Açıklaması

Kütahya’da 1 yıldır kayıp olan 19 yaşındaki Nagihan Uyğur, dayısı tarafından cinsel istismara uğratılıp öldürüldü; cesedi betonla kapatılan kuyudan çıkarıldı. 8 tutuklama, aile içi şiddetin trajik boyutu.

Özet

Kütahya’da yaklaşık 1 yıldır kayıp olarak aranan 19 yaşındaki Nagihan Uyğur’un (19), dayısı Yaşar T. (41) tarafından önce cinsel istismara uğratılıp ardından öldürülerek evin girişindeki kuyuya atıldığı ve üzerinin betonla kapatıldığı ortaya çıktı. Polis ve AFAD ekiplerinin Cumhuriyet Savcısı talimatıyla gerçekleştirdiği kazıda, kayıp başvurusunu yapan kız kardeşi H.E.T.’nin (22) ihbarı sonrası beton altından Nagihan’ın cesedi çıkarıldı. Olayla bağlantılı aralarında dayısı ve diğer aile üyelerinin de bulunduğu 9 şüpheliden 8’i “kasten öldürme” suçlamasıyla tutuklandı. Cinayetin mağdur ve faillerinin aile içi şiddet geçmişi, soruşturmanın seyri ve toplumsal yansımaları makalemizde detaylandırılmıştır.

---

1. Olayın Ortaya Çıkışı

1.1 Kayıp Başvurusu

• 22 yaşındaki H.E.T., kardeşi Nagihan Uyğur’un en son geçen yıl Nisan ayında evden ayrıldığı ve Eskişehir’de barlarda çalıştığı bilgisiyle yaklaşık 1 yıldır kendisinden haber alamadığını polis merkezine bildirdi .

1.2 İhbar ve İlk İnceleme

• Kütahya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Cinayet Büro Amirliği, H.E.T.’nin kayıp başvurusu üzerine geniş çaplı bir soruşturma başlattı.

• Polis ekipleri, cinayet ihtimali üzerine Nagihan’ın annesi Hatice Uyğur’un cezaevine girmesinin ardından dayısı Yaşar T. ile birlikte kaldığı Börekçiler Mahallesi Dutlu Sokak’taki binanın giriş katında zemininde anormal bir alan tespit etti .

---

2. Cesedin Bulunması ve Olay Yeri İncelemesi

2.1 Beton Altındaki Kuyu

• Cumhuriyet Savcılığı’nın talimatıyla polis, AFAD ve olay yeri inceleme ekipleri tarafından yapılan kazıda, evin girişindeki kuyunun üzeri betonla kapatılmıştı. Kazı çalışması sonucu Nagihan Uyğur’un cesedi beton altından çıkarıldı .

• Ceset, otopsi işlemleri için Kütahya Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.

2.2 Olay Yeri Bulguları

• Kazı alanında cenazenin yanı sıra olayın vahametini gösteren çeşitli deliller toplandı.

• Binanın 2024 Ağustos ayında 1 milyon TL’ye el değiştirdiği belirlendi; mülk satışı soruşturmayı derinleştiren bir unsur oldu .

---

3. Soruşturma ve Gözaltılar

3.1 Şüpheliler

• Soruşturma kapsamında dayısı Yaşar T., eşi Havva T. (49), imam nikahlı eşi Emine Ç. (35), kayınbiraderi Osman Ç. (37), Havva Eylül T. (40), Fatma Ç. (62), Efe Sıktı T. (20), Halil T. (23) ve kız kardeşi G.U. (15) olmak üzere 9 kişi gözaltına alındı .

• Gözaltına alınan 9 şüpheliden 8’i “kasten öldürme” suçlamasıyla tutuklandı .

3.2 Aile Geçmişi

• Dayı Yaşar T.’nin, 2011 yılında Hatay’da Nagihan’ın babası Mehmet Uyğur’u öldürdüğü iddiasıyla firari olarak arandığı, Şubat 2025’te yakalanarak cezaevine konduğu öğrenildi .

• Anne Hatice Uyğur’un ise 2018’de eşi Hatice Uyğur’u öldürdüğünü itiraf ettiği ve tutuklandığı ortaya çıktı .

---

4. Hukuki Süreç ve Ceza Süreçleri

• Tutuklanan şüpheliler, Kütahya Adliyesi’ne sevk edildi.

• Savcılığın “kan donduran” nitelendirdiği bu vakada, soruşturmaya bakan Cumhuriyet Savcısı detaylı otopsi, adli tıp raporu ve olay yeri inceleme tutanaklarıyla dosyayı ağırlaştırılmış müebbet hapis talebiyle mahkemeye sunacak.

• Aile içi cinayetlerin art arda yaşandığı bu bölgede, yargı süreci yakından takip ediliyor.

---

5. Toplumsal ve Medya Yankıları

• “Kan donduran cinayet” başlığıyla geniş yer bulan olay, toplumsal vicdanı sarsarken aile içi şiddetin görünmeyen boyutlarına dikkat çekti Mynet.

• Sosyal medyada ve yerel medyada “betonla gömme” olayı, infial yaratarak kadına yönelik şiddet politikalarının yetersizliğine ilişkin tartışmaları yeniden gündeme getirdi.

---

6. Sonuç

Kütahya’da 1 yıl önce kaybolan Nagihan Uyğur’un trajik ölümü; aile içi şiddetin, ihmalin ve istismarın birleştiği karanlık bir tablo ortaya koydu. Soruşturma sürerken, toplumsal farkındalık ve erken müdahale mekanizmalarının güçlendirilmesi için çağrılar yükseliyor.

Esentepe Mahallesi Büyükdere Caddesi’ndeki Çalık Holding’in önünde öğle saatlerinde Erol Eğrek’in silahla ateş ettiği ihbarı üzerine polis ekiplerince çalışma başlatıldı.

Çalışmalarda, 49 yaşındaki Erol Eğrek’in ruhsatlı silahıyla holding önünde bulunan saksıya 3 el ateş ettiği, daha sonra görevliler tarafından müdahale edilerek elindeki silahın alındığı belirlendi.

ŞİRKET SAHİBİYLE GÖRÜŞMEK İSTEMİŞ

Eğrek’in ekiplere, holdingin eski çalışanı olduğunu, şirket sahibiyle görüştürülmemesi üzerine bina kapısının dışındaki saksıya doğru ateş ettiğini söylediği öğrenildi.

Eğrek, yasal işlemler kapsamında darp raporu alınması için Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi’ne götürüldü.

HAYATINI KAYBETTİ

Doktor kontrolünden geçirilen ve baş, boyun ile göğsünde ağrı olduğunu belirten Eğrek, kısa süre sonra fenalaştı. Yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.

6 ŞÜPHELİ MAHKEMEYE SEV EDİLDİ

Olaya ilişkin 6 şüpheli gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen şüpheliler, savcılıktaki ifadelerinin ardından ‘kasten öldürme’ suçundan tutuklama talebiyle Nöbetçi İstanbul 12. Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi.

Şüphelilerden Adem Ateşoğlu, Salih Yılmaz, Semih Keser ve Ruşen Hayırlıoğlu tutuklanırken, diğer 2 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

ÇALIK HOLDİNG’TEN AÇIKLAMA

Holding de olaya ilişkin açıklama yaptı.

Açıklamada, Eğrek’in 10 yıl kadar önce, azınlık hissedarı olan yurt dışındaki bir fabrikada görev yaptığı belirtildi.

Daha sonrasında tüm haklarını alarak ayrıldığı belirtilen açıklamada, “Ancak bugüne kadar geçen 10 yıllık süreçte şirketimize karşı, haklarını almadığına dair birtakım iddialarla adli ve idari makamlara asılsız suçlamalarda bulunmuştur.” ifadeleri kullanıldı. 

Açıklamanın devamında ise “Başlatılan adli süreci yakından takip ediyor ve tüm yetkili makamlarla iletişim halinde hareket ediyoruz. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi adına, resmi makamların açıklamaları dışında yapılacak yorum ve spekülasyonlara itibar edilmemesini önemle rica ederiz.

Yaşanan hukuki süreçle ilgili gelişmeleri şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşmaya devam edeceğiz.” denildi.

Beşiktaş Ulus Mahallesi’nde daha önce mühürlenen spor salonunun sahibi Furkan Küçükaslan ile iş yerini şikayet eden ve aralarında bu yüzden husumet bulunan Sibel Malgir arasında tartışma çıktı. Tartışma kısa sürede büyüyerek kavgaya dönüştü.

İddiaya göre, boks hocası olan Furkan Küçükaslan, Sibel M.’yi kalçasından bıçaklayarak başına yumruk attı. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Aldığı bıçak ve yumruk darbeleriyle ağır yaralanan Sibel M., olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından Seyrantepe Hamidiye Etfal Hastanesi’ne kaldırıldı.

Hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenilen kadın tedavi altına alındı.

SALDIRGAN TUTUKLANDI

Olayın ardından kaçan Furkan Küçükaslan, kısa süre içinde polis ekipleri tarafından Nisbetiye Caddesi’nde yakalandı. Gözaltına alınan şüpheli, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği mahkemece ‘kasten yaralama’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Öte yandan, Sibel M.’nin de mala zarar verme ve çevreye rahatsızlık verme suçlarından kaydı bulunduğu, her iki tarafın da geçmişte birbirlerinden davacı ve şikayetçi olduğu öğrenildi.

“ABLAMIN ÖNÜNÜ 5-6 KİŞİYLE BİRLİKTE KESEREK SALDIRDI”

Sokak ortasında bıçaklanan Sibel M.’nin kardeşi Berivan M. yaşanan dehşet anlarını anlattı. Olayların bir süre önce mahallede açılan bir boks salonuyla başladığını ifade eden Berivan M., “Ablam bu salona bir süre gitti ancak erkek yoğunluğundan rahatsız olup bırakmak zorunda kaldı. Daha sonra salonun kapanış saatinden sonra, akşam 21.00 civarında iş yerinin önünde alkol alıp yüksek sesle konuşarak çevreye rahatsızlık vermeye başladılar. Bu nedenle evimizin camlarını filmlettik ve defalarca uyarıda bulunduk. Ablamı bıçaklayan kişi, ablamın önünü 5-6 kişiyle birlikte keserek saldırdı. O sırada ablamı bıçaklayan kişinin nişanlısı da koşarak gelerek ablama saldırdı. Bu saldırıda ablamın parmakları kırıldı. Konuyu yargıya taşıdık, uzaklaştırma kararı çıktı ancak dava daha sonra düştü” şeklinde konuştu.

“ARACINDAN İNİP ABLAMI ÜÇ YERİNDEN BIÇAKLADI”

Berivan M., “Birkaç ay sonra ruhsatsız olduğu tespit edilen boks salonu ve üst katındaki plates salonu (nişanlısına ait) kapatıldı. Ancak bu kapanmanın hemen ertesi günü, 9 Mayıs’ta, ablam iş görüşmesine gitmek üzere evden çıktı. Sokağın başında Furkan Küçükaslan pusu kurmuştu. Aracından inip ablamı üç yerinden bıçakladı. Ablam yere düşmesine rağmen tekmelemeye devam etti. Komşularımız ıslık çalıp yardıma koşunca arabasına binip olay yerinden kaçtı.

Ablam, onun yaklaşmakta olduğunu fark ettiğinde cep telefonuyla görüntü almaya çalıştı. Furkan Küçükaslan telefonu alıp cebine koyarak kaçtı. O telefon şu an kayıp. Kanıtları ortadan kaldırmaya çalışıyor. Amacı açıkça ablamı orada kendi başına ölüme terk etmekti” ifadeleri kullandı.

“HAYATİ TEHLİKESİ DEVAM EDİYOR”

Berivan M., “Şu an ablam yoğun bakımda. Bıçak darbelerinden biri çok derin ve hayati tehlikesi devam ediyor. İlk saldırıdan sonra mahalleye kuzenlerini gönderip çevredekileri tehdit ederek susturmaya çalıştı. Ancak olay sosyal medyada yayılınca, görgü tanıkları da ifade vermeye başladı. Biz bu vahşetin cezasız kalmasını istemiyoruz. Sesimizi duyurmak ve adaletin yerini bulması için bu olayı kamuoyuna taşıyoruz” dedi.