Gündem
Kızılay Eski Başkanı’nın Kızı Zehra Kınık Hakim Karşısında: “Süratliydi, Kaskı Yoktu” Kazasında Son Durum
Açıklaması
Kızılay eski Başkanı Kerem Kınık’ın kızı Fatma Zehra Kınık’ın 9 Temmuz 2024’te motosiklete çarparak 16 yaşındaki Batın Barlas Çeki’nin ölümüne yol açtığı kazanın hukuki süreci, sanık savunması, mağdur aile tepkileri ve önceki kaza iddiaları bu makalede yer alıyor.
Türkiye’nin gündemindeki kazanın aktörleri, detayları ve hukuki süreci bu makalede kapsamlı bir şekilde ele alıyoruz. 9 Temmuz 2024’te Beykoz Kavacık’ta eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın kızı Fatma Zehra Kınık’ın kullandığı otomobilin arkasında yolcu taşıyan motosiklete çarpması sonucu 16 yaşındaki Batın Barlas Çeki hayatını kaybetti; dört kişi ise yaralandı. Sanık, “Süratliydi, kaskı yoktu” diyerek Adli Tıp Kurumu raporundaki “asli kusurlu” tespitine itiraz ederken, mağdur aile duruşmaya yansıyan tepkileriyle kamuoyunun dikkatini çekti. Kazanın ardından ortaya atılan önceki kaza iddiaları, duruşmanın ertelenmesi ve davaya ilişkin kamuoyundaki yansımalar aşağıda detaylandırılmıştır.
Olayın Detayları
9 Temmuz 2024, saat 13:30 sıralarında Beykoz Kavacık Mahallesi’nde yaşanan kaza, 34 FKJ 390 plakalı otomobilin Baki Sokak’tan Fatih Sultan Mehmet Caddesi’ne çıkış anında meydana geldi. Otomobilin sürücüsü Fatma Zehra Kınık’ın arkasındaki motosiklete çarpması sonucu, motosikleti kullanan 17 yaşındaki Yavuz Selim Öztürk hafif; arkadaki 16 yaşındaki Batın Barlas Çeki ise ağır yaralandı. Çeki, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi.
Kazanın oluş şekliyle ilgili bilirkişi raporu, çarpma anında motosiklet sürücüsünün kasksız olduğunu; aracın hızının ise normal sınırların üzerinde seyrettiğini kaydetti. Mahkemeye sunulan kamera kayıtları ve tanık ifadeleri, hem otomobilin ani manevra yaparak çıktığı caddeyi, hem de motosikletin seyir hızını belgeledi.
Duruşma ve Sanığın Savunması
Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuksuz sanık Fatma Zehra Kınık, Adli Tıp Kurumu’nun düzenlediği “asli kusurlu” raporunu kesinlikle kabul etmediğini ifade etti. Sanık, “Yola çıkmadan önce üç araç geçti; kontrol ettim. Yolun ortasına geldiğimde motosikleti o esnada gördüm. Durduğumu savunuyorlar ama ben durdum. Süratliydi, kaskı yoktu. Orada yaralandı, ölüm o anda gerçekleşmedi” diye konuştu.
Savunmada öne çıkan diğer nokta, kaza sonrası olay yerine hızla intikal ederek “Ambulans çağırın” talimatı verdiği ve müdahale ettiğiydi. Sanık avukatı ise bu süreçte kazanın “sürtme türü ve sadece maddi hasarlı” olarak başladığını, ölümün kaza yerinde değil, ilerleyen süreçte meydana geldiğini vurguladı.
Cezai Müeyyide Talepleri
Basın açıklamalarına göre, savcılık “taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep etti. Mahkeme, duruşmayı sanık avukatının savunmasını tamamlamasının ardından 26 Mayıs 2025 tarihine erteledi.
Mağdur Ailesinin Tepkileri
Hayatını kaybeden Batın Barlas Çeki’nin annesi, duruşmada şu sözleri dile getirdi:
“Kendisi motor önündeyken hızlanıyor. Motoru görmemesi imkânsızdı. Ben 10 aydır stresten acımı yaşayamıyorum. Bu kadın serbestçe gezebiliyor; ikinci kazayı yapmış olsa yine birisi ölebilirdi.”
Mağdur taraf, kazanın basit bir “maddi hasarlı kaza” olmadığını; genç hayatın kaybıyla sonuçlandığını, kask kullanımının zorunlu olduğu bir trafikte kural ihlaliyle karşı karşıya kalındığını belirtiyor.
Önceki Trafik Kazası İddiaları
Sendika.org’un haberine göre, 3 Şubat 2025’te İstanbul Beykoz’da aynı plakalı ve aileye ait 34 FKJ 390 otomobil, maddi hasarlı bir kazaya karıştı. Görgü tanıkları, bu kazada da aracı Fatma Zehra Kınık’ın kullandığını öne sürdü. Kazada yaklaşık 152 bin TL’lik hasar meydana geldi.
Bu iddia, “Tekrarlanan ihlaller” ve “sürücü deneyimi” bağlamında kamuoyunda tartışma yarattı.
Toplumsal ve Yasal Yansımalar
Olay, sosyal medyada “ayrıcalıklı bir aile mensubu”nun adi bir trafik kazasında neden hızlıca serbest bırakıldığı, adaletin herkese eşit uygulanıp uygulanmadığı tartışmalarını başlattı. Hukuk uzmanları,
-
Trafikte hız kontrolünün önemi,
-
Kask kullanımının hayat kurtardığı,
-
Adli Tıp raporlarının dava seyrine etkisi,
-
Tutuksuz yargılamanın toplumsal algıyı nasıl etkilediği
gibi başlıklarda değerlendirmelerde bulundu.
Sonuç ve Beklentiler
Dava süreci devam ederken kamuoyu, hem Trafik Kanunu’nda değişiklik gerekliliği hem de yargılama süreçlerindeki şeffaflık ihtiyacına dikkat çekiyor. 26 Mayıs’ta yapılacak bir sonraki duruşmada mahkemenin kararına yönelik yoğun bir takip bekleniyor.
Gündem
Balkondan Tırmanıp Sinem’i Öldürdü: Trabzon’da Cinayetin Şüphelisi Saçlarını Kazıyarak Saklanmaya Çalıştı
Açıklaması:
Trabzon Beşikdüzü’nde boşanma aşamasındaki eşi Sinem Somun’u balkondan tırmanarak tabancayla vuran Ali Eren Somun, saklanmak için saç, sakal ve kaşlarını kazıttı; motosiklet plakasını değiştirdi. Olayın tüm detayları ve gelişmeler bu makalede.
Gündem
Sahte Diploma Soruşturması: Osmanlı Padişahı Torunundan Akademisyenlere Uzanan E-İmza Skandalı
Açıklaması
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sahte diploma soruşturmasında, e-imza kopyalama düzeniyle 400’ü aşkın akademisyen ve Osmanlı padişahı torununa uzanan çetenin çöküşü detaylarıyla gün yüzüne çıktı.
1. Soruşturmanın Kapsamı ve Usulü
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, kamu kurumlarındaki üst düzey yöneticilerin elektronik imzaları kopyalanarak sahte e-imza düzenleyen çetenin detayları ortaya çıkarıldı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı, başkan yardımcıları ve YÖK Eğitim Öğretim Daire Başkanı’nın yanı sıra 14 üniversitenin öğrenci işleri daire başkanlarının e-imzalarının izinsiz kopyalandığı tespit edildi
2. Sahte E-İmza ile Sistemlere Yetkisiz Giriş
Şüpheliler, Adana, Mersin, Hatay, Ankara ve İstanbul’daki bazı elektronik sertifika hizmet sağlayıcılarının ofislerinden temin ettikleri sahte kimlik ve sürücü belgeleriyle yöneticiler adına e-imza başvurularında bulundu. Elde ettikleri e-imzalarla YÖKSİS dâhil olmak üzere kamu sistemlerine girip;
-
Sahte üniversite ve lise diplomaları oluşturma
-
Elektronik sınav sonuçlarını başarılıya çevirme
-
Sürücü belgesi düzenleme
işlemlerini gerçekleştirdiler .
3. Akademisyenlere Usulsüz Unvanlar
Bu organize suç şebekesi aracılığıyla hukukçudan psikoloğa, öğretmenden eczacıya kadar geniş bir meslek grubuna mensup yaklaşık 400 akademisyen, doçentlik ve profesörlük unvanlarını yasa dışı yollarla elde etti. İddianameye göre usulsüz işlemler neticesinde oluşturulan sahte belgeler, YÖK’e de iletild
4. “Depremde Ölen Avukatların” Diplomaları
İddianamede yer alan çarpıcı bir ayrıntı, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinde hayatını kaybeden avukatların listelerinin ele geçirilmesi oldu. Şüpheliler, bu avukatların üniversite kayıtlarını sildikten sonra başka kişilere ait sahte hukuk diploması düzenledi. Böylece gerçek vefat eden avukatların mezuniyet belgeleri, yakınlarına haksız menfaat sağlamak için kullanıldı .
5. Padişah Torunu da İddianamede
Soruşturmanın belki de en dikkat çeken ismi, Osmanlı Sultanı II. Abdülhamid’in dördüncü kuşak torunu Abdülhamit Kayıhan Osmanoğlu oldu. İnönü Üniversitesi Tarih Bölümü’nde yasa dışı bir şekilde mezun gösterildiği belirlenen Osmanoğlu’nun, YÖK kayıtlarında hiçbir öğrenci kaydı ve diploması bulunmadığı vurgulandı. Kendisinin de sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, “Kişisel verilerimi kullanarak adımı taşıyan sahte belgeler üreten herkes hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur” dedi .
6. YÖK ve Üniversitelerin Çift Koldan Soruşturması
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, durumun “çok ciddi bir hadise” olduğunu belirterek, hem YÖK hem de ilgili üniversiteler nezdinde iki koldan soruşturma başlatılacağını açıkladı. Ayrıca sahte diplomaya karşı “cezai yaptırımların artırılması için yasal düzenlemeye ihtiyaç” olduğunu ifade etti .
7. Ceza ve İddianame Detayları
-
65 sanık hakkında “kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek”, “bilişim sistemine hukuka aykırı müdahale” ve “sisteme veri yerleştirme” suçlarından 5 yıldan 50 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
-
Mayıs ayında benzer yöntemlerle sahte diploma ve sürücü belgesi düzenledikleri iddiasıyla 134 kişi hakkında daha dava açılmıştı .
Sonuç ve Değerlendirme
Bu organize skandal, kamuya ait elektronik sertifika sistemlerinin ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gösterdi. E-imza güvenliğinin sağlanması, YÖKSİS ve diğer devlet altyapılarının korunması adına hem teknik önlemler hem de yasal yaptırımların güçlendirilmesi elzem görünüyor.
Gündem
600 Bin Kamu İşçisine Müjde: Toplu Sözleşmede Anlaşma Sağlandı – Zam Oranları ve Seyyanen Artış Detayları
Açıklaması :
600 bin kamu işçisini ilgilendiren toplu sözleşmede uzlaşı sağlandı. İlk 6 aya %24, 2. döneme %11, 3. döneme %10, 4. döneme %6 zam ve seyyanen artış imzalanıyor
1. Giriş
Türkiye genelinde yaklaşık 600 bin kamu işçisini doğrudan ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde uzun süren pazarlık trafiği nihayet sonuçlandı. Hem yüzdelik zam hem de net bir seyyanen artış içeren protokol, bugün imzalanmak üzere mutabakata bağlandı. Bu gelişme ile 2025–2026 dönemi zam oranları netlik kazandı.
2. Görüşme Süreci ve Taraflar
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı himayesinde yürütülen görüşmelerde; işçi tarafını TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ, işveren tarafını ise TÜHİS temsil etti. Kritik görüşmelerin son aşamasında, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz arasında yaklaşık 4 saat süren sürpriz bir toplantı gerçekleşti .
3. Nihai Teklif ve Zam Oranları
Hükümetin son ve bağlayıcı teklifi şu şekilde şekillendi:
-
1. Dönem (İlk 6 ay): %24
-
2. Dönem (2. 6 ay): %11
-
3. Dönem (3. 6 ay): %10
-
4. Dönem (4. 6 ay): %6
Ayrıca, maaşlara sabbaten (net) sabit bir artış kalemi de eklendi
4. Seyyanen Artış Detayı
Yüzdelik zam oranlarına ek olarak, toplu sözleşme metnine belirli bir tutarda seyyanen ücret artışı de dahil edildi. Bu düzenleme, başta düşük gelirli kamu işçileri olmak üzere tüm çalışanların alım gücünü güçlendirmeyi hedefliyor
5. İmzalar ve Yürürlüğe Giriş
Taraflar arasında sağlanan mutabakat çerçevesinde hazırlanan Çerçeve Protokolü, bugün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda düzenlenecek törenle resmen imzalanacak. Zamlar ve seyyanen artış, protokolün yayımlanmasını takiben ilk bordro kesintisinde yürürlüğe girecek.
6. 600 Bin İşçi İçin Beklenen Etki
-
Alım Gücü Artışı: %24–6 arası kademeli zam ve seyyanen artış, enflasyon karşısında kamu işçilerinin gelir kaybını büyük ölçüde telafi edecek.
-
Moral ve Motivasyon: Uzun süren pazarlık süreci sonrası gelen anlaşma, çalışma barışını pekiştirecek.
-
Ekonomik Dalgalanma: Kamu maaşlarında artış, hem iç talebi destekleyecek hem de bütçe planlamasında yeni önceliklere yol açacak.
7. Sonuç
600 bin kamu işçisinin maaşlarını doğrudan ilgilendiren toplu sözleşme sürecinde anlaşma sağlanması, iş barışı ve ekonomik istikrar açısından kritik bir adım oldu. Yüzdelik zam oranları ile birlikte seyyanen artış, enflasyon ortamında çalışanların refahını korumayı amaçlıyor. İmzaların bugün atılmasıyla birlikte detaylı protokol tüm tarafların onayına sunulmuş ve uygulama takvimi netleşmiş olacak.
-
Gündem6 gün önce
MOSSAD İddiası ve Bursa Yangınında Sabotaj Şüphesi: Gerçek Ne?
-
Gündem3 gün önce
“Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı Duyurdu: Bursa Harmancık‑Orhaneli Yangını Kontrol Altına Alındı”
-
HAVA DURUMU3 gün önce
Meteoroloji Uzmanı Tekin Tarih Verdi: Cuma Günü Sıcaklık Düşüyor, Yağış Geliyor!
-
Gündem1 gün önce
Aydın’ı Sarsan Bebek Skandalı: 9 Günlük Bebeği Para Karşılığı Satın Alan Çocuk Doktorunun Kan Donduran İtirafı
-
Gündem1 gün önce
Denizli’de Polis Dehşeti: Ailesini Katleden Memur İntihar Etti, Şok Gerçekler Ortaya Çıktı
-
Gündem2 gün önce
“1994’ten Gelen Mucize: 31 Yaşında “Yeni” Bir Bebek Dünyaya Geldi”
-
Gündem3 gün önce
Türkiye, Azerbaycan Üzerinden Cumartesi Günü Suriye’ye Günlük 6 Milyon m³ Doğalgaz Tedarikine Başlıyor
-
Gündem1 hafta önce
Alanya’da Skandal: Ünlü Doktor A.D. ve Hemşirenin Uygunsuz Görüntüleri, “Pes” Dedirten Yapay Zeka Savunması