Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Sanat

Karagöz ve Hacivat yeniden hayat buldu

Yayımlandı

üzerinde

Bosna Hersek’te 2015’te düzenlenen Banja Luka Uluslararası Çocuk Festivali’nden onur ödülü alan geleneksel Türk gölge oyunu projesi “Dev Gölgeler”, bugüne kadar Türkiye’nin yanı sıra birçok ülkede de sahnelendi.

İki kat büyütülmüş bir sahnede dev tasvirlerle oynanan gölge oyunu, farklı karakterleri ve zengin hikaye anlatımlarıyla dikkati çekiyor.

Ramazan boyunca Başakşehir Belediyesi tarafından Kent Meydanı’nda düzenlenen ramazan etkinliklerinde oyunu izleyicilerin beğenisine sunan Veral,  sanatına ve “Dev Gölgeler” oyununa ilişkin açıklamalarda bulundu.

“BU SANATI GERÇEKTEN AŞKLA VE ŞEVKLE SEVİYORUM”

Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçısı olarak 45 yıldır Karagöz-Hacivat oyunu sahnelediğini belirten Veral, mesleği icazet düsturuyla öğrendiğini söyledi. Veral, “Ağabeyim Tevfik Veral, onun da ustası Ayhan Büyükdoğan’dı. Dolayısıyla bu sanatın içerisinde uzun yıllardır varım. Çünkü bu sanatı gerçekten aşkla ve şevkle seviyorum.” dedi.

Bu sanatın içerisinde en mutlu olduğu şeyin deriden, el emeğiyle yapılan, özgün eserler ve çalışmalar ortaya koymak olduğuna dile getiren Veral, “İnsanlar Karagöz ve Hacivat’ı çok seviyorlar. Kendilerine ait olan bir kültürün yansıyan bir perdede ışığının olması onları mutlu ediyor. Hacivat ve Karagöz’ün söylediği her cümleden istifade edilmesi, bizim için de gerçekten çok mutluluk verici.” diye konuştu.

“KARAGÖZ VE HACİVAT, BİR ULUSU, BİR MİLLETİ, BİR TOPLUMU, BİR KÜLTÜRÜ TEMSİL EDİYOR”

Veral, geçmişte de orta oyunu, meddah, İbiş (el kuklası) ve Karagöz gösterileriyle insanların meydanlara toplanarak eğlendiklerini hatırlatarak, şunları kaydetti:

“Sanatımıza yenilikler katmaya başladık. Önceden bir buçuk metrelik perdelerimiz vardı, klasik manada çok güzeldi ama kitlesel olarak belki 100-120 kişiye hitap ediyordu. Bugün koca koca kültür merkezleri, salonlar var. Bir gün böyle bir düşüncenin içerisinde zanaat tarafında aşkla çalışırken, ‘alanlar geniş, kitle geniş, kocaman bir ülkenin kocaman bir toplumun değerleri de çok kocaman olmalı.’ diye düşündüm ve bir hedef belirledim. Perdemizi büyüttük, üç metrelik perde oldu ve arkasından küçük olan tasvirleri de büyülterek bir metre yaptık. Şu anda 750-1000 kişiye rahatlıkla oynatabiliyoruz. 2011 yılı Dünya Günü’nde ‘Dev Gölgeler’ projesi hayata geçti.”

Gölge oyununun çok önemli bir sanat olduğunun altını çizen Veral, “Dev Gölgeler, yurt dışına da gitti, festivallere katıldı onur ödülü aldı. Karagöz ve Hacivat dememek gerekiyor sadece. Bir ulusu, bir milleti, bir toplumu, bir kültürü temsil ediyor. Bence bu çok değerli ve çok önemli.” ifadelerini kullandı.

“KARAGÖZ KÜLLERİNDEN TEKRAR DOĞDU”

Veral, tasvirlerin deriden yapıldığını, kök boyayla boyanarak iğne oyası gibi tek tek işlendiğine dikkati çekerek, “Karagöz de küllerinden tekrar doğdu. Bu yüzyılda herkesin anlayabileceği bir Karagöz’den bahsetmiş oluyoruz. Dolayısıyla iyi ki bu ‘Dev Gölgeler’ hayata geçti. İyi ki bu sanatı yapıyoruz. İyi ki ulusumuzu, milletimizi, toplumumuzu en iyi yerlerde temsil ediyoruz.” görüşünü paylaştı.

Bu sanatı icra etmekten onur duyduğunu, huzur ve mutluluk hissettiğini söyleyen Veral, “Çünkü bizi izleyen çocukların mutluluğu aileye yansıyor. Anneler, babalar çocuklarıyla bizi izlemeye geliyor ve evlerine huzurlu bir şekilde dönüyorlar. Bu bizi çok çok mutlu ediyor. Demek ki biz doğru bir çizgideyiz. Demek ki doğruları yapıyoruz.” dedi.

“Dev Gölgeler” projesinde yer alan hayali Merve İlken ise geleneksel Türk gölge oyunu sanatında Türkiye’nin ilk kadın Karagöz sanatçısı olarak 18 yıldır profesyonel anlamda bu sanatın içinde yer aldığını anlattı. İlken, Dev Gölgeler’in çok önemli bir proje olduğunu ve ramazan boyunca birçok farklı noktada sahnelendiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Çocuklar Dev Gölgeler’i çok seviyorlar. Çünkü birer metrelik tasvirler onların arkadaşı gibi oluyor. Çocuklar, meydanlarda onlarla buluşunca çok güzel şenlik havası oluyor. Çocuklar mutlu olunca toplum mutlu oluyor. Dolayısıyla geleneksel sanatlarımız, toplumun huzuru ve mutluluğu için de çok önemli.”

Türkiye’nin ilk kadın Karagöz sanatçısı olarak hem Türkiye’nin hem de dünyanın birçok yerinde özellikle kız çocuklarına sanatla örnek olmaya çalıştığını vurgulayan İlken, Dev Gölgeler oyunu aracılığıyla minik izleyicilerle bir bağ kurduklarını belirtti. İlken, oyunda çok güzel tepkiler aldıklarından bahsederek, şunları kaydetti:

“Karagöz çok seviliyor. Aslında Karagöz’ün kendine ait bir tılsımı var. Dünyanın neresinde olursa olsun, dil aynı olmasa bile Karagöz’ün dünyası çocukları kendine çekiyor. Çocuklar çok güzel tepkiler veriyor, oyun içinde çok güzel tepkiler alıyoruz, Karagöz’le konuşuyorlar, Karagöz onlarla konuşuyor. Karagöz, çok interaktif bir sanat aynı zamanda. Tabii burada ustalarına da çok büyük bir pay düşüyor; bu sanatı geliştirmek ve icra etmek.”

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sanat

Harik’in son ustası: Mesleğini 28 yıldır yaşatmaya çalışıyor

Yayımlandı

üzerinde

Tanıtım amaçlı dönem dönem sergilerde, fuarlarda, festivallerde görev almaktayız. Bitlis Tanıtım Günleri adı altında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın düzenlediği geleneksel el sanatları, fuarları adı altında çeşitli yerlerde metropollerde katıldım. İnsanlara tanıtım yapmaya çalıştım. Amacım Bitlis’in bu sanatının kaybolmamasıdır. Bundan sonra bu sanatın kaybolmaması ve tanıtılması, ayrıca genç nesillere aktarılması çalışmalarım bu şekilde devam edecektir. Dönem dönem Kültür ve Turizm Müdürlüğünde, Halk Eğitimi Merkezinde kurslar açıyorum. Kursiyerler yetiştiriyorum. Yetiştirdiğim kursiyerlerim var fakat maalesef ki zor olmasından, pazar sorununun bulunmasından dolayı devam etmemektedirler. Devam etmelerini ve bu sanatın tanınması için elimden geleni yapmaya devam edeceğim” şeklinde konuştu

Okumaya Devam Et

Sanat

Munzur Vadisi’nden topladığı taşları sanat eserine dönüştürüyor

Yayımlandı

üzerinde

Taşları tuval olarak kullanma fikrinin Munzur Nehri kenarında resim çizerken oluştuğunu belirten Ozan, şöyle konuştu:

“Çocukluğumdan beri resim yapıyorum, hep içimde vardı bu sanat aşkı. İlkokul ve liseden beri devam etti. İlerleyen zamanlarda tuvalin üstüne, kağıdın üstüne resim yapmaya başladım. Zamanla daha da ilerlemeye başladı. Çalışıp emek verdikçe insan ileri gidiyor. Bu keşiflerden bir tanesi de Munzur taşları oldu. Su kenarlarında doğayı resmederken, taşlara bakıp nasıl olabileceğine kafa yordum. Deneme yanılma yoluyla birkaç tane resim yaptıktan sonra ortaya güzel bir şey çıktı.”

Okumaya Devam Et

Sanat

Şener Şen’in başrolünde yer aldığı Zengin Mutfağı son kez seyirciyle buluştu

Yayımlandı

üzerinde

Usta oyuncu ‘i 40 yıl aradan sonra tiyatro sahnesine döndüren DasDas prodüksiyonu Zengin Mutfağı oyunu, Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda son kez seyircilerle buluştu.

Oyun 8 sene boyunca 400’den fazla temsili kapalı gişe oynayarak başarıya imza attı.

Vasıf Öngören’in aynı adlı eserlerinden uyarlanan Zengin Mutfağı, 8 sene usta Şener Şen’in yanı sıra Gizem Ergün, Onay Kaya, Uğur Arda Başkan ve Kutay Sandıkçı’nın yer aldığı kadroyla sahnelendi.

Cumhuriyet tarihinde görülmüş en büyük işçi hareketi olan 15-16 Haziran 1970 olaylarının zengin bir ailenin mutfağına yansımasını konu alan oyunun yönetmenliğini Şener Şen ve Doğu Yaşar Akal birlikte üstlendi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar