğu gibi biz de karşıyız. Tişrin Barajı’nın kontrolüne ilişkin olarak, Suriye’nin varlıkları ve kaynakları Suriyelilere aittir. Barajın devredilmesine ilişkin hususlar Suriye Geçici Hükümeti Savunma Bakanlığı ve bölgesel aktörler ile koordine edilmekte ve gerekli görüşmeler yapılmaktadır. Bu kapsamda süreç yakından takip edilmektedir.”
PAKİSTAN’A SİLAH YARDIMI İDDİASI
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Türkiye’nin Pakistan’a silah yardımı yaptığına dair haberlerle ilgili sorular üzerine ise şunları söyledi:
“Bazı basın yayın organlarında yer alan, ‘Türkiye, Pakistan’a 6 uçak dolusu silah gönderdi’ iddiası doğru değildir. Türkiye’den hareket eden bir adet nakliye uçağı yakıt ikmali sebebiyle Pakistan’a iniş yapmıştır.
Ardından belirlenen rotasında hareketine devam etmiştir. Yetkili kişi ve kurumların açıklamaları dışında yapılan spekülatif haberlere itibar edilmemelidir. Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanlığı olarak, Güney Asya’da istikrarı tehdit eden ve bölgesel güvenliği ciddi biçimde zedeleyen Pakistan-Hindistan gerilimini büyük bir endişeyle takip etmekteyiz.
İki ülke arasında artan sözlü ve askeri tansiyonun, yalnızca bölge halklarını değil, tüm uluslararası toplumu tehdit eden sonuçlar doğurabileceği açıktır. Bu nedenle Hindistan’ın sorumluluk sahibi davranarak gerilimi tırmandırıcı adımlardan kaçınması, uluslararası hukuk ve diplomasi çerçevesinde hareket etmesi zaruridir.”
Türkiye’nin, kardeş ülke Pakistan’ın haklı güvenlik kaygılarını anlayışla karşıladığını, tarafların barışçıl çözüm yollarına yönelmesini ve uluslararası toplumun bu süreçte yapıcı bir rol üstlenmesinin beklendiğini belirten kaynaklar, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Güney Asya’da istikrarsızlık yaratan her türlü tahrik ve provokatif eylemin karşısında olmaya devam edeceğini vurguladı.
ABD İLE ANKARA’DA YAPILAN TOPLANTI
Bakanlık kaynakları, Türkiye-ABD Yüksek Düzeyli Savunma Grubu Toplantısı’na dair soru üzerine şunları kaydetti:
“Türkiye Cumhuriyeti-Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Düzeyli Savunma Grubu Toplantısı, Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanlığı Savunma Güvenlik Genel Müdürü Tümgeneral İlkay Altındağ ve Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığında Uluslararası Güvenlik İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Vekili Katherine Thompson başkanlığındaki heyetlerin katılımıyla 28 Nisan 2025 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilmiştir.
Taraflar, yakın zamanda karşılıklı olarak en üst düzeyde ifade edildiği üzere, iki ülke arasındaki samimi diyaloğu ilerletme arzusuyla savunma ve savunma sanayi işbirliğinin çeşitli veçhelerinin derinleştirilmesi imkanlarını ele almış, bölgesel ve uluslararası güvenlik meselelerine dair görüş alışverişinde bulunmuş ve stratejik ortaklığın daha da güçlendirilmesine ilişkin kararlılıklarını yinelemişlerdir. Bir sonraki toplantının gelecek sene Amerika Birleşik Devletleri’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilmesi kararlaştırılmıştır.”
“AJAN” İFADESİNE AÇIKLAMA
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, teğmenlerin idare mahkemesine başvurması sebebiyle bakanlık savunmasında geçen ifadelere yönelik sorular üzerine şunları söyledi:
“MSB savunmasında ‘ajan’ kelimesinin kullanılmasına ilişkin, bahsi geçen ifade ‘idare ajanı’ terimi olup, devlet tüzel kişiliği veya diğer yönetim idareleri adına kamusal faaliyetleri yürüten kamu görevlisine verilen isimdir.
Memur, hakim, savcı, asker, akademisyen gibi diğer özel nitelikli kamu görevlilerini de kapsar. Bu tabir kamu görevi icra edenler için literatürde sıklıkla kullanılan hukuki bir terimdir.”
Gündem
“Gazze’deki 9 Yaşındaki Meryem 25 kg’dan 10 kg’a Düştü: Küçük Bedende Büyük Dram”
Açıklaması
Gazze Şeridi’ndeki abluka yüzünden 9 yaşındaki Meryem Devvas’ın kilosu 25’ten 10’a geriledi. Açlık krizi, insani yardım çağrılarını ve uluslararası tepkileri derinlemesine ele alıyoruz.
Giriş
Gazze Şeridi’ni abluka altına alan İsrail, bölge halkını ağır bir insani krizin eşiğine getirdi. 9 yaşındaki Meryem Devvas’ın yaşam mücadelesi, açlık krizinin en çarpıcı simgelerinden biri haline geldi.
“25 kg’dan 10 kg’a düştü; vücut ağırlığının yarısından fazlasını kaybeden bu küçük beden, Gazze’deki çocukların penceresinden görünen en acı gerçek.”
Meryem’in Hayat Mücadelesi
Doğduğu Şehir ve Aile
Meryem, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beyt Lahiya’daki Cevazat bölgesinde Devvas ailesinin 6 çocuğundan biri olarak doğdu. Abluka öncesinde 25 kg olan kilosu, yardım yolunun kapanmasıyla birlikte hızla eridi.
Kilo Kaybının Tıbbi Boyutu
Bir çocukta olması gereken ortalama kilo değerlerinin yarısına inen Meryem’in bağışıklık sistemi çökmüş, fiziksel gelişimi ise büyük oranda durma noktasına gelmiştir. Tıbbi uzmanlar, ani ve bu denli şiddetli kilo kaybının kalıcı organ hasarlarına yol açabileceği konusunda uyarıyor.
Gazze’de Açlık Krizinin Boyutları
-
Artan Ölüm İstatistikleri: Son 24 saatte açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle 5 kişi daha hayatını kaybetti; açlık kaynaklı ölü sayısı 180’e, bunun 93’ü çocuk olmak üzere yükseldi.
-
Çocukların Durumu: Gazze Sağlık Bakanlığı verilerine göre, her dört çocuktan biri kritik beslenme yetersizliği yaşıyor.
-
Sağlık Hizmetlerine Erişim: Abluka nedeniyle hastaneler gıda ve ilaç sıkıntısı çekiyor; kritik vakalara müdahale imkânı azalıyor.
Uluslararası Tepkiler ve Yardım Çağrıları
-
Birleşmiş Milletler Uyarısı: WFP ve UNICEF, Gazze’deki çocuklara acilen kilo takviyesi ve tıbbi malzeme ulaştırılması gerektiğini vurguluyor.
-
Sivil Toplum Kuruluşları: Uluslararası Kızılay ve sivil toplum örgütleri, sınır kapılarının acilen açılarak insani yardıma izin verilmesini talep ediyor.
-
Diplomatik Girişimler: AB ve Arap Birliği, bölgedeki ablukanın kaldırılması için diplomatik yolları zorluyor.
Sorunun Çözümüne Yönelik Öneriler
-
Açlık Ablukasının Hafifletilmesi: Sınır kapılarına insani koridor tanınarak düzenli insani yardım geçişi sağlanmalı.
-
Sağlık Altyapısının Güçlendirilmesi: Bölgedeki geçici sağlık merkezlerine gıda ve ilaç desteği artırılmalı.
-
Psikososyal Destek: Çocukların yaşadığı travmayı hafifletmek için uzman ekipler tarafından psikolojik danışmanlık hizmetleri sunulmalı.
-
Uluslararası Denetim Mekanizması: Yardımların amacına uygun ulaşıp ulaşmadığını denetleyecek bağımsız bir gözlem grubu oluşturulmalı.
Sonuç
9 yaşındaki Meryem Devvas’ın kilosunun 25 kg’dan 10 kg’a gerilemesi, Gazze’deki açlık krizinin acı tablosu… İnsanlığın ortak sorumluluğu, bu dramı durdurmak ve masum çocukları korumaktır. Uluslararası toplumun ve her bireyin seferber olması, bu çocukların umut ışığını yeniden yakacaktır.
Hazırlayan: [FATİH DOĞAN ]
Yayın Tarihi: 04.08.2025
Gündem
Gaziantep’te Aile İçi Cinayetin Sır Perdesi Aralandı: Eyüp Tiryaki’yi Öldürüp Kardeşine Yıkmaya Çalışmışlar
Açıklaması
Gaziantep’in Karkamış ilçesinde 22 Haziran’da aile içi kavgada vurularak öldürülen Eyüp Tiryaki cinayetinin perde arkası ortaya çıktı. Jandarma ekipleri, delilleri yok eden şüphelilerin cinayeti kardeşine yıkmaya kalkıştığını tespit etti.
Olayın Perde Arkası
22 Haziran 2025’te Gaziantep’in Karkamış ilçesi Çiftlik Mahallesi’nde çıkan aile içi tartışmada 29 yaşındaki Eyüp Tiryaki, ağabeyi H.T. tarafından tabancayla vurularak ağır yaralandı. Olay yerine sevk edilen sağlık ekipleri, Tiryaki’yi Nizip Devlet Hastanesi’ne kaldırdı; ancak tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Cenazesi, Gaziantep Adli Tıp Kurumu’ndaki otopsinin ardından toprağa verildi .
Geniş Çaplı Jandarma Soruşturması
Gaziantep İl Jandarma Komutanlığı’na bağlı Asayiş Timleri ve JASAT ekipleri, Cumhuryet Başsavcılığı koordinesinde teknik takip ve saha çalışması yürüttü. Yapılan tespitlere göre ilk saldırgan konumundaki ağabey İbrahim Halil Tiryaki ile babası Muhsin Tiryaki gözaltına alındı; ardından 9’u daha aileden toplam 11 kişi şüpheli sıfatıyla yakalandı .
Delilleri Yok Edip Kardeşe Yıkmaya Çalışmışlar
Soruşturmanın kilit itirafı, şüphelilerden geldi. Çapraz sorguda M.T., N.T., A.T., F.Y., B.Y. ve diğer aile üyeleri; cinayetin işlendiği yerdeki tabanca, mermiler ve olay anına ait izleri temizlediklerini, plan dahilinde olayı Eyüp’ün kardeşine yıkmaya çalıştıklarını kabul etti .
Şüphelilerin Hukuki Süreci
İlk etapta tutuklanan ağabey İbrahim Halil Tiryaki ve baba Muhsin Tiryaki’nin ardından, soruşturma makamları diğer şüpheliler hakkında da “kasten öldürme” ve “delil karartma” suçlarından adli işlem başlattı. Şüpheliler, Gaziantep 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk edilerek tutuklama talepli ek gözaltı süreleri alındı .
Aile İçi Şiddete Karşı Uyarı
Güvenlik güçleri, aile içi anlaşmazlıkların herhangi bir fiziksel müdahaleye dönüşmeden sonlandırılması gerektiğinin altını çiziyor. Jandarma, mahrem sorunların çözümünde adli ve idari mekanizmaların devreye alınmasını, taraflara ve yakınlarına şiddet uygulamaktan kaçınmaları uyarısında bulundu.
Gündem
Şok Etkisi Yaratan Sahte Diploma Skandalında 37 Tutuklama: Bakan Yerlikaya Detayları Açıkladı
Açıklaması:
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sahte diploma ve ehliyet operasyonlarında 37 kişinin tutuklandığını duyurdu. Operasyonun 2 dalga halinde yürütülen detayları, e-imza skandalı ve kamu sistemlerine sızma yöntemleri bu makalede.
Giriş
4 Ağustos 2025 tarihinde İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Türkiye genelinde düzenlenen sahte diploma ve sahte ehliyet operasyonlarının ikinci dalgasını duyurdu. Toplam 197 şüpheliden 37’sinin tutuklandığı, 150’sinin ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı açıklandı. Yürütülen iki büyük baskın dalgası, sahte belgelerle elektronik imza (e-imza) üreten suç örgütünün çökertilmesini sağladı
Operasyonun İki Dalga Halinde Yürütülmesi
-
Birinci Dalga (7 Ocak 2025):
-
23 ilde eş zamanlı baskın
-
126 şüpheli yakalandı, 17 tutuklama
-
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gerçekleştirildi .
-
-
İkinci Dalga (23 Mayıs 2025):
-
16 ilde eş zamanlı operasyon
-
61 şüpheli yakalandı, 20 tutuklama
-
Aranan 10 kişi de sonraki süreçte ele geçirildi .
-
Sahte Belgeler ve E-İmza Vurgunu
Operasyonlar kapsamında ele geçirilen bilgilere göre;
-
Şüpheliler, kamu kurum yöneticilerine ait e-imzaları kopyalayarak devlet sistemlerine yetkisiz erişim sağladı.
-
Bu yöntemle sahte üniversite ve lise diplomaları ile ehliyetler düzenlendi.
-
Çetenin e-imza üzerinden yasa dışı işlemlerle kamu hizmetlerine müdahale ettiği tespit edildi .
Suç Örgütünün Yapısı ve İşleyişi
Yeni Akit’in haberine göre, çetenin iç yapısına dair ifadeler şu şekilde:
-
“Diploma pazarlığı” mesajlaşmaları, 30 bin dolar ile 2,5 milyon TL arasında değişen fiyatlarla yürütüldü.
-
Bazı şüpheliler, sahte diplomalarla inşaat şefliği gibi kritik pozisyonlara yerleştirme teklifleri yaptı.
-
Depremde hayatını kaybeden kişilere ait kayıtların silinerek yerlerine yeni belgeler düzenlenmesi gibi akılalmaz yöntemler uygulandı .
Hukuki Süreç ve Beklenen Davalar
-
Yakalanan 197 şüpheliden 37’si tutuklu; 150’si adli kontrol şartıyla serbest.
-
Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yürütülen soruşturmanın iddianamesi kabul edildi.
-
Şüphelilere, “resmi belgede sahtecilik” ve “suç örgütü kurma” gibi ağır suçlamalar yöneltilecek.
Sonuç ve Kamu Tepkisi
Bu skandal, dijital belge güvenliğinin ne denli kırılgan olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Yetkililer, e-imza altyapısının güçlendirilmesi ve kamu sistemi denetimlerinin sıklaştırılması yönünde adımlar atılacağını belirtirken; toplumda büyük infiale yol açan sahte belge çetesi olayının takipçisi olunacağı vurgulanıyor.
-
Gündem1 hafta önce
MOSSAD İddiası ve Bursa Yangınında Sabotaj Şüphesi: Gerçek Ne?
-
Gündem1 gün önce
Foça’yı Şoke Eden Kayıp: “Efsane Başkan” Ahmet Nihat Dirim’in Oğlu Kerem Dirim Sazlıkta Ölü Bulundu – Vücudunda Derin Kesikler Tespit Edildi!
-
Gündem5 gün önce
“Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı Duyurdu: Bursa Harmancık‑Orhaneli Yangını Kontrol Altına Alındı”
-
Gündem2 gün önce
“Banyoda Boğazından Bıçaklanarak Öldürüldü: Trans Birey Nida Nazlıer Cinayeti ve Ardındaki Gerçekler”
-
Gündem3 gün önce
Aydın’ı Sarsan Bebek Skandalı: 9 Günlük Bebeği Para Karşılığı Satın Alan Çocuk Doktorunun Kan Donduran İtirafı
-
HAVA DURUMU5 gün önce
Meteoroloji Uzmanı Tekin Tarih Verdi: Cuma Günü Sıcaklık Düşüyor, Yağış Geliyor!
-
Gündem3 gün önce
Denizli’de Polis Dehşeti: Ailesini Katleden Memur İntihar Etti, Şok Gerçekler Ortaya Çıktı
-
Gündem5 gün önce
Türkiye, Azerbaycan Üzerinden Cumartesi Günü Suriye’ye Günlük 6 Milyon m³ Doğalgaz Tedarikine Başlıyor