Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Politika

Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal Aras’ın aile evine molotoflu saldırı — SON DAKİKA

Yayımlandı

üzerinde

MOLOTOFLU SALDIRININ İLK GÖRÜNTÜLERİ ORTAYA ÇIKTI, KOMŞULAR YANGINA MÜDAHALE ETTİ (AYKUT KURT – MUSTAFA ALTAR ZEYHAN – ÜMMÜ GÜLSÜM DURAL/MUĞLA-İHA)

MOLOTOFLU SALDIRININ İLK GÖRÜNTÜLERİ ORTAYA ÇIKTI, KOMŞULAR YANGINA MÜDAHALE ETTİ (AYKUT KURT – MUSTAFA ALTAR ZEYHAN – ÜMMÜ GÜLSÜM DURAL/MUĞLA-İHA)

Muğla / Menteşe — 01 Eylül 2025, gece saatleri • Okuma süresi: 3 dakika

Özet (lead): Muğla’nın Menteşe ilçesinde, Muslihittin Mahallesi Doğan Sokak’taki bir apartman dairesinin balkonuna molotof kokteyli atıldı. Saldırının, Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal Aras’ın ailesine ait daireye yönelik olduğu; olay sırasında evde yaşlı yakınlarının bulunduğu ve komşuların müdahalesiyle yangının büyümeden söndürüldüğü bildirildi.


Muğla’nın Menteşe ilçesi Muslihittin Mahallesi’ndeki Çardak Apartmanı’nda 1 Eylül 2025 gecesi bir dairenin balkonuna molotof kokteyli atıldığı yönünde ihbarlar geldi. Birkaç farklı yerel haber kaynağı olayı “gece saatlerinde” duyurdu; bazı kaynaklar saldırının 22:45 civarında, diğerleri ise 23:00-23:20 aralığında bildirildiğini aktarıyor.

Edinilen bilgiye göre hedef alınan dairenin, Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal Aras’ın ailesine ait olduğu belirtildi. Olay sırasında evde Başkan Köksal Aras’ın anneannesi ve dedesinin bulunduğu, herhangi bir can kaybı ya da ağır yaralanma yaşanmadığı bildirildi.

Balkona atılan molotofların neden olduğu küçük çaplı yangına ilk müdahaleyi apartman sakinleri ve çevredeki vatandaşlar gerçekleştirdi; komşuların hızlı davranışı sayesinde yangın büyümeden söndürüldü ve olası daha büyük bir felaket önlendi. Olay yerinde itfaiye ve polis ekipleri sevk edilerek inceleme başlattı.

Görgü tanıkları ve güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerde, saldırgan olduğu değerlendirilen iki kişinin binaya yaklaşarak şişeleri fırlattığı, ardından koşarak uzaklaştıkları yer alıyor. Bazı görgü tanıkları şüphelilerin olay öncesinde çevredekilere apartmanı ve daireyi sorduklarını ifade etti; polis ekipleri kaçan şüphelileri yakalamak için çalışma yürütüyor. Olay yeri inceleme ekipleri delil toplama ve kamera kayıtlarını inceleme çalışmalarına başladı.

Olayın ardından Menteşe Belediye Başkanı ile bölgedeki bazı belediye yetkililerinin olay yerine geldiği, aileyle görüştükleri ve Emniyet’in geniş çaplı soruşturma başlattığı aktarılıyor. Yetkililerden veya resmi makamlardan henüz yapılan açıklamalara dair kapsamlı bir bildiri yayınlanmadı; soruşturmanın seyri ve şüphelilerin yakalanmasına ilişkin gelişmeler bekleniyor.

Ne biliniyor / Bilinmeyenler

  • Bilineni: Saldırının hedefinin belediye başkanının ailesine ait daire olduğu; evde yaşlı yakınlarının bulunması; komşuların yangına müdahalesiyle can kaybı olmadığı.

  • Bilinmeyeni: Saldırının arkasındaki motivasyon, kimlerin planladığı ve saldırganların kimlikleri henüz resmi olarak doğrulanmadı. Polis soruşturması sürüyor.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Politika

Gazze’de “Askeri Kumar” Krizi: Netanyahu’nun İşgal Planında Yalnız

Yayımlandı

üzerinde

Tarih: 30 Ağustos 2025 — Saat: 14:30
Okuma süresi: 6 dakika
Kaynak: FatihDoganMedya

Özet (lead)

İsrail güvenlik kabinesinin Gazze’nin “tam kontrolü/işgali” yönündeki kararı, Başbakan Benjamin Netanyahu’nun ısrarı ve askeri hamlenin başlatıldığı yönündeki işaretlerle birlikte hem uluslararası toplumda hem de İsrail içinde geniş tepki yarattı. Eleştiriler, bu hamlenin “askeri bir kumar” olduğu; rehine güvenliği, insanî felaket riski ve İsrail’in diplomatik yalnızlığı açısından büyük risk taşıdığı yönünde yoğunlaşıyor.


Ne olup bitiyor? (Kısa, doğru ve net)

  • İsrail güvenlik kabinesi, Gazze’nin geniş çaplı olarak “kontrol altına alınması/işgal” planını onayladı ve ordunun işgal planının ilk aşamalarını başlattığı bildiriliyor.

  • Planın uygulanması; Gazze Şehri’nin “savaş bölgesi / tehlikeli mücadele bölgesi” ilan edilmesi ve askerî operasyonların yoğunlaştırılması adımlarını içeriyor. Bu adım, insani ara vermelerin fiilen sonlandırılması anlamına geliyor.

  • Eski üst düzey askerî ve istihbarat yetkilileri ile bazı güvenlik çevreleri, hamlenin rehinelerin hayatını riske attığını ve “vahşi bir kumar” olduğu uyarısında bulunuyor.


Neden “askeri kumar” deniyor? Riskler ve tartışma

  1. Rehine riski: Hükümetin önceliği işgal ve kontrol almak olarak görünürken, kamuoyu ve bazı uzmanlar rehine kurtarma/ takas anlaşmalarının öncelikle ele alınmasını savunuyor. Anketler halkın büyük bölümünün önce rehinelerin güvenliğinin sağlanmasını istediğini gösteriyor.

  2. Askerî kayıp olasılığı: Kent içinde yapılacak büyük ölçekli bir şehir savaşı; yerel direniş unsurlarının kazandığı taktik avantaj, mayın/uzun süreli gerilla çatışmaları ve yüksek askeri zayiat riski barındırıyor.

  3. İnsani çöküş: İşgal ve kuşatmanın sürmesi, zaten ağır insani kriz altında olan Gazze’de açlık, sağlık hizmeti çöküşü ve kitlesel yerinden edilme riskini daha da artırıyor. Birçok uluslararası kurum ve haber kaynağı, bölgede insani krizin alarm verici boyutta olduğunu raporluyor.

  4. Diplomatik yalnızlık ve ambargolar: Sert askeri adımların genişlemesi, İsrail’in bazı uluslararası aktörlerle ilişkilerini zorlayabilir; ekonomik, diplomatik ve siyasi sonuçları olabilir.


İç siyaset: Netanyahu neden ısrar ediyor?

  • Netanyahu yönetimi, Hamas’ın askeri kapasitesini kırmak ve Gazze üzerinde “güvenlik kontrolü” sağlamak gerektiğini savunuyor. Bu politika hem güvenlik kabinesi içinde hem de Netanyahu’nun siyasi tabanında destek buluyor. Ancak güvenlik ve istihbarat çevrelerinden önemli çekinceler yükseliyor; eski komutanlar ve istihbarat şefleri operasyonun zamanlaması ve hedefleri konusunda uyarılarda bulunuyor. ReutersPBS


Uluslararası tepki ve insani durum

  • Birleşmiş Milletler, insani yardıma erişimin engellenmesi ve halkın açlık, sağlık hizmeti yetersizliği nedeniyle büyük bir insani felaketle karşı karşıya olduğunu vurguluyor; bazı uluslararası aktörler açıkça endişelerini dile getiriyor.

  • Bazı Avrupa ve bölge hükümetleri, sivillerin korunması çağrısında bulunurken, müzakere ve rehin takası yoluyla gerilimin düşürülmesi yönünde baskı yapıyor.


Olası senaryolar (kısa analiz)

  1. Hızlı operasyon + yönetilen geri çekilme: İsrail kısa süreli yoğun bir operasyon yapar, sınırlı hedeflerle yetinir. Ancak şehir savaşlarının doğası bu tür senaryoda bile yüksek risk getirir.

  2. Uzun süreli işgal + isyan/direniş: Kalıcı kontrol çabası Gazze’de süregelen bir isyan ve gerilla savaşı doğurabilir — hem askerî hem siyasi maliyetler yükselir.

  3. Diplomasiye dönüş / takas anlaşması: İç ve dış baskılar artarsa, Netanyahu hükümeti sınırlı tavizler vererek rehin takası yönünde adım atabilir; ancak bu da siyasi olarak maliyetli olabilir.


Önemli tarihsel arka plan (kısa)

  • 7 Ekim saldırıları, sonrasında başlayan geniş çaplı İsrail operasyonları ve Gazze’ye yönelik hava+kara harekâtları, bölgedeki gerginliğin temel nedenleri olarak biliniyor. Son aylarda yaşanan yoğun çatışmalar, büyük yıkıma ve kitlesel yerinden edilmeye yol açtı.

Okumaya Devam Et

Politika

Kurtuluş Savaşı’nın “Halide Onbaşı”sı: Halide Edib Adıvar’ın Milli Mücadele Serüveni

Yayımlandı

üzerinde

Yayın bilgisi: 30 Ağustos 2025 | 11:05 · Okuma süresi: 4 dakika
Haber / FATİHDOGANMEDYA

İstanbul’dan Cepheye: Bir Kadın, Bir Milletin Sesi
Halide Edib Adıvar — kamuoyunda sıkça anıldığı şekilde “Halide Onbaşı” — 1884 doğumlu, edebiyatçı, gazeteci ve Milli Mücadele’nin aktif isimlerinden biridir. Hem İstanbul’daki mitinglerde yaptığı etkili konuşmalar hem de Anadolu’ya geçip sahada katkıda bulunmasıyla dönemin simge isimleri arasında yer alır

Mitinglerden Cepheye: 1919–1921 yılları

İzmir’in işgalinin ardından 1919 yazında düzenlenen Fatih, Üsküdar ve Sultanahmet mitinglerinde Halide Edib’in yaptığı konuşmalar, halkı işgale karşı harekete geçirmek bakımından büyük etki yarattı. Sultanahmet’teki hitabeti özellikle dönemin kamuoyunda geniş yankı buldu; bu konuşmalar Millî Mücadele’nin moral cephesine ciddi katkı sağladı.

1920 yılında eşiyle birlikte gizlice Anadolu’ya geçerek Milli Mücadele saflarında yer alan Halide Edib’e, sivil bir katılımcı olmasına rağmen cephedeki hizmetleri karşılığında önce “onbaşı”, daha sonra “üstçavuş” rütbeleri verildi. Saha çalışmalarında hem haberleşme hem de lojistik yönlerde rol üstlendi; ayrıca cephe gerisinde moral ve örgütleme faaliyetlerine katıldı.

Gazetecilik ve Anadolu Ajansı

Halide Edib sadece cephede bulunmadı; aynı zamanda döneminin önemli gazetecilik çalışmalarına da imza attı. Yunus Nadi gibi isimlerle birlikte Anadolu Ajansı’nın kuruluş aşamasında yer alması ve savaş sırasında basın-yayın faaliyetlerine katkı vermesi, onun Milli Mücadele’deki çok yönlü rolünü gösterir. Bu çabalar, hem yurt içinde hem de uluslararası kamuoyunda Türkiye lehine bilgi akışını güçlendirdi.

Edebi ve eğitimci kimliği

Bir yazar ve eğitimci olarak da tanınan Halide Edib’in edebî üretimi, Millî Edebiyat ve Cumhuriyet döneminin önemli kaynakları arasında sayılır. Eğitimci kimliği ve kamu hizmetine bakışı; onun toplum, kadın hakları ve ulus meselelerine yaklaşımını şekillendirdi. Üsküdar’da aldığı eğitim ve sonraki entelektüel birikimi, hem yazınsal eserlerine hem de toplumsal mücadelelerine yön verdi.

Cephede Kadın İmgesi: Sakarya ve Hatıralar

Halide Edib’in anıları ve savaş dönemi gözlemleri, özellikle Sakarya Cephesi gibi kritik anlarda kadınların nasıl aktif roller üstlendiğini belgeler niteliktedir. Onun sahadaki varlığı, “erkek egemen” olarak tanımlanan savaş ortamında kadının da mücadeleye doğrudan katkı verebileceğini gösteren örneklerden biridir

Mirası ve Değerlendirme

Halide Edib Adıvar, hem edebiyat hem siyaset hem de toplumsal mücadeledeki aktif kimliğiyle Türk tarihinin çok yönlü figürlerinden biridir. “Halide Onbaşı” olarak anılması, onun Millî Mücadele’ye bizzat katılımının ve cesaretinin bir simge hâline gelmesinin ifadesidir. Bugün eserleri, hatıraları ve kadın hareketine yaptığı katkılar hâlâ tartışılmakta ve akademik çalışmalara konu olmaktadır.


Kısa bilgi kutusu

  • Adı: Halide Edib Adıvar (Halide Onbaşı)

  • Doğum: 1884, İstanbul. Vefat: 9 Ocak 1964

  • Rol: Yazar, gazeteci, eğitimci, Millî Mücadele aktivisti (sivil rütbelerle cephede görev).

Okumaya Devam Et

Politika

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Yönünü Ankara ve Şam’a dönenler kazanacak” — Malazgirt’te net mesaj

Yayımlandı

üzerinde

MUŞ / FATİHDOGANMEDYA — Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malazgirt Zaferi’nin 954. yıl dönümü kutlama programında Suriye ve bölge siyasetine ilişkin çarpıcı bir mesaj vererek, “Yönünü Ankara’ya ve Şam’a dönenler kazanacak” ifadelerini kullandı. Konuşmasında ayrıca Türkiye’nin bölgedeki güvenlik rolüne vurgu yaparak terörle mücadele ve “Terörsüz Türkiye” hedeflerine dikkat çekti.

Konuşmanın özeti — nerede, ne söylendi?

Erdoğan, Malazgirt Milli Park Alanı’nda düzenlenen tören sırasında yaptığı konuşmada bölgedeki gelişmelere değindi. Suriye bağlamında “Suriye’deki tüm kardeş halklar gibi Kürtlerin de güvenliğinin, huzurunun, esenliğinin teminatı Türkiye’dir” dedi ve özellikle şu cümleyi kullandı: “Yönünü Ankara’ya ve Şam’a dönenler kazanacak.” Konuşmasında ayrıca, “Kılıç kınından çıkarsa kaleme ve kelama yer kalmaz” gibi sert uyarılarda da bulundu.

Mesajın bağlamı — “Terörsüz Türkiye” ve bölgesel güvenlik

Erdoğan, konuşmasını Malazgirt ruhuna atıf yaparak yaptığı değerlendirmenin devamında Türkiye’nin “Terörsüz Türkiye” hedefinde yol aldığını, bu sürecin engellemelerle karşılaştığını ancak kararlılıkla devam edeceğini belirtti. Suriye’de yaşayan farklı grupların güvenliğinin Türkiye için öncelik olduğunu vurguladı ve bölgesel istikrarın ancak tarafların birbirine yönelmesiyle sağlanabileceği mesajını verdi.

Ne anlama geliyor? (Analiz)

  • Erdoğan’ın “Ankara ve Şam” vurgusu, hem Türkiye-Suriye ilişkilerinde diplomasi kanallarının önemine hem de bölgedeki güvenlik düzenlemelerinin merkezine Türkiye’nin oturması gerektiğine işaret ediyor.

  • Suriye’deki aktörlere yönelik bu tür çağrılar, Ankara’nın hem Esad rejimiyle sınırlı temaslar hem de bölgedeki yerel aktörlerle (özellikle Kürt yapılanmaları) ilişkilerde konumunu pekiştirme niyetinin sinyali olarak okunabilir.
    Bu bölüm yorum/analiz içerir; resmi bir açıklama veya Şam’dan gelen yanıt mevcut değilse doğrudan bir sonuç çıkarmamak gerekir.

Resmi tepkiler ve gelişmeler

Şu ana kadar (Malazgirt konuşması sonrasında) Şam yönetiminden veya diğer aktörlerden resmi bir açıklama haberi kaynaklarımızda yer almıyor; bölgesel aktörlerin ileriye dönük adımları ve Ankara-Şam hattındaki muhtemel temaslar takip edilecek. (Gelişmeler doğrulandıkça güncellenecektir.


Arka plan: Neden önem taşıyor?

  • Türkiye, jeopolitik konumu nedeniyle Suriye krizinin yönetiminde anahtar rol oynuyor; güvenlik endişeleri, göç ve terörle mücadele Ankara için öncelikli konular.

  • Cumhurbaşkanı’nın doğrudan “Ankara” ile “Şam”ı aynı cümlede vurgulaması, devletin diplomatik seçenekleri ve bölgesel stratejisinde bir kırılma veya yoğunlaşma sinyali olarak yorumlanabilir. (Bu yorum kaynaklı analizdir.)

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar