Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Magazin

Metin Akpınar’a açılan 10 milyon TL’lik dava ertelendi — Duygu Nebioğlu: “Tek gecelik ilişki açıklaması beni yıktı”

Yayımlandı

üzerinde

Metin Akpınar’a açılan 10 milyon TL’lik dava ertelendi — Duygu Nebioğlu: “Tek gecelik ilişki açıklaması beni yıktı”

Antalya, 22 Kasım 2025 — 13:30 
Okuma süresi: ~2 dakika

Yeşilçam’ın usta ismi Metin Akpınar’a karşı açılan 10 milyon TL’lik tazminat davasının duruşması, karşı tarafın sosyal ve ekonomik araştırma tutanağının dosyada bulunmaması gerekçesiyle ertelendi. Mahkeme, eksik tutanağın emniyet tarafından hazırlanıp dosyaya girmesini bekleyerek duruşmayı erteledi.

Nebioğlu: “Tek gecelik ilişki açıklaması beni yıktı”

Dava tarafı olan Duygu Nebioğlu, adliye çıkışında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Metin Akpınar’ın annesiyle ilişkisinden ‘tek gecelik’ olarak söz edilmesinin hem kendisini hem de annesini toplum önünde itibarsızlaştırdığını ve bunun tazminat davasının ana sebeplerinden biri olduğunu söyledi: “Tek gecelik ilişki açıklaması beni duygusal olarak yıktı.”

Dosyanın arka planı — DNA ve önceki süreç

Kamuoyunda büyük yankı uyandıran süreçte, daha önce yapılan DNA testi ve mahkeme kararıyla Duygu Nebioğlu’nun Metin Akpınar’ın biyolojik kızı olduğuna dair haberler dosyada yer almıştı. Bu tespit, davanın hem hukuki hem de tartışmalı magazinsel yönünü güçlendiriyor.

Mahkeme süreci ve hukukçular ne diyor?

Mahkeme tutanaklarına göre ertelenme gerekçesi, “sosyal ve ekonomik araştırma tutanağının dosyada olmaması” olarak kaydedildi. Hukukçular, benzer davalarda sosyal-ekonomik araştırma tutanaklarının talep edilecek tazminatın belirlenmesi ve tarafların mali durumunun tespiti açısından önemli olduğunu; eksik belge durumunda mahkemelerin sıklıkla erteleme kararı verdiğini hatırlatıyor. Emniyet tarafından hazırlanacak tutanağın dosyaya girmesinin ardından yeni duruşma tarihi belirlenecek.

Kamuoyu ve sosyal medya etkisi

Dosya, basın ve sosyal medyada yoğun tartışma yarattı. Hukukçular; mahkeme sürecinin deliller üzerinden yürütülmesi gerektiğini, kamuoyunun ve medyanın davayı etkilememesi gerektiğini vurguluyor. Nebioğlu ise açıklamalarında hem maddi hem manevi tazminat talebinde ısrar ettiğini belirtti.

Sonuç — ne bekleniyor?

Davanın bir sonraki adımı, emniyetin hazırlayacağı sosyal ve ekonomik araştırma tutanağının dosyaya girmesiyle belirlenecek yeni duruşma tarihinin açıklanması olacak. FATİHDOGANMEDYA olarak gelişmeleri takip edip, resmi mahkeme evrakları ve taraf açıklamaları geldikçe güncelleyeceğiz.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Magazin

Mehmet Ali Erbil evinde fenalaştı

Yayımlandı

üzerinde

Mehmet Ali Erbil evinde fenalaştı

FatihDoganMedya | 22 Kasım 2025, 01:15  · Okuma süresi: 3 dakika

Özet: Ünlü şovmen Mehmet Ali Erbil, evinde aniden fenalaştı. İlk müdahale çağrılan doktor tarafından yapıldı; Erbil’in kaçış sendromu rahatsızlığının nüksettiği, şu anda evinde dinlendiği ve sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.


Olayın perde arkası

İddialara göre, Mehmet Ali Erbil gece saatlerinde evinde aniden kötüleşti. Durumu fark eden yakınları sağlık ekiplerini ve doktoru çağırdı; gelen doktor tarafından yapılan ilk müdahalenin ardından Erbil kontrol altına alındı ve istirahat etmesi istendi. Basına yansıyan bilgilerde ünlü ismin taburcu ya da hastaneye kaldırıldığı yönünde bir bilgi yer almıyor; Erbil’in evinde dinlendiği ve genel sağlık durumunun iyi olduğu aktarıldı.

Hangi rahatsızlık nüksetti?

Haberlere göre Erbil’de “kaçış sendromu” (Sistemik Kapiller Kaçak Sendrom — SCLS) atakları yeniden nüksediyor. Kaçış sendromu, kılcal damarlardan plazmanın çevre dokuya kaçmasıyla seyreden nadir fakat ciddi bir durum olup; atak döneminde tansiyon düşüklüğü, ödem, halsizlik ve organ fonksiyonlarında bozulmaya kadar varabilen belirtiler görülebilir. Uzman kaynaklar, SCLS ataklarında erken müdahalenin hayati önem taşıdığını vurguluyor.

Sağlık durumu ve yetkililerden açıklama

Resmi bir hastane veya aile açıklaması bulunmamakla birlikte, haber akışında yer alan yerel kaynaklar doktor kontrolünde istirahat eden Erbil’in durumunun stabil olduğu bilgisini paylaşıyor. Olayla ilgili soruşturma veya ek sağlık açıklaması geldiğinde haberimiz güncellenecektir.

Kaçış sendromu nedir? (Kısa bilgi)

  • Tanım: Kılcal damarlardan plazmanın dışarı sızmasıyla ortaya çıkan, nadir görülen bir sendromdur.

  • Belirtiler: Ani tansiyon düşmesi, vücutta şişlik/ödem, halsizlik, baş dönmesi, bulantı; atak şiddetine göre organ yetmezliği görülebilir.

  • Tedavi: Atak yönetimi yoğun tıbbi gözetim ister; bazı vakalarda IVIG, destek tedavi ve agresif sıvı/ilaç yönetimi gündeme gelir. Tanı ve tedavi mutlaka uzman hekim tarafından yönetilmelidir


Ne bekleyebiliriz?

Bu tür haberlerde ilk 24–48 saat bilgi akışı hızlı değişebilir. Aile ya da yakın çevreden gelecek resmi bir açıklama ile olay netleşir; sağlık durumu ile ilgili güncelleme geldiğinde FatihDoganMedya sayfasında ve sosyal kanallarımızda paylaşacağız. (Not: şu anda basına yansıyan haberler doktor müdahalesi ve istirahat bilgisini aktarıyor.)

Okumaya Devam Et

Magazin

GÜLLÜ’NÜN ÖLÜMÜNDE KİLİT İSİMDEN FLAŞ İDDİA: “ANNEMİ BEN ÖLDÜRDÜM” DEDİ

Yayımlandı

üzerinde

GÜLLÜ’NÜN ÖLÜMÜNDE KİLİT İSİMDEN FLAŞ İDDİA: “ANNEMİ BEN ÖLDÜRDÜM” DEDİ

FATİHDOĞANMEDYA — 20 Kasım 2025, 13:10 (TSİ)
Okuma süresi: ~2 dakika 15 saniye

Yalova’da 26 Eylül’de evinin penceresinden düşerek hayatını kaybeden arabesk sanatçısı Güllü’nün ölümüyle ilgili soruşturmada yeni ve çarpıcı bir iddia daha gündeme geldi. İddiaya göre; olayla ilgilenen bazı tanıklar ve eski patron olduğu belirtilen Ferdi Aydın, Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter’in bir yakın arkadaşa “Annemi ben öldürdüm” dediğini öne sürdü. Bu iddia, soruşturmanın seyrini etkileyebilecek yeni delil tartışmalarını alevlendirdi.

Detaylar
— İddianın sahibi olduğu belirtilen Ferdi Aydın, adliye çıkışında yanındaki belgeler ve WhatsApp yazışmalarını kanıt olarak sunduklarını belirtti. Aydın’ın açıklamaları basına yansıdı; savcılık iddiaları ve sunulan materyalleri incelemeye aldı.

— Olayın başlangıçta “kaza” olarak değerlendirildiği, daha sonra bazı tutarsızlıklar ve delil incelemeleri nedeniyle dosyanın cinayet bürosuna intikal ettiği kamuoyuna yansımıştı. Bazı haber kaynakları olay yerindeki kriminal rapor ve tırnak-altı örneklerinin incelendiğini, ancak kesin bir DNA eşleşmesinin henüz açıklanmadığını bildiriyor.

— Sosyal medyada ve bazı yayınlarda dolaşıma giren video, ses ve mesaj iddiaları dosyaya ek materyal olarak sunuldu; ancak yetkililer bu tip materyallerin laboratuvar incelemesinden geçirilmeden delil olarak kabul edilemeyeceği uyarısında bulunuyor. Hukukçular, tek bir söz veya yazışmanın hükme yeterli olmayacağını, tüm teknik ve adli bulguların birlikte değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor.

Aile ve savunma hattı
Kamuoyuna yansıyan beyanlarda Tuğyan Ülkem Gülter’in, basına yansıyan ifadelere göre o gece alkollü olduğunu ve dengesini kaybederek annesinin camdan düştüğünü söylediği aktarılmıştı. Gülter’in savunması ve adliye sürecindeki ifadesi soruşturma dosyasında yer alıyor; ilgili makamların resmi açıklamaları bekleniyor.

Uzman görüşü — neye dikkat edilmeli?
Adli tıp ve hukuk uzmanları, şu başlıklara dikkat çekiyor: (1) Dijital yazışmaların doğrulanması (sahtecilik riski), (2) telefon ve uygulama yedeklerinin adli bilişimle incelenmesi, (3) olay yeri ve kriminal bulguların bağımsız laboratuvar raporlarıyla desteklenmesi, (4) tanık beyanlarının çelişkilerinin giderilmesi. Uzmanlar, medyatik iddiaların soruşturmanın seyrini etkilemesinin mağdur yakınları ve adalet süreci açısından risk oluşturduğunu vurguluyor.

Ne olacak?
Savcılık ek incelemeler, bilirkişi raporları ve teknik delil talepleriyle dosyayı genişletebilir. İddiaların kesinliğinin tespiti için resmi kurumların (savcılık, adli tıp, kriminal laboratuvarlar) sonuçları bekleniyor. FatihDoğanMedya, resmi açıklamalar gelene dek iddiaları “soruşturma aşamasında” olarak aktarmaya devam edecektir.

Kaynak notu (kısa): Bu haber, soruşturma sürecinde medyaya yansıyan adliye beyanları, sosyal medyada yayılan iddialar ve ilgili haber içeriklerinden derlenmiştir. İddialar soruşturma aşamasındadır; resmi makam açıklamaları haberdeki bilgilerin niteliğini değiştirebilir. Başlıca referanslar: basında yansıyan haber ve video kayıtları.

Okumaya Devam Et

Magazin

Nicolas Cage, Hz. Yusuf rolüyle Oğul ile 21 Kasım’da sinemada — Türkiye gösterimi ve detaylar

Yayımlandı

üzerinde

Nicolas Cage, Hz. Yusuf rolüyle Oğul ile 21 Kasım’da sinemada — Türkiye gösterimi ve detaylar

FatihDoganMedya | 19 Kasım 2025, 14:30 (İstanbul) · Okuma süresi: 3 dakika

Hollywood’un sürpriz oyuncularından Nicolas Cage, Lotfy Nathan imzalı The Carpenter’s Son adlı yapımın Türkiye gösteriminde Oğul adıyla vizyona girecek filminin başrolünde yer alıyor. Yapımın Türkiye vizyon tarihi 21 Kasım 2025 olarak açıklandı; Nicolas Cage filmde Joseph (haber kaynaklarında yer aldığı şekliyle “Hz. Yusuf”) karakterini canlandırıyor

Film hakkında kısa bilgi

Oğul (orijinal adı The Carpenter’s Son), yönetmen ve senarist Lotfy Nathan imzası taşıyan, aile, inanç ve korku-gerilim unsurlarını harmanlayan bir yapım olarak tanımlanıyor. Filmin başrollerinde Nicolas Cage’in yanı sıra Noah Jupe, FKA twigs ve Isla Johnston bulunuyor; yapım uluslararası bir ortak üretim olarak kayıtlarda yer alıyor.

Konu ve Cage’in rolü

Yapımın fragmanlarında ve ön tanıtımlarında, Cage’in canlandırdığı Joseph karakterinin aileyi koruma içgüdüsü, inançla yüzleşme ve karanlık güçlerle mücadele temaları etrafında şekillenen sert, zaman zaman paranoyak bir baba profili çizdiği görülüyor. Film, dini referansları ve mitolojik öğeleri korku-gerilim türünün içine sokan iddialı bir anlatıya sahip olarak sunuluyor.

Türkiye dağıtımı ve gösterimler

Filmin Türkiye dağıtımını SugarWorkz ve TAFF Pictures üstlendiği bildirildi; yerel pazarda 21 Kasım 2025’te vizyona girmesi planlanıyor. Bilet satışları ve gösterim saatleri, sinema zincirlerinin programlarına göre haftanın başında açıklanacaktır.

Yapım notları ve beklentiler

  • Yönetmen Lotfy Nathan daha önce festivallerde dikkat çekmiş bir isim; bu yapımda mitolojik ve teolojik temaları korku sinemasıyla harmanlama çabası dikkat çekiyor.

  • Nicolas Cage’in kariyeri, beklenmedik ve cesur seçimlerle dolu; Oğul için de benzer bir merak ve tartışma bekleniyor. Fragman ve ilk görseller, hem sinemaseverlerin hem de eleştirmenlerin ilgisini çekti.

Neden konuşuluyor?

Filmin tartışma yaratmasının başlıca sebepleri arasında ünlü bir Hollywood yıldızının İncil/Kutsal hikâye çağrışımı olan bir karakteri canlandırması; dini temaları korku-gerilim estetiğiyle buluşturması; ve Lotfy Nathan gibi genç bir yönetmenin alışılmış kalıpların dışına çıkması yer alıyor. Türkiye’deki haber ajansları ve magazin siteleri, Cage’in “Hz. Yusuf” olarak anıldığı haberlerle filmi gündeme taşıdı; bu çerçevede kültürel duyarlılıklara dikkat edilerek izleyici tepkileri takip edilecek.


Öne çıkan bilgiler (kısa)

  • Film adı (TR): Oğul.

  • Orijinal ad: The Carpenter’s Son.

  • Vizyon tarihi (Türkiye): 21 Kasım 2025.

  • Yönetmen / Senaryo: Lotfy Nathan.

  • Başrol: Nicolas Cage (Joseph / haberlerde “Hz. Yusuf” olarak geçiriliyor)

  • Dağıtım (TR): SugarWorkz, TAFF Pictures.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar