Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Kerem Kınık’ın Kızının Dava Sürecinde Çarpıcı Gelişme: Baba Şikâyetini Geri Çekti, Anne İtirazını Sürdürüyor

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Fatma Zehra Kınık Demir’in karıştığı kazada hayatını kaybeden 17 yaşındaki Batın Barlasçeki’nin babası Serdal Barlasçeki şikâyetinden vazgeçti; anne Hasret Doğan ise adalet mücadelesine devam ediyor.

Olayın Özeti ve Kamuoyu Tepkisi

9 Temmuz 2024’te İstanbul Beykoz’da gerçekleşen kazada, eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın kızı Fatma Zehra Kınık Demir’in kullandığı araç, motosikletle çarpıştı. Motosiklette yolcu olan 17 yaşındaki Batın Barlasçeki yaşamını yitirirken, sürücü Yavuz Selim Öztürk ve diğer iki kişi yaralandı . Kamuoyunda büyük yankı uyandıran olayın ardından Kınık ailesinin, Barlasçeki ailesine maddi uzlaşma teklifinde bulunduğu iddiası da kısa sürede gündeme oturdu .

Hukuki Süreç ve Ceza Kararı

İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “taksirle bir kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma” suçundan yargılanan Kınık Demir’e 26 Mayıs 2025’te 4 yıl 2 ay hapis cezası verildi; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına, adli kontrol tedbirlerinin ve 2 yıl süreyle ehliyetine el konulmasına karar verildi .

Kınık Ailesinin Uzlaşma Teklifi

Duruşma öncesinde, Kerem Kınık’ın ailesinin ikinci kez Barlasçeki ailesine para teklif ettiği iddia edildi. Batın’ın annesi Hasret Doğan, “Kerem Kınık ve kızı ‘Ne istiyorlarsa yapmaya hazırız’ diyerek şikâyetimi geri çekmemi istedi. Ben oğlumun hakkını sonuna kadar savunacağım” sözleriyle teklifi reddetti .

Çarpıcı Yeni Gelişme: Baba Şikâyetini Geri Çekti

08 Temmuz 2025 günü mahkemeye sunulan dilekçeyle, hayatını kaybeden Batın Barlasçeki’nin babası Serdal Barlasçeki şikâyetinden vazgeçtiğini ve Kınık Demir’den hiçbir maddi ya da manevi tazminat talebinde bulunmayacağını bildirdi . Serdal Barlasçeki dilekçesinde, “Sanık hakkında istinaf yoluna başvurmayacağımı, şikâyetimden feragat ettiğimi beyan ediyorum” ifadelerine yer verdi.

Anne Hasret Doğan’ın Kararlı Tutumu

Babasının geri çekme kararına karşın, anne Hasret Doğan adalet arayışını sürdürme kararlılığında. Doğan, “Bu dava benim tek sesim oldu; şikâyetimden asla vazgeçmeyeceğim” diyerek yasal haklarını sonuna kadar kullanacağını açıkladı .

Sonuç ve İlerleyen Süreç

  • Şikâyetin geri çekilmesi, ceza davasının seyrini etkileyebilir; ancak kamu davası ve mahkeme kararları şikâyet sahibi iradesinden bağımsız ilerleyebiliyor.

  • Anne Doğan’ın ısrarlı takibi, tazminat ve hukuki sorumluluk taleplerini gündemde tutuyor.

  • Toplumsal Tepki ve Medya, olayın yankısını hâlâ koruyor; adalet beklentisiyle gelişmeleri takip ediyor.

Gündem

11. Yargı Paketi TBMM’de: Güler — “Denetimli serbestlik 3 yıl erken olacak, 55 bin mahkumu kapsıyor”

Yayımlandı

üzerinde

11. Yargı Paketi TBMM’de: Güler — “Denetimli serbestlik 3 yıl erken olacak, 555 bin mahkumu kapsıyor”

Tarih / Saat: 27 Kasım 2025 — 15:35 (İstanbul)
Okuma süresi: 4 dakika
Yayın: FatihDoganMedya — Web Haber


TBMM’ye sunulan 11. Yargı Paketi’yle, COVID-dönemi düzenlemelerini genişleten infaz değişiklikleri yer alıyor. AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, “Af değil; koşullu salıverme—denetimli serbestlik üç yıl daha erken uygulanacak” açıklamasını yaptı; ilk etapta 54–55 bin hükümlünün bu düzenlemeden yararlanması öngörülüyor.


Haber metni

TBMM Başkanlığı’na sunulan ve kamuoyunda “11. Yargı Paketi” olarak anılan tasarı, infaz rejiminde değişiklikler öngörüyor. Paketin en dikkat çeken maddelerinden biri, COVID-dönemiyle ilişkili düzenlemelerin kapsamının genişletilmesine ilişkin düzenleme. Bu kapsamda bazı hükümlüler için denetimli serbestliğe ayrılma süreleri öne çekiliyor.

AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, TBMM’de yaptığı açıklamada düzenlemenin “af” olarak nitelenmemesi gerektiğini vurgulayarak bunun bir koşullu salıverme uygulaması olduğunu söyledi. Güler, “Denetimli serbestlik 3 yıl daha erken gerçekleşecek. Af değil koşullu salıverme olacak. İlk etapta 54–55 bin mahkumu ilgilendiriyor” ifadelerini kullandı.

Pakette yer alan teknik düzenlemeler arasında, kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna ayrılma ve açık cezaevinden denetimli serbestliğe geçiş düzenlemelerinde “3 yıl öne çekme” formülü bulunuyor; tasarı 31 Temmuz 2023 ve öncesi tarihi kapsayan (COVID dönemi) suçları hedef alan düzenlemeler içeriyor. Bu kapsamın ilerleyen yıllarda daha fazla hükümlüyü kapsayabileceği belirtiliyor.

Adalet Bakanlığı tarafından teknik destek verilen ve Meclis’e sunulan kanun teklifinin madde sayısı konusunda resmi kaynaklarda 38 maddelik bir teklif kaydı yer alıyor; paket ayrıca trafik, bilişim, kamu düzeni gibi farklı başlıklarda değişiklikler de öngörüyor. Parlamento sürecinde komisyon çalışmalarıyla maddelerde değişiklikler olabileceği hatırlatılıyor.

Hak ve mağdur grupları, muhalefet partileri ve ceza hukukçuları tasarının kapsamı ve uygulama ayrıntıları konusunda yakından izleme çağrısı yaparken, teklif TBMM iç tüzüğü ve komisyon süreçleri tamamlanınca yasalaşma yoluna girecek. Uygulama ayrıntıları (hangi suçları kapsadığı, cezai süre hesaplaması, infaz rejimi geçiş kuralları) meclis gündemindeki metinle netleşecek.


Neden önemli?

  • Kısa vadede tahliye/koşullu salıverme kapsamı: İlk etapta 54–55 bin civarı hükümlünün etkilenmesi öngörülüyor; sayı ilerleyen yıllarda artabili

  • Hukuki nitelik: Hükümet yetkilileri düzenlemeyi “af” değil “koşullu salıverme/infaz erteleme” olarak tanımlıyor; bu tanım, uygulama ve toplumsal tartışma açısından belirleyici.

  • Kapsam: Düzenleme, 31 Temmuz 2023 ve öncesi tarihli fiillere ilişkin COVID-dönemi bağlamlı hükümleri kapsıyor.


Editörün notu — yayın bilgileri

  • Kaynak özetleri: Pakete ilişkin açıklamalar AK Parti cephesinden ve haber ajanslarının ilk duyurularından derlenmiştir. Resmi hüküm ve uygulama ayrıntıları TBMM kayıtları ve kanun teklifi metniyle belirlenecektir.

Okumaya Devam Et

Gündem

FRANSA’DA SKANDAL: İDDİAYA GÖRE ÜST DÜZEY MEMUR, İŞ GÖRÜŞMELERİNDE KADINLARA DİÜRETİK VERDİ

Yayımlandı

üzerinde

FRANSA’DA SKANDAL: İDDİAYA GÖRE ÜST DÜZEY MEMUR, İŞ GÖRÜŞMELERİNDE KADINLARA DİÜRETİK VERDİ

FatihDoganMedya — 27 Kasım 2025, 14:00 (Europe/Istanbul) · Okuma süresi: 4 dakika

Fransa Kültür Bakanlığı’nda uzun yıllar görev yaptığı belirtilen eski üst düzey bir memurun, iş görüşmelerinde aday kadınların içeceklerine yasa dışı diüretik (idrar söktürücü) karıştırdığı; sonuçta en az 200–240 kadının acil tuvalet ihtiyacıyla karşı karşıya kaldığı ve bazılarının kamusal alanlarda küçük düşürücü durumlarla karşılaştığı iddia ediliyor. Olayla ilgili dosyalar, mağdurların ifadeleri ve bilgisayarda bulunan “deney” kayıtları soruşturmanın merkezinde yer alıyor.


Detaylar — Ne oldu?

İddialara göre olaylar yaklaşık 2011–2019 döneminde gerçekleşti. Şüpheli olarak ismi geçen Christian Nègre olduğu bildirilen kişinin, iş görüşmelerinde kadın adaylara çay veya kahve ikram ettiği ve içeceklere güçlü bir diüretik karıştırdığı öne sürüldü. Bu ilaçlar kadınlarda ani ve kontrol edilemeyen idrar hissi yaratarak, görüşmeyi uzatıp adayları tuvaletten uzak alanlara yönlendirince bazılarının açık alanlarda küçük düşmesine yol açtı.

Bilgileri ortaya çıkaran unsurlar arasında şüphelinin bilgisayarında bulunduğu belirtilen “P Experiments” (veya “Experiments”) başlıklı bir elektronik kayıt/dosya ile bazı fotoğrafların yer aldığı; mağdurlar ve hukukçuların bu kayıtları soruşturmanın merkezine koydukları bildirildi.


Mağdurların durumu ve hukuk süreci

Bazı mağdurlar ağır psikolojik travma yaşadıklarını, uzun süre toplum içinde rahat hissedemediklerini ve olayların ardından yasal yollara başvurduklarını belirtiyor. Hukuk sürecinde devletin kusurlu bulunduğu ve tazminata hükmedildiği bazı idari davalar da vardı; örneğin mahkemeler, mağdurların uğradığı zarar nedeniyle kamu kurumunu kusurlu buldu. Ancak iddiaların cezai boyutuna ilişkin süreçler yıllarca sürdü ve bazı davaların criminal (cezai) aşaması gecikmeler içerdi.

Şüpheli hakkında 2019’da iddianame düzenlendiğine dair haberler bulunuyor; fakat devam eden soruşturmalar, bazı davaların henüz sonuçlanmadığını gösteriyor. Mağdur avukatları, soruşturma sürecinin yavaş yürütülmesinden ve adaletin gecikmesinden şikâyetçi.


Uzmanlar ne diyor?

Hukukçular ve cinsiyet temelli şiddetle mücadele grupları bu tür eylemleri “güç ve kontrol amaçlı cinsel saldırı” olarak nitelendiriyor; kimyasal veya ilaç yoluyla zorlama vakalarının hem tespitinin güç olduğu hem de mağdurlar üzerinde kalıcı psikolojik etkiler bıraktığı vurgulanıyor. Ayrıca kurum içi reaksiyon ve ihbar mekanizmalarının etkinliğinin sorgulandığı belirtiliyor.


FatihDoganMedya olarak takip edeceğiz

Konu uluslararası ve Fransız basınında geniş yer buluyor. Gelişmeler oldukça soruşturma, dava süreçleri ve resmi açıklamalar doğrultusunda güncellemeler yayınlayacağız.

Okumaya Devam Et

Gündem

3 çocuk annesi Sümeyye yaşamını yitirdi — Aile: “Damadımız tetiği çekemez”

Yayımlandı

üzerinde

3 çocuk annesi Sümeyye yaşamını yitirdi — Aile: “Damadımız tetiği çekemez”

Yayın: 27 Kasım 2025, 21:30 (TSİ)
Olay tarihi: 25 Kasım 2025
Yazar: FatihDoganMedya Haber Merkezi
Okuma süresi: 3 dakika

Elazığ’ın Kovancılar ilçesi Bağlar Mahallesi’nde 25 Kasım 2025’te meydana gelen olayda, 34 yaşındaki 3 çocuk annesi Sümeyye Y. evinde vurularak yaşamını yitirdi. Olayın ardından eşi E.Y. gözaltına alındı; polis soruşturma başlattı. Yerel kaynaklara göre, Sümeyye’ye 7 el ateş edildiği belirtiliyor.

Olayın ayrıntıları

Görgü tanıkları ve ilk polis raporlarına göre tartışma çıktıktan sonra evden silah sesleri duyuldu. Komşuların ihbarıyla olay yerine gelen sağlık ekipleri Sümeyye Y.’nin hayatını kaybettiğini belirledi. Şüpheli E.Y. gözaltına alındı ve adli işlemler devam ediyor. Olay mahalli incelemesi ve adli tıp çalışmalarının sürdüğü bildirildi.

Aileden şaşırtan iddia

Sümeyye’nin yakınları ve avukatı, gözaltına alınan E.Y.’nin MS (Multiple Skleroz) hastalığının ileri evresinde olduğunu, bu nedenle “tek başına 7 el ateş edebilecek durumda olmadığını” iddia ediyor. Aile, olayın aydınlatılması ve “gerçek failin” bulunması için hukuki takip başlatacaklarını açıkladı. Bu iddia, soruşturmanın seyrini etkileyebilecek bir ihtimal olarak değerlendiriliyor; polis ve savcılık teknik ve adli tıp incelemeleriyle olayı netleştirmeye çalışıyor

Resmi süreç ve soruşturma

Kovancılar Cumhuriyet Savcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı; silahın incelenmesi, otopsi raporu ve kriminal analizler bekleniyor. Yetkililer aile beyanlarını da dikkate alarak, delil değerlendirmesi sonrası olası ek gözaltılar veya adli işlemler hakkında açıklama yapacaklarını bildirdi. Şu aşamada polis “soruşturmanın selameti” gerekçesiyle detayları sınırlı paylaşıyor.

Uzman görüşü ve bağlam

Uzmanlar, aile içi şiddet ve kadın cinayetlerinde teknik delillerin (ateşli silah tanımlamaları, parmak izi, balistik izleri) netleştirici rol oynadığını; tanık beyanlarının ise soruşturmayı yönlendirebileceğini belirtiyor. Ayrıca MS gibi nörolojik hastalık iddialarının tıbbi raporlarla desteklenmesi gerektiği, aksi halde hem hukuki hem de toplumsal sonuçlar doğurabileceği vurgulanıyor. (Genel bilgilendirme.)

Son söz — Aile adalet istiyor

Sümeyye’nin ailesi, “gerçeğin ortaya çıkması” için yetkililerden hızlı ve şeffaf bir soruşturma talep ediyor. Bölge halkı da olayın aydınlatılmasını bekliyor. Olayla ilgili yeni gelişmeler geldikçe haberimiz güncellenecektir.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar