Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Kılıçdaroğlu’ndan “Aday Olacak Mısınız?” Sorusuna Gündem Yaratacak Yanıt: Derinlemesine Bir Analiz

Yayımlandı

üzerinde

Açıklama

CHP’nin olağanüstü kurultay sürecinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Aday Olacak Mısınız?” sorusuna verdiği yanıtı detaylı olarak analiz ediyor, partinin demokratik yapısını ve siyasi yansımalarını inceliyoruz.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) olağanüstü kurultay sürecinde tartışılan adaylık meselesi, siyaset dünyasında geniş yankı uyandırdı. Eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylık konusundaki net açıklaması, kamuoyunda ve medya organlarında yoğun bir ilgiyle takip ediliyor. Peki, Kılıçdaroğlu’nun bu yanıtı ne anlama geliyor? İşte detaylı analizimiz:


Giriş: CHP Kurultay Sürecinde Adaylık Tartışmaları

CHP, partinin demokratik yapısını güçlendirmek amacıyla düzenlediği olağanüstü kurultay ile adaylık konusunu yeniden gündeme taşıdı. Bu süreçte, parti içi dengeler, hukuki süreçler ve kayyum iddiaları gibi konular da masaya yatırılırken, eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylık konusu ile ilgili açıklaması dikkat çekti. Soru-cevap formatında medyaya yansıyan bu açıklama, partinin gelecekteki yönelimine dair önemli ipuçları veriyor.


Kılıçdaroğlu’nun Yanıtının İçeriği ve Önemi

Kılıçdaroğlu, Sözcü yazarı Saygı Öztürk ile gerçekleştirdiği röportajda adaylık konusuna şu ifadelerle yanıt verdi:

“Ben ilk genel başkanlıktan beri hiçbir zaman çıkıp ‘Genel başkan adayıyım’ demedim. Yani, genel başkan adayı olacağım diye konuşmadım. Benim söyleyeceğim partinin demokratik bir kurultay yapmasıdır. İzin alınıp kurultay yapılması kararı alındığı için kutlama mesajı yayımlamıştım. Dolayısıyla o mesajımın arkasındayım. Alınan doğru bir karardı. Hiçbir zaman ‘Ben adaylığa, genel başkanlığa talibim’ diye hiçbir yerde ifadem olmadı. Kurultayda kimi seçerse, doğrusu o olur.”

Bu açıklamada öne çıkan bazı temel noktalar şunlardır:

  • Geçmişte Adaylık Söylemi Yok: Kılıçdaroğlu, uzun yıllara dayanan genel başkanlık sürecinde kendisini aday olarak ilan etmediğini, bu tür ifadeleri hiç kullanmadığını belirtti.

  • Demokratik Kurultay Vurgusu: Partinin geleceğini belirleyecek kurultay sürecinin demokratik bir ortamda gerçekleştirilmesinin önemine dikkat çekti.

  • Parti İradesine Saygı: Kurultayda kimin seçilirse, o kişinin parti iradesini yansıtacağına olan inancını dile getirdi.

Bu açıklama, Kılıçdaroğlu’nun hem kişisel siyasetteki duruşunu hem de CHP’nin iç işleyişine yönelik yaklaşımını ortaya koyması açısından büyük önem taşıyor.


Siyasi Yansımalar: Parti İçi ve Kamuoyunda Ne Bekleniyor?

Kılıçdaroğlu’nun açıklaması, CHP içinde ve genel siyasi arenada farklı tepkilere yol açtı. İşte bu yanıtın yaratabileceği bazı etkiler:

  • Parti Birliği ve Demokratik Süreç: Kılıçdaroğlu’nun “demokratik kurultay” vurgusu, partide tüm görüşlerin tartışılacağı, adaylık konusunda iç demokratik sürecin işleyeceği mesajını veriyor. Bu durum, parti içi birlikteliğin sağlanmasına ve aday seçim sürecine şeffaflık kazandırılmasına zemin hazırlayabilir.

  • Siyasi Rakipler ve Kamuoyu Algısı: Adaylık açıklaması, rakip partiler tarafından eleştiri konusu olabilir. Ancak Kılıçdaroğlu’nun açıklaması, siyaset arenasında kendisine yönelik spekülasyonları azaltmayı hedeflerken, kamuoyunda güçlü ve kararlı bir lider imajı oluşturma çabasını da yansıtıyor.

  • Kurultay Sonuçları ve Seçim Stratejileri: “Kurultayda kimi seçerse, doğrusu o olur” ifadesi, partinin kurultay sonucuna göre yeni genel başkanın belirleneceği, dolayısıyla adaylık konusunda son kararı partinin iradesine bırakacağını gösteriyor. Bu durum, partinin seçim stratejilerinde esneklik sağlayabilir.


Demokrasi ve Kurultay Sürecinin Önemi

CHP’nin kurultay süreci, sadece parti içi bir aday belirleme aşaması değil; aynı zamanda Türkiye’de demokrasinin işleyişine dair önemli bir örnek teşkil ediyor. Şu noktalara dikkat çekmek gerekir:

  • İç Demokrasi Uygulamaları: Partinin kurultay süreci, tüm delegelerin ve parti üyelerinin fikirlerini özgürce ifade edebildiği, tartışabildiği demokratik bir ortamda gerçekleştirilirse, parti içi demokrasinin güçlenmesi sağlanır.

  • Güçlü Bir Yönetişim Modeli: Demokratik kurultay, parti yöneticilerinin ve adayların seçimi konusunda geniş katılımlı bir yöntem sunarak, siyasi arenada örnek teşkil edebilir.

  • Siyasi İstikrar ve Güven: Partinin iç karar alma süreçlerinin şeffaf ve demokratik olması, hem parti üyeleri hem de seçmenler nezdinde güven tesis eder; bu da uzun vadede siyasi istikrarı destekler.


Medya ve Halkın Tepkileri: Sosyal Medyada Yankılar

Kılıçdaroğlu’nun açıklaması, medya organlarında geniş yer buldu. Sosyal medyada ve yorum platformlarında farklı görüşler dile getirilirken, bazı kesimler bu açıklamayı şeffaflık ve demokratik değerlerin bir yansıması olarak yorumlarken, bazıları ise adaylık konusundaki belirsizliği eleştirdi. Öne çıkan bazı tepkiler şunlardır:

  • Pozitif Yorumlar: Bazı kullanıcılar, Kılıçdaroğlu’nun partinin iç sürecine ve demokratik yapısına vurgu yapmasını olumlu karşılarken, bu yaklaşımın CHP’nin uzun vadeli başarısına katkıda bulunacağı düşünülüyor.

  • Eleştirel Sesler: Diğer yandan, bazı siyasi analistler ve seçmen grupları, “adaylık” konusundaki netlik eksikliğinin seçim atmosferinde belirsizlik yaratabileceğini belirtiyor.

  • Medya Analizleri: Çeşitli basın organları, bu açıklamanın CHP’nin geleceği için bir dönüm noktası olabileceğini, partinin iç dinamiklerinin ve liderlik tartışmalarının ön plana çıkacağını ifade ediyor.


Sonuç ve Değerlendirme

Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Aday Olacak Mısınız?” sorusuna verdiği yanıt, sadece adaylık meselesine dair net bir pozisyon sergilemekle kalmıyor; aynı zamanda CHP’nin iç demokratik süreçlerine olan inancını ve partinin gelecekteki yönetişim modeline dair umutlarını da yansıtıyor.

  • Parti İradesine Güven: Kılıçdaroğlu’nun açıklamasında öne çıkan en önemli unsur, partinin demokratik kurultay sürecine olan inancı. “Kurultayda kimi seçerse, doğrusu o olur” ifadesi, adaylık konusundaki son kararı parti iradesine bırakırken, iç demokrasinin önemini vurguluyor.

  • Siyasi Arenada Etkiler: Bu yanıt, rakip partiler ve kamuoyu tarafından farklı şekillerde yorumlanabilir. Ancak, uzun vadede CHP’nin şeffaf ve katılımcı yönetim modelinin, seçmen nezdinde güven yaratacağı öngörülüyor.

  • Geleceğe Yönelik Beklentiler: CHP’nin yaklaşan olağanüstü kurultay süreci, adaylık tartışmalarının ve parti içi dinamiklerin netleşmesi açısından kritik bir dönemeç olarak görülüyor. Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları, bu sürecin demokratik değerlerle şekilleneceğine dair önemli bir mesaj veriyor.

Sonuç olarak, Kılıçdaroğlu’nun bu açıklaması, hem parti içindeki dengeleri hem de Türkiye siyasetinde demokratik sürecin önemini bir kez daha gözler önüne serdi. CHP’nin geleceği, kurultay sürecinin nasıl işleyeceğine ve parti iradesinin nasıl yansıyacağına bağlı olarak şekillenecek.

Gündem

“Eşim ve ben bir ağaçtan kopmuş dallar gibiyiz. Dayanılmaz acılarla yaşıyoruz.”

Yayımlandı

üzerinde

“Eşim ve ben bir ağaçtan kopmuş dallar gibiyiz. Dayanılmaz acılarla yaşıyoruz.”

hazırlayan: Fatih Doğan

Gazze’ye dönen bir aile, buldozerlerle yıkılmış mezarlar ve çok az umutla karşılaşır.
Hiba ve Muhammed, İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşında çok acı çekmişlerdir ve geleceğe dair pek bir beklentileri yoktur.

Gazze Şehri – Hiba el-Yazji ve eşi Muhammed, son iki yıldır cehennem azabı çektiler ve geri döndüler. İsrail saldırılarında onlarca aile üyesini kaybettiler. Evleri yok oldu. Birçok kez yerlerinden edildiler. Ve şimdi, geleceğin kendilerine ve 10 yaşındaki kızları İman’a ne getireceğinden emin olmadan bekliyorlar.

Aile, Gazze ateşkesinin başlamasından birkaç gün sonra, ancak İsrail saldırılarının anlaşmayı çökertmekle tehdit etmesinden sadece bir gün önce, geçen Cumartesi günü Kuzey Gazze’ye geri döndü.

Hiba, çadırının yanında dağınık eşyalarını düzenlerken uzaktan gelen patlamaları duyduğunu ve savaşın geri dönüp dönmediğini merak ettiğini söyledi. Bu durum, aileyi muhtemelen güneye geri dönmeye ve savaş sırasında defalarca yaptıkları bir yolculuğu tekrarlamaya zorlayacaktı.

Hiba, günler sonra Al Jazeera’ya, ailesinin çadırının kurulu olduğu kum yığınının üzerine bir sandalye çekip otururken, “Dürüst olmak gerekirse artık hiçbir şey anlamıyoruz,” dedi.

Aile öldürüldü
İsrail’in geçen Pazar günü en az 42 kişiyi öldürdüğü şiddetli şiddet olaylarının ardından ateşkes büyük ölçüde sürdürüldü.

Ancak Hiba ve Muhammed son iki yılda o kadar çok acı çektiler ki, gelecekleri konusundaki belirsizlikleri anlaşılabilir.

Çift, savaş başladığında Kuzey Gazze’de kalmıştı. Ancak savaşın başlamasından iki aydan kısa bir süre sonra bu karar onlara pahalıya mal oldu.

“Bütün ailemi kaybettim: Babamı, annemi, tüm kardeşlerimi. Aynı zamanda kuzenim olan kocam da tüm ailesini kaybetti,” dedi. Gözleri yaşlarla doluyken, Mohammad sessizce yanında oturuyordu ve kendi gözleri kıpkırmızıydı.

3 Aralık 2023’te, Gazze Şehri’nin Şeyh Rıdvan semtindeki dört katlı aile evleri bombalandı. Bu ev, diğer bölgelerden gelen birkaç akrabanın da sığındığı evdi.

Hiba, Mohammad, kızları İman ve Hiba’nın küçük erkek kardeşi, enkazın altından hafif yaralı olarak çıkarılan tek kurtulanlardı.

Saldırıda, geniş ailelerinden 60 kişi hayatını kaybetti.

“Neredeyse tüm ailem yok oldu: annem, babam, altı kardeşim, eşleri ve çocukları. Eşimin ailesi de -anne babası, kardeşleri ve çocukları. Amcalarım ve ailelerinin hepsi öldürüldü,” dedi Mohammad.

Mohammad, anne babası, altı kardeşi, çocukları ve eşleri de dahil olmak üzere toplam 36 akrabasını kaybetti.

Hiba aynı grevde anne babasını, dört kardeşini ve iki yeğenini kaybetti.

 

Buldozerle yıkılmış mezarlar
Dışarıdan bakan biri için Hiba ve Muhammed’in yaşadığı kayıplar neredeyse akıl almaz. Savaş sona ermiş olsa bile, bu öylece geçip gidebilecekleri bir şey değil.

“Ölmek istiyordum,” dedi. “Kocam ve ben bir ağaçtan koparılmış dallar gibiyiz. Dayanılmaz bir acıyla yaşıyoruz. Keşke bir saldırı bizi de alsaydı. Hayatta kalmak bir ceza gibi.”

Eylül ayında, İsrail tankları yaklaşırken çift, güneye gitmek üzere Gazze Şehri’nden ayrıldı. Ancak bildikleri her şeyden uzakta, mülteci kamplarındaki hayatın dayanılmaz olduğunu gördüler.

Ateşkes nedeniyle İsrail’in Gazze Şehri’ne ilerlemesi durdurulunca geri dönmeye karar verdiler.

Ama hiçbir şey onları bulacakları şeye hazırlamamıştı.

Gazze’de emlak işleriyle tanınan ailesinden Muhammed, “Tüm aile evlerimiz yıkıldı, hatta yakın zamanda taşındığımız ev, eşimin ailesinin evi bile yok oldu. Arabalarımız, düğün salonu işletmemiz, hepsi yerle bir oldu,” dedi.

FatihDoganMedya

 

 

Okumaya Devam Et

Gündem

Donald Trump’tan Hamas’a 48 saatlik uyarı: “Esir cenazelerini geri verin, aksi halde diğer ülkeler harekete geçecek”

Yayımlandı

üzerinde

Tarih: 26 Ekim 2025
Saat: 03:10 
Okuma süresi: ~4 dakika

Eski ABD Başkanı ve o günkü yetkili açıklamalarında etkin rol oynayan isim Donald Trump, Truth Social üzerinden paylaştığı mesajda Hamas’a 48 saatlik bir süre vererek elinde tuttuğu “ölü esir cenazelerini” iade etmesi gerektiğini; aksi hâlde “barış anlaşmasına taraf diğer ülkelerin harekete geçeceğini” söyledi. Trump, açıklamasında aralarında iki Amerikan vatandaşının cenazelerinin de bulunduğunu belirtti.

PALM BEACH, FLORIDA – DECEMBER 16: U.S. President-elect Donald Trump speaks at a news conference at Trump’s Mar-a-Lago resort on December 16, 2024 in Palm Beach, Florida. In a news conference that went over an hour, Trump announced that SoftBank will invest over $100 billion in projects in the United States including 100,000 artificial intelligence related jobs and then took questions on Syria, Israel, Ukraine, the economy, cabinet picks, and many other topics. (Photo by Andrew Harnik/Getty Images)


Başlık altı (lead)

Trump, Gazze-İsrail hattında sağlanan barış/ateşkes mutabakatının işlemesi için Hamas’ın kalan ölü esir cenazelerini derhal iade etmesini talep etti ve “48 saat içinde somut bir ilerleme” beklediğini vurguladı; aksi durumda anlaşmaya taraf ülkelerin adımlar atacağını belirtti.


Haber Detayı

Trump’ın mesajı ve platformu

Trump, söz konusu uyarıyı Truth Social hesabından yaptı; mesajında “Hamas, ölü esir cenazelerini hemen iade etmeye başlayacak; bazı cenazeler ulaşılması zor yerlerde olabilir ama birçoğunu hemen verebilirler” ifadelerini kullandı ve sürecin yakın takibinde olduğunu yazdı.

Neden bu talep önemli?

Son dönemde yürütülen ateşkes/ceasefire görüşmeleri kapsamında karşılıklılık esasına dayanan bir protokol üzerinde anlaşma sağlanmıştı: canlı esirlerin ve ölü cenazelerin iadesi, karşılığında belirli sayıda mahkûmun serbest bırakılması ve kademeli tavizler öngörülüyordu. Trump’ın açıklaması, bu takvimin aksaması halinde anlaşmanın işlemez hâle gelme riskine işaret ediyor.

“Diğer ülkeler harekete geçecek” iddiası

Trump, mesajında anlaşmaya taraf diğer ülkelerin—özellikle sürece arabuluculuk eden veya garantör pozisyonundaki ülkelerin—Hamas’ın işbirliği yapmaması hâlinde müdahaleye veya yaptırımlara yönelebileceğini ima etti. Haber ajansları ve bölge medyası, Trump’ın bu ifadelerini “uyarı/ultimatom” olarak değerlendirdi.

Sürecin mevcut durumu ve belirsizlikler

Bazı haber kaynaklarına göre (resmî kaynak açıklamaları ile karşılaştırıldığında), Gazze içindeki kaotik durum ve farklı silahlı grupların varlığı nedeniyle tüm cenazelerin hemen iade edilmesi lojistik ve güvenlik sorunları doğuruyor; buna rağmen Trump ve anlaşma ortakları geri dönüş bekliyor. Uzmanlar, zaman baskısının hem siyasi gerilimi tırmandırabileceği hem de tanımlama ve adli süreçleri zorlayabileceği uyarısında bulunuyo


Olası sonuçlar

  • Hamas’ın iade talimatına uyması: Ateşkes hattında güvenin güçlenmesi; esir aileleri için hızlı bir sonuç; anlaşma mekanizmalarının devreye girmesi.

  • Hamas’ın isteksiz veya gecikmeli yanıtı: Anlaşma ortaklarının yaptırım veya daha geniş diplomatik/askeri baskı araçlarını konuşmaya başlaması; bölgesel gerilimin tırmanması.


Bölge uzmanları, “48 saatlik baskının pratikte kısa” olduğunu; ancak siyaseten bir hareketlilik yaratma amacı taşıdığını belirtiyor. Uzmanlar ayrıca tespit, adli inceleme ve kimliklendirme süreçlerinin aceleye getirilmemesi gerektiğini; aksi hâlde insani ve hukuki problemlerin derinleşebileceğini vurguluyor.


Trump’ın 48 saatlik uyarısı, hem sahadaki insani drama hem de diplomatik sürecin kırılganlığını bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Önümüzdeki 48 saat içinde Hamas’tan somut bir iade adımı gelirse süreç rahatlayabilir; gelmezse bölgesel aktörlerin devreye girme ihtimali güçlenecektir.

Okumaya Devam Et

Gündem

İstanbul’un 4 ilçesinde 1 günlük gösteri yasağı: Valilik “sanal devriye” raporuna göre önlem aldı

Yayımlandı

üzerinde

İstanbul’un 4 ilçesinde 1 günlük gösteri yasağı: Valilik “sanal devriye” raporuna göre önlem aldı

Tarih: 26 Ekim 2025 — Saat: 01:13 (İstanbul).
Okuma süresi: ~2 dakika

İstanbul Valiliği, İl Emniyet Müdürlüğü’nün “sanal devriye” çalışmalarıyla elde edilen istihbarat doğrultusunda Beyoğlu, Bayrampaşa, Kağıthane ve Şişli ilçelerinde 26 Ekim 2025 günü (00:01–23:59) süreyle her türlü açık alan toplantısı, gösteri yürüyüşü, çadır/stand kurma, oturma eylemi, imza kampanyası, anma töreni, el ilanı dağıtımı ve pankart/afiş asma gibi etkinlikleri yasakladı. Kararda, olası provokatif eylemlerin önlenmesi ve kamu güvenliğinin sağlanması amaçlandığı belirtildi.


Haber Detayı

İstanbul Valiliği tarafından yapılan basın açıklamasında, İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin yürüttüğü sanal devriye faaliyetleri kapsamında bazı grupların izinsiz toplanma, yürüyüş ve protesto hazırlığında olduğu tespit edildiği vurgulandı. Valilik, bu tespitler ışığında toplumun huzur ve güvenliğini korumak amacıyla geçici bir yasak kararı alındığını bildirdi.

Yasak kararının hukuki dayanakları olarak 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu ile 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun ilgili maddeleri gösterildi. Kararın belirtilen saatler arasında uygulanacağı ve ihlallerin ilgili mevzuat çerçevesinde işlem gerektireceği ifade edildi.

Valiliğin açıklaması ayrıca vatandaşlardan ve sivil toplum kuruluşlarından yasaklanan faaliyetlere uymaları, kamu düzenini zedeleyici davranışlardan kaçınmaları ve güvenlik güçlerine yardımcı olmaları yönünde çağrı içeriyor. Güvenlik makamları da sahada gerekli tedbirleri alacaklarını duyurdu.


Etkilenen ilçeler ve kapsam

  • Beyoğlu — açık alan toplantıları ve gösteriler yasak.

  • Bayrampaşa — aynı düzenlemeler geçerli.

  • Kağıthane — tüm açık etkinlikler 1 günlüğüne durdurul

  • Şişli — yürüyüş ve gösteri yasağı kapsamında.

Yasak, 26 Ekim 2025 günü saat 00:01’den 23:59’a kadar uygulanacak şekilde duyuruldu.


Vatandaşa kısa bilgilendirme

  • Yasak kapsamındaki etkinlikler duyurulduğu saatler içinde yapılmamalıdır.

  • Kamu düzenini bozacak herhangi bir toplanma güvenlik güçlerince engellenebilir ve yasal işlem başlatılabilir.

  • Vatandaşlar çevrelerindeki gelişmeleri resmi kaynaklardan takip etmeli; Valilik veya Emniyet’in ek duyuruları varsa onlara göre hareket etmelidir.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar