Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Politika

İBB Yolsuzluk Sor’öngör Gürman’ın Etkin Pişmanlık İfadesi Ortaya Çıktı

Yayımlandı

üzerinde

“İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yolsuzluk soruşturmasında şüpheli Göngör Gürman’ın etkin pişmanlık kapsamında verdiği çarpıcı ifade ve adli kontrolle tahliyesine dair detaylı analiz.”

Haberin Özeti

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yürütülen yolsuzluk ve rüşvet soruşturması kapsamında tutuklanan şüpheli Göngör Gürman, “etkin pişmanlık” hükümlerinden faydalanarak verdiği ek ifadesiyle gündeme geldi. Gürman, ifadesinde “Ben hiçbir zaman Kapki’nin adamı olmadım” diyerek Murat Kapki ile bağlantısını reddetti. Yargılaması devam eden Gürman, 29 Mayıs 2025’te konutu terk etmeme ve yurt dışına çıkmama şartıyla adli kontrol altına alındı

İddialar ve Suçlamalar

  • Suç örgütüne üye olmak, rüşvet vermek ve ihaleye fesat karıştırmak iddialarıyla hakkında dosya açıldı.

  • İlk ifadelerinde suçlamaları reddeden Gürman, gözaltında avukat baskısı yaşadığını ve o dönemde verdiği ifadelerin “uydurma” olduğunu ileri sürdü

  • Sonrasında “etkin pişmanlık” hükümlerinden yararlanma kararıyla savcılığa ek ifade verdi.

BB’ye yönelik “yolsuzluk” iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında, “Suç işlemek amacı ile kurulan örgüte üye olmak”, “Rüşvet vermek” ve “İhaleye fesat karıştırmak” suçlarından tutuklu bulunan Güngör Gürman, Eyüp Subaşı ve Kabil Taşçı etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmış ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Murat Kapki’nin çalışanı olan Güngör Gürman’ın “etkin pişmanlık” ifadesine Habertürk ulaştı.

“BEN HİÇBİR ZAMAN KAPKİ’NİN ADAMI OLMADIM”

Gürman daha önce verdiği ifadesini reddettiğini ve ifadesinin tamamen yanlış olduğunu söyleyerek, “Murat Kapki’nin gönderdiği avukatlar beni bu ifadeyi vermeye zorladı. Bu sebeple hiçbir avukata güvenim olmadığından dolayı şu an vermiş olduğum ifadeyi avukatsız vermek istiyorum. Kapki ailesinin avukatı olduğunu söyleyen avukat S. A. gözaltındayken yanıma geldi. Bana Berat Çağrı Kapki, Şeyhmus Sarıboğa ve benim avukatlığımı yapacağını söyledi. Avukat S.A., bahsetmiş olduğum ben dahil üç şüphelinin vereceği beyanı tamamen kendisi kurgulayarak organize etti. Bu suretle benim aslına uygun olmayan yanlış ifadeler vermeme sebep oldu. 2021 yılında B. Şirketi’nde işe başladım. 2025 senesine kadar Murat Kapki’nin şirketlerinde çalıştım. Kendisi gözaltına alındıktan hemen sonra yaptığı usulsüzlüklerin boyutunu öğrendiğimden dolayı istifa ettim. Ben hiçbir zaman Murat Kapki’nin adamı olmadım.” dedi.

“BİZE VALİZ İÇERİSİNDE PARA TESLİM EDİYORDU”

Gürman ifadesinin devamında şunları söyledi: “Ahmet Çiçek isimli şahısın 2022-2024 dönemlerinde Murat Kapki’nin B. isimli şirketine zaman zaman geldiğini, şirkette bulunan çalışma masasında çalıştığını gördüm. Aynı şekilde bu şahsın B. Şirketi’ne de bir iki defa gidip geldiğine şahit olmuştum. Ahmet Çiçek’in yönlendirdiği bazı kişileri, bankadan para çekmeleri için Berat Kapki’yle birlikte götürdüğümüz zamanlar oldu. Hatırladığım kadarıyla 2022-2023 yıllarında bu bankaya gidişlerimiz olmuştur. Bu banka 4. Levent’te bulunan Z. Şubesi’dir. Bu bankada Ahmet Çiçek’in gönderdiği ismini hatırlamadığım şahıs parayı çekiyordu, bize valiz içerisinde parayı teslim ediyordu. Biz de parayı F. plazada bulunan 21.kattaki ofise çıkarıyorduk. Ofise gelen dövizciler parayı bizden teslim alıyordu, karşılığında ederi kadar USD parayı veriyorlardı.”

“1 MİLYON 500 BİN DOLARI HESABINA YATIRDIĞINA ŞAHİT OLDUM”

“Dövize çevrilen bu paraları genellikle Murat Kapki’nin Beykoz Acarkent’te bulunan villasına, Murat Kapki, Berat Çağrı Kapki ve ben birlikte götürüyorduk. Murat Kapki bu parayı evinin ikinci katında bulunan çatı katındaki kasasına koyuyordu. 2025 yılının Şubat ayında Murat Kapki yine bana bir talimat vererek Levent’te bulunan bankadan 8 milyon TL civarı parayı, kendi hesabından çekmemi istedi. Berat Kapki ile bu bankaya gittik. Bankada yine motorize dövizciler bulunmaktaydı. Ben bu parayı çekerek dövizcilere verdim. Karşılığında da 400 bin USD civarı parayı alarak Berat Kapki ile birlikte bankadan ayrıldım. Dövize çevrilen bu parayla birlikte Murat Kapki ve ben F’deki şirketten ayrıldık. Hatırladığım kadarıyla 2023 senesinin ortalarında ben, S.B., Murat Kapki, Berat Çağrı Kapki, Murat Kapki’nin avukatı Z.T. ile Ataşehir Finans Merkezi’ne gittik. Burada bulunan Vakıfbank Yatırım Bankası’na para yatırdık. Yatırmadan önce parayı ben taşıdım ve kendileri bankanın ilgili müdürüyle görüşürken görevli tarafından para sayılırken başında bekledim. Toplam 1 milyon 500 bin USD’yi Murat Kapki’nin vadeli hesabına yatırdığına şahit oldum.”

“GÖZALTIDAN ÖNCE GÜVENLİK KAMERA GÖRÜNTÜLERİNİ SİLDİRDİ”

“2025 senesinin birinci ayından itibaren ben bazı usulsüzlüklerin döndüğünü hissettim. Zaten Murat Kapki ile çok fazla bir diyaloğumuz yoktu, o yüzden kendisine çok soru soramadım. Murat Kapki de aynı tarihlerde tedirgindi. Sanki hakkında bir soruşturma dosyası olduğunu ve gözaltına alınacağını biliyor gibiydi. 2025 senesinin Şubat ayında Murat Kapki evinde bulunan kamera sisteminin tüm kayıtlarını kendi şirketindr çalışan elektrikçi soyadını bilmediğim Metin isimli şahsa sildirdi ve kamera sistemini devre dışı bıraktırdı. Murat Kapki gözaltına alındıktan sonra evinde bulunan özel güvenlik görevlilerini işten çıkardılar. Bunun amacı da bu şahısların tespit edilerek tanık olarak ifadelerinin alınmamasıydı. Murat Kapki, kanunsuz işlerini Şeyhmus Sarıboğa üzerinden yapıyordu. Beykoz Acarkent’te bulunan villasının inşaatı sürecinde imarla ilgili yaşanan bir sıkıntıda sahte kontrat düzenleyerek sorumluyu Şeyhmus olarak gösterdi. Ayrıca bütün banka işleri genellikle Şeyhmus Sarıboğa ile gerçekleştirirdi.”

“PAHALI EŞYALAR 9 NUMARALI DEPOYA KALDIRILMIŞ

“Murat Kapki bildiğim kadarıyla Ekrem İmamoğlu’nun Tekirdağ’da yaptığı villalardan 2 tanesini satın aldı. Hüseyin Köksal ve Ahmet Köksal, Murat Kapki’nin ortaklarıydı. Hüseyin Köksal’ın Zorlu

Center’ın içinde bulunan otelde kendine ait özel bir odası vardı. Korumalarından duyduğum kadarıyla gayrı meşru işlerini burada yapıyordu. Çalıştığım süre boyunca, Murat Kapki ile yaptığımız şehir içi yolculuklarda Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcısı ile telefonla konuşur, kendisinden bazı ihalelerle ilgili bilgiler alırdı. Ayrıca şahsın belediyedeki makamına da ayda bir defa ziyarete giderdik. Bu şahıs da sık sık F’de bulunan şirkete gelirdi. Murat Kapki, Nişantaşı’nda bulunan E.S. isimli iş yerinden sıklıkla bedeli yüksek, İsviçre yapımı lüks saatler, ayrıca evine ve F.’de bulunan iş yerine yine pahalı tablo, antika eşya alırdı. Gözaltına alındıktan sonra Murat Kapki’nin eşi Feyza Kapki’nin talimatıyla bu pahalı eşyaları paketleyip Ayazağa Maslak 1453 isimli sitede bulunan 9 numaralı depoya koyduk. Hatırladığım kadarıyla 2023 senesinde belediyede görevli olan E.G. isimli şahsa 500 bin USD değerinde saat aldı. Bu saati E.G’ye hediye edeceğini arabada bulunduğumuz esnada telefonla konuştuğu ismini bilmediğim birine söyledi.”

“Etkin Pişmanlık” İfadesinin Kilit Noktaları

  1. Bağlantıyı reddedişi: “Ben hiçbir zaman Kapki’nin adamı olmadım” ifadesi, soruşturmada adı en çok zikredilen araçlardan biri olan Murat Kapki ile arasında direkt ilişkisi olmadığını savunuyor

  2. Avukat itirazı: Gözaltı sürecinde kendisine gönderilen avukatlara güvenmediğini belirterek, ek ifadesini avukatsız vermek istediğini açıkladı .

  3. İfade detayları: İddialara göre Murat Kapki’nin talimatıyla bazı ödemelerin bankalar üzerinden nakit olarak teslim edildiğini öne sürdü.

Tahliye ve Hukuki Süreç

  • Tahliye kararı: İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği, 29 Mayıs 2025’te konutu terk etmeme ve yurt dışına çıkmama koşullarıyla adli kontrol tedbiri uygulayarak tahliyesine hükmetti

  • Soruşturmanın seyri: Soruşturma, İBB içinde organize şekilde yürütüldüğü iddia edilen yolsuzluk zincirinin tüm halkalarını açığa çıkarmayı hedefliyor. Gürman’ın ifadesi, soruşturmanın seyrini belirleyecek kilit noktalardan biri olarak görülüyor.

Sonuç ve Beklenen Gelişmeler

Göngör Gürman’ın ifadesi, Murat Kapki ve soruşturmanın diğer şüphelileriyle arasındaki bağlantıların açıklığa kavuşmasında kritik rol oynayacak. İlerleyen günlerde savcılık, ek deliller ve diğer şüphelilerin beyanları doğrultusunda iddianameyi hazırlayıp kamuoyuna sunacak. Kamu, yolsuzluk dosyasında yeni itiraflar ve delillerin ortaya çıkmasını bekliyor.

Politika

İmamoğlu suç örgütü davası 9 Mart’ta başlıyor

Yayımlandı

üzerinde

İmamoğlu suç örgütü davası 9 Mart’ta başlıyor

İmamoğlu suç örgütü davasıyla ilgili yeni bir gelişme yaşandı. 407 sanıklı davanın tarihi belli oldu. İlk duruşma 9 Mart’ta Silivri’de yapılacak.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İmamoğlu Suç Örgütü’ne yönelik açılan davanın ilk duruşmasının 9 Mart 2026 tarihinde Silivri’de görüleceğini açıkladı. 407 sanıklı davada, tüm sanıkların tutukluluk hallerinin de devamına karar verildi.

İDDİANAME KABUL EDİLMİŞTİ

 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, 25 Kasım tarihinde İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti.

 

407 ŞÜPHELİ VAR

 

3 bin 900 sayfadan oluşan iddianamede 407 isim şüpheli sıfatıyla yer alıyor.

 

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu iddianamede “örgüt yöneticisi” olarak gösteriliyor. İddianamede, altı ismin de örgüt yöneticisi olduğu belirtiliyor.

 

İmamoğlu hakkında 828 yıl 2 aydan, 2 bin 352 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması isteniyor.

 

İmamoğlu’na yöneltilen suçlamalar şöyle:

 

– Suç işlemek amacıyla örgüt kurma

– Rüşvet (12 kez)

– Suç gelirlerinin aklanması (7 kez)

– Kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık (7 kez)

– Kişisel verilerin kaydedilmesi (2 kez)

– Kişisel verileri ele geçirme ve yayma (2 kez)

– Suç delillerini gizleme (2 kez)

– Haberleşmenin engellenmesi

– Kamu malına zarar verme

– Rüşvet alma (47 kez)

– Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma

– İrtikap (9 kez)

– İhaleye fesat karıştırma (70 kez)

– Çevrenin kasten kirletilmesi

– Vergi Usul Kanunu’na muhalefet

– Orman Kanunu’na Muhalefet

– Maden Kanunu’na muhalefet

 

Kamunun 10 yıllık süreçte 160 milyar lira zarara uğratıldığı öne sürülüyor. Metro ve İSKİ projeleri için alınan kredilerin amacı dışında kullanıldığı belirtiliyor.

Okumaya Devam Et

Politika

Barış Süreci’nde kritik adım: Bahçeli, DEM Parti heyetini kabul etti, “İkinci aşamaya geçtik” mesajı verildi

Yayımlandı

üzerinde

Barış Süreci’nde kritik adım: Bahçeli, DEM Parti heyetini kabul etti, “İkinci aşamaya geçtik” mesajı verildi

 Tarih: 12 Aralık 2025 Cuma | ⏱️ Okuma Süresi: 4 DAKİKA Saat: 15:00

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DEM Parti İmralı heyetini TBMM’de kabul etti. Yaklaşık 50 dakika süren kapalı görüşmenin ardından yapılan ortak açıklamada, barış sürecinin “ikinci aşamaya” geçtiği ve bu aşamada “yasal, hukuki bir düzene ihtiyaç duyulduğu” vurgulandı. Heyette TBMM Başkanvekili ve DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan, DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Mithat Sancar ve avukat Faik Özgür Erol yer aldı.

 Görüşmenin Detayları ve Açıklamalar

Görüşme, 12 Aralık Cuma günü saat 14.57’de TBMM’de gerçekleşti. Bahçeli, DEM Parti heyetini makamının kapısında karşıladı. Basına kapalı yapılan görüşme sonrası açıklama yapan Pervin Buldan, 2 Aralık’ta İmralı’da yapılan görüşmeler ve sonrasındaki gelişmeler hakkında Bahçeli’yi bilgilendirdiklerini söyledi.

Buldan’ın açıklamalarındaki kritik noktalar şunlardı:

· “İkinci aşamaya geçtik”: Sürecin yeni bir zeminde ilerlemesi gerektiğini belirtti.
· “Yasal düzenleme şart”: İkinci aşamanın yasal ve hukuki bir zemine ihtiyaç duyduğunu, bunun da bir “barış yasası” olması gerektiğini özellikle vurguladı.
· “Komisyon ve partiler çalışmalı”: Bundan sonraki süreçte Meclis komisyonunun ve siyasi partilerin çalışmalarının kritik önem taşıyacağını ifade etti.

Ardından söz alan MHP Lideri Devlet Bahçeli ise kısa ama çarpıcı bir açıklama yaparak, “Pervin hanım her konuyu açıklıkla ifade ettiler. Her cümlesine imzamı atıyorum” dedi. Bu ifade, sürece dair ortak mutabakatın güçlü bir işareti olarak yorumlandı.

Sürecin Arka Planı ve Meclis’teki Durum

Bu görüşme, “Terörsüz Türkiye”, “Barış ve Demokratik Toplum Süreci” olarak adlandırılan siyasi sürecin önemli bir halkası. Süreç, MHP Lideri Bahçeli’nin 2024 Ekim ayındaki çağrısıyla başlamış, PKK’nın silah bırakma ve fesih kararı almasıyla devam etmişti.

· Komisyon Çalışmaları: TBMM’de kurulan “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” süreci yönetiyor. Komisyon, 24 Kasım’da İmralı’ya bir ziyaret gerçekleştirmişti.
· Raporların Sunulması: Şu anda siyasi partiler, komisyona bu sürece dair görüş ve önerilerini içeren raporlarını sunma aşamasında. MHP’nin 120 sayfalık bir rapor sunduğu bilgisi kamuoyuna yansımıştı.
· Yaklaşan Son Tarih: Komisyonun görev süresi 31 Aralık 2025’te doluyor, ancak gerekirse birer aylık periyotlarla uzatılabilecek.

 Siyasi Tablo ve Diğer Görüşmeler

DEM Parti heyeti, Bahçeli görüşmesinin aynı günü sabahı, DEM Parti Lideri Ali Babacan ile de bir araya gelmişti. Bu ziyaretler, heyetin siyasi partilerle süreci istişare etme ve yasal zemin arayışındaki temaslarının bir parçası.

Sürece dair farklı partilerin tutumları şöyle özetlenebilir:

· İktidar ve MHP: Sürecin mimarı olarak aktif rol oynuyor.
· DEM Parti: Sürecin içinde yer alarak, yasal güvence talebini ön planda tutuyor.
· CHP ve Yeni Refah Partisi: Komisyonun İmralı ziyaretine katılmayan partiler arasında yer aldı.
· DEVA Partisi ve diğerleri: Sürece dair görüş alışverişinde bulunuyor.

 Analiz: Ne Anlama Geliyor?

Uzmanlara göre “ikinci aşama” vurgusu ve “barış yasası” talebi, somut adımların ve kalıcı hukuki düzenlemelerin zamanının geldiğinin sinyalini veriyor. PKK’nın silah bırakma ve geri çekilme adımlarının ardından, sıranın siyasi ve hukuki reformlara geldiği değerlendiriliyor.

Bahçeli’nin Buldan’ın her cümlesine imza atması ise, ulusalcı bir partinin Kürt siyasi hareketinin temsilcileriyle vardığı bu düzeyde bir mutabakatın sürecin geleceği açısından taşıdığı tarihsel önemi gösteriyor.

Önümüzdeki günlerde, TBMM komisyonundaki müzakerelerin hız kazanması ve somut bir yasa taslağının gündeme gelmesi bekleniyor. Sürecin, Türkiye’nin yıllardır kanayan yarası olan bu meseleye kalıcı bir çözüm getirip getiremeyeceği, atılacak bu hukuki adımların içeriğine bağlı olacak.

Okumaya Devam Et

Politika

Sanal Bahis Pandemiye Dönüştü: Çelik’ten Sert Mücadele ve Suriye Mesajı

Yayımlandı

üzerinde

Sanal Bahis Pandemiye Dönüştü: Çelik’ten Sert Mücadele ve Suriye Mesajı

📅 Yayın Tarihi: 9 Aralık 2025
⏰ Yayın Saati:09:30
⌛ Okuma Süresi:4 dakika

Son dakika haberi: AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, futbolda bahis ve sanal kumarı “bir pandemi” olarak nitelendirerek, en sert ve tavizsiz şekilde mücadele edileceğini açıkladı. Çelik, Suriye’de ise SDG’nin 10 Mart anlaşmasına uyması ve silah bırakması gerektiğinin altını çizdi.

 

 Haberin Kısa Özeti

· Sanal Kumar Tehdidi: AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, bahis ve sanal kumarın toplum için milli güvenlik ve ahlak problemi haline geldiğini belirtti.
· Futbolda Operasyon: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında onlarca şüpheli gözaltına alındı.
· Suriye’den Net Mesaj: Çelik, Suriye’de barışın yolunun SDG’nin 10 Mart anlaşmasına uyarak silah bırakmasından ve terör örgütü kimliğinden vazgeçmesinden geçtiğini vurguladı.
· Bölgesel Tehditler: Suriye’nin, Esad artıkları, Siyonist rejim yanlısı gruplar ve SDG/PYD yapılanması olmak üzere üç iç tehditle karşı karşıya olduğu ifade edildi.

 

 MYK Toplantısı Sonrası Kritik Açıklamalar

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleşen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından basına önemli açıklamalarda bulundu. Çelik, toplantının gündem maddeleri ve Türkiye’nin güncel meselelerine dair net mesajlar verdi.

Toplantıda, Mali ve İdari İşler Başkanlığı, Teşkilat Başkanlığı ve Türk Devletleri ile İlişkiler Başkanlığının sunumlarının yapıldığını belirten Çelik, TBMM çalışmalarının da değerlendirildiğini kaydetti.

 Futbolda Bahis Skandalı: “En Sert Mücadele” Vurgusu

Ömer Çelik’in açıklamalarının odağında, son aylarda Türk futbolunu derinden sarsan bahis ve şike soruşturması yer aldı. Çelik, bu konuyu “sanal kumar pandemisi” olarak tanımladı.

Çelik’in konu ile ilgili çarpıcı ifadeleri şöyle:

· “Bahis ve sanal kumar meselesi adeta bir pandemi halini almıştır.”
· “Bazı aile facialarının, bazı intiharların arkasında bu ve benzeri yanlışlıklar olduğunu tespit ediyoruz.”
· “Bu, milli güvenlik problemi, ahlak problemi ve gelecek nesillerle ilgili bir problemdir.”
· “Cep telefonlarıyla kolay ulaşılabilir olması tehdidin büyüklüğünü artırıyor.”

Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuyla ilgili talimat verdiğini, hazırlanan bir eylem planı çerçevesinde “en sert, en tavizsiz mücadelenin” hukuk içinde yürütüleceğini bildirdi.

Futbolda Bahis Soruşturması: Kronolojik Gelişmeler

Skandalın boyutu ve soruşturmanın gelişim aşamaları şu şekilde özetlenebilir:

· 27 Ekim 2025: TFF Başkanı, yaptığı açıklamada 571 hakemden 371’inin bahis hesabı olduğunu, 152’sinin ise aktif bahis oynadığını duyurdu.
· 31 Ekim 2025: TFF, bahis oynadığı tespit edilen 152 hakemden 149’u hakkında 8 ila 12 ay arasında hak mahrumiyeti cezası verdi.
· 5 Aralık 2025: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın operasyonuyla aralarında ünlü futbolcular, hakemler ve yorumcuların olduğu 46 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı, 38’i gözaltına alındı.
· Güncel Süreç: Soruşturma, organize suç bağlantıları da araştırılarak genişletilmiş durumda. TFF ayrıca 1000’den fazla futbolcuyu da soruşturmaya dahil etti.

 Suriye’de Kalıcı Barışın Şartı: “10 Mart Anlaşması ve Silah Bırakma”

Çelik, açıklamalarının ikinci önemli ayağında Türkiye’nin Suriye politikasına ve “Terörsüz Türkiye, Terörsüz Bölge” hedefine odaklandı.

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve onun omurgasını oluşturduğu belirtilen PYD/YPG yapılanmasına yönelik net bir tutum sergileyen Çelik, “Hiçbir terör örgütünün varlığı meşru kavramlarla maskelemez” dedi.

Çelik’e göre, Suriye’de kalıcı barış ve istikrarın yolu açıktır:

1. 10 Mart Anlaşmasının Uygulanması: Aralık 2024’te Esad rejiminin devrilmesinin ardından yeni Şam yönetimi ile SDG arasında imzalanan entegrasyon anlaşmasının hayata geçirilmesi.
2. Silah Bırakmanın Tamamlanması: SDG’nin bir terör örgütü olmaktan çıkıp silahlı varlığına son vermesi.

Türkiye, bu anlaşmanın SDG’nin askeri kabiliyetlerini ortadan kaldırması, yapıyı feshederek merkezi hükümete bağlanması ve Suriyeli olmayan unsurların bölgeden ayrılmasını içermesini beklemektedir.

⚠️ Suriye’yi Bekleyen Üçlü Tehdit

Çelik, Suriye’nin içinden geçtiği bu kritik dönemde üç ana tehditle karşı karşıya bırakıldığını öne sürdü:

· Esad Artığı Unsurlar: Lazkiye bölgesinde mevcut Suriye yönetimine karşı kalkışma planladığı iddia edilen gruplar.
· Siyonist Rejim Yanlısı Gruplar: Dürzi toplumu içinde, Suriye’nin birliğini hedef alan ve İsrail yanlısı olduğu belirtilen bir kanaat önderliğindeki yapı.
· SDG/PYD Terör Örgütü: Kuzey ve Kuzeydoğu Suriye’de faaliyet gösteren ve eylemlerini Kürtlerin kazanımı olarak göstermeye çalıştığı ifade edilen yapı.

 Kıbrıs ve AB’ye Sert Tepki

Ömer Çelik, açıklamalarında Kıbrıs meselesine de değinerek, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) Lübnan ile imzaladığı münhasır ekonomik bölge (MEB) anlaşmasını “baştan sona hukuksuz” ve “işgalcilik” olarak nitelendirdi.

Çelik, Avrupa Birliği’ni (AB) de sert bir dille eleştirerek, “Avrupa Birliği, yıllarca Güney Kıbrıs Rum kesiminin şımarıklığına direnememiş, bu şımarıklığın peşinden sürüklenmiştir” ifadelerini kullandı. AB’nin önümüzdeki dönemde Konsey Dönem Başkanlığını üstlenecek olan Rum kesiminin bu tutumunun, AB’nin güvenlik mimarisine darbe vuracağını savundu.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar