Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

İsrail’in “Gideon’un Arabaları” Operasyonu: Gazze’yi Tamamen İşgal Girişimi ve 36 Saatte 250’den Fazla Şehit

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması: İsrail, Mayıs 2025’te “Gideon’un Arabaları” kod adlı kara, deniz ve hava birleşik operasyonuyla Gazze Şeridi’ni tam kontrol altına almayı amaçlıyor. 36 saatte 250’yi aşan şehit, uluslararası tepki ve ağırlaşan insani kriz detaylı analizimizde.

Bu makalede, İsrail’in Mayıs 2025’te onayladığı “Gideon’un Arabaları” kod adlı geniş çaplı askeri operasyonun ayrıntılarını, Gazze’de son 36 saatte 250’ye yakın şehit haberini ve insani krizin boyutlarını ele alıyoruz. Operasyon, güvenlik kabinesinin kararıyla Gazze Şeridi’nde kara, deniz ve hava unsurlarıyla tam kontrol hedefi doğrultusunda planlandı. Halihazırda İsrail saldırılarında 36 saatte 250’nin üzerinde Filistinlinin hayatını kaybettiği, dünkü gece itibarıyla ise 110 kişinin şehit olduğu; bunlardan 11’inin aynı aileden oluştuğu bildiriliyor. Uluslararası arenada artan tepkiler, Batı’nın ambargoları, BM ve yardım kuruluşlarının çatışma bölgesine erişiminin kısıtlanmasıyla insani durum kritik seviyelere ulaştı.

Operasyonun Kod Adı ve Hedefleri

“Gideon’un Arabaları” olarak adlandırılan Mayıs 2025 Gazze taarruzu, İsrail güvenlik kabinesinin onayıyla başlatıldı ve planın temel amacı Şeridi fiilen işgal ederek Hamas’ın askeri ve sivil altyapısını parçalamak olarak belirlendi  Operasyon, İsrail Genelkurmay Başkanı’nın hazırladığı stratejiyle; kara, deniz ve hava unsurlarını koordine ederek Güney’den Kuzey’e doğru genişleyecek şekilde tasarlandı . Resmi açıklamalara göre, Gazze’nin güney kesimine yönelik planlanan yerleşim tahliyeleri, sivilleri daha da güneye çekerek operasyon sahasının güvenliğini artırmayı hedefliyor .

Kara, Deniz ve Hava Unsurları

  • Kara Operasyonları: Zırhlı birlikler ve özel kuvvetler, Gazze Şeridi’nin savunma hatlarını kırmak için kuzeye ilerliyor. Tank ve piyade birlikleri, Nisan ayında başlayan ilk keşif ataklarının ardından yoğun ateş desteğiyle stratejik kavşak noktalarında mevzi kurdu .

  • Deniz Taarruzları: Donanma birlikleri, Gazze kıyılarını abluka altına alarak insani yardım hareketliliğini engelledi ve sahil güvenlik botları bombardıman sırasında hedef keşfi yaptı .

  • Hava Saldırıları: F-35 ve F-16 savaş uçakları, Hamas komuta merkezleri ve tünel ağları gibi yüksek değerli hedefleri vurdu. Ortak hava operasyonları, son 36 saatte 250 noktaya yoğun bombardıman yapılarak sürdürüldü .

Şehit Sayısı ve İnsan Kaybı

  • 36 Saatte 250 Şehit: Gazze Sağlık Bakanlığı yetkilileri, bugüne kadar süren operasyonun ilk 36 saatinde en az 250 Filistinlinin hayatını kaybettiğini açıkladı .

  • Dünkü Gece 110 Şehit: Dün gece itibarıyla ek 110 can kaybı bildirildi. Bunlardan 11’i aynı aileden olup, bombardıman sonucu bir evin vurulmasıyla hayatını kaybetti .

  • Toplam Kayıplar: 7 Ekim 2023’ten bu yana devam eden çatışmalarda Gazze Sağlık Bakanlığı verilerine göre 53,000’den fazla Filistinli öldü; bunların yüzde 70’inden fazlasının siviller olduğu belirtiliyor .

Uluslararası Tepkiler ve Diplomasi

  • Birleşmiş Milletler: BM, operasyonu “orantısız güç kullanımı” ve “kolektif cezalandırma” olarak nitelendirerek derin endişe duyduğunu bildirdi. BM İnsan Hakları Konseyi, Gazze’ye insani yardım sevkiyatının derhal sağlanmasını talep etti .

  • ABD ve Diğer Müzakereler: Aşamalı ateşkes ve rehinelerin takası için Katar ve Mısır’ın arabuluculuk yaptığı Doha görüşmeleri “saldırılar altında” devam ediyor. İsrail Başbakanı Netanyahu, barış görüşmelerinin “ateş altında” sürdürüleceğini vurguladı

  • Özgürlük Bölgesi Önerisi: Eski ABD Başkanı Trump, Gazze’nin “özgürlük bölgesi” haline getirilmesi planını savundu; bu öneri, bölgedeki nüfusun zorunlu göç ettirileceği endişeleri yaratt.

İnsani Durum ve Gelecek Perspektifi

Gazze’de su, gıda ve ilaç sıkıntısı en üst düzeye çıktı. BM’yi destekleyen yardım grupları, Mart 2025’ten beri sınırlı erişim sağlayabiliyor. Elektrik ve altyapı büyük ölçüde çökertildi; Dünya Sağlık Örgütü, kitlesel salgın ve açlıkla karşı karşıya olunduğunu bildiriyor . Uluslararası ceza mahkemeleri, operasyonun “soykırım” boyutları olup olmadığını araştırıyor.


Çıkarımlar:
Bu kapsamlı askeri operasyon, Gazze’de yeni bir aşamaya işaret ediyor. Kara, deniz ve havanın entegrasyonu, siviller üzerinde yıkıcı etki yaratıyor. 36 saatte 250’ye, dünkü gece ek 110’a ulaşan şehit sayısı, uluslararası toplumda keskin tepki doğuruyor. İnsani krizin derinleştiği Gazze’de acil ateşkes ve yardım sevkiyatı için diplomatik çabalar kritik önem taşıyor.

Gündem

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar Tutuklandı: Aziz İhsan Aktaş Örgütüne Yönelik Operasyonda Kritik Gelişme

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
8 Temmuz 2025’te yürütülen yolsuzluk ve örgüt soruşturması kapsamında, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar tutuklandı. Soruşturmanın ayrıntıları, siyasi yankıları ve sonraki adımlar bu makalede.

Olayın Özeti

8 Temmuz 2025 akşamı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Aziz İhsan Aktaş liderliğindeki suç örgütüne yönelik yürüttüğü soruşturma çerçevesinde gözaltına alınan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, çıkarıldığı Çağlayan’daki sulh ceza hâkimliğince tutuklandı .

Tutuklama Süreci

  • Gözaltı ve Sevk: Karalar, 5 Temmuz’da İstanbul merkezli üç ayrı yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alınmış; Adana’daki işlemlerin ardından İstanbul’a sevk edilmişti .

  • Mahkeme Kararı: Savcılığın tutuklama talebini kabul eden sulh ceza hâkimliği, “örgüt üyeliği” ve “rüşvet” şüphesiyle Karalar hakkında tutuklama kararı verdi.

Soruşturmanın Arka Planı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma, Aziz İhsan Aktaş’ın elebaşı olduğu iddia edilen bir yapı tarafından kamu ihalelerinde yolsuzluk ve rüşvet zinciri kurulmasını konu alıyor. Karalar’ın yanı sıra Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de benzer suçlamalarla tutuklanmıştı .

Siyasi Tepkiler

  • CHP Cephesi: Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, operasyonları “seçim öncesi muhalefete baskı” olarak nitelendirerek, derhal serbest bırakılmalarını talep etti .

  • AKP ve Adalet Bakanlığı: Adalet Bakanı Yılmaz Tunc, yargı sürecine müdahale iddialarını reddederek, soruşturmanın tamamen hukuki kriterler çerçevesinde yürütüldüğünü vurguladı .

Gelecek Aşamalar

  1. Yargı Süreci: Karalar’ın itirazının değerlendirilmesi ve ilerleyen günlerde avukatlarının sunacağı savunmalar takip edilecek.

  2. Kamusal Hizmetler: Adana Büyükşehir Belediyesi’nde başkan vekilliği görev değişimi ve idari kararlar, hukuki sürece paralel ilerleyecek.

  3. Siyasi Dinamikler: Yerel ve genel seçimler öncesi bu tutuklamaların muhalefet–iktidar dengesi üzerindeki etkisi tartışma konusu olmaya devam edecek.


Bu makale, güncel ve doğrulanmış kaynaklardan yararlanarak hazırlanmıştır. Daha fazla gelişme oldukça bilgileri güncelleyeceğiz.

Okumaya Devam Et

Gündem

12 Şehidin Ardından İddia Soruşturması: İsmail Saymaz’ın “Talimatı Kim Verdi?” Çağrısı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması :
Pençe-Kilit Harekatı’nda 12 askerimizin şehit düşmesinin ardından İsmail Saymaz “Talimatı kim verdi?” diye soruyor. Sorumluluk zinciri ve şeffaf soruşturma talebi.

Giriş

6–7 Temmuz 2025 tarihlerinde Pençe-Kilit Harekat bölgesinde sürdürülen arama-tarama faaliyeti sırasında metan gazına maruz kalan 19 kahraman askerimizden 12’si, tüm müdahalelere rağmen şehit düştü. Bu acı tablo, Türk milleti için kara bir gün olarak kayda geçti ve kamuoyunda “Neden bu kadar kayıp verildi?” sorusu ağırlık kazandı .

Olayın Detayları

Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, 6 Temmuz 2025 tarihinde Irak’ın kuzeyindeki 852 rakımlı bir mağarada yürütülen arama-tarama faaliyetinde metan gazı birikimi hesaba katılmadan askerler içeri alındı. İlk etapta 19 Mehmetçik gazdan etkilenirken, dört askerimiz olay yerinde, sekiz askerimiz ise hastanedeki müdahaleye rağmen şehit oldu; şehit sayısı daha sonra 12’ye yükseldi .

İlk Tepkiler ve Metan Gazı İddiası

Bu tür bir metan gazı faciası, Türk Silahlı Kuvvetleri tarihinde daha önce yaşanmamış bir olay olarak nitelendiriliyor. Uzmanlar, mağara içindeki gaz birikiminin risk analizine dahil edilmemesini ve askerlerin uygun dedektör, oksijen tüpü ve maske gibi koruyucu donanıma sahip olmamasını “ihmal” boyutunda değerlendiriyor .

İsmail Saymaz’ın Eleştirisi: “Talimatı Kim Verdi?”

Halk TV köşe yazarı İsmail Saymaz, bugünkü yazısında yaşanan vahim kayıpla ilgili olarak “Açıklayın: Biz 12 şehidi neden verdik?” sorusunu yöneltti. Saymaz, operasyonun talimatını hangi makamın ve hangi gerekçeyle verdiğinin acilen kamuoyuna açıklanmasını talep etti .

Sorumluluk Zinciri ve Olası Açmazlar

“Talimatı kim verdi?” sorusu, komuta kademesinin ihmal ya da eksik bilgiyle harekete geçirildiği kaygılarını artırıyor. Kritik noktalar:

  • Risk Değerlendirmesi: Mağaradaki metan gazı riskinin operasyon planına dahil edilmemiş olması .

  • Donanım Eksikliği: Askerlerin gaz dedektörü ve koruyucu ekipmanlarla donatılmaması .

  • Komuta Yetkisi: Talimatın saha komutanından mı, tugay/kolordu seviyesinden mi yoksa Genelkurmay/ Bakanlık düzeyinden mi çıktığı belirsizliği .

Bu belirsizlikler, hem operasyonun planlanması hem de icrası sırasında zafiyet yaratmış olabilir.

Şeffaflık Çağrıları ve Beklenen Adımlar

Olayın ardından muhalefet partileri, hukuk camiası ve sivil toplum kuruluşları, “Tam bağımsız ve şeffaf bir soruşturma” talebini yineliyor. Aşağıdaki adımlar öne çıkıyor:

  1. Hukuki Soruşturma: Komuta zincirindeki sorumlular hakkında adli ve idari soruşturma başlatılması.

  2. Teknik İnceleme: Mağara içindeki risk analiz raporlarının, ekipman kayıtlarının ve operasyon planlarının mercek altına alınması.

  3. Kamuoyu Bilgilendirmesi: Bakanlık ve Genelkurmay tarafından olayın tüm ayrıntılarının paylaşılması ve “talimat” konusunun netleştirilmesi .

Sonuç

12 kahraman askerimizin şehit düşmesi, milletimizde derin bir acı ve infial yarattı. Gazeteci İsmail Saymaz’ın “Talimatı kim verdi?” sorusu, bu kayıpların önüne geçilebilmesi için en kritik unsur olan “hesap verebilirlik” talebini simgeliyor. Şeffaf ve kapsamlı bir araştırma, hem sorumluların belirlenmesi hem de gelecekte benzer faciaların önlenmesine yönelik hayati derslerin çıkarılması açısından şart.

Okumaya Devam Et

Gündem

Kerem Kınık’ın Kızının Dava Sürecinde Çarpıcı Gelişme: Baba Şikâyetini Geri Çekti, Anne İtirazını Sürdürüyor

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Fatma Zehra Kınık Demir’in karıştığı kazada hayatını kaybeden 17 yaşındaki Batın Barlasçeki’nin babası Serdal Barlasçeki şikâyetinden vazgeçti; anne Hasret Doğan ise adalet mücadelesine devam ediyor.

Olayın Özeti ve Kamuoyu Tepkisi

9 Temmuz 2024’te İstanbul Beykoz’da gerçekleşen kazada, eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın kızı Fatma Zehra Kınık Demir’in kullandığı araç, motosikletle çarpıştı. Motosiklette yolcu olan 17 yaşındaki Batın Barlasçeki yaşamını yitirirken, sürücü Yavuz Selim Öztürk ve diğer iki kişi yaralandı . Kamuoyunda büyük yankı uyandıran olayın ardından Kınık ailesinin, Barlasçeki ailesine maddi uzlaşma teklifinde bulunduğu iddiası da kısa sürede gündeme oturdu .

Hukuki Süreç ve Ceza Kararı

İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “taksirle bir kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma” suçundan yargılanan Kınık Demir’e 26 Mayıs 2025’te 4 yıl 2 ay hapis cezası verildi; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına, adli kontrol tedbirlerinin ve 2 yıl süreyle ehliyetine el konulmasına karar verildi .

Kınık Ailesinin Uzlaşma Teklifi

Duruşma öncesinde, Kerem Kınık’ın ailesinin ikinci kez Barlasçeki ailesine para teklif ettiği iddia edildi. Batın’ın annesi Hasret Doğan, “Kerem Kınık ve kızı ‘Ne istiyorlarsa yapmaya hazırız’ diyerek şikâyetimi geri çekmemi istedi. Ben oğlumun hakkını sonuna kadar savunacağım” sözleriyle teklifi reddetti .

Çarpıcı Yeni Gelişme: Baba Şikâyetini Geri Çekti

08 Temmuz 2025 günü mahkemeye sunulan dilekçeyle, hayatını kaybeden Batın Barlasçeki’nin babası Serdal Barlasçeki şikâyetinden vazgeçtiğini ve Kınık Demir’den hiçbir maddi ya da manevi tazminat talebinde bulunmayacağını bildirdi . Serdal Barlasçeki dilekçesinde, “Sanık hakkında istinaf yoluna başvurmayacağımı, şikâyetimden feragat ettiğimi beyan ediyorum” ifadelerine yer verdi.

Anne Hasret Doğan’ın Kararlı Tutumu

Babasının geri çekme kararına karşın, anne Hasret Doğan adalet arayışını sürdürme kararlılığında. Doğan, “Bu dava benim tek sesim oldu; şikâyetimden asla vazgeçmeyeceğim” diyerek yasal haklarını sonuna kadar kullanacağını açıkladı .

Sonuç ve İlerleyen Süreç

  • Şikâyetin geri çekilmesi, ceza davasının seyrini etkileyebilir; ancak kamu davası ve mahkeme kararları şikâyet sahibi iradesinden bağımsız ilerleyebiliyor.

  • Anne Doğan’ın ısrarlı takibi, tazminat ve hukuki sorumluluk taleplerini gündemde tutuyor.

  • Toplumsal Tepki ve Medya, olayın yankısını hâlâ koruyor; adalet beklentisiyle gelişmeleri takip ediyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar