Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Politika

İngiltere İsrail’i uyardı: “Misilleme için ilhaka girişmeyin”

Yayımlandı

üzerinde

Yayın Tarihi: 22 Eylül 2025
Saat (TSİ): 12:00

Okuma Süresi: 3 dakika

İngiltere Dışişleri Bakanı Yvette Cooper, Birleşik Krallık’ın Filistin’i devlet olarak tanıma kararının ardından İsrail hükümetine “misilleme amacıyla Batı Şeria’yı ilhak etmeyin” uyarısında bulundu. Londra, kararın bölgesel barış ve iki devletli çözüm hedefini korumayı amaçladığını vurguladı.

Haber Detayları

İngiltere’nin resmi tanıma hamlesinin ardından dış politika hattını değerlendiren Dışişleri Bakanı Yvette Cooper, BBC’ye verdiği röportajda İsrail’e açık bir uyarıda bulundu: Birleşik Krallık ve müttefikleri tarafından yapılan tanımanın ardından misilleme amacıyla Batı Şeria’nın bazı bölümlerinin ilhak edilmesine izin verilmeyeceğini bildirdi. Cooper, bu tür bir hamlenin bölgedeki tansiyonu daha da yükselteceğini ve iki devletli çözüm şansını zayıflatacağını belirtti.

Londra yönetimi, tanıma kararını Birleşmiş Milletler Genel Kurulu öncesinde attı ve bu adımın Gazze’deki insani krizi hafifletme, müzakerelere dönüş ve iki devletli çözüm hedefine katkı sağlamayı amaçladığını açıkladı. Hükümet kaynakları, kararın aynı zamanda İsrail’in yerleşim politikasına yönelik endişeleri ve ilhak planlarına karşı bir mesaj içerdiğini ifade etti.

İsrail’den ve bölgeden tepkiler

İngiltere’nin adımı İsrail makamları ve bazı hükümet üyeleri tarafından sert tepkiyle karşılandı. Başbakan Benjamin Netanyahu ve bazı sağ kanat bakanlar, tanımayı “teröre ödül” olarak nitelendirirken, bazı aşırı sağ yetkililer ise buna misilleme olarak ilhak çağrıları yaptı. Bu gelişme, Avrupa başkentlerinde ilhak planlarının ciddi diplomatik sonuçlara yol açabileceği yönünde uyarılara neden oldu.

Ayrıca Avrupa ve bölge ülkelerinden bazı yetkililer İsrail’e ilhak denemesi halinde “ciddi sonuçlar” olacağı mesajını iletti; bu uyarılar arasında diplomatik adımların, yaptırım seçeneklerinin ve bölgesel normalleşme süreçlerine etkilerin olduğu belirtiliyor.

İngiltere’nin Birleşmiş Milletler gündemi

İngiltere, New York’taki Birleşmiş Milletler toplantılarında bu tanıma kararını ve devamındaki diplomasi gündemini savunmaya hazırlanıyor. Londra, aynı platformda Gazze’deki insani durumun iyileştirilmesi ve ateşkes çağrılarının da takipçisi olacağını açıkladı. Dışişleri Bakanı Cooper’ın amaçlarından biri, tanımanın bölgesel güvenlik ve barış için bir zemin oluşturduğunu uluslararası kamuoyuna anlatmak.


Uzman Görüşleri ve Olası Senaryolar

Analistler, İngiltere’nin tanıma kararının sembolik olmasının ötesinde diplomatik bir baskı aracı olduğunu söylüyor. Ancak uzmanlar aynı zamanda, İsrail’deki iç siyasetin ve sağ partilerden gelen baskının ilhak ihtimalini canlı tutabileceğine dikkat çekiyor. Eğer ilhak teşebbüsleri olursa, bunun sonucu olarak Avrupa ile İsrail arasındaki ilişkilerin daha da gerilemesi ve olası ekonomik/diplomatik kontr-aksiyonların gündeme gelmesi bekleniyor.


Kısa Notlar

  • İngiltere’nin tanıma kararı 21–22 Eylül 2025 tarihlerinde açıklanmış ve uluslararası yankı bulmuştur.

  • Yvette Cooper’ın açıklaması röportaj ve resmi temaslar üzerinden iletilmiştir.

 

Politika

Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’de: “Orta Doğu’da atılacak her adım hayatidir”

Yayımlandı

üzerinde

Tarih: 21 Eylül 2025
Saat: 20:30 (TSİ)
Okuma süresi: ~3 dakika

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Kurulu katılımı için gittiği New York’ta, “Orta Doğu’da atılacak her adım hayatidir” diyerek bölge gündeminin ABD ile yapılacak görüşmelerin ana gündemini oluşturduğunu vurguladı. Görüşme gündeminde Filistin, Suriye ve savunma-ticaret meseleleri var.


Haber Detayı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler 80. Genel Kurulu için bulunduğu New York’ta gazetecilere yaptığı açıklamada, Orta Doğu gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunarak “Bizim için Orta Doğu’da atılacak her adım hayatidir. Bunları da tabii Sayın Trump ile görüşmemiz gerekiyor, çok çok önemli” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, BM programı kapsamında Türkevi’ni ziyaret etti ve burada Türk heyetiyle kısa temaslarda bulundu. Ziyaretinin ana gündem maddeleri arasında Filistin meselesi, Suriye’de çözüm çabaları, bölgesel güvenlik ve iki ülke arasındaki ticaret-savunma iş birliği bulunuyor. Bu konuları ABD Başkanı ile yapılacak görüşmede ele alacağını belirtti.

ABD tarafında da iki liderin New York’ta bir araya geleceği açıklanmış; Trump’ın Erdoğan’ı 25 Eylül’de Beyaz Saray’da ağırlayacağı yönünde haberler gündemde yer aldı. Görüşmenin savunma sanayi, enerji, bölgesel güvenlik ve Filistin dosyası ekseninde gerçekleşmesi bekleniyor.

Neden Önemli?

  • Bölgesel istikrar: Türkiye, coğrafi konumu ve diplomatik ağırlığı nedeniyle Orta Doğu’daki gelişmelerin doğrudan etkilediği aktörlerden biri. Erdoğan’ın “her adım hayatidir” vurgusu, Türkiye’nin bölgedeki sahadaki insani ve güvenlik kaygılarına verdiği önem olarak okunuyor.

  • Filistin gündemi: BM gündeminde Filistin’in durumu ve iki devletli çözüm tartışmaları yoğun. Türkiye, Filistin meselesini uluslararası platformda öncelikli olarak gündemde tutuyor.

  • Savunma ve ticaret: ABD ile olası savunma-ticaret anlaşmaları (ör. uçak, savunma sanayi iş birlikleri) iki ülke ilişkilerinde ekonomik ve stratejik boyutları güçlendirebilir.

Erdoğan’ın New York Gündemi (Kısa)

  • BM Genel Kurulu konuşması ve ikili temaslar.

  • Türkevi ziyaretleri ve Türk-Amerikan sivil toplum temsilcileriyle görüşmeler.

  • ABD Başkanı ile planlanan ikili görüşme (gündem: Filistin, Suriye, savunma-ticaret)

Alıntı

“Bizim için Orta Doğu’da atılacak her adım hayatidir. Bunları da tabii Sayın Trump ile görüşmemiz gerekiyor, çok çok önemli.” — Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.

Okumaya Devam Et

Politika

Macron: Filistin’de büyükelçilik Gazze’deki rehineler serbest bırakılmadan açılmayacak — Fransa, Filistin Devleti’ni BM kürsüsünden tanıyacak, ancak konsolosluk açma adımı rehinelerin bırakılmasına bağlandı

Yayımlandı

üzerinde

Tarih: 21 Eylül 2025 · Saat: 20:30 (TSİ) · Okuma süresi: 4 dk
Kaynak: FATİHDOGANMEDYA Web Haber Servisi

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkesinin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda (UNGA) Filistin Devleti’ni tanıma kararı alacağını teyit ederken, Filistin toprağında bir büyükelçilik açılmasının Gazze’de hâlâ tutulmakta olan rehinelerin serbest bırakılmasına bağlı olduğunu açıkladı. Macron’un açıklaması, Amerika’da yayımlanan bir röportaj ve Fransa’nın resmi planları üzerinden medyaya yansıdı

Macron, röportajında (kısmen % Face the Nation yayınında yer alan bölümde) tanımanın sembolik ve siyasi bir adım olacağını belirtirken, “Büyükelçiliğin açılması için şart, Gazze’deki rehinelerin serbest bırakılmasıdır” ifadelerini kullandı. Bu tutum, tanıma kararının insani ve güvenlik boyutlarını da hesaba kattığını vurguluyor.

Neden önemli?

  • Sembolik adım: Fransa, UNGA oturumunda Filistin Devleti’ni tanıyacağını duyurmuş bulunuyor; bu, Batılı büyük bir ülkenin iki devletli çözüme verdiği güçlü bir siyasi sinyal anlamına geliyor.

  • Güvenlik/insani bağ: Macron’un büyükelçilik açılışını rehinelerle koşullandırması, Paris’in tanıma kararını aynı anda “yaptırım/somut beklenti” ile ilişkilendirdiğini gösteriyor; bu da hem İsrail hem Filistin tarafında diplomatik yankı uyandıracak bir adım.

  • Bölgesel gerilim: Kararın açıklanması ve büyükelçilik koşulu, İsrail-Fransa ilişkilerinde gerilim yaratma potansiyeli taşıyor; bazı İsrail yetkilileri Paris’e tepki gösterdi.

Macron ne dedi? (Kısa alıntılar)

  • “Filistin’i tanıyacağız; ama bir büyükelçilik açılması Gazze’deki rehinelerin serbest bırakılmasına bağlıdır.”

Uluslararası ve bölgesel bağlam

Gazze’de süregelen çatışma, büyük insani yıkıma ve geniş çaplı yer değiştirmelere yol açtı; bu çerçevede Macron’un mesajı hem siyasi bir hamle hem de insani talepleri içeren bir denge arayışı olarak değerlendiriliyor. Gazze sahasındaki durum ve sivil kayıplar, liderlerin kararlarında belirleyici bir unsur olmaya devam ediyor.

Olası yankılar

  • İsrail: Paris’in tanıma hamlesine ve büyükelçilik koşuluna tepkiler gelebilir; diplomatik ilişkilerde gerginlik ihtimali var.

  • Filistin Yönetimi / Arap Dünyası: Tanıma kararı geniş destek bulabilir; aynı zamanda Fransa’nın “büyükelçilik koşulu” diplomatik beklentiler yaratacaktır.

  • Uluslararası kamuoyu: Avrupa ve diğer aktörlerin izleyeceği adımlar, bu kararı takip edecek diğer tanıma/ret hamlelerini etkileyebilir.

Okumaya Devam Et

Politika

İSRAİL’E BİR YASAK DAHA: İTALYA’DAKİ BÜYÜK TURİZM FUARINDAN MEN EDİLDİ

Yayımlandı

üzerinde

FatihDoğanMedya — Haber / Analiz
Yayın Tarihi ve Saat: 21 Eylül 2025, 09:30 (İstanbul Saati)
Okuma Süresi: ~3 dakika

İtalya’daki önde gelen turizm fuarı TTG Travel Experience 2025’te İsrail’in standı iptal edildi; organizatör Italian Exhibition Group (IEG), Rimini belediyesi ve Emilia-Romagna bölge yönetiminin talebi sonrası “katılım koşullarının ortadan kalktığını” bildirdi. Karar, hem İtalyan siyasetinde hem de İsrail tarafında sert tepkilere yol açtı.


Haber Detayları

İtalya’da 8–10 Ekim 2025 tarihlerinde düzenlenmesi planlanan TTG Travel Experience 2025 fuarında İsrail’in yer alması “uygun değildir” denilerek iptal edildi. Organizatör Italian Exhibition Group (IEG), Rimini Belediye Başkanı Jamil Sadegholvaad ile Emilia-Romagna Bölge Başkanı’nın (Michele de Pascale) ortak çağrısının ardından İsrail Turizm Ofisi’ne resmi bildirimde bulunarak “katılım koşullarının ortadan kalktığını” açıkladı. Kararın gerekçesi olarak, bölgedeki ve uluslararası düzeyde artan siyasi gerilim ve “savaşın sürdüğü bir ortamda turizm tanıtımının etik olmadığı” yönündeki değerlendirmeler gösterildi.

Resmi Tepkiler

  • İsrail’in Roma Büyükelçiliği / Tel Aviv temsilcileri ve İsrail heyeti kararı “siyasi ideolojiye dayalı, tek taraflı ve zararlı” olarak niteledi; bunun iki ülke arasındaki kültürel ve ticari ilişkilere zarar verebileceği uyarısı yapıldı.

  • İtalyan hükümetinden ve özellikle bazı merkez sağ siyasetçilerden karar hakkında eleştiriler geldi; aynı zamanda turizmin diyalog aracı olarak kullanılmasını savunan açıklamalar yapıldı. Fuarda Filistin temsilcilerinin bulunması beklentisi ve bazı taleplerin yanıtsız kaldığına dair haberler de bildirildi.

Neden Önemli?

Bu karar, Avrupa’da ve uluslararası fuar/iş ilişkilerinde politik kararların ticari ve kültürel etkinliklere yansımasının yeni bir örneğini oluşturuyor. Rimini gibi büyük bir turizm merkezinde düzenlenen uluslararası fuarlarda bir ülkenin dışlanması; turizm sektörü, diplomasi ve bölgesel siyaset açısından yankı yaratacak; benzer adımlar başka etkinliklerde de tartışma konusu olabilir.


Bağlam ve Arka Plan

Son aylarda İtalya’daki bazı liman işçilerinin İsrail’e yönelik sevkiyatları durdurması ve kamuoyunda artan protestolar; bölgesel yöneticiler ve bazı belediyeler üzerinde baskı oluşturdu. Rimini belediyesi ve bölge yönetiminin çağrısı, bu kamuoyu ve yerel tepkilerle paralel gelişti. Kararın fuar takvimine, bölgesel siyasetçilere ve uluslararası tepkilere etkileri takip edilecek.


Görüşler / Kısa Analiz

  • Karar, siyasi ve etik gerekçelerle fuar katılımlarının yeniden değerlendirilmesinin önünü açtı.

  • İş dünyası ve turizm sektörü açısından kısa vadede ticari kayıp ve imaj riski doğabilir; uzun vadede ise fuarların tarafsızlık siyaseti tartışılacaktır.

  • Diplomatik düzeyde çözümler ve arabuluculuk çabaları, olası gerilimleri azaltmada belirleyici olacak.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar