Gündem
Kocaeli’de Dere Faciası: 16 Yaşındaki Arda Gürkan Paşa Suyu Mesire Alanı’nda Hayatını Kaybetti
Açıklaması
Kocaeli İzmit’te Çayırköy’de bulunan Paşa Suyu Mesire Alanı’nda 16 yaşındaki Arda Gürkan’ın dereye girerek boğulmasıyla meydana gelen acı olayın ayrıntıları, kurtarma çalışmaları ve güvenlik önlemleri hakkında detaylı bilgi.
1. Olayın Detayları
1.1. Zaman ve Yer
Olay, 19 Mayıs 2025 Pazartesi günü saat 16.00 civarında, Kocaeli’nin İzmit ilçesi Çayırköy Mahallesi Hacıoğlu mevkisindeki Paşa Suyu Mesire Alanı’nda meydana geldi .
1.2. Olay Anı
Ailesi ve arkadaşlarıyla mesire alanına gelen 16 yaşındaki Arda Gürkan, dereye girdikten kısa süre sonra suda çırpınmaya başladı ve gözden kayboldu .
1.3. İlk Müdahale ve Kurtarma Çalışmaları
Durumu fark eden yakınlarının 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirmesi üzerine bölgeye jandarma, AFAD, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi . Ekiplerin uzun soluklu arama çalışmaları sonucu Arda Gürkan’ın cansız bedenine ulaşıldı .
2. Olayın Sebepleri ve Güvenlik Önlemleri
2.1. Derinlik ve Akıntı Riski
Paşa Suyu gibi mesire alanlarındaki dere yatakları, özellikle yağış sonrası ani akıntılar ve derin çükeller barındırabiliyor. Bu tür bölgelerde ölçüsüz yüzme girişimleri ciddi tehlike oluşturuyor .
2.2. Uyarı Levhaları ve Gözetimsizlik
Olay bölgesinde, uyarı tabelaları ve cankurtaran görevlileri bulunmaması eleştiri konusu oldu. Uzmanlar, bu tür mesire alanlarında mutlaka cankurtaran, uyarı levhaları ve acil durum ekipmanlarının bulunması gerektiğini belirtiyor .
3. Sonrası ve Yetkililerin Açıklamaları
3.1. Resmî Açıklamalar
İzmit Kaymakamlığı ve Jandarma Komutanlığı yetkilileri, olayla ilgili adli ve idari soruşturmanın başlatıldığını duyurdu . Ayrıca bölgedeki diğer mesire alanları için güvenlik denetimlerinin artırılacağı bildirildi .
3.2. Aile ve Toplum Tepkisi
Gencin ailesi ve çevresi büyük şok yaşarken, sosyal medyada ve yerel basında “güvenlik önlemlerinin artırılması” talebi öne çıktı. Birçok vatandaş, mesire alanlarının ihmal edildiğini savunuyor .
4. Toplumsal Etki ve Çözüm Önerileri
4.1. Eğitim ve Farkındalık Kampanyaları
Okullar ve sivil toplum kuruluşları, su kazalarına karşı “Güvenli Yüzme” eğitimleri düzenlemeli; aileler ve gençler, bilinç yükseltici seminerlerle donatılmalı .
4.2. Altyapı ve Denetimlerin Güçlendirilmesi
Belediyeler ve il özel idareleri, mesire alanlarında zorunlu donanımlar (can simidi, cankurtaran kulübesi, uyarı tabelaları) bulundurmalı; periyodik denetimlerle güvenlik standartları sağlanmalı
4.3. Teknoloji Destekli Çözümler
Drone destekli gözetim ve erken uyarı sistemleri, anlık risk tespiti ve müdahale süresini kısaltarak benzer trajedilerin önüne geçebilir .
Bu makale, Kocaeli’de yaşanan dere kazasının tüm yönlerini ele alarak, okuyucuya hem olayın ayrıntılarını hem de benzer vakaların önlenmesi için önerileri aktarmayı amaçlamaktadır.
Gündem
Rojin Kabaiş soruşturmasında çarpıcı gelişme: Vücudunda 2 ayrı erkeğe ait DNA tespit edildi
Rojin Kabaiş soruşturmasında çarpıcı gelişme: Vücudunda 2 ayrı erkeğe ait DNA tespit edildi
Tarih: 11 Ekim 2025 · Saat: 16:30 (TSİ) · Okuma süresi: 3 dakika
Van’da geçen yıl kaybolan ve daha sonra göl kıyısında ölü bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş olayına ilişkin İstanbul Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından hazırlanan rapor soruşturma dosyasına girdi. Raporda, genç kadının vücudunda iki ayrı erkeğe ait DNA örneği tespit edildiği belirtildi; bir örneğin göğüs (sternal) bölgesinde, diğerinin ise vajinanın iç kısmında bulunduğu ifade ediliyor. Bu bulgu, soruşturmada cinsel saldırı ihtimalini gündeme getirdi.
Detaylar
-
ATK raporu dosyaya girdi: İstanbul Adli Tıp Kurumu Biyolojik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan raporun 10 Ekim itibarıyla soruşturma dosyasına konduğu bildirilmiştir.
-
Tespit edilen DNA örnekleri: Avukatlar ve baro temsilcilerinin açıklamasına göre raporda, Rojin Kabaiş’in vücudunda iki ayrı erkeğe ait DNA bulunduğu; bu DNA’lardan birinin göğüs/sternal bölgesinde, diğerinin ise vajinanın iç bölgesinde tespit edildiği ifade edildi. Bu bulgu, dosyada şimdiye kadar öne sürülen “intihar” iddialarına karşı yeni soru işaretleri oluşturdu.
-
Barolar ve aile tepkisi: Diyarbakır ve Van baroları ile Kabaiş ailesinin avukatları, raporun dosyaya girmesinin ardından ortak açıklama yaparak ATK hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını ve soruşturmanın etkin yürütülmediğini savundular. Avukatlar, bulguların cinsel saldırı olasılığını gündeme getirdiğini belirtti.
-
Önceki otopsi ve soru işaretleri: İlk otopsi raporlarında ölüm nedeni olarak boğulma belirtilmişti; ancak son ATK bulguları ve raporun bazı ayrıntılarının kamuoyu ile paylaşılmaması aile ve barolar tarafından “soruşturmanın kapatılmaya çalışıldığı” iddialarını güçlendiriyor.
-
Soruşturmanın aşaması: Resmi makamlar tarafından henüz şüpheli veya zanlı olarak açıklanmış isimler bulunmamakta; ATK raporu ve baroların açıklamaları soruşturmanın yönünü değiştirebilecek nitelikte. Yetkililerden gelen resmi bir adli karar ya da iddianameye dair bir duyuru olmadığı sürece, konuyla ilgili haberler sorgulayıcı ve hukuka uygun bir dille aktarılmaya devam edecektir.
Avukatların ve sivil toplumun çağrısı
Rojin Kabaiş davasını takip eden baro ve kadın örgütleri, adli bulguların kamuoyu ile şeffaf paylaşılmasını, delillerin titizlikle incelenmesini ve eğer deliller cinsel saldırıya işaret ediyorsa fail/faillerin adli sürece hızla dahil edilmesini talep etti. Aile de “gerçeğin ortaya çıkarılmasını” istiyor.
Ne anlama gelebilir? (Kısa değerlendirme)
Bu tür DNA bulguları — doğru zincirleme, örneklerin kontaminasyona uğramaması ve laboratuvar prosedürlerinin belgelenmesi halinde — soruşturmanın seyrini kökten etkileyebilir. Ancak kesin suçlamalar için savcılık soruşturması, laboratuvar raporlarının ayrıntıları ve adli tıp uzmanlarının yorumları gereklidir. Basında yer alan bilgiler avukat ve baro açıklamalarına dayanmaktadır; resmi makamların ek açıklamaları beklenmektedir.
Gündem
İsrail, Gazze’yi enkaza çevirdi
İsrail, Gazze’yi enkaza çevirdi
Tarih: 11 Ekim 2025 — Saat: 14:30 (TSİ)
Yayın: FatihDoğanMedya — Okuma süresi: ~4 dakika
İki yılı aşkın süren savaşın ardından Gazze Şeridi, yoğun hava ve kara saldırılarıyla büyük oranda yıkıldı; on binlerce bina hasar gördü veya tamamen yok oldu, yüzbinlerce insan evsiz kaldı. Bölgeye ulaşmaya çalışan insani yardım ise altyapı tahribatı ve sınır kısıtlamaları nedeniyle yetersiz kalıyor.
Hasarın büyüklüğü: moloz, yıkım ve maliyet
Birleşmiş Milletler uydu analizleri ve saha raporları, Gazze şehirlerinin büyük bölümünde yapıların ağır hasar gördüğünü veya tamamen yıkıldığını gösteriyor. BM ve uluslararası kuruluşların tahminlerine göre şehir merkezlerinin çoğunda yüzde düzeyinde yüksek oranda hasar var; temizlenecek milyonlarca ton moloz bulunduğu ve yeniden inşa maliyetlerinin onlarca milyar doları bulacağı belirtiliyor. Dünya Bankası ve BM kaynakları, yeniden inşa ihtiyacının onlarca milyar doları bulabileceğini raporladı.
İnsan kaybı ve insani durum
Savaşın insani bilançosu ağır: farklı kaynaklarda değişmekle birlikte Gazze tarafında on binlerce sivilin yaşamını yitirdiği, yaralı ve kayıpların çok yüksek olduğu bildiriliyor. İsrail tarafında da operasyonlar ve saldırılar nedeniyle kayıplar rapor edildi. Hastaneler, okullar ve barınaklar ağır hasar aldı; bazı sağlık tesisleri çalışamaz hale geldi veya tahliye edildiği bildirildi. Bu durum, acil tıbbi bakım ve temel sağlık hizmetlerinin sağlanmasını güçleştiriyor.
Sivil altyapı ve hizmetlerin çöküşü
Elektrik, su ve kanalizasyon altyapıları ile ana yolların büyük kısmı hasar gördü; bu da temiz su, elektrik ve sağlık lojistiğini ciddi şekilde aksatıyor. Okullar ve UNRWA tesisleri dahil birçok kamu binası yıkıldı veya kullanılamaz hale geldi; insani yardım hareketliliği ve lojistik de bu tahribat yüzünden sınırlanıyor.
Ateşkes ve geri dönüşler
Son günlerde devreye giren ve arabulucular tarafından sağlanan sınırlı süreli ateşkese ilişkin haberler, bazı bölgelerde İsrail güçlerinin çekilmesiyle binlerce yerinden edilmiş kişinin evlerine dönmeye başladığını gösteriyor. Ancak dönenlerin büyük kısmı evlerini kullanamaz durumda buluyor; enkaz, güvenlik endişesi ve temel hizmet eksikliği geri dönüşü engelliyor. Ateşkes ve esir takası müzakereleri, bölgedeki insani durumun iyileşmesi için şart olarak gösteriliy
Yardımın önündeki engeller ve temizleme sorunu
Moloz miktarı ve ağır ekipman eksikliği, enkaz temizliğini neredeyse imkânsızlaştırıyor. BM çevre/insani raporlarında, molozun ve tehlikeli atıkların kaldırılmasının yıllar alabileceği; bunun altyapı onarımını ve ikamet edilebilirliğin yeniden sağlanmasını geciktireceği vurgulanıyor. Sınırdan giriş-çıkış kısıtlamaları, yakıt ve inşaat malzemesi akışını kısıtlayarak yardım ve yeniden inşa çalışmalarını sekteye uğratıyor
Uluslararası tepkiler ve hukuki tartışmalar
Uluslararası kuruluşlar, sivil hedeflerin korunması ve insani hukuka saygı çağrıları yapıyor; bazı hukukî organlar ve insan hakları kurumları operasyonları eleştiriyor ve belirli eylemleri hukuki çerçevede sorguluyor. İnsanî yardım örgütleri, geniş çaplı insani ihtiyacı vurgulayarak acil fon çağrıları yapıyor.
Sahadan kareler ve tanıklıklar
Gazze’ye ulaşan görgü tanıkları ve saha görüntüleri, yıkımın boyutunu gözler önüne seriyor: sokaklar enkazla dolu, aileler küçük eşyalarını arıyor, kurtarma ekipleri zaman zaman göçük altında kalanları çıkarmaya çalışıyor. Drone görüntüleri ve ajans fotoğrafları, özellikle Gaza City, Khan Younis ve Rafah bölgelerindeki ağır tahribatı belgeledi. AP News
Ne bekleniyor?
Kısa vadede insani yardım erişiminin artırılması, sınırlı onarım ve enkaz kaldırma çalışmalarının planlanması öne çıkıyor. Uzun vadede ise siyasi müzakereler, güvenlik garantileri ve dış finansman olmadan geniş çaplı yeniden inşa mümkün görünmüyor. Uluslararası aktörler, insani yardımın güvenli erişimini ve sivillerin korunmasını uluslararası platformlarda gündemde tutuyo
Gündem
Rojin Kabaiş soruşturmasında şok gelişme: 2 ayrı erkeğe ait DNA tespit edildi

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş, geçen yıl 27 Eylül’de kaldığı yurttan ayrıldıktan sonra kayboldu; 15 Ekim’de Mollakasım Mahallesi sahilinde cansız bedeni bulundu. Soruşturma sürerken, İstanbul Adli Tıp Kurumu Biyolojik İhtisas Dairesi Merkezi tarafından hazırlanan rapor, 10 Ekim’de dosyaya girdi. Diyarbakır Barosu ve Van Barosu avukatlarının da katılımıyla, Diyarbakır Barosu’nda ortak basın toplantısı düzenlendi.
Toplantıda, hazırlanan rapor kamuoyu ile paylaşıldı.
“GÖĞÜS VE VAJİNANIN İÇ BÖLGESİNDE 2 ERKEĞE AİT DNA TESPİT EDİLDİ”
Toplantıda konuşan Van Barosu Kadın Hakları Merkezi’nden avukat Zeynep Demir, verilen raporda, Rojin Kabaiş’in göğüs ve vajina iç bölgesinde 2 erkek kişiye ait DNA örneklerinin bulunduğunu ifade etti.
Demir rapora ilişkin şu bilgileri verdi:
“Rojin dosyasında ilk günden itibaren oluşturulan bir intihar algısı mevcuttu. Dosya, avukatlardan gizlenerek sanki Rojin intihar etmiş gibi, Rojin’e dair aydınlatılmayan durumlar gerçekmiş gibi ATK raporlarıyla bunlar kamuoyuyla paylaşıldı. Gelinen aşamada ATK Biyolojik İhtisas Dairesi Merkezi’nin 10 Ekim’de gönderdiği raporla birlikte Rojin Kabaiş dosyasında şu ana kadar bulaş olma ihtimali üzerinde durulan, ancak bulaş olma ihtimali bertaraf edilen iki erkek DNA’sının Rojin’in hangi bölgesinde olduğu tarafımıza açıklanmıştır. İlk DNA örneği sternal yani göğüs bölgesinde olduğu tespit edilmiştir. İkinci DNA ise intrevajinal yani vajinanın iç bölgesinde olduğu tespit edilmiştir. Bu dosya bir yıldan fazladır devam etmektedir. Gelinen aşamada bir yıl sonra ATK’nın en öncelikli değerlendirmesi gerektiği şeyi değerlendirmediğini görmekteyiz. Bugün itibariyle dosyada artık cinsel saldırı olma ihtimalinin de açığa çıktığını, dosyanın bu şekilde ele alınması gerektiğini belirtiyoruz. Bu dosya üzerinde Türkiye’de kadına yönelik şiddet, şüpheli ölümleri açığa çıkaran dosya bu nedenle ATK’nın bir yıldır elinde bulundurduğu veriyi gizlemesi sebebiyle suç işlediği ortaya çıkmaktadır. Diyarbakır ve Van barosu bünyesinde de, ATK hakkında bu yönüyle suç duyurusunda bulunulmuştur.”
“SORUŞTURMANIN SÜRÜNCEMEDE KALMASINA SEBEP OLMUŞTUR”
Dosyanın avukatlarından Nahit Eren ise rapor konusunda ciddi bir ihmalin olduğunu söyledi.
Eren şunları kaydetti: “Bu rapor ilk dosyaya 6 Kasım tarihi itibariyle geldi. Ama bu rapor ilk andan itibaren eksikliğini bizlere çok net bir şekilde gösteriyordu. Raporda iki erkek şahsa ait ve farklı bölgelerden alınan DNA örneklerinin olduğunu belirtiyordu. Ancak bu DNA örneklerinin Rojin’in bedeninin hangi bölgelerinden alındığı konusunda maalesef bir belirleme yoktu. Oysa alınan bütün sürüntü örnekleri numaralandırılmış, sıralanmış, 80’e yakın sürüntü örneğiyle İstanbul Biyoloji İhtisas Daire Kurulu’na gitmişti. Ve İstanbul Biyoloji İhtisas Daire Kurulunun 1 Kasım tarihli raporunda iki erkek şahsa ait DNA örneğine ilişkin rapor, ancak o DNA örneklerinin az evvel belirttiğim üzere İhtisas Kurulu’nun raporuna da yansıdığı üzere nereden alındığı konusunda net bir belirleme yoktu. Bu durumda aslında İstanbul 1’inci İhtisas Kurulu eksik bir rapor tanzim etti. Söz konusu DNA örneklerinin nereden alındığının tespiti konusunda Biyoloji İhtisas Dairesi’nden bir bilgi almadan hazırlanan rapor eksik, hatalı ve yanlış bir rapor olur. Ve Van Baromuzla birlikte ilk etapta bu DNA örneklerinin nereden alındığını tespiti için Cumhuriyet Başsavcılığı’na talepte bulunuldu. Ocak ayından itibaren bütün yazışmalara maalesef İstanbul Adli Tıp İhtisas Kurulu cevap vermedi. İki yazı yazıldı. Nitekim yakın zamanda, 25 Eylül’de meslektaşlarımın da belirttiği üzere aileden aldığımız vekalete istinaden İstanbul Adli Tıp Kurumu hakkında suç duyurusunda bulunduk. Ve ne tesadüftür 15 gün sonra oluşan kamuoyu baskısı dosyaya söz konusu DNA örneklerinin nereden alındığına dair bilginin dosyaya gelmesine vesile oldu. İhtisas Kurulu bize çok net bir şekilde Biyoloji İhtisas Dairesi’ne sormadan, nereden alındığını sormadan bulaş olasılığını raporuna yansıtıp maalesef Van Cumhuriyet Başsavcılığı’nı da bu konuda oyalamıştır. Soruşturmanın sürüncemede kalmasına sebep olmuştur.”
“CİNAYETİ İŞLEYEN KİMLERSE BULUNSUN”
Rojin’in babası Nizamettin Kabaiş ise kızının katillerinin bulunmasını isteyerek, şöyle konuştu:
“Hem Diyarbakır, hem Van Barosu bizleri yalnız bırakmadı. Onların çalışmaları bir yıldır devam ediyor. Onların sayesinde bu açıklamalar ortaya çıktı. Ben de mücadele ettim. Çünkü benim ciğerim yanıyor. 1 yıldır acı çekiyoruz aile olarak. Bir yıldır acı çekiyoruz. Cinayeti işleyen kimlerse bulunsun.”
-
Gündem4 gün önce
“Cehennem Necati” Lakaplı Necati Arabacı Türkiye’de Gözaltına Alındı — Son Durum / FATİHDOGANMEDYA
-
Gündem3 gün önce
Ünlü isimlere şafak baskını: Sanatçı ve ünlülerin kan örnekleri alınacak
-
Ekonomi6 gün önce
İstanbul’da 6 Ekim 2025 (Pazartesi) toplu ulaşım ücretsiz — İETT ve Metro İstanbul duyurdu
-
Sanat1 hafta önce
32’nci Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali sona erdi
-
Magazin5 gün önce
Afife Tiyatro Ödülleri’nde Tamer Karadağlı Protestosu — FatihDoğanMedya
-
Teknoloji5 gün önce
Qualcomm İngiltere’de 647 Milyon Dolarlık Davayla Mücadele Ediyor: “No licence, no chips” İddiası Mahkemede
-
Ekonomi4 gün önce
İstanbul Metrolarında Yeni Kural: Büyük Valiz Yasak, Fazla Valize “Ek 1 Yolculuk” Ücreti
-
Teknoloji1 hafta önce
Haydut gezegen saniyede 6.6 milyar ton büyüyor