Gündem
MSB kaynakları: SDG şartları yerine getirmedi

Milli Savunma Bakanlığı’nda (MSB) bugün basın bilgilendirme toplantısı düzenlendi.
Suriye başlığında önemli mesajlar veren MSB kaynakları, 10 Mart’ta Suriye hükümeti ile terör örgütü SDG arasında imzalanan mutabakattan bu yana terör örgütü SDG’nin anlaşma şartlarının hiçbirisini yerine getirmediğini vurguladı.
“Suriye’nin siyasi birliğini ve toprak bütünlüğünü bozacak girişimlere devam etmiştir.” ifadelerini kullanan MSB kaynakları, “SDG’nin 08 Ağustos’ta Haseke’de düzenlediği konferansta dile getirdiği ayrılıkçı söylemler Suriye Hükümeti ile imzaladıkları mutabakata uymamaktadır.” dedi.
MSB kaynakları şöyle devam etti:
Suriye hükümetinin “Tek Devlet, Tek Ordu” çağrıları, bölgede uzun yıllardır beklenen huzur ve istikrar ortamı için elzemdir. Beklentimiz imzalanan mutabakata tam olarak uyulması ve sahada bir an önce tatbiki ile istikrarlı, huzurlu, güvenli ve terörsüz Suriye’nin inşasıdır.
Biz en başından itibaren Suriye’nin siyasi birliğini ve toprak bütünlüğünü savunuyoruz ve bunu savunmaya devam edeceğiz. Bu kapsamda dün imzalanan ortak eğitim ve danışmanlık mutabakat muhtırası ile bu isteğimizi bir adım daha ileri taşımış bulunuyoruz.”
SURİYE İLE İMZALANAN “ORTAK EĞİTİM VE DANIŞMANLIK MUTABAKAT MUHTIRASI”
Bakanlık kaynakları, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in Suriyeli mevkidaşı ile imzaladığı “Ortak Eğitim ve Danışmanlık Mutabakat Muhtırası”nın içeriğine dair de açıklama yaptı.
Suriye’nin terörle mücadelesine destek kararlılığının altını çizen Bakanlık kaynakları, “Söz konusu muhtıra ile askeri eğitim ve işbirliğinin koordinesi, planlanması, danışmanlık ile bilgi ve tecrübe paylaşımı, savunma ihtiyaçları doğrultusunda askerî teçhizat, silah sistemleri, lojistik malzemeler ve ilgili hizmetlerin tedarikinin sağlanması ve ihtiyaç halinde kullanımına yönelik teknik destek ve eğitim verilmesi hususları hedeflenmiştir.” dedi.
Gündem
Dev Bir Enkaza Dönüşmüş: Gazze’deki Korkunç Yıkım Havadan Görüntülendi
Açıklaması
Gazze’de uçak ve drone görüntüleri, kentlerin nasıl enkaza dönüştüğünü gözler önüne seriyor. Yıkımın ölçeği, insani kriz ve uluslararası tepkiler.
Giriş
Son günlerde paylaşılan uçak ve drone görüntüleri, Gazze Şeridi’ndeki yıkımın boyutlarını çarpıcı biçimde ortaya koydu. Birçok mahallenin yerle bir olduğu, altyapının tahrip edildiği ve sivillerin hayatta kalma mücadelesinin derinleştiği görülüyor.
Görüntülerin anlattığı: Fiziksel yıkım
Havadan çekilen videolar ve fotoğraflar, bir zamanlar nüfuslu olan sokakların, konutların ve kamu binalarının büyük ölçüde yok edildiğini gösteriyor. Gazze şehirleri — kent merkezleri, banliyöler ve tarım arazileri — birçok yerde enkaz yığınlarına dönüşmüş durumda. Bu görüntüler, hem bağımsız medya kuruluşları hem de insan hakları örgütleri tarafından da doğrulandı.
İnsani sonuçlar: Açlık, sağlık ve yerinden edilme
Saldırılar ve abluka koşulları nedeniyle Gazze’de insani koşullar hızla kötüleşiyor; açlık, su ve sağlık hizmetlerine erişim krizi derinleşti. Resmi ve sivil toplum kaynakları, bölgede artan açlık ölümleri ve hastanelerin çöküşü konusunda uyarılar yapıyor. Bu duruma dair güncel raporlar ve saha gözlemleri yayımlanıyor.
Kanıt ve bağımsız analizler
Amnesty International ve diğer insan hakları kuruluşlarının uydu görüntüleri ve saha doğrulamaları, belirli bölgelerde kapsamlı tahribat ve kasıtlı yıkım örneklerini gösteriyor. Örneğin Khuza’a gibi yerleşim yerlerinde meydana gelen total tahribat, uydu verileriyle belgelendi. Bu tür kanıtlar, hem uluslararası soruşturmalar hem de insani yardım planlaması için kritik önemde.
Uluslararası tepkiler ve çağrılar
Çok sayıda ülke, uluslararası örgüt ve dışişleri yetkilisi, Gazze’ye acilen insani yardım ulaştırılması çağrısında bulundu. Bazı ülkeler silah transferlerini askıya alma, yardım koridorlarının açılması ve soruşturmaların başlatılması yönünde taleplerde bulundu. Ayrıca küresel kamuoyunda “yardım seli” çağrıları yapılıyor.
Gündem
Ankara’da Sahte Facebook Profili Kurup Başkasının Fotoğraf ve Bilgilerini Yayan Kişiye Yargıtay’dan 2 Yıl 1 Ay Hapis
Yargıtay 12. Ceza Dairesi, başkasının adı, fotoğrafı ve iletişim bilgilerini kullanarak sahte sosyal medya hesabı açıp paylaşımlar yapan kişinin “verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” suçundan verilen 2 yıl 1 ay hapis cezasını onadı; karar üst mahkeme aşamalarında önce beraat, sonra istinafla ceza şeklinde değişti.
Ankara davasının kısa özeti
Beypazarı Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada ilk derece mahkemesi sanık hakkında “suçu işlediğine dair kesin delil bulunmadığı” gerekçesiyle beraat kararı verdi. İstinaf incelemesi sonucunda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Ceza Dairesi, beraati bozup eldeki deliller ışığında sanığı “verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” suçundan 2 yıl 1 ay hapse mahkûm etti. Dosya Yargıtay’a taşındı ve Yargıtay 12. Ceza Dairesi söz konusu mahkûmiyeti onadı.
Suç niteliği ve hukuki dayanak
Mahkeme kararında suç vasıfı olarak Türk Ceza Kanunu’nun 136. maddesi — “Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” esas alındı. Bu maddeye göre kişisel verileri hukuka aykırı biçimde veren, yayan veya ele geçiren kişiler 2 yıldan 4 yıla kadar hapis ile cezalandırılabiliyor; ağırlaştırıcı hallerde ceza artabiliyor. (Somut olayda mahkeme, sanığın başkasına ait fotoğraf, isim ve iletişim bilgilerini kullanarak sahte profil oluşturup paylaşımlar yaptığını dikkate aldı.)
Olayın toplumsal önemi ve sonuçları
-
Gizlilik ve kişisel veriler: Bu karar, sosyal medyada başkasının kimliğini, fotoğrafını veya iletişim bilgisini izinsiz kullanmanın cezai yaptırımlarla sonuçlanabileceğine ilişkin örnek teşkil ediyor
-
Hukuki süreç: Davada önce beraat, ardından istinafla ceza verilmesi ve sonrasında Yargıtay onayı, delil değerlendirmesinin farklı yargı kademelerinde nasıl farklı sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor.
Uzman yorumu — kısa (habere ek için)
Hukuk uzmanları, sahte hesaplar ve kişisel verilerin paylaşımının TCK 136 kapsamında değerlendirildiğini, delil toplama ve ispat süreçlerinin davanın sonucunu belirlemede kritik olduğunu vurguluyor. Ayrıca, mağdurların sosyal medya platformları vasıtasıyla hızlı delil tespiti ve içerik kaldırma taleplerinde bulunmaları gerektiği belirtiliyor.
Gündem
Trump–Putin Zirvesinden Ne Çıktı? Dünya Basını Zirveyi Böyle Değerlendirdi
Açıklama : Alaska’daki Trump–Putin zirvesi ateşkes getirmedi. Dünya basını zirveyi nasıl değerlendirdi? Analizler, uzman yorumları ve ileriye dönük etkiler — detaylı güncel haber bülteni.
Öne Çıkan Nokta (kısa özet): Alaska’da gerçekleşen Trump–Putin zirvesi somut bir ateşkes veya Ukrayna’da savaşı sonlandıracak bir anlaşma ile sonuçlanmadı. Her iki lider “gördüklerimiz ilerleme” derken, toplantı pratik kazanımlar getirmedi; fakat dünya basını, zirvenin sembolik ve diplomatik boyutlarını farklı açılardan yorumladı.
Zirvenin somut sonuçları
-
Ateşkes veya anlaşma yok: Zirve, Moskova’nın Ukrayna’daki savaşıyla ilgili herhangi bir somut ateşkes ya da mevzii anlaşma sağlamadan sona erdi. Liderler görüşmeyi “verimli” diye nitelendirse de, sahada derhal uygulanacak bir yol haritası açıklanmadı
-
Gelecek görüşme ihtimali: Taraflar bir sonraki görüşmeye kapı bıraktı; Trump, gelecekte Ukrayna liderinin de yer alabileceği bir görüşmeden söz etti ama tarih ya da format belirlenmedi.
-
Gözle görülür diplomatik jestler: Putin’e ABD’deki resmi karşılama, Trump’un resmi araçları ve B-2 bombardıman uçağı gösterisi gibi optikler, zirvenin görsel ve sembolik tarafını güçlendirdi. Bu sahnelemeler dünya basınında “Putin’e güç gösterisi” olarak yorumlandı
Dünya Basınının Değerlendirmesi — Genel Bakış
-
Batılı haber ajansları: “No deal” tespiti. Reuters, Washington Post ve Al Jazeera gibi yayınlar zirveyi “Ukrayna konusunda ilerleme sağlanamadı” biçiminde özetledi; haberlerde hem oluşmayan ateşkes hem de liderlerin ortak fotoğrafının verdiği diplomatik kazanımlar vurgulandı.
-
Analiz yayınları: Putin’in sembolik zaferi. Time ve çeşitli analiz odaklı yayınlar, fiili bir anlaşma olmamasına karşın Putin’in uluslararası sahnede “muhatap eşitliği” kazanarak diplomatik bir başarı elde ettiğini belirtti. Buna karşılık Trump’ın “anlaşma yok” ifadesi liderlik iddiasına gölge düşürdü şeklinde yorumlanan yazılar da çıktı.
-
Avrupa tepkileri parçalı: uyarı ve temkin. Birçok Avrupa lideri zirveye temkinli yaklaştı; bazıları görüşmeyi “tehlikeli boyutta normalleşme riski” olarak değerlendirdi, bazı merkez sağ aktörler ise diyaloğun sürmesini destekledi. Reuters derlemeleri bu karışık tepkiyi aktardı.
Uzmanların ve düşünce kuruluşlarının yorumları
-
Gecikme ve taktik: Atlantic Council gibi kuruluşlar, Putin’in stratejisinin “oynatma ve geciktirme” (stalling) olduğuna dikkat çekti; amaç, sahada kazanımlarını güvence altına alırken diplomatik zeminde taviz vermemek.
-
Trump’ın rolü ve riskleri: Uzmanlar Trump’ın bireysel diplomasi tarzının kısa vadede sonuç üretemediğini, fakat iç siyasette “barış arayışı” söyleminin siyasi sermaye sağlayabileceğini belirtiyor. Buna karşılık bazı analistler, Ukrayna olmadan yürütülecek pazarlıkların meşruiyet sorunu taşıdığını vurguladı.
Bölgesel ve küresel etkiler — kısa/orta vadede ne değişir?
-
Ukrayna cephesinde hemen bir duraklama beklenmiyor: Sahadaki çatışmalar, zirvenin hemen ardından da sürmeye devam etti; bu yüzden kısa vadede dramatic bir düşüş olası görünmüyor.
-
Batı ittifakı dinamikleri: Zirve, NATO ve AB içinde danışma ve koordinasyon ihtiyacını yeniden gündeme taşıdı; bazı ülkeler Moskova’ya baskının sürmesi gerektiğini tekrar vurguladı.
-
Rusya’nın diplomatik kazanımı: Putin’in Batı’da normalleşme sinyali alması Moskova’ya psikolojik ve jeopolitik katkı sağladı; ancak ekonomik yaptırımlar ve yargı süreçleri kısa sürede ortadan kalkacak gibi görünmüyor.
Uzun vadede izlenecek göstergeler (kontrol listesi)
-
Taraflar arasında resmi ve yazılı anlaşma girişimi olup olmadığı.
-
Sahadaki çatışma yoğunluğunda kalıcı bir düşüş işareti.
-
Batı liderlerinin ortak açıklama ve yaptırım koordinasyonundaki tutum değişimleri.
Sonuç — Ne kadar önemliydi?
Zirve, kısa vadede pratik bir barış veya ateşkes sağlamasa da Putin için sembolik bir kazanım, Trump için ise vaat edilen barışı sağlama iddiasında bir sınav oldu. Dünya basını genel olarak “somut sonuç yok ama sembolik etkiler büyük” çizgisinde birleşiyor; bu da gelecekteki diplomasi hamlelerini ve uluslararası algıyı etkileyecek.
-
Sağlık1 hafta önce
10 bin adımı unutun: Bu teknikle yürümek kalp krizi ve felç riskini azaltıyor
-
Ekonomi5 gün önce
Bahçelievler Belediye Başkanı Hakan Bahadır pazarda tartıştı — 36.000 TL’lik ayakkabı iddiası sosyal medyayı salladı
-
Spor1 hafta önce
Feyenoord De Kuip’te Fenerbahçe’yi 2-1 Mağlup Ederek İlk Avantajı Yakladı
-
Teknoloji5 gün önce
Dolandırıcıların tuzağına düşmeyin! Sakın “Evet” DEMEYİN
-
Spor1 hafta önce
Son Dakika: Türk Spor Basınının Duayen İsmi Ümit Aktan, 76 Yaşında Hayatını Kaybetti
-
Spor1 hafta önce
Yıldız Futbolcuya Şok İddia: Model Sevgilisini Merdivene Bağlayıp İşkence Ettiği İleri Sürüldü
-
Sağlık1 hafta önce
Aşırı Karpuz Tüketimi Migreni Tetikliyor: Yeni Araştırma Nitrit Patlamasını Ortaya Koydu
-
Teknoloji1 hafta önce
Telegram’da Suç Çukuru Derinleşiyor: Milli ve Dini Değerlere Hakaret, Tehdit ve Devlete Meydan Okuma