Teknoloji
Mars’ta yaşam için tarih verildi: İşte göreve hazırlanan gizli topluluk

Emekli bir Hava Kuvvetleri gazisi olan ve bugün Utah çölünde “uzay görevleri” yöneten David Laude, insanların Mars’ta yaşamaya hazır olduğunu ve bunun 2030’a kadar gerçeğe dönüşebileceğini belirtti.
Mars Society’nin kurucu üyelerinden olan Laude, Daily Mail’e yaptığı açıklamada sıradan Amerikalıların bile Mars koşullarını taklit eden deneyler yaptığını ve bunların geleceğin kolonistleri için günlük işlere dönüşebileceğini söyledi.
MARS’A ULAŞMAYI HEDEFLEYEN TOPLULUK
1998’de kurulan Mars Society, hem kamuoyunu eğitmeyi hem de Güneş Sistemi’ni keşfedecek gelecekteki uzay görevlerine öncülük etmeyi hedefliyor.
İnsanlar henüz Mars’a ayak basmamış olsa da, Laude ve diğer araştırmacılar Hanksville yakınlarındaki Mars Çöl Araştırma İstasyonu’nda (MDRS) düzenli olarak iki haftalık simülasyonlara katılıyor.
MARS TOPRAĞINA BENZEYEN ÇÖLDE EĞİTİM
Utah çölündeki bu üssün aşırı kurak yapısı, demir oksit bakımından zengin kızıl toprağı ve izole konumu, Mars koşullarını başarıyla taklit ediyor.
İstasyonda mürettebat için iki katlı bir yaşam alanı, biyolojik araştırmalar için sera, bilimsel deneyler için laboratuvar, ayrıca güneş panelleri ve mini rover araçları bulunuyor.
Katılımcılar burada tarım denemeleri yapıyor, Starlink üzerinden veri iletimi sağlıyor ve astronot kıyafetlerini andıran EVA giysileriyle yürüyüşler gerçekleştiriyor.
İNSANLAR MARS’A NE ZAMAN GİDECEK?
İnsanlığın şu anda, Ay görevlerine kıyasla çok daha elverişli bir konumda olduğunu vurgulayan Laude, “Bence 10 yıl içinde bu gerçekleşebilir. 2030-2035 arası, belki de 2020’lerin sonunda ilk insanlar Mars’a gidebilir” dedi.
Ancak Laude, ilk görevlerin robotlarla yapılmasının daha gerçekçi olduğunu belirtti. SpaceX’in Starship denemelerindeki patlamalara atıfta bulunarak, “Açıkçası yeterince mühendislik çalışması yapmadan fırlatma yapıyorlar. NASA’dan çok daha fazla deneme-yanılma yöntemine başvuruyorlar” diye konuştu.
NASA bütçesindeki kesintiler nedeniyle önümüzdeki beş yıl içinde Mars yolculuğunun tek şansının Elon Musk’ın şirketi olabileceğini söyleyen Laude, Mars Society’nin bu kesintilere karşı çıktığını hatırlattı.
Yayın: FatihDoganMedya
Tarih: 12 Ekim 2025
Saat: 15:00 (Europe/Istanbul)
Okuma süresi: 3 dakika
Bağlanmanın yeni yolu: Dijital dünyada insan ilişkileri
Dijital çağ, insan ilişkilerinin kurulumunu, sürdürülmesini ve dönüşümünü yeniden tanımlıyor. Akıllı telefonlar, sosyal ağlar, anlık mesajlaşma uygulamaları, sanal gerçeklik deneyimleri ve yapay zekâ tabanlı sohbet asistanları; yakınlık, samimiyet ve iletişim biçimlerini etkileyen temel dinamikler haline geldi. Bu haberde, dijital platformların sunduğu fırsatlar, beraberinde getirdiği riskler ve sağlıklı dijital ilişkiler kurmak için pratik öneriler ele alınıyor.
Dijital bağlantıların yükselişi
Günlük hayatın önemli bir kısmı artık çevrimiçi gerçekleşiyor. Uzaktan çalışma, çevrimiçi etkinlikler ve ilgi alanı temelli topluluklar coğrafi sınırları kaldırırken, insanların farklı coğrafyalardan anlamlı bağlar kurmasını sağlıyor. Bu durum ilişki ağı genişletiyor; ancak bağlantının derinliği ve niteliği konusundaki sorular gündemde kalmaya devam ediyor.
Samimiyet mi, yüzeysellik mi?
Metin, emoji, kısa video ve sesli mesajlar yeni bir duygusal dil oluşturdu. Bu araçlar hız ve erişilebilirlik sağlarken beden dili ve ses tonu gibi sözel olmayan ipuçlarının eksikliğinden doğan yanlış anlamalara yol açabiliyor. Bu nedenle duygusal yoğunluğu ve güveni artırmak isteyenler zaman zaman uzun konuşmalara, video görüşmelere veya yüz yüze buluşmalara öncelik veriyor.
Yeni normlar ve beklentiler
Dijital platformlar, “her zaman ulaşılabilir olma” ya da “anlık yanıt” gibi yeni sosyal normlar oluşturdu. Bu beklentiler, ilişkilerde baskı ve tükenmişlik hissi yaratabilir. Sağlıklı bir dijital ilişki için sınır koyma, iletişim tercihlerini açıkça ifade etme ve platform davranış kurallarını birlikte belirleme önem kazanıyor.
Teknolojinin olumlu katkıları
Teknoloji; uzak aile bireyleriyle düzenli görüntülü görüşmeler, kronik rahatsızlık yaşayanlar için çevrimiçi destek grupları ve ortak ilgi alanlarına göre kurulmuş topluluklar aracılığıyla sosyal desteği artırıyor. Ayrıca dijital eğitim araçları ve rehber içerikleri, duygusal zekâ ve iletişim becerilerinin geliştirilmesine katkı sağlıyor.
Riskler: mahremiyet, manipülasyon, psikolojik etkiler
Dijital ilişkiler; siber zorbalık, mahremiyet ihlalleri, yanlış bilgi ve duygusal manipülasyon risklerini barındırıyor. Sürekli çevrimiçi kalma hali dikkat dağınıklığı, sosyal yorgunluk ve yüz yüze etkileşim eksikliğine bağlı duygusal boşluklara yol açabilir. Bu riskleri azaltmak için güvenlik ayarlarının gözden geçirilmesi, içerik doğrulama alışkanlıklarının edinilmesi ve gerektiğinde profesyonel destek alınması tavsiye ediliyor.
Yapay zekâ: tamamlayıcı mı, ikame mi?
Yapay zekâ tabanlı sohbet botları ve dijital asistanlar yalnızlıkla başa çıkmada veya rutin desteklerde yardımcı olabilir. Ancak uzmanlar, yapay zekânın karmaşık insani duyguların ve derin sosyal bağların yerini tamamen alamayacağı konusunda uyarıyor. Yapay zekâ; empati, etik ve sosyal bağların niteliği konusunda insan-etkisini tamamlayıcı araç olarak görülmeli.
Sağlıklı dijital ilişkiler için pratik öneriler
-
Sınırlarınızı belirleyin: İşyeri ve kişisel zamanınız arasında net çizgiler oluşturun; bildirimleri yönetin.
-
Açık iletişim kurun: İletişim beklentilerinizi ve tercihlerinizi karşılıklı olarak paylaşın.
-
Kaliteli zaman ayırın: Kısa metinlerin ötesine geçip derin, dikkatli konuşmalara ve video görüşmelere yer açın.
-
Mahremiyeti koruyun: Kişisel verilerin paylaşımını sınırlandırın ve güvenlik ayarlarını düzenli kontrol edin.
-
Dijital okuryazarlık kazanın: Kaynak kontrolü, yanlış bilginin tespiti ve çevrimiçi davranış kuralları konusunda bilgi sahibi olun.
-
Denge sağlayın: Ekran süresini sosyal ve fiziksel hayatla dengeleyin; gerektiğinde dijital detoks uygulayın.
-
FatihDoganMedya’dan not
Dijital ilişkiler alanındaki teknolojik gelişmeler, yasal düzenlemeler ve platform sorumlulukları ilerleyen dönemde belirleyici olacak. Okuyucularımıza bu konuda uzman röportajları, rehber içerikler ve güncel analizler sunmaya devam edeceğiz.
Teknoloji
Yerli yapay zeka “Kumru” kullanıma sunuldu!

Türkçe doğal dil işleme alanında yeni bir dönem başlatacak olan Kumru LLM, tamamen Türkçe verilerle eğitilen ilk büyük dil modeli olarak duyuruldu.
VNGRS tarafından geliştirilen model, 7,4 milyar parametreye sahip yapısıyla Türkçe odaklı yapay zekâ çalışmalarında yerelleştirilmiş, verimli ve özelleştirilebilir bir çözüm sunuyor. Kumru’nun yalnızca Türkçe için eğitilen tokenizer yapısı sayesinde çok dilli modellere göre %90’a kadar daha verimli çalıştığı belirtiliyor.
Model, 300 milyar token ve 500 GB veri içeren geniş bir eğitim setiyle oluşturuldu. Böylece Kumru’nun Türkçenin yalnızca sözcük yapısını değil, dilin doğal akışını da anlayabildiği ifade ediliyor.
Araştırmadan kurumsal uygulamalara kadar geniş bir kullanım alanına sahip olan Kumru; RAG tabanlı sohbet sistemleri, doküman özetleme, çağrı merkezi analitiği ve sosyal medya içerik üretimi gibi pek çok alanda kullanılabiliyor.
YERLİ YAPAY ZEKA KUMRU’NUN ÖZELLİKLERİ
Türk mühendisler tarafından geliştirilen Kumru LLM, tamamen Türkçe için eğitilmiş ilk büyük dil modeli olma özelliğini taşıyor. Model, doğal dil işleme alanında yüksek performans, verimlilik ve yerelleştirme kapasitesiyle öne çıkıyor.
TEKNİK ÖZELLİKLER
Parametre sayısı: 7,4 milyar
Eğitim verisi: 300 milyar Türkçe token, 500 GB veri
Tokenizer: Yalnızca Türkçe için özel olarak eğitilmiş tokenizer (çok dilli modellere göre %90’a kadar daha verimli)
Model tipi: Büyük dil modeli (LLM)
Eğitim dili: Tamamen Türkçe
YETKİNLİKLER
Metin üretimi, özetleme, yeniden yazma
Soru-cevap sistemleri
Konuşma ve diyalog üretimi
Doküman analizi ve özetleme
Chatbot ve müşteri destek uygulamaları
Sosyal medya içerik önerisi ve üretimi
KULLANIM ALANLARI
Araştırma ve akademik çalışmalar
Kurumsal yapay zekâ çözümleri
Çağrı merkezi analitiği
RAG tabanlı bilgi yönetimi sistemleri
Türkçe odaklı içerik üretimi ve medya uygulamaları
Teknoloji
Okyanusun altından sızıyor: Antarktika’da şaşırtan keşif

Gezegeni ısıtan güçlü bir sera gazı olan metan, Antarktika deniz tabanında yeni çatlaklardan atmosfere karışıyor.
Yeni Zelanda Yer Bilimleri Enstitüsü’nden deniz bilimci Sarah Seabrook’un da aralarında bulunduğu uluslararası bir ekip, Ross Denizi’nde yaptığı araştırmada 40’tan fazla metan çıkışı tespit etti.
Bu sızıntıların çoğu, daha önce defalarca incelenmiş bölgelerde ortaya çıktı. Bu da bölgede metan salımında “temel bir değişimin” yaşanıyor olabileceğine işaret ediyor.
KÜRESEL ISINMAYI TETİKLEYEN DÖNGÜ
Metan, karbondioksitten yaklaşık 80 kat daha güçlü bir ısı tutma kapasitesine sahip.
Bu nedenle okyanus tabanındaki sızıntıların hızla atmosfere karışması, iklim değişikliğini tahmin edilenden çok daha fazla hızlandırabilir.
Araştırmacılar, Antarktika’daki bu sızıntıların neden oluştuğunun henüz net olmadığını belirtiyor. Ancak Kuzey Kutbu’ndaki benzer olaylarda, küresel ısınmanın, deniz seviyesi değişimlerinin ve buzul erimelerinin etkili olduğu biliniyor.
Seabrook, “İklim değişikliği metan sızıntılarını artırabilir. Bu da ısınmayı daha da hızlandıran bir döngü yaratabilir” ifadelerini kullandı.
Kaliforniya Üniversitesi’nden deniz biyoloğu Andrew Thurber, Antarktika’daki devasa metan rezervuarlarının “küresel ısınmanın yeni bir tehlike merkezi” haline gelebileceği uyarısında bulundu
-
Gündem5 gün önce
“Cehennem Necati” Lakaplı Necati Arabacı Türkiye’de Gözaltına Alındı — Son Durum / FATİHDOGANMEDYA
-
Gündem5 gün önce
Ünlü isimlere şafak baskını: Sanatçı ve ünlülerin kan örnekleri alınacak
-
Teknoloji6 gün önce
Qualcomm İngiltere’de 647 Milyon Dolarlık Davayla Mücadele Ediyor: “No licence, no chips” İddiası Mahkemede
-
Ekonomi1 hafta önce
İstanbul’da 6 Ekim 2025 (Pazartesi) toplu ulaşım ücretsiz — İETT ve Metro İstanbul duyurdu
-
Magazin6 gün önce
Afife Tiyatro Ödülleri’nde Tamer Karadağlı Protestosu — FatihDoğanMedya
-
Ekonomi5 gün önce
İstanbul Metrolarında Yeni Kural: Büyük Valiz Yasak, Fazla Valize “Ek 1 Yolculuk” Ücreti
-
Teknoloji1 hafta önce
Haydut gezegen saniyede 6.6 milyar ton büyüyor
-
Magazin6 gün önce
Güllü’nün Adli Tıp Raporu Açıklandı: “Yüksek Alkol Seviyesi, Zehirlenme veya Darp Bulunmadı”