Teknoloji
İnsan hücreleri 5G’ye maruz bırakıldı: 48 saatlik bombardımandan şaşırtan sonuç

Milyonların merakla beklediği 5G mobil haberleşme sistemlerinin gelecek sene Türk halkının beğenisine sunulacağının açıklanmasının ardından bu yeni nesil bağlantı teknolojisinin insan sağlığına zararlı olup olmadığına dair tartışma yeniden alevlendi.
Bu ay hakemli bilimsel dergi PNAS’ta yayınlanan bir araştırmada Alman bir araştırma ekibi, insan hücrelerini 5G sinyallerine maruz bırakarak bu sorunun cevabını bulmaya çalıştı.
Constructor Üniversitesi’nde yapılan deneyde ekip, insan deri hücrelerini önerilen maruziyet sınırından 10 kat daha güçlü, yani 5G kulelerinin ürettiğinden çok daha yüksek elektromanyetik dalgalarla 48 saat kadar bombardımana tuttu.
Sonuçta hücrelerde hiçbir değişiklik olmadığı tespit edildi.
DNA İDDİASI
Dünya çapında pek çok iş internete entegre hale geldikçe daha yüksek hızlara ve daha düşük gecikmeye yönelik talep de artıyor. 5G gibi teknolojiler işte bu talebin sonucu.
Ancak bazı insanlar için bu tür teknolojiler aynı zamanda tedirgin edici. Zira 5G’nin kansere, DNA hasarına ve hatta koronavirüsün yayılmasına yol açtığı iddiaları sosyal medyada yaygın yer buluyor.
Şimdiye dek yürütülen çalışmalar, 5G teknolojisinin kansere neden olduğu iddiasına geçerli bir kanıt sunmazken, Alman bilim insanlarının son araştırması bu sinyallerin DNA’ya zarar verdiği iddiasını ele aldı.
“EN TİTİZ ÇALIŞMALARDAN BİRİ”
Araştırma ekibi deneylerinin, bugüne kadar yapılmış en titiz çalışmalardan biri olduğunu ifade ediyor. Buna göre bulgular, 5G kablosuz sinyallerinin zararlı olduğuna dair yaygın inanışa meydan okuyor.
Araştırmada keratinositler (dış deri hücreleri) ve fibroblastlar (bağ dokuları oluşturan hücreler) olarak bilinen iki tür insan deri hücresi kullanıldı.
Hücreler farklı frekanslardaki (27 GHz ve 40,5 GHz) elektromanyetik dalgalara maruz bırakıldı. Bu frekanslar, çoğu 5G kulesinin ürettiği frekanslardan önemli ölçüde daha yüksekti.
Ekip ayrıca hücreleri farklı yoğunlukta sinyallere de maruz bıraktı. Nispeten düşük maruziyetten izin verilen sınırlarının 10 katına çıkan yoğunluklara kadar dalgalar hücrelere gönderildi.
Hücreler bu sinyallere 2 ila 48 saat boyunca maruz bırakıldı. Sonuçta sinyallerin hücrelerde herhangi bir genetik hasara yol açmadığı görüldü.
Araştırma makalesinde, “Sonuçlarımız, insan deri hücrelerinde, en kötü koşullar altında bile, maruziyetten sonra gen ifadesinde veya DNA metilasyonunda önemli bir değişiklik gözlemlenmediğini büyük bir açıklıkla gösteriyor” ifadeleri yer aldı.
5G TÜRKİYE’YE NE ZAMAN GELİYOR?
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nda (BTK) geçen hafta düzenlenen “15. Uluslararası Elektronik Haberleşme ve Posta Düzenleyicileri Konferansı”nda konuyla ilgili açıklamalarda bulunmuştu.
Uraloğlu, 5G Mobil Haberleşme Sistemleri ihalesinin 2025 bitmeden gerçekleştirileceğini, ardından 2026’da yurttaşlara 5G hızda internet hizmeti verileceğini duyurmuştu.
Teknoloji
NASA’da kriz: 4 bin çalışan istifa ediyor

ABD medyasının yayınladığı haberlere göre, uzay ajansı NASA‘nın büyük bütçe kesintileri ve liderlik belirsizliği ile karşı karşıya kalması nedeniyle, 4 bine yakın çalışanı, istifa başvurusunda bulundu.
CBS News’in haberine göre, Trump yönetiminin federal harcamaları azaltma çabalarının bir parçası olan ertelenmiş istifa programı, NASA’nın çalışan sayısını yaklaşık 18 binden 14 bine düşürebilir. Ajansa göre, bu rakam normal yolla işten ayrılan yaklaşık 500 çalışanı da içeriyor.
NASA sözcüsü Cheryl Warner, ajansın operasyonlarını düzene sokmak için çalıştığı bu dönemde güvenliğin en önemli öncelik olmaya devam ettiğini söyledi. “NASA, Ay ve Mars dahil olmak üzere keşif ve inovasyonun altın çağına bağlılığını sürdürüyor” dedi.
Satın alma girişimi, Hükümet Verimliliği Bakanlığı tarafından başlatıldı ve dün gece yarısı sona erdi. NASA, ilk turda yaklaşık 870 çalışanın başvurduğunu, ikinci turda ise 3 bin çalışanın başvurduğunu açıkladı.
BÜTÇE YÜZDE 25 AZALIYOR
Toplu istifalar, kurumda artan belirsizlik ortamında gerçekleşti. Yönetimin 2026 mali yılı bütçe önerisi, NASA’nın fonunu yüzde 25 oranında keserek 24 milyar dolardan 18 milyar dolara düşürecek, bu da personel ve paydaşlar arasında endişe yarattı.
Bu kargaşaya ek olarak, ABD Başkanı Donald Trump, SpaceX kurucusu Elon Musk ile kamuoyunda yaşanan çatışmanın ardından, ajansı yönetmesi için aday gösterdiği milyarder astronot Jared Isaacman’ın adaylığını geri çekti. Ulaştırma Bakanı Sean Duffy, bu ayın başlarında geçici yönetici olarak atandı.
Teknoloji
iOS 26 güncellemesi ne zaman gelecek? İOS 26 güncellemesi alabilecek ve alamayacak telefon modelleri listesi

İOS 26 GÜNCELLEMESİNİ HANGİ TELEFONLAR ALAMAYACAK?
Yeni sürümle birlikte bazı eski cihazlar güncelleme desteğini kaybediyor. iPhone 11 serisi, iPhone XR, iPhone XS ve daha eski modeller, iOS 26 kapsamı dışında bırakıldı. Bu cihazlar, iOS 25 ile yola devam edecek ancak yeni özelliklerden ve bazı güvenlik güncellemelerinden mahrum kalacak.
Destek dışı kalan bazı modeller:
iPhone 11, 11 Pro, 11 Pro Max
iPhone XS, XS Max
iPhone XR
iPhone X ve daha eski modeller
iPhone SE (1. ve 2. nesil)
Teknoloji
İnsan genomunda gizli bir hayalet kod bulundu

İnsanlık, 1869’da İsviçreli hekim Friedrich Miescher’in DNA’yı ilk kez izole etmesinden bu yana genom biliminde muazzam bir yol kat etti. Bu yolculuğun dönüm noktalarından biri ise 1940’larda sitogenetikçi Barbara McClintock’un “zıplayan genler” olarak da bilinen hareketli genetik öğeleri (transposable elements, TE) keşfetmesiydi.
Onlarca yıl sonra, İnsan Genomu Projesi bu öğelerin insan genomunun yüzde 45’ini oluşturduğunu ortaya koydu. Bu öğeler, milyonlarca yıl boyunca “kopyala-yapıştır” mekanizmasıyla genomda yayılmayı başarmıştı.
Şimdiyse bir grup araştırmacı, zıplayan genleri derinlemesine araştırarak insan genomunu etkileyen “hayalet kodları” ortaya çıkardı.
ÇÖP DNA’LARIN ÖNEMİ
Zıplayan gen dizileri, birbirine son derece benzediği ve sık tekrarlandığı için uzun süre “çöp DNA” olarak küçümsenmiş ve eski virüslerden kalma genetik kalıntılar olarak görülmüştü.
Son yıllarda ise bu bakış açısı değişmeye başladı. Bilim insanları artık zıplayan genlerin genom işlevi, kromozom evrimi, türleşme ve genetik çeşitlilikte önemli roller oynayabileceğini düşünüyor.
Bilim dünyasını heyecanlandıran yeni bir uluslararası araştırmada bu gizemli dizileri analiz etmek için yepyeni bir yöntem geliştirildi ve gen ifadesinden sorumlu gizli kalıplar ortaya çıkarıldı. Araştırma hakemli bilimsel dergi Science Advances’ta yayınlandı.
Kyoto Üniversitesi’nden çalışmanın ortak yazarı Fumitaka Inoue, “Genomumuz uzun zaman önce dizilendi ama pek çok bölümünün işlevi hâlâ bilinmiyor” diyerek zıplayan genlerin anlaşılmasının genetik biliminin en büyük gizemlerinden birini çözebileceğini belirtti.
YENİ BİR YAKLAŞIM
Araştırma ekibi, zıplayan genleri daha iyi anlayabilmek için onları sınıflandırmada yeni bir yaklaşım benimsedi. Geleneksel araçlar yerine, bu dizileri hem evrimsel ilişkilerine hem de primat genomundaki koruma düzeylerine göre gruplandırdılar.
Özellikle MER11 adlı bir zıplayan gen ailesine odaklanan araştırmacılar, bu dizileri MER11_G1’den G4’e kadar dört alt gruba ayırdı. G1 en eski evrimsel dizileri, G4 ise en genç olanları temsil ediyordu.
MER11 ailesine bu yeni bakış açısıyla bakan ekip, bu grupların genom içinde düzenleyici bir işlev üstlenebileceğini ortaya koydu. Yani bu diziler, özellikle insan gelişiminin erken aşamalarında gen ifadesini açıp kapayan anahtarlar gibi davranıyor olabilir.
Gen ifadesini açıp kapamak, bir genin aktifleşip pasifleşmesini kontrol etmek anlamına geliyor. Gen ifadesi açıksa gen çalışıyor demektir, yani o genin taşıdığı talimatlara göre bir protein üretilir. Gen ifadesi kapalıysa gen devre dışıdır; protein üretimi gerçekleşmez.
EN GENÇ GRUP EN GÜÇLÜ ETKİYE SAHİP
Araştırmacılar, “lentiMPRA” adı verilen özel bir teknik de kullandı. İnsan kök hücreleri ve erken dönem sinir hücreleri üzerinde 7 bin MER11 dizisi test edildi.
Sonuçlar, en genç grup olan MER11_G4’ün gen ifadesi üzerinde en güçlü etkiye sahip olduğunu gösterdi. Araştırmaya göre bu grup, gen gelişimini ve tepkisini etkileyen kısa DNA dizilerini, yani “düzenleyici motifleri” kullanıyor.
Bu grubun evrimsel geçmişini izleyen bilim insanları, kadim virüslerden miras alınan DNA dizilerinin halen primat genomunun şekillenmesinde ve işlemesinde aktif rol oynayabildiğini ortaya koydu.
İnsan genomunu anlama yolculuğu 150 yılı aşkın süredir devam etse de, her yeni buluşta şaşırtmaya devam ediyor.
-
Gündem6 gün önce
Sivas’ta Feci Kaza: Yolcu Otobüsü Dağın Yamacına Çarptı, 3 Ölü – 24 Yaralı
-
Gündem1 hafta önce
20 Yıllık Gizem Çözüldü: Pendik’te Gönül Çelen Cinayeti Dosyası Raftan İndi
-
Politika5 gün önce
Ahmed Şara’ya 7 Ayda 3 Suikast Girişimi: Her Defasında Türk İstihbaratı Devredeydi
-
Politika1 hafta önce
Avrupa’nın En Büyük Limanı Rotterdam, İsrail’e Kapanıyor: Silah Taşımacılığı Durdu!
-
Gündem7 gün önce
Kocaeli’de Kan Donduran Cinayet: “Sen Beni Aldatıyorsun” Diyen Eşi Tüfekle Vurdu – İlk İfadesi Ortaya Çıktı
-
Gündem7 gün önce
Ümraniye’de Özel Menzilli Havalı Tüfek Cinayeti: Mobilya Ustası 142 Metre Uzaklıktan Vurularak Hayatını Kaybetti
-
Gündem6 gün önce
Etçil Dev Çekirge Şaşırtıyor: Batman’da 20 cm’lik “Etcanavarı” Görüntülendi
-
Gündem1 hafta önce
Dürziler İsrail Saldırılarıyla Gündemde: İnanç Sistemlerinde Namaz ve Oruç Neden Yok?