Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Ekonomi

Küresel piyasalarda pozitif seyir

Yayımlandı

üzerinde

ABD Başkanı Donald Trump’ın 20 Ocak’ta göreve gelmesinin ardından izlediği korumacı ticaret politikası kapsamında attığı tarife adımlarının etkilerine yönelik belirsizlikler varlığını korurken, bu hafta açıklanacak istihdam ve büyüme verilerinden alınacak sinyallerin ülke ekonomisi hakkında daha çok bilgi vermesi bekleniyor.

Tarifelere ilişkin haber akışı da yatırımcıların odağında kalmaya devam ederken, Trump’ın Çin ile müzakereler konusundaki açıklamaları ve Çin tarafının müzakere iddialarını reddetmesi piyasalarda belirsizliklerin devam etmesine neden oluyor.

“TİCARET GERİLİMİNİ AZALTMAK ÇİN’E BAĞLI”

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent dün Çin’in ABD’nin onlara sattığından çok daha fazla kendilerine mal sattığını ve yüksek tarifelerin sürdürülemez olduğunu ifade ederek, bu nedenle iki ülke arasındaki ticari gerilimi azaltmanın Çin’e bağlı olduğu söyledi.

Bessent ayrıca, yapılacak ilk anlaşmalardan birinin Hindistan ile olabileceğini belirtti. Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karoline Leavitt de Bessent’in bugün için tarifelere dair brifing vereceğini açıkladı.

Tüm ekibin ticaret anlaşmalarını tamamlamak üzere 7 gün 24 saat çalıştığına dikkati çeken Leavitt, bu hafta ticaret anlaşmaları hakkında daha fazla şey duyulacağını dile getirdi.

Leavitt, İngiltere ile ticaret görüşmelerinin çok olumlu bir şekilde ilerlediğini ifade etti. ABD tarafından ticaret ortaklarına getirilen karşılıklılık esaslı tarifelere yönelik ilk müzakere adımlarının atıldığını belirten analistler, sürecin olumlu sonuçlanmasının bir süredir devam eden küresel ekonomik belirsizliklerin yatışması noktasında faydalı olabileceğini ifade etti.

İSTİHDAM VERİLERİ BEKLENİYOR

New York Borsası’nda dün S&P 500 endeksi yüzde 0,28 ve Dow Jones endeksi yüzde 0,06 değer kazanırken, Nasdaq endeksi ise yüzde 0,10 değer kaybetti. ABD’de endeks vadeli kontratlar yeni güne pozitif bir seyirle başladı.

Kurumsal tarafta, bugün Visa, S&P Global, Pfizer ve Coca-Cola’nın finansal sonuçları takip edilecek.

Analistler, yoğunlaşan bilanço sezonu dolayısıyla hisse ve sektör bazlı hareketlerin öne çıkabileceğini belirterek, finansal raporlarda şirketlerin gelecek projeksiyonlarına ve tarife fiyatlamalarına yönelik sinyallerin de aranacağını söyledi.

Ülke ekonomisinin performansına dair ipuçları için Microsoft, Meta, Apple ve Amazon gibi teknoloji devlerinin bu hafta yayımlayacağı bilançoların da takip edileceğini anlatan analistler, ilk çeyreğe ilişkin gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) tahmini ve nisan ayına dair istihdam verilerinin yatırımcılarca beklendiğini vurguladı.

ABD tahvillerinde alış ağırlıklı devam ederken, ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi ise düşüşünü 6. işlem gününe taşıyarak yüzde 4,21 seviyesine indi. Dolar endeksi ise yüzde 0,2 artışla 99,2 seviyesinde dengelendi.

Altının ons fiyatı ise ABD tarifelerine ilişkin müzakere iyimserlikleri ve Rusya-Ukrayna Savaşı’na yönelik barış adımlarının etkisiyle geri çekilmeyi sürdürürken, şu dakikalarda yüzde 1,1 düşüşle 3 bin 307 dolardan işlem görüyor.

Brent petrolün varil fiyatı ise yeni günde yüzde 0,8 azalışla 64,1 dolar seviyesinden alıcı buluyor.

AVRUPA ENDEKSLERİNDE RİSK İŞTAHINI DESTEKLİYOR

Avrupa borsalarında dün İngiltere hariç pozitif bir seyir izlenirken, ABD’nin tarifeler aracılığıyla başlattığı ticaret savaşlarının durulacağına ilişkin beklentiler ve ticari müzakere adımları bölgede risk iştahını artırıyor.

ABD ve Avrupa Birliği (AB) arasındaki tarife müzakerelerinin sonucunca bir ticaret anlaşmasına varılacağına olan güven bölgede pay piyasalarını destekliyor.

Analistler, resesyon endişelerinin gölgesindeki AB ekonomisinde bölgenin en büyük ticaret partneri olan ABD ile oluşacak ticari anlaşmazlıkların önemli risk olduğunu belirterek, tarifelerin ertelenmesi ve nihai bir anlaşmaya gidilmesi için müzakere edilmesinin şirketler açısından olumlu karşılandığını söyledi.

Henüz bölge için ticari anlamda risklerin tamamen bitmediğini ifade eden analistler, Avrupa Merkez Bankasının (ECB) gelecek dönemde atacağı adımlarında konuya ilişkin haber akışından etkileneceğini söyledi.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN İTALYA’YA GİDİYOR

Yurt içinde dün satış ağırlıklı bir seyir izleyen Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, günü yüzde 1,33 değer kaybederek 9.306,96 puandan tamamladı. Borsa İstanbul Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası’nda (VİOP) BIST 30 endeksine dayalı nisan vadeli kontrat ise dün akşam seansında normal seans kapanışına göre yaklaşık yüzde 0,3 azalışla 10.191,00 puanda işlem gördü.

Analistler, yarın VİOP’ta vade sonu olması nedeniyle pozisyon kapatma ve taşıma işlemelerinin piyasalarda oynaklığı artırabileceğini bildirdi. Dolar/TL, dün yatay seyirle 38,4350’den kapanırken, bugün bankalararası piyasanın açılışında önceki kapanışının yüzde 0,1 üzerinde 38,4620 seviyesinden işlem görüyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün Türkiye-İtalya 4. Hükümetler Arası Zirvesi kapsamında İtalya’da olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin başkanlığında gerçekleştirilecek zirvede iki ülke arasındaki diplomatik ve siyasi ilişkilerinin yanı sıra ekonomik işbirliği de gündemde olacak.

Analistler, bugün yurt içinde ekonomik güven endeksi ve işsizlik oranı, yurt dışında ise Euro Bölgesi’nde tüketici güven endeksi, ABD’de New York Fed tüketici güven endeksi ve JOLTS açık iş sayısı verisinin takip edileceğini dile getirerek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 9.300 ve 9.200 puanın destek, 9.350 ve 9.450 seviyelerinin direnç konumunda olduğunu kaydetti.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ekonomi

İngiltere’de enflasyon skandalı… Hata yaptılar

Yayımlandı

üzerinde

‘nin istatistik ofisi, Ulaştırma Bakanlığı tarafından sağlanan verilerdeki bir hata nedeniyle Nisan ayı rakamının olması gerekenden 0,1 puan daha yüksek olduğunu açıkladı.

Açıklama yayınlayan Ulusal İstatistik Ofisi, hatalı verilerin bir vergi olan özel tüketim vergisine tabi araç sayısını olduğundan fazla gösterdiğini ve bu nedenle Nisan ayında hem tüketici fiyatları enflasyonu hem de perakende fiyatlar endeksi için manşet rakamları 0,1 puan yukarı çektiğini söyledi.

ONS, başka hiçbir zaman diliminin etkilenmediğini ve Nisan ayı rakamlarını geriye dönük olarak değiştirmeyeceğini açıkladı. Ancak Mayıs ayı enflasyon verileri 18 Haziran’da açıklandığında sorun giderilmiş olacak.

ONS, “Bu sorun ışığında dış veri kaynakları için kalite güvence süreçlerimizi gözden geçiriyoruz” açıklamasında bulundu.

POLİTİKACILAR PEŞİNİ BIRAKMIYOR

İstatistik kurumu, üst düzey İngiliz politikacılar ve merkez bankacılarının eleştirilerine neden olan verileriyle ilgili sorunlarla boğuşuyor.

Okumaya Devam Et

Ekonomi

ABD iflas edebilir mi?

Yayımlandı

üzerinde

2025 yılının ortalarına geldiğimizde küresel piyasalarda sık sık duyulan bir soru var. O da ‘nin borcunu çevirip çeviremeyeceği, diğer bir değişli dünyanın en büyük ekonomisinin iflas edip etmeyeceği…

ABD ekonomisi tarihi boyunca finansal krizler yaşasa da teknik olarak hiç iflas etmedi. Bugün önemli sayılabilecek göstergeler var. Fakat hala “ edebilir” demekten çok uzaktayız.

“ABD kendi parasını basıyor, nasıl batsın?”
Bu cümle doğru ama eksik. Çünkü mesele sadece iflas etmek değil, borcunu zamanında ve güvenle ödeyemeyecek hale gelmek.

BORÇ DEĞİL, FAİZ ÖLDÜRÜR

ABD’nin federal borcu, 2025 itibarıyla 35 trilyon doları aştı. Bu, ülkenin yıllık ekonomik büyüklüğünden %125 daha fazla.
Üstelik her yıl bu borcun yaklaşık 1 trilyon dolarlık faizi ödeniyor. Bu miktar, Pentagon’un bütçesiyle yarışır hale geldi. Borcu çevirmek giderek pahalı oluyor.

ABD’nin bu borcu çevirebilmesi için sürekli yeni tahvil satması gerekiyor. Ancak yatırımcılar da buna karışık yüksek faiz talep ediyor. Yani durum bir anlamda kısır döngüye dönüştü.

Fed’in faizleri sabit bırakması da maliyeti artırıyor. Eskiden %1 faizle 1 trilyon dolar borcun maliyeti 10 milyarken, şimdi bu rakam 50 milyar dolar.

BORÇ TAVANI KRİZLERİNE YABANCI DEĞİLLER

ABD yasalarına göre hükümet borçlanabilmek için kongreden izin almak zorunda. Her yıl da bu yetki yenilenmeli. Son yıllarda Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasındaki ideolojik gerilim, borç tavanı onayında da sürekli kriz üretiyor.

PARA BASMAK ÇÖZÜM MÜ?

ABD kendi parasını basabiliyor. Üstelik bu para aynı zamanda rezerv. Yani ABD borcunu her zaman ödeyebilir. Fakat o zaman da dolara olan güveni zedeler. Çünkü para basmak enflasyonu artırır, tahvil yatırımcısını da kaçırır.

Bir diğer kritik nokta da doların rezerv statüsünün sallantıda olması.
Çin, Rusya, Hindistan gibi ülkeler, BRICS içinde dolara alternatif arıyor. Körfez ülkeleri Çin ile yuan üzerinden enerji ticareti yapmayı tartışıyor. SWIFT sistemine alternatif ödeme kanalları konuşuluyor. Bu gelişmeler, doların sonsuz güvenli liman statüsünü tehdit ediyor.

ABD BATMAZ AMA SALLANIR

ABD teknik anlamda batmaz, çünkü borcunu dolarla öder ve doları kendisi basar. Ancak:
      •     Eğer borç ödemeleri gecikirse,
      •     Eğer yatırımcılar ABD tahviline güvenini yitirirse,
      •     Eğer doların küresel pozisyonu sarsılırsa,

o zaman sistem “güvenini yitirir”. Bu da en az iflas kadar tehlikeli bir sonuç doğurur.
Dolar hala dünyadaki en güçlü güvenli liman. Ancak bu güvenin sorgulanır hale gelmesi, bir “iflas senaryosu”ndan daha derin bir mesele.

ABD’nin önündeki seçenekler;

Vergileri artırmak (Siyasi anlamda oldukça riskli)
Harcamaları kısmak (DOGE projesi aslında bunu amaçlıyor)
Biraz enflasyonu göze almak.

ABD batmasa da, bir gün “borcunu ödeyemeyen büyük ülke” olarak anılabilir ve bu, gerçek iflastan daha tehlikeli olabilir.

Okumaya Devam Et

Ekonomi

400 binden fazla genç ne eğitim alıyor ne çalışıyor

Yayımlandı

üzerinde

İstanbul Ticaret Odası Stratejik Araştırmalar Merkezi, gençlerle ilgili araştırma raporu hazırladı.

Ne eğitimde ne istihdamda olmayan gençlerin oranı OECD
ülkelerinde yüzde 13.

Bu rakam Türkiye’de yüzde 28’e kadar çıkıyor. İstanbul’da ise yüzde 18,6 oranında.

İstanbul nüfusunun 2,3 milyonu 15-24 yaş aralığında. Nüfusun yüzde 15’ini genç yaş grubu oluşturuyor.

Rakamlar, kentteki yaklaşık 400 bin gencin hem okumadığı hem de çalışmadığı anlamına geliyor. Ne eğitimde ne istihdamda olmamak hiçbir resmi okulu tamamlamayan gençler arasında çok daha yaygın.

Bu durumdaki her 10 gençten 7’si çalışmıyor ve eğitim almıyor.

İTO raporuna göre, gençlerin karşılaştıkları zorlukları aşabilmeleri için sosyal destek almaları şart. Eğitim ve istihdam politikalarının da yeniden ele alınması gerekiyor. Araştırmada, bu durumun nedenleri de sıralandı.

Ayrıca, mesleki ve teknik programların yetersizliği de olumsuz etkenler arasında.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar