Sanat
“Masaldan Gerçeğe: Pinokyo’nun Evrensel Mirası ve Kültürel Yolculuğu”
Giriş
Carlo Collodi’nin 1883’te yayımladığı Le avventure di Pinocchio. Storia di un burattino (“Pinokyo’nun Maceraları. Bir Kuklanın Hikâyesi”), sıradan bir çocuk kitabı olmaktan çok, İtalyan edebiyatının ve dünya kültürünün en derin ve çok katmanlı metinlerinden biri olarak kabul edilir. Genel izleyiciye yönelik bu dosya haberde, Pinokyo metninin doğuşundan günümüze uzanan edebî ve kültürel mirasını; temalar, toplumsal eleştiriler, evrensel imgeler ve çok sayıda adaptasyon zemininde inceleyeceğiz.
1. Yazar ve Metnin Doğuşu
Carlo Lorenzini (Collodi) Kimdir?
-
1826’da Floransa yakınlarındaki Collodi köyünde doğan Lorenzini, hizmetçi bir ailenin çocuğuydu. Klasik eğitim aldıktan sonra gazeteciliğe ve çocuk yayıncılığına yöneldi. “Collodi” mahlası, doğduğu köyün adından gelir
-
İlk kez 1881–82 yıllarında Giornale dei bambini’de tefrika edilen hikâye, halkın talebi üzerine 1883’te kitap olarak yayımlandı
Serileşme ve Kitap Hâli
-
İlk bölümde Pinokyo’nun trajik sonla bitmesi planlanmıştı; ancak okuyucu tepkileri, Collodi’yi hikâyeyi genişletmeye ve nihayetinde pozitif bir sona ulaştırmaya yönlendirdi
2. Temalar ve Toplumsal Eleştiri
Yalan, İtaatsizlik ve Metamorfoz
-
Pinokyo’nun burnunun uzaması, sadece çocuklara yönelik bir “yalan söyleme” uyarısından ibaret değil; aynı zamanda bireyin sorumluluk duygusu ve ahlaki gelişimini sembolize eder. İlk bitmemiş taslakta “Pinokyo asılıp ölecekti”; nihai versiyonda ise bu sertlik, izleyicide trajik dersler bırakacak bir dizi sınav ve dönüşümle dengelendi .
Toplumsal ve Politik Eleştiri
-
Pinokyo basit bir ahlak hikâyesi değil; dönemin İtalya’sındaki otorite, ceza-ödül sistemleri ve eğitim yaklaşımları üzerine keskin bir eleştiri içerir. Yazar, kukla ile yaratıcısı (Geppetto) arasındaki ilişkiyi, toplumla birey arasındaki otoriter dinamiğe benzetir .
3. Evrensel İmgeler ve Evrensel Mesaj
İnsanlık ve Kimlik Arayışı
-
Pinokyo’nun “gerçek çocuk” olma arzusu, insanın kendini gerçekleştirme, ruh sahibi olma ve erdemli birey olma gayretinin alegorik izdüşümüdür. Benedetto Croce’ye göre “Pinokyo’nun kesildiği ağaç, insanlığı temsil eder” ve metin, Hıristiyan temalarıyla da sıkı bağlar kurar
Ütopya ve Kaçış İmgesi: “Paese dei Balocchi”
-
Balocchi diyarı, çocukların özgürce eğlenebileceği bir alan olarak sunulsa da, aslında çalışma etiğini ve eğitimi reddetmenin, bireyi geri dönüşsüz bir dönüşüme (eşekleşme) sürüklediğini gösterir
4. Kültürel Etki ve Çoklu Adaptasyonlar
Çeviri ve Uluslararası Başarı
-
Pinokyo, 240–260 dile çevrilerek (Üçüncü en çok çevrilen kitap) dünya edebiyatında eşine az rastlanır bir başarıya imza atmıştır. İlk İngilizce çeviri 1892’de Mary Alice Murray tarafından yapılmış; sonraki yıllarda Carol Della Chiesa (1926) ve Nicolas J. Perella (1986) gibi çevirmenler eseri yeniden yorumlamıştır .
Sinema ve Televizyon
-
Walt Disney’in 1940 yapımı animasyon filmi, orijinal metni büyük ölçüde yumuşatıp neşeli bir maceraya dönüştürmüş; bu versiyon, Pinokyo’yu küresel kitlelerin hafızasına kazımıştır .
-
1972’de RAI tarafından hazırlanan Luigi Comencini uyarlaması, İtalyan televizyonuna kültürel bir miras sunmuştur.
Tiyatro ve Diğer Medya
-
Dünya genelinde sayısız tiyatro, bale, opera ve modern sahneleme; ayrıca çizgi roman, video oyunları ve şiirsel yeniden anlatımlarla Pinokyo’nun çok yönlü karakteri farklı sanat dallarında yeniden üretilmektedir .
5. Günümüzde Pinokyo
Politik Retorik
-
Modern zamanlarda siyasetçiler ve yorumcular, yalanı vurgulamak için “iki Pinokyo” ya da “üç Pinokyo” gibi ifadeler kullanmaya başlamış; bu, karakterin günlük dile yerleştiğinin örneğidir .
Eğitim ve Psikoloji
-
Pedagoglar, Pinokyo’nun serüvenini “öğrenme yolculuğu” ve “kişisel çağrı” olarak yorumluyor; bu yaklaşımda, okul başarısından öte, karakter gelişimi ve vicdani olgunlaşma ön plana çıkıyor .
Sonuç
Pinokyo, bir kuklanın hikâyesi olmaktan çıkarak insanın temel sorularını, toplumsal kurumları ve ahlaki dönüşümü sorgulayan çok katmanlı bir esere dönüşmüştür. Carlo Collodi’nin 19. yüzyıldan günümüze taşıdığı bu metin, hem çocukların hem de yetişkinlerin ruhuna dokunan evrensel imgeleri, sert toplumsal eleştirileri ve zengin uyarlamalarıyla kültürel bir miras olarak yaşamaya devam ediyor.
Sanat
32’nci Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali’ne geri sayım
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, 1994’te ilk kez düzenlenen ve 1998’de uluslararası boyuta taşınarak dünyanın tanınmış festivalleri arasında anılan, 2003’te Avrupa Festivaller Birliği’ne kabul edilen festival, Serik ilçesindeki Aspendos Antik Tiyatrosu’nda gerçekleştirilecek.
İki bin yıllık geçmişe sahip Aspendos Antik Tiyatrosu, benzersiz akustiği ve eşsiz atmosferiyle bu yıl da dünya sahnesinde yer alan yabancı konuk sanatçı ve topluluklarla beraber 3 opera ve 3 baleden oluşan zengin programıyla sanatın kalbinin attığı yer olacak.

AÇILIŞ TURANDOT OPERASIYLA
Festivalin açılışı, 14 Eylül Pazar günü, saat 21.00’de Ankara ve Antalya Devlet Opera ve Balesi Müdürlükleri ortak yapımı Giacomo Puccini’nin “Turandot” operasıyla yapılacak.
İtalyan rejisör Vincenzo Grisostomi Travaglini’nin sahneye koyduğu, Pekin’de yaşayan Çin prensesi Turandot’un evliliğini konu alan ve Uzakdoğu’nun gizemli atmosferinde geçen tutku, meydan okuma ve aşk dolu öyküsüyle sahnede olacak prodüksiyonun başrollerinde, gizemli ve erişilmez Prenses Turandot’a soprano Olga Maslova hayat verirken tenor Riccardo Massi sahne alacak.
Orkestra şefi Lorenzo Casriota Skanderberg yönetimindeki Antalya Devlet Opera ve Balesi Orkestrası ile koro şefleri Mahir Seyrek ve Ivan Pekhov yönetimindeki Ankara ve Antalya Devlet Opera ve Balesi koroları sahnede yerli ve yabancı solistlere eşlik edecek.

KAPANIŞTA “LA TRAVIATA” SAHNELENECEK
“Zorba” balesi, 17 Eylül’de saat 21.00’de, Nikos Kazancakis’in aynı adlı romanından esinlenilerek Yunan besteci Mikis Theodorakis’in dünya çapında tanınan ezgileriyle ve koreograf Lorca Massine müzikleriyle sahneye uyarlanarak Ankara Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelenecek.
Festivalde ayrıca, “Kuğu Gölü”, “Don Kişot” balesi, “Tosca” operası sahnelenecek.
Festivalin kapanışı, 1 Ekim’de saat 21.00’de Aspendos Antik Tiyatrosu’nda Özbekistan’dan festivale katılan Ali Şir Nevai adına Devlet Akademik Bolşoy Opera ve Bale Tiyatrosu tarafından sahnelenecek “La Traviata” operası ile gerçekleştirilecek.
Sanat
Robbie Williams’ın İstanbul konserinde mekan değişti

Dünyaca ünlü İngiliz sanatçı Robbie Williams, 7 Ekim Salı akşamı İstanbul’da hayranlarıyla buluşmaya hazırlanıyor.
Daha önce İTÜ Stadyumu’nda yapılacağı duyurulan konserin mekanı, izleyicilere daha konforlu bir deneyim sunmak amacıyla güncellendi.
Organizasyon ekibinin aldığı karar doğrultusunda Williams konseri, İstanbul’un önde gelen açık hava etkinlik alanlarından Ataköy Marina’da gerçekleşecek.
Star Medya sponsorluğunda düzenlenen konserde, Williams’ın hayranları enerjik ve büyüleyici sahne performansı çok daha yakından hissetme fırsatı bulacak.
18 YAŞ SINIRI UYGULANACAK
Etkinlikte alkol satışı yapılacağı için 18 yaş sınırı uygulanacak; 18 yaş altı izleyiciler konser alanına alınmayacak.
Daha önce satın alınan biletler geçerliliğini korurken, sınırlı sayıdaki koltuk için geri sayım başladı.
Sanat
İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası Romanya’ya gidiyor

İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası, George Enescu Festivali’nin 27’nci edisyonunda sahne alacak. Uluslararası alanda tanınmış şef, solist ve orkestraların buluştuğu festival, 67 yıllık tarihinde ilk kez bir Türk orkestrasını ağırlayacak.
Orkestra, iki yılda bir düzenlenen ve Romanya‘nın önemli kültürel etkinliklerinden biri olan festival kapsamında, 7-8 Eylül’de Köstence’de, 10 Eylül’de Targu Mureș’te ve 12 Eylül’de Craiova’da konser verecek.
ORKESTRAYA RUMEN KEMANCI EŞLİK EDECEK
Şef Hasan Niyazi Tura yönetimindeki İDSO, dünyaca ünlü Rumen kemancı Vlad Stanculeasa’ya eşlik edecek.
Programda Enescu’nun “Keman ve Orkestra için Balad” eseri, Mendelssohn’un Keman Konçertosu, Cemal Reşit Rey’in “Güneşli Manzaralar” eseri ve Beethoven’ın “1. Senfoni” adlı yapıtı seslendirilecek.
FESTİVALE 4 BİNDEN FAZLA SANATÇI KATILACAK
Besteci George Enescu’yu ölümünün 70’inci yıl dönümü dolayısıyla anan festivale dünyanın dört bir yanından 4 binden fazla sanatçı, şef ve orkestra katılacak. Yedi büyük seriden oluşan 95’ten fazla konser ve performans gerçekleşecek.
Programda, Bükreş Ulusal Operası prodüksiyonunda Stefano Poda imzalı “Oedipe” de dahil olmak üzere George Enescu’nun 45’ten fazla eseri, senfonileri, Rumen rapsodileri, orkestra için süitler ve çok sayıda oda ve koro eseri yer alacak.
-
Gündem5 gün önce
EVLİLİK YILDÖNÜMÜ KABUSA DÖNDÜ: FİTNESS EĞİTMENİ İREM KARATUTLU TIR’IN ÇARPMAĞI SONUCU İKİ BACAKLARINI KAYBETTİ
-
Teknoloji1 hafta önce
ChatGPT’nin ilk belgeli cinayeti: Yapay zeka nasıl katil yarattı?
-
Teknoloji7 gün önce
Instagram’da yeni dönem başlıyor: Abonelik ücreti belli OLDU!
-
Spor1 hafta önce
Kerem Aktürkoğlu, Fenerbahçe tarihinin en pahalı transferi oldu
-
Sanat1 hafta önce
Psikologlar yönlendirdi, hayatı değişti
-
Sanat1 hafta önce
2 bin yıllık gözyaşı şişelerini yeniliyor: Sadakatin göstergesiydi
-
Spor7 gün önce
Samsunspor taraftar kafilesine silahlı saldırı: 1 ölü, 1 yaralı
-
Sağlık1 hafta önce
Uzmanlar “bu 5 yiyeceği dondurucuya koymayın” diyor: Herkes bu hatayı bilmeden yapıyor