Gündem
Kayseri’deki mobilya fabrikasında 3 işçi can vermişti: Yangın, kaynak yapılırken çıkmış, sigorta yokmuş!
Kayseri Organize Sanayi Bölgesi 29’uncu Cadde’deki bir mobilya fabrikasında geçen yıl 30 Kasım’da saat 14.00 sıralarında yangın çıktı.
Kısa sürede büyüyen alevler, fabrikanın bir bölümünü sardı. Çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye polis, sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Yangın, ekiplerin 3 saatlik çalışmasıyla söndürüldü. Yangında işçiler Mustafa Dirmen (54), Suzan Çakır (48) ve İmran Oğuz Kayan (40) hayatını kaybetti.
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında fabrikanın genel sorumlusu ve iş güvenliği sorumlusu ile yangının çıktığı alanın sorumlularının da olduğu 7 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerden Serkan T. tutuklandı, diğerleri ise adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Serkan T.’nin geçen ay yapılan tutukluluk incelemesinde ev hapsi tedbiri uygulanarak tahliyesine karar verildi.
Soruşturma kapsamında ifadesi alınan fabrika müdürü Serkan T., iş yerinin kontrol ve denetiminin kendisinde olduğunu belirterek, “İş yerimizde olay neticesinde hayatını kaybeden Suzan Çakır, İmran Oğuz Kayan ve Mustafa Dirmen isimli şahıslar depoya ait kırlent bölümünde çalışmaktaydılar. Yangın deponun bir ucunda çıktı. Ancak, ölenlerin çıktığı bölümde yangın başlamadı. Yaklaşık 50-60 metre mesafe vardı. Yangının büyümesi ile beraber herkes koşuşturmaya başladı. Dışarıya çıkanları olay sebebiyle bir anda sayamadık. Herkese seslenmeye, yardımcı olmaya çalıştım.” dedi.
3 kişinin ilgili bölümde kaldığını öğrendiğini ancak yangın büyüdüğünden dolayı müdahale edemediklerinden söz eden Serkan T., “İtfaiyeye haber verdik. Yaşananlardan dolayı üzgünüm. Maddi ve manevi kayıplarımız mevcuttur. Suçlamaları kabul etmiyorum.” ifadelerini kullandı.

İSTENEN CEZALAR
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlandı. Kayseri Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianame kapsamında tutuksuz sanıklar Serdar T., Serkan T., İsmail D., Erol T., Esra A., Hamza K. ve Mohamad Al A. hakkında ‘Taksirle ölüme veya yaralanmaya neden olma’ suçundan 2 yıldan 15’er yıla kadar hapis cezası istendi.
İTFAİYE RAPORU İDDİANAMEDE
Kayseri Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü tarafından hazırlanan yangın raporuna da yer verilen iddianamede, işletme doğu cephesine sundurma eklentisi yapmak üzere elektro kaynak işlemi sırasında oluşan yüksek ısı cephe panelini delerek arka kısımda bulunan yanıcı malzemelerin tutuşması ile yangının çıktığının belirlendiği yer aldı.
Kayseri Büyükşehir Belediyesi itfaiye daire başkanlığının hazırlamış olduğu itfaiye raporunda kamera kayıtları incelendiğinde; fabrikanın dış cephesinde yapılan kaynak çalışması esnasında açığa çıkan yüksek ısıdan dolayı iç kısmında bulunan kolay tutuşabilir malzemelerin alev alması sonucu yangın çıktığının rapor edildi.
30 Kasım 2024 günü meydana gelen yangın olayı ile ilgili olarak görüntü kayıtları incelendiğinde; iş yerinde belli bir süreden itibaren çalışmakta olan herhangi bir yetkili sıfatı bulunmayan Mohamad Al A.’nın olay günü depo bölümünde bakımdan sorumlu S. isimli kişinin ameliyat olmasından dolayı iş yerinde bulunmadığı esnada dışarıda kaynak yaptığının görüldüğü, Mohamad Al A.’nın savunmasında iş bu durumları doğruladığının görüldüğü değerlendirmesinde bulunuldu.

YANGIN İÇİN GEREKLİ ÖNLEMLER ALINMAMIŞ
Kaynak işini mesleki eğitimi almış çalışanlara yaptırılmadığına da vurgu yapılan iddianamede, “İş yeri kayıtları, bilirkişi raporları, görüntüler, ifade tutanakları birlikte değerlendirildiğinde yangına; iş yerinde kolayca tutuşabilen ve parlayabilen (sünger, yapıştırıcı) maddeler bulunması nedeniyle yangın için gerekli önlemlerin düzenli ve titizlikle alınmaması, yangın algılama ve alarm sisteminin kontrollerinin yapılmaması ve ilave ek ünitelere bu sistemin takılmaması, yangın söndürme sistemlerinin kontrollerinin yapılmaması, çalışanlara yangın tahliye eğitimleri verilmemesi ve tatbikatı yapılmaması, iş yerinin elektrik tesisatının kontrolünün yapılmaması, yangın riski bulunduran ekipmanların titizlikle kontrollerinin yapılmaması, kaynak işini bu konuda mesleki eğitini aldırılmış çalışanlara yaptırılmaması, kaynak işi yapılırken yangın tehlikesine karşı gerekli önlemlerin alınmaması, iş yerinde acil kaçış bölgelerinde malzeme konulmasının önlenmemesi kaçış alanlarının her zaman açık ve ulaşılabilir olmasının sağlanmaması hususlarının sebebiyet verdiklerinin belirlendiğine” denildi.

SİGORTASI YOKMUŞ
Olayla ilgili olarak iş yeri kayıtları, SGK döküm cetvelleri, iş sözleşmeleri, iş sağlığı ve güvenliğine yönelik katılım formları, olay yeri inceleme raporu, yangın raporu, itfaiye raporu ve diğer iş yerine yönelik kayıtlara da yer verilen iddianamede, mobilya üretim fabrikasının sigortasının bulunmadığının tespit edildiği belirtildi.
İddianamede ifadesine yer verilen kaynak ustası Mohamed Al A.’nın, özetle ilgili iş yerinde bakım onarım işçisi olarak çalıştığını, bakım onarımdan sorumlu S.’nin beyin ameliyat olmasından dolayı iş yerinde bulunmadığını, kaynak işini bu kişinin yanında öğrendiğini, olay günü patronun babası olan E. isimli şahsın iş yeri çıkış bölümünde yakın bir alanda sıkıntı olduğunu bakım yapılması gerektiğini söylemesi üzerine durumu yetkililere ilettikten sonra onların da talimatı ile iş yerinin dış bölümünde kaynak makinesini alarak kaynak yaptığını anlattığına değinildi.
TATBİKATA KATILMAMIŞLAR
20 Ocak 2021’de iş yerinde yangın tatbikatı yapıldığı, yangında hayatlarını kaybeden işçilerin bu eğitime katılmadığının belirlendiğine dikkat çekildi.
Gündem
“Şok Uyarı: İstanbul’da Aynı Noktada 6.2’lik Bir Deprem Daha Kapıda! Şener Üşümezsoy İlk Kez Açıkladı”
Açıklaması
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Silivri ve Kumburgaz çukurlarında “aynı noktada, aynı büyüklükte” 6.2’lik bir deprem daha beklediğini açıkladı. İstanbul’daki risk ve hazırlanmanız gereken adımlar makalemizde.
İlk kez Prof. Dr. Şener Üşümezsoy tarafından yapılan bu değerlendirme, İstanbul’da 23 Nisan 2025’de yaşanan 6.2 büyüklüğündeki Silivri depreminden hemen sonra “büyük Marmara depremi riskinin geçtiğini” savunmasının ardından geldi. Üşümezsoy, Silivri çukurunun orta kesimindeki kırılmayan fay hattında Kumburgaz çukurunda da benzer bir deprem kırılmasının muhtemel olduğunu belirterek, “Aynı noktada, aynı büyüklükte bir 6.2’lik sarsıntı daha bekliyorum” ifadelerini kullandı . Bu makalede, uzman tahmininin detaylarını, olası etkilerini ve almanız gereken önlemleri ele alacağız.
Özet
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, İstanbul Silivri açıklarında 20 gün önce yaşanan 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından “Büyük Marmara Depremi riski bitti” açıklaması yapmış, ancak şimdi aynı bölgede “6.2 büyüklüğünde bir deprem daha” beklendiğini vurgulamıştır . Tahmin, Kumburgaz çukurunda kırılmayan yaklaşık 20–25 km’lik bir fay hattına işaret ediyor. Uzman, tekrar edecek depremin etkisinin benzer olacağını ancak biraz daha yıkıcı unsurlar içerebileceğini belirtti .
Tahminin Detayları
Kumburgaz ve Silivri Çukuru Hattı
-
Silivri Çukuru’nun Orta Kısmı: Üşümezsoy’a göre bölgedeki kırılma hattı, 200 km’den fazla bir yüzey alanı oluşturacak şekilde yırtıldı; geride kırılmayan yaklaşık 20–25 km’lik bir bölüm kaldı .
-
Kumburgaz Çukuru: Orta sırt olarak adlandırılan bu bölgede benzer uzunlukta ikinci bir fay hattı bulunuyor. Burada yeni bir kırılma, 6.2 büyüklüğünde sarsıntıya yol açabilir .
Tahminin Bilimsel Dayanağı
-
Fay Yüzeyi ve Derinlik İlişkisi: Üşümezsoy, 100 km yüzey kırılmasıyla 6.0, 200 km kırılmasıyla 6.2 büyüklük üretebileceğini açıkladı. Silivri’deki ilk depremde 200 km’lik bir alan yırtıldı; geride kalan 200 km’lik bölüm benzer bir sarsıntı potansiyeli taşıyor
-
Tarihsel Kırılma Modelleri: 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi sonrasında Marmara’nın kuzey kenar fayları temel alınırken, Üşümezsoy bu kez deniz içi orta sırt faylarındaki aktifliği vurguladı .
Uzman Görüşü ve Kamuoyuna Mesaj
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Beyaz TV’de katıldığı “Ne Var Ne Yok” programında, “İstanbul 6.2’yle yıkılmadı, ama aynı noktada, aynı büyüklükte bir deprem daha bekliyoruz. Bir 6.2’lik deprem oldu mu etkisi biraz daha sert olabilir” açıklamasını yaptı . Uzman, bölge halkını paniğe kapılmadan gerekli tedbirleri almaya çağırdı.
Sonuç ve Öneriler
Olası Etkiler
-
Bina hasarlarında artış, özellikle eski veya güçsüz yapılar için risk.
-
Altyapı ve ulaşımda aksamalar; İstanbul Boğazı ve köprülerde titreşim artışı.
-
Psikososyal etkiler: Halkta deprem korkusu ve kaygı düzeyinin yükselmesi.
Alınması Gereken Tedbirler
-
Yapısal Güçlendirme: Deprem yönetmeliğine uygun güçlendirme çalışmaları hızlandırılmalıdır.
-
Acil Durum Planları: Ailelerde toplanma alanları, acil durum çantaları ve iletişim kodları belirlenmelidir.
-
Erken Uyarı Sistemleri: Mobil uygulamalar ve SMS bazlı bilgilendirme yaygınlaştırılmalıdır.
-
Eğitim ve Tatbikat: Okullarda ve işyerlerinde deprem tatbikatları düzenlenmeli, bilinçlendirme çalışmaları sürdürülmelidir.
Gündem
İstanbul Depremi Sonrası Erdoğan’dan “Önce Bana Sunulmasın” Talimatı: Toplantı Taleplerinin Perde Arkası
Açıklaması
23 Nisan’daki 6,2’lik İstanbul depremi sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AFAD’daki kriz toplantısında “deprem senaryolarını inceleyin, yurt dışı uzman görüşlerini alın ve raporu önce Afet Politikaları Kurulu’na sunun” talimatlarının detayları ve siyasi yansımaları.
Özet: 23 Nisan 2025 günü saat 12:49’da İstanbul’da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı İstanbul AFAD Kriz Merkezi’ne acil toplantı düzenlemeye sevk etti. Toplantıda, deprem uzmanlarıyla alternatif senaryoların değerlendirilmesi, yurt dışı uzman görüşlerinin alınması ve gelecekteki olası etkilerin irdelenmesi talimatları verildi. Hazırlanacak raporların önce Afet Politikaları Kurulu’na sunulması; “Önce bana sunulmasın” talimatı ise, sürecin şeffaflığı ve koordinasyon zincirinin işleyişine vurgu yaptı. Kararların uygulanması ve siyasi tepkiler, hem kriz yönetimi kabiliyeti hem de İstanbul yönetimiyle koordinasyon eksenini yeniden gündeme taşıdı.
Olayın Arka Planı
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı akşamı, İstanbul’da 13 saniye süren 6,2 büyüklüğündeki deprem büyük panik yarattı. Deprem, kent genelinde hasar bilgisi ve artçılar konusunda belirsizlik oluşturdu .
Erdoğan’ın Toplantı Talepleri
-
Farklı Senaryoların İncelenmesi: “Deprem uzmanlarıyla görüşün, farklı fikirleri de dahil edin. En olası senaryo hangisi” talimatı verild
-
Yurt Dışı Uzmanların Görüşü: “Yurt dışındaki uzmanlara da sorun” vurgusu, uluslararası deneyimden yararlanma isteğini gösterdi .
-
Gelecekteki Etkilerin Araştırılması: Depremin uzun vadeli muhtemel etkileri üzerinde çalışılması, risk yönetiminde öngörü kabiliyetini güçlendirmeyi amaçladı
-
Rapor Sunum Sırası: Hazırlanacak raporun “önce Cumhurbaşkanlığı Afet Politikaları Kurulu’na sunulması, ardından tarafıma iletilmemesi” talimatı, sürecin belirli bir hiyerarşi içinde yürümesini hedefledi
-
Kulis Bilgisi: Can Coşkun’un aktardığına göre, toplantı bilgilerinin bürokrat kaynaklardan edinildiği ve Erdoğan’ın eski gönüllü arama kurtarma görevlisinin aktardığı ayrıntılara özel önem verdiği iddia edildi
Taleplerin Analizi
Toplantıda öne çıkan “farklı senaryolar” ve “yurt dışı uzman” vurgusu, AFAD’ın sahadaki brifinglerini uluslararası literatürle karşılaştırma ihtiyacını işaret ediyor. Bu yaklaşım, Türkiye’nin kritik afet yönetimi stratejisinde dış paydaşları daha etkin kullanma eğilimini gösteriyor. Ayrıca “rapor önce Kurul’a sunulsun” talimatı, karar alma süreçlerinde merkezi koordinasyon mekanizmasına öncelik verdiği anlamına geliyor.
Siyasi Tepkiler
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, toplantıya İBB yetkililerinin davet edilmemesini sert şekilde eleştirdi. Özel’e göre, “16 milyonluk kentin yönetimini temsil eden İBB Başkanının ve AKOM sorumlusunun toplantıda olmaması, kriz yönetiminde siyasi angajman olarak değerlendirildi” . Bu eleştiriler, İstanbul yönetimi ile merkezi hükümet arasındaki koordinasyon tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Gündem
Bahçelievler Kur’an Kursunda Cinsel İstismar Skandalı: Tutuklanan Belletmen İbrahim K. ve 17 Çocuğun Pedagog Eşliğinde İfadesi
Açıklaması :
Bahçelievler’de Diyanet’e bağlı Kur’an kursunda belletmen İbrahim K. 17 çocuğa cinsel istismar iddiasıyla tutuklandı. Çocuklar pedagog eşliğinde ifade verdi.
Bahçelievler’de Diyanet’e bağlı yatılı erkek Kur’an kursunda yaşanan cinsel istismar iddiası, toplumda derin bir infial yarattı. 25 Nisan 2025 sabahı Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, kursun belletmeni İbrahim K. gözaltına alındı ve tutuklandı. Yaşları 10 ile 13 arasında değişen 17 çocuk, hafta sonu Bakırköy Çocuk İzleme Merkezi’nde pedagog gözetiminde ifadelerini verdi. Olayın halihazırda devam eden hukuki süreci, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kurs yönetimine dair herhangi bir idari işlem yapmaması ve mağdur çocukların çoğunun kursa geri gönderilmesi tartışmaları daha da alevlendirdi.
Olayın Geçmişi
İstanbul Bahçelievler’de, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı yatılı erkek Kur’an kursunda görev yapan belletmen İbrahim K., 10–13 yaşındaki çocuklara yönelik cinsel istismarla suçlanıyor . İddiaların kamuoyuna yansıması, yakınlardaki imam hatip ortaokulunda görevli bir öğretmenin çocukların konuşmalarını duyarak savcılığa ihbarda bulunmasıyla gerçekleşti
Soruşturma Süreci
İmam hatip ortaokulundan yapılan başvuru üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı derhal soruşturma açtı . Belletmen İbrahim K. önce gözaltına alındı, ardından sevk edildiği mahkeme tarafından “suç delillerini karartma ve kaçma riski” gerekçesiyle tutuklandı
Çocukların İfadeleri
Hafta sonu düzenlenen seansta 17 mağdur çocuk, Bakırköy Çocuk İzleme Merkezi’nde uzman pedagog eşliğinde dinlendi Pedagoglar gözetiminde alınan ifadelerde, çocuklar belletmenin kurs içindeki odalarda uyudukları sırada yataklarına girerek istismarda bulunduğunu anlattı . Bazı çocuklar, davranışları diğer personelin de gördüğünü ancak müdahale edilmediğini ifade etti
Hukuki Durum
Soruşturmayı yürüten Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Türk Ceza Kanunu’nun “cinsel istismar” maddeleri uyarınca kovuşturma başlattı Tutuklanan İbrahim K. hakkında hazırlanan iddianame tamamlandığında, dosya İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk edilecek . Kurs yönetimine ve Diyanet’e bağlı diğer yetkililere henüz idari yaptırım uygulanmadı .
Uzman Görüşleri ve Önlemler
Çocuk hakları alanında faaliyet gösteren psikologlar ve pedagoglar, Kur’an kursları gibi kapalı ve denetimsiz ortamlarda istismar riskinin yüksek olduğuna dikkat çekiyor . “Çocukların korunması için Diyanet’e bağlı tüm kurslarda rutin pedagojik denetimler ve psikososyal destek birimleri oluşturulmalı” önerisi yapılıyor . Ayrıca uzmanlar, kuruma alınacak personelde adli sicil ve referans araştırmasının zorunlu hale getirilmesini tavsiye ediyor .
Sonuç
Bahçelievler’deki bu skandal, dini eğitim kurumlarında çocuk güvenliğinin sağlanması gerekliliğini bir kez daha ortaya koydu. Hukuki süreç devam ederken, mağdur çocukların travmalarının iyileştirilmesi için uzun vadeli psikolojik destek ve toplumsal farkındalık çalışmalarının hızlandırılması önem taşıyor. Kamuoyu ayrıca Diyanet’in kurs yönetimine yönelik idari adımları atmasını ve benzer vakaların önüne geçilmesi için kapsamlı bir reform planı açıklamasını bekliyor.
-
Ekonomi3 gün önce
Eskişehir’de Ormanlık Alanda Yakılarak Öldürülen 30 Yaşındaki Kadın Dehşeti: Sadece Saç ve Kemik Kaldı
-
Gündem22 saat önce
Şanlıurfalı Genç İşçi 3 Günlük Korkunç İşkenceyle Yüzleşti: Dişleri Kırıldı, Hamam Böceği Yedirildi
-
Son Dakika1 hafta önce
Yasak Aşk Skandalında Yeni Gelişme: Kayınvalide ve Damat Esra Erol Programında Canlı Yayında Gözaltına Alındı!
-
Gündem1 hafta önce
Ünlü İsimlerden Sırrı Süreyya Önder’e Destek: “Sakın Ölme Sırrı Abi… Benimle Yine Dalga Geç!”
-
Son Dakika1 hafta önce
Son Dakika: Şakir Paşa Ailesi Konakta Yangın! 1 Ölü – Tüm Detaylar
-
Gündem1 hafta önce
Kayınvalidesini hamile bırakmıştı! Arsız damadın babası konuştu: Oğlum sapıktır
-
Gündem1 gün önce
“Silivri’de 6,2’lik Depremin Derinden Gelen Uğultusu: Sismik Kayıtların Ardındaki Gerçek”
-
Son Dakika6 gün önce
Oyuncu Sevil Akdağ Arkadaşını Öldürdü: Fatih İskenderpaşa’daki Cinayet Olayının Tüm Detayları