Sanat
Haldun Dormen: Türk tiyatrosu her zamankinden daha iyi durumda

Sanat hayatının 70. yılını kutlayan 96 yaşındaki sanatçı Haldun Dormen, sahneyle iç içe geçen yaşamını ve sanat yolculuğunu AA muhabirine anlattı. Sait Ömer Bey ile Nimet Rüştü Hanım’ın çocuğu Dormen, 5 Nisan 1928’de Mersin’de dünyaya geldi.
Usta sanatçı, Galatasaray Lisesi ile Robert Kolejdeki eğitiminin ardından ABD’de üniversiteye gitti ve tiyatrolarda çalıştı. Türkiye’ye 1954’te dönen sanatçı, Beyoğlu’nda Erol Günaydın, Nisa Serezli, Metin Serezli ve Erol Keskin ile Cep Tiyatrosunu kurdu. Dormen Tiyatrosunu 1957’de kuran sanatçı, tiyatroya ilgisinin doğuştan geldiğini belirterek, “Bu işlerin içinde olmayı düşünüyordum. Fakat Amerika’da okuduktan sonra tiyatrocu olarak kalmayı tercih ettim. Amerika’da tiyatronun özünü öğrendim. Çok iyi bir okula, Yale Üniversitesi Tiyatro Bölümü’ne gittiğim için gerçekten tiyatronun ne olduğunu, neler yapmamız ve hissetmemiz gerektiğini öğrendim.” dedi.
Haldun Dormen, ABD’de mezun olduktan sonra 4 yıl tiyatro sahnelerine çıktığını aktararak, şunları kaydetti:
“Hatta Hollywood’da sahneye çıktım. Meşhur sahnede başrol bile oynadım.Türkiye’ye dönme kararım hep vardı zaten. Hollywood’da bir kıvılcım oldu gibi ama ben Türkiye’ye döneceğim dedim. Amerika’daki iyi yaşamıma rağmen Türkiye’ye döndüm. Hiçbir zaman da pişman olmadım.”
“BEN ÇIKARIM DEDİM VE YÜZLERCE OYUN OYNADIM”
Sanatçı Dormen, Türkiye’ye döndükten sonra, öğrencilerine bir dost gibi hocalık yaptığını ve öğrencileriyle dostane bir ortamda çalıştıklarını ifade etti.
Üniversite yıllarında ABD’deki bir hocasından çok etkilediğini dile getiren usta sanatçı, şu bilgileri verdi:
“Ben 8-10 yaşlarında futbol oynarken ayağımı sakatladım, sakat kaldım. Olumlu bir insan olduğum için ‘Ben yaparım’, ‘Herkesten iyi dans ederim.’ dedim. Futbol oynayamıyorum ya bu tür şeyleri iyi yapmaya karar verdim. Tiyatroyu, sinemayı çok seviyorum. İyi bir yönetmen olacağım diye düşündüm. Sahneye çıkamam, ayağımda sakatlık var çünkü. Yale Üniversitesinde yönetmen olsanız bile, her hafta oyundan bir sahneyi oynamanız lazımdı. Jül Sezar’dan bir sahne oynuyordum. Sahne boştu, yürüyordum. Benim çok yararlandığım bir öğretmenim, dersten sonra, ‘İyiydin ama niye ayağınla komiklik yapıyordun. Hiç gerek yoktu.’ dedi. ‘Benim ayağım sakat. Ben komiklik yapmıyorum.’ dedim. Kadın kıpkırmızı oldu. Dedim ki, ‘Siz bana çok önemli bir şey öğrettiniz. Demek ki ben bu ayakla sahneye çıkabilirim’. O günden beri umurumda değil. Türkiye’ye döndüm. Bir eleştirmenimiz ‘Ayağın sakat, niye sahneye çıkıyorsun?’ dedi. ‘Ben çıkarım.’ dedim ve yüzlerce oyun oynadım.”
“TÜRK TİYATROSU HER ZAMANKİNDEN DAHA İYİ DURUMDA”
Dormen, Türk tiyatrosunun son yıllarda geçirdiği değişimleri çok beğendiğini söyleyerek, “Çok iyi yönetmenler ve çok iyi yazarlar yetişiyor. Yazar yetişmesi bence çok önemli. Cesur şeyler yapıyorlar. Bence Türk tiyatrosu her zamankinden daha iyi durumda. Bugünkü halimizle Türk tiyatrosunda dilimiz Türkçe olmasa, rahatlıkla dünya çapında bir tiyatro oluruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Genç oyunculara tavsiyelerde de bulunan sanatçı, “Bir tek tavsiyem var: ‘Yaparsın şekerim’. Bu iş tutku olmadan yapılamaz. Azim lazım. Umutsuzluk yok. Umutsuzluk yaratacak durumlar olabilir. Bizim sanatçı olarak bu durumları kabul etmememiz lazım. Kendi kendinize ‘Yaparsın şekerim.’ diyeceksiniz.” diye konuştu.
Usta sanatçı, genç tiyatrocuları yetiştiren bir eğitmen olarak başarıya giden yolun “sevmek” olduğunu vurguladı ve şu bilgileri verdi:
“Tiyatroyu, hayatı, insanları sevmek… Tiyatroyu severseniz çok iş başarırsınız. Umutsuzluğa kapılmamak lazım. Tiyatroda özellikle bir oyununuz tutmayabilir. Çok beğendiğiniz bir rolde başarısızlığa uğrayabilirsiniz. Vazgeçmeyeceksiniz. Onu değiştirecek şeyler yapacaksınız. 70. yıla kadar geldim. Nasıl geldim, ben de bilmiyorum ama geldim.”
“TİYATRODAN ÇIKARKEN ARABAMI HAVAYA KALDIRDILAR. O KADAR BEĞENDİLER”
Oyunlarda partnerleriyle çalışmaktan çok keyif aldığını dile getiren Dormen, “Rahmetli Ayfer Feray ile birçok oyunda birlikte oynadık. Çok iyi oyuncuydu. Nevra Serezli’yle çok iyi oyunlar oynadık. Onlarla oynamak çok keyifliydi. Fakat benim en çok beraber oynadığım kişi Metin Serezli’ydi. Aşağı yukarı 24 oyunda başrol oynadık karşı karşıya. Çok keyif alıyordum Metin’le oynamaktan çünkü artık birbirimizi çok iyi tanıyorduk. Allah rahmet eylesin. Yeri çok boş kaldı.” açıklamasını yaptı.
Haldun Dormen, en heyecanlandığı eserin 1961’de rol aldığı müzikal oyun “Sokak Kızı İrma” olduğunun altını çizerek, “Paris’te görmüştük. Betül’le (Mardin) evliydim. Betül’e ‘Ben bu oyunu Türkiye’de yapmak istiyorum.’ dedim. ‘Deli misin?’ dedi ve yaptık. Çok zor şartlar altında yaptık ama yaptık. Çok heyecanlandım, olur mu olmaz mı diye. Çok başarılıydı.” ifadelerini kullandı. Dormen Tiyatrosunun nasıl kurulduğunu da anlatan usta oyuncu, şunları söyledi:
“Dormen Tiyatrosu hiçbir zaman Haldun Dormen Tiyatrosu olmadı. Bizim tiyatromuz oldu. Bütün oyuncuların kurduğu tiyatro oldu. Bu yüzden hiçbir zaman benim tiyatrom diye söz etmedim. Hep bizim tiyatromuz diye söz ettim. Ben 1960’lı yıllarda tiyatroyu kurduğumdan beri Anadolu’nun her köşesine gittim. Her yerde büyük ilgiyle karşılandım. Mesela ‘Sokak Kızı İrma’nın ilk turnesi Gaziantep’teydi. Korkuyorduk. İyi anlamda, kıyametler koptu. Tiyatrodan çıkarken arabamı havaya kaldırdılar. O kadar beğendiler.”
1981’de sahneye koyduğu “Lüküs Hayat” oyununun yıllarca oynanmasının Ekrem Reşit Rey ve Cemal Reşit Rey’in dehasının bir göstergesi olduğunu belirten Dormen, oyunun 30 sene sahnelendiğini yine sahnelense yine seyircilerin salonları dolduracağını, şarkılarının vazgeçilmez olduğunu dile getirdi.
Sanat
OneRepublic konserine geri sayım

OneRepublic konseri için sayılı gün kaldı. Grubun vokalisti Ryan Tedder, Türk hayranlarına video mesaj gönderdi. Beşiktaş Kültür Merkezinden (BKM) yapılan açıklamaya göre, grup, BKM’nin 30. yılında açık hava konserlerinin açılışını yapacak.
Tedder, yayınladığı videoda şu ifadelere yer verdi:
“Merhaba Türkiye, ben OneRepublic’ten Ryan Tedder. Yeniden İstanbul’a gelmek için sabırsızlanıyoruz. Dünyadaki en sevdiğim şehirlerden biri. Her seferinde İstanbul’da harika zaman geçiriyoruz. Bu sefer klasik hit şarkılarımızın yanı sıra yeni albümümüzden de bazı şarkılar seslendireceğiz. Gerçekten geliyoruz ve bu sefer çok heyecanlıyız. Açıkhava konserlerinde açılışı biz yapıyoruz. 30 Nisan’da Maximum Uniq Açıkhava’da görüşmek üzere.”
Colorado’da 2002’de kurulan grup, şarkıcı, söz yazarı ve baş vokalist Ryan Tedder, gitarist Zach Filkins ve Drew Brown, klavyeci Brian Willett, basçı ve çellist Brent Kutzle ve davulcu Eddie Fisher’dan oluşuyor.
Sanat
Piri Reis’in hikayesi sahnede

Osmanlı’nın yetiştirdiği önemli değerlerden biri olan Muhyiddin Piri Bey’in hayatını konu edinen “Piri Reis” balesi, Samsun Devlet Opera ve Balesince tekrar sahneye taşınıyor. Dünya prömiyeri 2014’te Mersin Devlet Opera ve Balesince yapılan eserin müzikleri Can Atilla’ya, koreografi ve librettosu Armağan Davran ve Volkan Ersoy’a ait.
Görkem Cengiz yönetiminde sahneye taşınan, dekoru Savaş Camgöz, kostümleri Gülay Korkut imzasını taşıyan eserin video projeksiyonunu Ahmet Şeren, ışık tasarımını ise Oğuz Murat Yılmaz yapıyor.
Son provaları tamamlanan eser, Aydın Gün Salonu’nda yarın yapılacak prömiyerin ardından 28 Nisan Pazartesi günü yeniden beğeniye sunulacak.
“55 KİŞİLİK TEKNİK EKİP GÖREV ALDI”
SAMDOB Sanat Teknik Müdürü Talip Ata, AA muhabirine, çok kıymetli bir esere hazır olduklarını söyledi. Son temsili 2018’de gerçekleştirilen eseri, revizyon yaparak sahneye hazır hale getirdiklerini anlatan Ata, eserde 55 kişilik teknik ekibin görev aldığını bildirdi. Sahnelenecek eser için heyecanlı olduklarını belirten Ata, “Defalarca izlememe rağmen yine oturup izleyeceğim. Bütün sanatseverlerin de beğeneceğine hiç şüphem yok.” dedi.
Sanatseverleri 1 saat 20 dakikalık bir serüvenin beklediğini dile getiren Ata, şu ifadeleri kullandı:
“Can Atilla’nın müzikleriyle esrarengiz bir yolculuğa çıkacağız. Bütün seyircilerimiz kendini sanki Piri Reis’in gemisinin içindeymiş gibi hissederek okyanuslara yol alacak. Bütün sanatseverlerimiz kendini bambaşka bir dünyada hissedecek. Mısır’a gidecek, Afrika ülkelerine gidecek. Bambaşka maceralarla birlikte Piri Reis balemizi izleyeceğiz.”
“DUYGUYU RENK TONLARIYLA İFADE ETMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Işık tasarımcısı Oğuz Murat Yılmaz, eseri daha önce Tayland ile Japonya’da da sahnelediklerini ve çok beğeni aldıklarını kaydetti.
Eserdeki ışık tasarımının öneminden bahseden Yılmaz, “Piri Reis’in hayat hikayesinden verdiğimiz kesitlerde, fırtınalı denizlerde yolculuğu, bu yolları nasıl aştığını, Rodos Kalesi’ne nasıl geldiğini renk tonlarıyla sahneye taşıyoruz ve duyguyu renk tonlarıyla ifade etmeye çalışıyoruz. Bu bizde çok değişik duygular uyandırıyor. O dönem yapılan zor işlerin farkına varıyoruz.” dedi.
Eserde repetitör olarak görev yapan Emre Örgüt de Piri Reis rolünü 2018 yılında kendisinin canlandırdığını, şimdi ise esere sanatçıları hazırladığını söyledi. Çok güzel bir görsel şölenin sanatseverleri beklediğini belirten Örgüt, “Yaklaşık bir aydır çalışıyoruz. Başrol sanatçılarıyla biraz daha önce çalışmaya başladık. Özellikle Piri Reis’in yükü çok ağır. Kızların iş yükü tabii ki ayaklarına giydikleri pointlerden dolayı zor. Bunların yanında Piri Reis zaten başrol olduğu için bütün iş yükü aslında onda. Hikayeyi anlatan da yazan da çizen de o.” diye konuştu.
“Hokka” rolünü üstlenen Merve Gürer, eserde Piri Reis’in dünya haritasını çizerken yaptığı yolculuğa tanıklık edildiğini anlatarak, “Seyircilerimizi bekliyoruz. Daha önce çok sevilmişti eser. Bizim Türk tarihçimiz ve denizcimiz. O yüzden onu tanıtmak bize düştü.” ifadelerini kullandı.
“Piri Reis” rolüne hayat veren Yerkinbek Aubakirov ise büyük bir sorumluluk taşıdığını, muhteşem müziklerle sanatçıların eserde büyük bir performans göstereceğini ve tüm seyircileri heyecanla beklediklerini kaydetti.
PİRİ REİS HAKKINDA
Gelibolu’da doğan Muhyiddin Piri, amcası Kemal Reis’in yanında dünyayı gezdi ve ilerleyen dönemlerde üstün denizcilik yetenekleriyle etkilediği Osmanlı paşaları sayesinde Osmanlı donanmasında yer aldı.
15. yüzyılda yaşayan ünlü denizci, Amerika’yı da gösteren dünya haritaları ve “Kitab-ı Bahriye” adlı denizcilik kitabıyla ölümsüzleşti. Çizdiği haritalarda ve yazdığı kitaplarda gittiği yerleri haritalandırmanın dışında kültürel yapısından da bahseden ünlü denizci, dönemin kültürel coğrafyasına ışık tuttu.
Sanat
45 yaşında dudak kanserine yakalandı: Eski kaleciden sokaklara sanat dokunuşu

“URLA’DA 350 ÇÖP KONTEYNERİNİ BOYADIM”
Gençliğinde yaklaşık 20 takımda oynadığını ifade eden Atilla Uçan, “En son Aydınspor’da oynadım. Urla Masterler Spor Kulübü’nde kaleye geçiyorum. Sporculuk yanım bir tarafa, sanata olan düşkünlüğüm de var. Çocukluğumdan beri Aydınspor’un kamplarında bile odada resim yapardım. Urla’nın sokaklarını, mekanlarını her şeyini dekore etmeye, elimden ne geliyorsa yapmaya çalışıyorum.
-
Ekonomi4 gün önce
Eskişehir’de Ormanlık Alanda Yakılarak Öldürülen 30 Yaşındaki Kadın Dehşeti: Sadece Saç ve Kemik Kaldı
-
Gündem2 gün önce
Şanlıurfalı Genç İşçi 3 Günlük Korkunç İşkenceyle Yüzleşti: Dişleri Kırıldı, Hamam Böceği Yedirildi
-
Gündem1 hafta önce
Ünlü İsimlerden Sırrı Süreyya Önder’e Destek: “Sakın Ölme Sırrı Abi… Benimle Yine Dalga Geç!”
-
Son Dakika1 hafta önce
Son Dakika: Şakir Paşa Ailesi Konakta Yangın! 1 Ölü – Tüm Detaylar
-
Gündem1 hafta önce
Kayınvalidesini hamile bırakmıştı! Arsız damadın babası konuştu: Oğlum sapıktır
-
Gündem2 gün önce
“Silivri’de 6,2’lik Depremin Derinden Gelen Uğultusu: Sismik Kayıtların Ardındaki Gerçek”
-
Son Dakika7 gün önce
Oyuncu Sevil Akdağ Arkadaşını Öldürdü: Fatih İskenderpaşa’daki Cinayet Olayının Tüm Detayları
-
Son Dakika3 gün önce
İstanbul’da 6.2 Büyüklüğünde Korkutan Deprem: Vatandaşlar Panikle Sokağa Döküldü Medyatava +4