Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

İsrail’den ayrılanların sayısı “rekor seviyeye” ulaştı — Knesset raporu: çok azı geri dönüyor

Yayımlandı

üzerinde

İsrail’den ayrılanların sayısı “rekor seviyeye” ulaştı — Knesset raporu: çok azı geri dönüyor

Tarih / Saat: 20 Ekim 2025, 18:00 (TSİ)
Okuma süresi: 4 dakika

İsrail’de son yıllarda yurt dışına yerleşenlerin sayısı keskin şekilde arttı; Knesset tarafından sunulan rapor ve yerel basın, 2020–2024 döneminde “geri dönmeyen” vatandaş sayısında rekor artış kaydedildiğini belirtiyor. Raporda, ayrılanların çoğunluğunu 20–39 yaş aralığındaki eğitimli yetişkinler oluşturuyor ve yalnızca küçük bir kısmının ülkeye geri döndüğü vurgulanıyor. Bu trendin nedenleri arasında Ekim 2023’teki çatışma, siyasi istikrarsızlık ve ekonomik/bireysel güvenlik endişeleri öne çıkıyor.


Haber Metni

İsrail’de son yıllarda yaşanan kitlesel göç dalgası, parlamentonun (Knesset) araştırma raporları ve yerel medya kuruluşlarının analizlerine göre “rekor seviyeye” ulaştı. Knesset araştırma biriminin sunduğu verilere göre 2020–2024 döneminde geri dönmeyen nüfus artışı dikkat çekiyor; rapor yetkilileri ve milletvekilleri durumu “tsunami” sözleriyle tanımladı.

2024 yılı verileri, ayrılma eğiliminin son yıllardaki en güçlü yükselişini gösteriyor: 2024’te yaklaşık 82.700 kişi ülkeyi terk ederken yalnızca 23.800 kişi geri döndü — bu da net göçte ciddi bir açık anlamına geliyor. Bu veriler, resmi istatistikler ve bağımsız gazetecilik kaynakları tarafından da paylaşıld

Knesset raporu ve analizler, 2020–2024 arasındaki dönemde toplam yaklaşık 145.900 kişinin (geri dönmeyen net) yurt dışına çıktığını veya kayıtlarla bunun bir göstergesi olduğunu ortaya koyuyor; uzmanlar bu değişimi, Ekim 2023’teki büyük güvenlik şokları, siyasi kutuplaşma ve ekonomik/yaşam kalitesi kaygılarına bağlıyor

Demografik açıdan göç edenlerin büyük kısmını 20–39 yaş aralığındaki genç ve eğitimli yetişkinler ile genç aileler oluşturuyor. Knesset komitesi ve gazeteler, bu “beyin göçü” eğiliminin uzun vadede İsrail’in iş gücü, teknoloji ve sağlık sektörleri üzerinde olumsuz etkileri olabileceği uyarısını yapıyor.

Nedenleri

Analistler ve rapor metinleri, temel tetikleyicileri şu şekilde sıralıyor:

  • Güvenlik ve travma: 7 Ekim 2023 sonrası çatışma ortamı ve devam eden belirsizlik, birçok ailenin güvenlik gerekçesiyle yurt dışına taşınmasına neden oldu.

  • Siyasi ve sosyal kutuplaşma: 2023’teki iç siyasi çatışmalar ve yargı reformu tartışmaları sosyal sermayeyi zayıflattı; bazı vatandaşlar daha huzurlu yönetim/yaşam tercihleri için ayrılmayı seçti.

  • Ekonomik/yaşam maliyeti: Yüksek yaşam maliyeti ve kariyer fırsatları da özellikle genç profesyonelleri çekiyor.

Resmi tepkiler ve olası politikalar

Knesset’te konuyu görüşen komiteler, durumu “stratejik risk” olarak nitelendiriyor ve ayrılma eğilimini tersine çevirecek kapsamlı bir plan olmadığı eleştirisini yineliyorlar. Komite başkanları, göçü azaltmak için istihdam, eğitim, güvenlik ve diaspora ilişkilerini kapsayan çok yönlü politikalar gerektiğini belirtiyor.

Ne anlama geliyor?

Uzun vadede bu göç eğilimi, İsrail’in özellikle teknoloji, tıp ve savunma alanlarındaki yetenek havuzunu daraltabilir; ayrıca demografik yapıda genç nüfusun azalması kamu bütçesi ve emeklilik/sağlık planları üzerinde etkiler yaratabilir. Uzmanlar, sorun çözülmezse “geçici yer değişim” olarak başlayan birçok hareketin kalıcı göçe dönüşebileceği uyarısında bulunuyor.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Avrupa Birliği’nden İsrail’e gözdağı: Yaptırım tehdidi masada kalmaya devam edecek

Yayımlandı

üzerinde

Avrupa Birliği’nden İsrail’e gözdağı: Yaptırım tehdidi masada kalmaya devam edecek

Tarih / Saat: 21 Ekim 2025, 14:30 (İstanbul)
Okuma süresi: 3 dakika

Avrupa Birliği, Gazze’deki insani kriz ve uluslararası hukuk iddiaları nedeniyle İsrail’e yönelik olası yaptırımları şimdilik uygulamasa da bu seçeneği tamamen kaldırmadığını bildirdi. Brüksel’de yapılan görüşmeler, ticari ayrıcalıkların kısmi askıya alınması, hedefli şahıs yaptırımları ve araştırma fonlarına erişimin sınırlandırılması gibi seçeneklerin hâlâ değerlendirildiğini gösteriyor.


Haber Metni

Brüksel — Avrupa Birliği (AB), İsrail’e karşı uygulanabilecek yaptırımları şu an için hayata geçirmese de bu seçeneği masada tutmaya devam ediyor. Blok, Gazze’deki insani durum ve uluslararası hukuk ihlalleri iddialarına ilişkin baskıyı sürdürmek için farklı tedbirleri tartışıyor.

Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada hükümetteki bazı aşırı eğilimli bakanlara yönelik hedefli önlemler ve ticari ayrıcalıkların kısıtlanmasına dair öneriler sunacağından söz etti; bu, Komisyon’un konuyu aktif tutma niyetini gösteriyor. Ancak bu tür önlemler üye ülkelerin desteğine bağlı olduğundan uygulanması siyasi pazarlıklara tabi.

Masada duran seçenekler

  • AB–İsrail ticari ayrıcalıklarının kısmi veya tam askıya alınması (tercihli tarifelerin gözden geçirilmesi).

  • Bazı İsrailli yetkililere yönelik hedefli seyahat ve mali kısıtlamalar (vize yasakları, malvarlığı dondurma).

  • AB fonlarına erişimin sınırlandırılması; belirli şirket ve kurumların Avrupa araştırma ve eğitim programlarından men edilmesi.

  • Silah satışları ve savunma işbirliklerinin gözden geçirilmesi/askıya alınması çağrıları.

AB içindeki dengeler

Üye ülkeler arasında net bir görüş birliği yok. İrlanda, İspanya ve bazı ülkeler daha sert önlemler isterken; Almanya ve bazı üyeler daha temkinli kalmayı tercih ediyor. Dışişleri bakanlarının Lüksemburg toplantısında Gazze’deki durumun “kırılgan” olduğu, bu yüzden yaptırımların derinleştirilmeden önce diplomatik seçeneklerin değerlendirilmesi gerektiği vurgula

Siyasi ve hukuki boyu

Avrupa Parlamentosu’nda kabul edilen metinler, Gazze’de olası savaş suçu iddialarının soruşturulması ve sorumluların hesap vermesi yönünde güçlü çağrılar içeriyor. Bu siyasi baskı, Komisyon’un ticari ayrıcalıkları ve hedefli yaptırımları masaya getirmesinde etkili oluyor.

Sivil toplum baskısı

Human Rights Watch ve Amnesty gibi insan hakları kuruluşları AB’yi daha hızlı ve kapsamlı adımlar atmaya çağırdı; bazı örgütler AB–İsrail serbest ticaret anlaşmasının askıya alınmasını açıkça talep etti. Bu talepler, Brüksel’deki tartışmaları etkileyen önemli unsurlardan biri.

Olası ekonomik ve diplomatik sonuçlar

Tercihli ticaret rejiminin askıya alınması halinde özellikle tarım ve yüksek teknoloji ihracatı etkilenecek; ayrıca araştırma fonlarına erişimde kısıtlar, üniversite ve sanayi işbirlikleriyle Ar-Ge projelerinde sekteye yol açabilir. Diplomatik olarak ise AB–İsrail ilişkilerinde uzun vadeli itibar ve işbirliği zarar görebilir. Ancak somut adımların hayata geçirilmesi üye devletlerin siyasi iradesine bağlı.

Ne bekleniyor?

AB Komisyonu’nun önerileri, Avrupa Konseyi ve Parlamento’daki tartışmalar ile üye devletlerin tutumlarına göre şekillenecek. Uluslararası kurumların raporları ve sahadaki insani gelişmeler, Brüksel’deki karar alma sürecini hızlandırabilir veya yavaşlatabilir.

Kısa değerlendirme: AB’nin yaptırım tehdidini masada tutması, diplomasi ve siyasi baskıyı bir arada kullanma stratejisinin parçası. Gerçek yaptırımların uygulanıp uygulanmayacağı ise hukuki zemin, AB içindeki siyasi uzlaşma ve sahadaki gelişmelere bağlı olacak.

FatihDoganMedya

Okumaya Devam Et

Gündem

SON DAKİKA — Can Holding soruşturması: 11 kişi tutuklandı (Kenan Tekdağ da aralarında)

Yayımlandı

üzerinde

SON DAKİKA — Can Holding soruşturması: 11 kişi tutuklandı (Kenan Tekdağ da aralarında)

Tarih: 20 Ekim 2025
Saat: 23:40 (İstanbul)
Okuma süresi: ~3 dakika

Can Holding’e yönelik yürütülen soruşturmanın ikinci dalgasında gözaltına alınan şüphelilerden 11’i, aralarında Can Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kenan Tekdağ ve eski Bilgi Üniversitesi rektörü Mehmet Remzi Sanver’in de bulunduğu isimler olarak tutuklandı. Sulh Ceza Hakimliği, tutuklama talebiyle sevk edilen 11 şüphelinin tutuklanmasına karar verdi.


Detaylar

Operasyon ve gözaltılar
Soruşturmanın ikinci dalgasında düzenlenen operasyonda toplamda (medyada yer alan bilgiye göre) 25–26 kişi gözaltına alınmış; bunlardan 11’i tutuklama, diğerleri hakkında ise adli kontrol uygulamaları ya da serbest bırakma kararları alındı. Operasyonun kapsamı ve gözaltı sayısına ilişkin farklı yayınlarda küçük rakamsal farklar bulunuyor; ancak ana gelişme — 11 tutuklama kararı — birçok kaynak tarafından doğrulandı.

Tutuklanan şüphelilerin isimleri (haber kaynaklarına göre)
Adnan Yıldız, Mehmet Kenan Tekdağ, Mustafa Şahin, Nurettin Paksoy, Tuncay Şahin, Abdulselam Yıldız, Emin Şahin, Mehmet Remzi Sanver, Mehmet Sıddık Kaya, Nuhzafer Metin ve Serap Özgür. (İsim listesinin kaynaklara göre doğrulanmış hali Haber Ajansları tarafından paylaşıldı.)

Suçlamalar
Şüpheliler hakkında, haber kaynaklarında öne çıkan iddialar arasında “çıkar amaçlı suç örgütüne üye olma” ve “suçtan elde edilen malvarlığı değerlerini aklama” suçlamaları yer alıyor; savcılık bu suçlamalar çerçevesinde tutuklama talebiyle sulh ceza hakimliğine sevklerde bulundu.

Mahkeme kararları ve adli işlemler
Sulh Ceza Hakimliği’nin verdiği kararda 11 şüphelinin tutuklanmasına karar verildiği, diğer bazı şüpheliler hakkında ise adli kontrol (yurt dışı çıkış yasağı, imza vb.) uygulandığı bildirildi. Soruşturma dosyası yetkisizlik nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği yönünde gelişmeler de kamuoyuna yansıdı.


Arka plan

Can Holding soruşturmasıyla ilgili ilk dalgalar, soruşturmanın kapsamı ve ayrıntıları kamuoyunda yoğun ilgi gördü. Bu ikinci dalga operasyon, yürütülen soruşturmanın genişlediğine işaret ediyor; soruşturmanın teknik ayrıntıları ve delil değerlendirmeleri henüz kamuya tam olarak açıklanmadı. (Soruşturmaya ilişkin resmi adli belgeler ve savcılık açıklamaları takip edilmektedir.)

Okumaya Devam Et

Gündem

zmir’de aile faciası: Oğlunu öldürdü, eşi ağır yaralı

Yayımlandı

üzerinde

Tarih.Saat: 20 Ekim 2025, 22:30
Yer: Tire — Dallık Mahallesi (İzmir)
Okuma süresi: 2 dk

İzmir’in Tire ilçesi Dallık Mahallesi’nde akşam saatlerinde bir aile tartışması kanlı bitti. İddialara göre evde çıkan kavgada Ş.K. isimli şahıs, evde bulunan av tüfeğiyle önce oğlu Aşkın Kaya’ya, ardından eşi Gülşen Kaya’ya ateş etti. Olay yerinde hayatını kaybeden Aşkın Kaya’nın (28) cesedi, gelen sağlık ekipleri tarafından tespit edildi; anne Gülşen Kaya (50) ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı ve tedavi altına alındı

Olayın ardından zanlı Ş.K. (55) olay yerinden kaçtı. Bölgeye sevk edilen jandarma ekipleri, zanlının yakalanması için geniş çaplı arama ve güvenlik önlemleri başlattı. Olay yeri inceleme ekipleri de delil çalışması yapmak üzere bölgeye geldi; soruşturma savcılık denetiminde sürdürülüyor.

Mahalle sakinleri silah sesleri üzerine 112 Acil Çağrı Merkezi’ne haber verdi. Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından talihsiz genç hayatını kaybetti; anne yoğun bakımda tedavi görüyor. Yetkililer, olayın neden çıktığına dair ilk bulguların soruşturma sonucu netleşeceğini belirtti.

Gelişmeler ve savcılığın yönlendirmesi

Jandarma tarafından yürütülen çalışmada, çevredeki güvenlik kameraları ve görgü tanıklarının ifadeleri değerlendiriliyor. Adli süreç ilerledikçe resmi makamlar tarafından yapılacak açıklamalar haberde güncellenecektir. Okurlarımız en güncel bilgiler ve resmi açıklamalar için takipte kalabilir.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar