Politika
İBB Yolsuzluk Sor’öngör Gürman’ın Etkin Pişmanlık İfadesi Ortaya Çıktı
“İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yolsuzluk soruşturmasında şüpheli Göngör Gürman’ın etkin pişmanlık kapsamında verdiği çarpıcı ifade ve adli kontrolle tahliyesine dair detaylı analiz.”
Haberin Özeti
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yürütülen yolsuzluk ve rüşvet soruşturması kapsamında tutuklanan şüpheli Göngör Gürman, “etkin pişmanlık” hükümlerinden faydalanarak verdiği ek ifadesiyle gündeme geldi. Gürman, ifadesinde “Ben hiçbir zaman Kapki’nin adamı olmadım” diyerek Murat Kapki ile bağlantısını reddetti. Yargılaması devam eden Gürman, 29 Mayıs 2025’te konutu terk etmeme ve yurt dışına çıkmama şartıyla adli kontrol altına alındı
İddialar ve Suçlamalar
-
Suç örgütüne üye olmak, rüşvet vermek ve ihaleye fesat karıştırmak iddialarıyla hakkında dosya açıldı.
-
İlk ifadelerinde suçlamaları reddeden Gürman, gözaltında avukat baskısı yaşadığını ve o dönemde verdiği ifadelerin “uydurma” olduğunu ileri sürdü
-
Sonrasında “etkin pişmanlık” hükümlerinden yararlanma kararıyla savcılığa ek ifade verdi.
BB’ye yönelik “yolsuzluk” iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında, “Suç işlemek amacı ile kurulan örgüte üye olmak”, “Rüşvet vermek” ve “İhaleye fesat karıştırmak” suçlarından tutuklu bulunan Güngör Gürman, Eyüp Subaşı ve Kabil Taşçı etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmış ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Murat Kapki’nin çalışanı olan Güngör Gürman’ın “etkin pişmanlık” ifadesine Habertürk ulaştı.
“BEN HİÇBİR ZAMAN KAPKİ’NİN ADAMI OLMADIM”
Gürman daha önce verdiği ifadesini reddettiğini ve ifadesinin tamamen yanlış olduğunu söyleyerek, “Murat Kapki’nin gönderdiği avukatlar beni bu ifadeyi vermeye zorladı. Bu sebeple hiçbir avukata güvenim olmadığından dolayı şu an vermiş olduğum ifadeyi avukatsız vermek istiyorum. Kapki ailesinin avukatı olduğunu söyleyen avukat S. A. gözaltındayken yanıma geldi. Bana Berat Çağrı Kapki, Şeyhmus Sarıboğa ve benim avukatlığımı yapacağını söyledi. Avukat S.A., bahsetmiş olduğum ben dahil üç şüphelinin vereceği beyanı tamamen kendisi kurgulayarak organize etti. Bu suretle benim aslına uygun olmayan yanlış ifadeler vermeme sebep oldu. 2021 yılında B. Şirketi’nde işe başladım. 2025 senesine kadar Murat Kapki’nin şirketlerinde çalıştım. Kendisi gözaltına alındıktan hemen sonra yaptığı usulsüzlüklerin boyutunu öğrendiğimden dolayı istifa ettim. Ben hiçbir zaman Murat Kapki’nin adamı olmadım.” dedi.
“BİZE VALİZ İÇERİSİNDE PARA TESLİM EDİYORDU”
Gürman ifadesinin devamında şunları söyledi: “Ahmet Çiçek isimli şahısın 2022-2024 dönemlerinde Murat Kapki’nin B. isimli şirketine zaman zaman geldiğini, şirkette bulunan çalışma masasında çalıştığını gördüm. Aynı şekilde bu şahsın B. Şirketi’ne de bir iki defa gidip geldiğine şahit olmuştum. Ahmet Çiçek’in yönlendirdiği bazı kişileri, bankadan para çekmeleri için Berat Kapki’yle birlikte götürdüğümüz zamanlar oldu. Hatırladığım kadarıyla 2022-2023 yıllarında bu bankaya gidişlerimiz olmuştur. Bu banka 4. Levent’te bulunan Z. Şubesi’dir. Bu bankada Ahmet Çiçek’in gönderdiği ismini hatırlamadığım şahıs parayı çekiyordu, bize valiz içerisinde parayı teslim ediyordu. Biz de parayı F. plazada bulunan 21.kattaki ofise çıkarıyorduk. Ofise gelen dövizciler parayı bizden teslim alıyordu, karşılığında ederi kadar USD parayı veriyorlardı.”
“1 MİLYON 500 BİN DOLARI HESABINA YATIRDIĞINA ŞAHİT OLDUM”
“Dövize çevrilen bu paraları genellikle Murat Kapki’nin Beykoz Acarkent’te bulunan villasına, Murat Kapki, Berat Çağrı Kapki ve ben birlikte götürüyorduk. Murat Kapki bu parayı evinin ikinci katında bulunan çatı katındaki kasasına koyuyordu. 2025 yılının Şubat ayında Murat Kapki yine bana bir talimat vererek Levent’te bulunan bankadan 8 milyon TL civarı parayı, kendi hesabından çekmemi istedi. Berat Kapki ile bu bankaya gittik. Bankada yine motorize dövizciler bulunmaktaydı. Ben bu parayı çekerek dövizcilere verdim. Karşılığında da 400 bin USD civarı parayı alarak Berat Kapki ile birlikte bankadan ayrıldım. Dövize çevrilen bu parayla birlikte Murat Kapki ve ben F’deki şirketten ayrıldık. Hatırladığım kadarıyla 2023 senesinin ortalarında ben, S.B., Murat Kapki, Berat Çağrı Kapki, Murat Kapki’nin avukatı Z.T. ile Ataşehir Finans Merkezi’ne gittik. Burada bulunan Vakıfbank Yatırım Bankası’na para yatırdık. Yatırmadan önce parayı ben taşıdım ve kendileri bankanın ilgili müdürüyle görüşürken görevli tarafından para sayılırken başında bekledim. Toplam 1 milyon 500 bin USD’yi Murat Kapki’nin vadeli hesabına yatırdığına şahit oldum.”
“GÖZALTIDAN ÖNCE GÜVENLİK KAMERA GÖRÜNTÜLERİNİ SİLDİRDİ”
“2025 senesinin birinci ayından itibaren ben bazı usulsüzlüklerin döndüğünü hissettim. Zaten Murat Kapki ile çok fazla bir diyaloğumuz yoktu, o yüzden kendisine çok soru soramadım. Murat Kapki de aynı tarihlerde tedirgindi. Sanki hakkında bir soruşturma dosyası olduğunu ve gözaltına alınacağını biliyor gibiydi. 2025 senesinin Şubat ayında Murat Kapki evinde bulunan kamera sisteminin tüm kayıtlarını kendi şirketindr çalışan elektrikçi soyadını bilmediğim Metin isimli şahsa sildirdi ve kamera sistemini devre dışı bıraktırdı. Murat Kapki gözaltına alındıktan sonra evinde bulunan özel güvenlik görevlilerini işten çıkardılar. Bunun amacı da bu şahısların tespit edilerek tanık olarak ifadelerinin alınmamasıydı. Murat Kapki, kanunsuz işlerini Şeyhmus Sarıboğa üzerinden yapıyordu. Beykoz Acarkent’te bulunan villasının inşaatı sürecinde imarla ilgili yaşanan bir sıkıntıda sahte kontrat düzenleyerek sorumluyu Şeyhmus olarak gösterdi. Ayrıca bütün banka işleri genellikle Şeyhmus Sarıboğa ile gerçekleştirirdi.”
“PAHALI EŞYALAR 9 NUMARALI DEPOYA KALDIRILMIŞ
“Murat Kapki bildiğim kadarıyla Ekrem İmamoğlu’nun Tekirdağ’da yaptığı villalardan 2 tanesini satın aldı. Hüseyin Köksal ve Ahmet Köksal, Murat Kapki’nin ortaklarıydı. Hüseyin Köksal’ın Zorlu
Center’ın içinde bulunan otelde kendine ait özel bir odası vardı. Korumalarından duyduğum kadarıyla gayrı meşru işlerini burada yapıyordu. Çalıştığım süre boyunca, Murat Kapki ile yaptığımız şehir içi yolculuklarda Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcısı ile telefonla konuşur, kendisinden bazı ihalelerle ilgili bilgiler alırdı. Ayrıca şahsın belediyedeki makamına da ayda bir defa ziyarete giderdik. Bu şahıs da sık sık F’de bulunan şirkete gelirdi. Murat Kapki, Nişantaşı’nda bulunan E.S. isimli iş yerinden sıklıkla bedeli yüksek, İsviçre yapımı lüks saatler, ayrıca evine ve F.’de bulunan iş yerine yine pahalı tablo, antika eşya alırdı. Gözaltına alındıktan sonra Murat Kapki’nin eşi Feyza Kapki’nin talimatıyla bu pahalı eşyaları paketleyip Ayazağa Maslak 1453 isimli sitede bulunan 9 numaralı depoya koyduk. Hatırladığım kadarıyla 2023 senesinde belediyede görevli olan E.G. isimli şahsa 500 bin USD değerinde saat aldı. Bu saati E.G’ye hediye edeceğini arabada bulunduğumuz esnada telefonla konuştuğu ismini bilmediğim birine söyledi.”
“Etkin Pişmanlık” İfadesinin Kilit Noktaları
-
Bağlantıyı reddedişi: “Ben hiçbir zaman Kapki’nin adamı olmadım” ifadesi, soruşturmada adı en çok zikredilen araçlardan biri olan Murat Kapki ile arasında direkt ilişkisi olmadığını savunuyor
-
Avukat itirazı: Gözaltı sürecinde kendisine gönderilen avukatlara güvenmediğini belirterek, ek ifadesini avukatsız vermek istediğini açıkladı .
-
İfade detayları: İddialara göre Murat Kapki’nin talimatıyla bazı ödemelerin bankalar üzerinden nakit olarak teslim edildiğini öne sürdü.
Tahliye ve Hukuki Süreç
-
Tahliye kararı: İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği, 29 Mayıs 2025’te konutu terk etmeme ve yurt dışına çıkmama koşullarıyla adli kontrol tedbiri uygulayarak tahliyesine hükmetti
-
Soruşturmanın seyri: Soruşturma, İBB içinde organize şekilde yürütüldüğü iddia edilen yolsuzluk zincirinin tüm halkalarını açığa çıkarmayı hedefliyor. Gürman’ın ifadesi, soruşturmanın seyrini belirleyecek kilit noktalardan biri olarak görülüyor.
Sonuç ve Beklenen Gelişmeler
Göngör Gürman’ın ifadesi, Murat Kapki ve soruşturmanın diğer şüphelileriyle arasındaki bağlantıların açıklığa kavuşmasında kritik rol oynayacak. İlerleyen günlerde savcılık, ek deliller ve diğer şüphelilerin beyanları doğrultusunda iddianameyi hazırlayıp kamuoyuna sunacak. Kamu, yolsuzluk dosyasında yeni itiraflar ve delillerin ortaya çıkmasını bekliyor.
Politika
Putin ve Şi’nin “Organ Nakli ve Ölümsüzlük” Söyleşisi Pekin’de Açık Mikrofonla Yayımlandı — 150 Yıl Yaşamak Mümkün mü?
Yayın: 7 Eylül 2025 | Saat: 14:30 (Europe/Istanbul) · Okuma süresi: 5 dakika
Kaynak / Editör: FatihDoganMedya
Pekin’deki askeri geçit sırasında açık mikrofonla yayılan Putin–Şi diyalogu dünya gündemine oturdu. Organ nakliyle “150 yaş” ve “ölümsüzlük” iddiaları bilimsel gerçeklerle karşılaştırıldı. Uzman görüşleri ve güncel gelişmeler burada.
Ne oldu? Kısa özet
3 Eylül 2025’te (Pekin’de düzenlenen II. Dünya Savaşı sona ermesinin 80. yıldönümü töreni sırasında) canlı yayınlanan geçit töreninde, kameraların dışında kalan bir açık mikrofon (hot mic) kısa bir süreliğine Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Çin Devlet Başkanı Xi Jinping arasındaki konuşmayı verdi. Yayına yansıyan çeviri sesinde Putin’in biyoteknoloji ve “insan organlarının sürekli nakli”yle ilgili yorumları ve Şi’nin “Bu yüzyılda bazı tahminlere göre insanlar 150 yaşına kadar yaşayabilir” sözleri duyuldu. O anın görüntüleri ve ses kayıtları uluslararası haber ajanslarının gündemine girdi.
(Putin — 7 Ekim 1952 doğumlu; Şi Jinping — 15 Haziran 1953 doğumlu — her iki lider de 2025 yılı itibarıyla 72 yaşındadır.
Yayına yansıyan sözler (kısmen tercüme)
-
Haber kayıtlarına göre (çeviri üzerinden): Putin: “Biyoteknoloji sürekli gelişiyor. İnsan organları sürekli nakledilebilir; daha gençleşebiliriz, belki ölümsüzlüğe bile ulaşabiliriz.”
-
Xi: “Bazı tahminlere göre bu yüzyılda insanlar 150 yaşına kadar yaşayabilir.”
Kayıt kısa süre sonra geniş açıya geçildi; konuşmanın tamamı uzun süre canlı yayında kalmadı.
Olayın yankıları ve politik arka plan
Bu “açık mikrofon” anı, küresel medyada hem şaşkınlık hem de spekülasyon yarattı. Törene yüz milyonlarca, Çin yayınlarında milyarlarca izleyici aktığı; liderlerin kortejde birlikte yürümesinin ise Çin–Rusya ilişkilerinin sembolik bir göstergesi olduğu bildirildi. Bazı yorumlarda, liderlerin uzun ömre ilişkin söyleminin elitler arasında uzun zamandır gündemde olan “yaşlanmaya karşı bilimsel yatırım” eksenine işaret ettiği vurgulandı.
Bilim bunun neresinde? — 150 yaş ve “ölümsüzlük” mümkün mü?
Kısa cevap: Bugünkü bilimsel bilgi ve klinik gerçeklerle “organ nakilleriyle ölümsüzlük” veya düzenli organ değişimleriyle güvenli şekilde 150 yaşına ulaşmak gerçekçi bir beklenti değil. Ancak bazı teknolojiler organ yetmezliğini tedavi etme potansiyeli taşıyor; alan hızla ilerliyor.
Neden 150 — veya ölümsüzlük — hemen mümkün değil?
-
Aging (yaşlanma) çok sistemik bir süreçtir. Yaşlanma tek bir organun çöküşü değildir; genetik, hücresel, immün, vasküler ve metabolik sistemlerin eş zamanlı yıpranması söz konusudur. Sadece organ değiştirerek tüm bu süreçleri durdurmak veya tersine çevirmek bugünkü bilgilerle mümkün görünmüyor.
-
Nakil sonrası uzun dönem riskler: Organ nakli alıcıları yaşam boyu immünosupresif (bağışıklık baskılayıcı) ilaçlar kullanmak zorunda kalır; bu ilaçlar enfeksiyon, kanser ve diğer komplikasyon riskini artırır. Ayrıca ileri yaşta büyük cerrahi yükün kendisi risk oluşturur.
-
Doğrulanmış en uzun insan yaşamı: Bugüne kadar doğrulanmış en uzun yaşam, Jeanne Calment (122 yıl 164 gün) verisidir; 150 yaş henüz doğrulanmış veya yaygın olarak gözlemlenmiş bir gerçeklik değil.
Peki xenotransplantasyon (genetiği düzenlenmiş hayvan organları) umut veriyor mu?
Evet — xenotransplantasyon alanında son yıllarda önemli adımlar atıldı: genetiği düzenlenmiş domuz organlarının kısa dönemli başarıları, FDA onaylı insan denemelerinin başlaması, bazı merkezlerde domuz böbreği/kalp denemeleri gibi gelişmeler var. Ancak bu çalışmalar halen deneysel, uzun dönem güvenlik ve fonksiyon verileri sınırlı ve bağışıklık/yeni virüs aktarımı gibi riskler devam ediyor. Bu nedenle xenotransplantasyon insan ömrünü radikal biçimde uzatacak garantili bir teknoloji olarak henüz kabul edilmiyor.
Politika
CHP’li Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler tahliye edildi
Tarih: 05 Eylül 2025 — Saat: 00:20 (yerel) · Okuma süresi: 2 dakika
Özet : İstanbul Anadolu 17. Ağır Ceza Mahkemesi, Beykoz Belediyesi’ne yönelik yürütülen davada tutuklu sanıklar arasında yer alan CHP’li Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in de aralarında bulunduğu tutuklu sanıkların tahliyesine karar verdi
Olayın kısa kronolojisi
-
Gözaltı ve tutuklama: Alaattin Köseler, soruşturma kapsamında 27 Şubat 2025’te gözaltına alınmış; mart ayında tutuklanmıştı.
-
İddianame ve suçlamalar: Savcılık iddianamesinde Köseler hakkında “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “ihaleye fesat karıştırma”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “resmi belgede sahtecilik” gibi suçlamalar yer alıyor; istenen cezalar 17 yıl 6 aydan 67 yıl 3 aya kadar değişiyordu.
-
Tahliye kararı: Anadolu 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ara kararında, duruşmada yargılanan tutuklu sanıkların bir kısmı hakkında tahliye kararı verildi. Kararın ayrıntıları mahkeme zabıtlarına ve duruşma tutanaklarına göre şekilleniyor.
Mahkeme süreci ve gerekçe
Mahkeme kaynaklı ara kararda (duruşma tutanaklarına göre) savunmaların alınması ve delil durumunun değerlendirilmesi sonrasında bazı tutuklu sanıkların adli kontrol şartlarıyla serbest bırakılmasına hükmedildi. Duruşmada savunmaların tamamlanmasına, delil durumuna ve tutukluluk süresine ilişkin değerlendirmeler mahkeme kararında etkili oldu.
Tepkiler
CHP cephesinden ilk tepkiler geldi; CHP milletvekili Mahmut Tanal ve partinin yerel temsilcileri, Köseler’in derhal görevine iade edilmesi yönünde açıklamalar yaptı. Partili bazı isimler kararı “hukukun gereği” ve “mahkemenin hakkaniyetli değerlendirmesi” olarak nitelendirdi.
Ne olacak? (Süreç nasıl devam edecek)
-
Tahliye, davanın esasını etkilemez; iddianame, delil takibi ve duruşmalar devam ediyor. Mahkeme nihai kararını vereceği ana kadar yargılama süreci sürecek.
Detaylı notlar (okuyucu için)
-
Tutukluluk süresinin uzunluğu ve mahkeme kararları dosyada önemli etkiler yaratıyor; savcılık talepleri ile mahkeme kararları farklılaşabiliyor.
-
Bu haber, duruşma tutanakları ve ana akım basın kaynaklarının ara karar bildirimlerine dayanılarak hazırlanmıştır. İlerleyen duruşma ve karar süreçleriyle ilgili güncellemeler takip edilecektir.
Politika
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Netanyahu denilen gaddarın kıyımına asla seyirci kalamayız”
Tarih: 03.09.2025
Saat: 20:09
Özet
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mevlid-i Nebi Haftası açılış programında yaptığı konuşmada İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’yu hedef alarak “Netanyahu denilen gaddarın, kafirin o kıyımına asla seyirci kalamayız” ifadelerini kullandı. Erdoğan, Türkiye’nin Filistin ve Gazze ile dayanışmasını vurgulayarak uluslararası kamuoyuna çağrı yaptı.
Konuşmanın içeriği ve vurgu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Mevlid-i Nebi Haftası açılışında bölgedeki insani dramı ve Filistin halkına yönelik operasyonları sert biçimde eleştirdi. Konuşmasında “Dünyanın neresinde bir Müslüman varsa gönlümüz, aklımız, ruhumuz oradadır” diyerek Türkiye’nin tavrını net şekilde ortaya koydu ve Gazze’ye ilişkin dayanışma mesajı verdi. Erdoğan ayrıca “Şu anda Filistin’de olan, bu Netanyahu denilen gaddarın, kafirin o kıyımına asla seyirci kalamayız” sözleriyle İsrail yönetimine tepki gösterdi.
Konuşmanın yapıldığı yer ve bağlam
Programın açılışı ve konuşma, Mevlid-i Nebi Haftası çerçevesinde gerçekleştirildi; Erdoğan burada hem dini-manevi mesajlar verdi hem de dış politika üzerinden bölgesel gelişmelere dair sert değerlendirmelerde bulundu. Yerel medya, konuşmanın AK Parti iktidarının dış politika hattını ve Türkiye’nin insani diplomasi yaklaşımını yeniden vurguladığını not etti.
Türkiye’nin duruşu ve uluslararası yansımalar
Erdoğan’ın sözleri, Türkiye’nin Filistin konusundaki aktif dayanışma siyasetini tekrar gündeme taşıdı. Yerel haber ajansları ve uluslararası medya, Erdoğan’ın açıklamalarını geniş şekilde aktardı; bazı yayınlar ise bu çıkışı bağlam içinde değerlendirerek bölgedeki gerilimlerin daha da tırmanma riski taşıdığı uyarısını iletti. (Ayrıntılı uluslararası tepkiler ve resmi açıklamalar gelmeye devam ediyor.
Neden önemli?
-
Cumhurbaşkanı’nın doğrudan muhatap gösterdiği güçlü ifadeler, Türkiye-İsrail ilişkilerinde yeni bir söylem dalgası oluşturabilir.
-
Türkiye’nin Gazze ve Filistin politikası hem iç kamuoyunda hem de bölgesel diplomasi arenasında takip ediliyor.
-
Gündem5 gün önce
EVLİLİK YILDÖNÜMÜ KABUSA DÖNDÜ: FİTNESS EĞİTMENİ İREM KARATUTLU TIR’IN ÇARPMAĞI SONUCU İKİ BACAKLARINI KAYBETTİ
-
Teknoloji1 hafta önce
ChatGPT’nin ilk belgeli cinayeti: Yapay zeka nasıl katil yarattı?
-
Teknoloji7 gün önce
Instagram’da yeni dönem başlıyor: Abonelik ücreti belli OLDU!
-
Spor1 hafta önce
Kerem Aktürkoğlu, Fenerbahçe tarihinin en pahalı transferi oldu
-
Sanat1 hafta önce
2 bin yıllık gözyaşı şişelerini yeniliyor: Sadakatin göstergesiydi
-
Sanat1 hafta önce
Psikologlar yönlendirdi, hayatı değişti
-
Spor7 gün önce
Samsunspor taraftar kafilesine silahlı saldırı: 1 ölü, 1 yaralı
-
Sağlık1 hafta önce
Uzmanlar “bu 5 yiyeceği dondurucuya koymayın” diyor: Herkes bu hatayı bilmeden yapıyor